Gazze Şeridi'ni nasıl bir son bekliyor?

Bu sorunu çözmek için uluslararası bir konferans düzenlenebilir ya da Arap-İsrail müzakereleri başlatılabilir

İsrail resmi makamları Gazze Şeridi'ndeki krizin tamamen çözülmesi için üç aşamalı bir askeri harekattan bahsediyor (AFP)
İsrail resmi makamları Gazze Şeridi'ndeki krizin tamamen çözülmesi için üç aşamalı bir askeri harekattan bahsediyor (AFP)
TT

Gazze Şeridi'ni nasıl bir son bekliyor?

İsrail resmi makamları Gazze Şeridi'ndeki krizin tamamen çözülmesi için üç aşamalı bir askeri harekattan bahsediyor (AFP)
İsrail resmi makamları Gazze Şeridi'ndeki krizin tamamen çözülmesi için üç aşamalı bir askeri harekattan bahsediyor (AFP)

Tarık Fehmi 

İsrail ile Hamas hareketi arasındaki mevcut çatışmalarda durum neye yol açarsa açsın, İsrail kapsamlı ya da kısmi bir operasyona yönelsin veya yönelmesin, yaşanacaklar Gazze Şeridi'nin kaderiyle bağlantılı.

Bu durumun bölgede yol açacağı gelişmeler, önümüzdeki dönemde bölgenin geleceğini etkileyecek olan mevcut olaylarla ve pratik senaryolardan ziyade geleceğe yönelik teorik senaryolarla ilgili.

Siyasi ve askeri eylemler üzerine şimdiden tahminler yürütülüyor. Söz konusu iki konu, yaşananları sona erdirmeye yönelik uluslararası ve Arap çabaları ışığında çakışıyor.

Filistin Yönetimi, Filistin topraklarını ve komşu ülkeleri birlikte etkileyen gelişmelere yakın olduğundan yeni bir siyasi yolun başlatılması Gazze'deki mevcut meselelerin el alınma yöntemini muhakkak değiştirecektir.

Karmaşık yol haritası

İsrail resmi makamları Gazze Şeridi'ndeki krizin tamamen çözülmesi için üç aşamalı bir askeri harekattan bahsediyor.

Bu durum, belirli seçenekler ve ilan edilmiş hususlar etrafında döndüğü için operasyonların tahmin edilen gidişatından ne beklendiği ile ilgili.

İlk eğilim, Hamas hareketinin ve askeri yapısının kökünü kazımaktır. Bu eğilim, büyük bir gayret, yoğun bir çaba ve askeri çatışma yöntemlerinin geliştirilmesini gerektiriyor.

Askeri çatışmalar birkaç ay sürebilir. Bu ise askeri kurum içinde devam eden çöküş hali çerçevesinde İsrail'in ekonomik olarak dayanabileceği bir şeydir.

'Ertesi günün' sonuçlarından korkmak, İsrail'e pahalıya mal olabilir ve toplum içinde daha fazla gerginliğe yol açabilir.

İsrail'in içeriden ve dışarıdan askeri harekata girişmemesi yönünde art arda gelen siyasi uyarılar olsa da İsrail böyle bir şeye girişebilir.

Hamas'ın Gazze Şeridi'nden sürülmesi ya da varlığına son verilmesi yönündeki bu eğilim, geleneksel olmayan kabiliyetler ve takip gerektirebilir.

Bu da İsrail'in belirli bir zamanda Hamas'ın ve İslami Cihad Hareketi başta olmak üzere diğer Filistinli grupların varlığına son veremeyeceği anlamına geliyor.

İkinci eğilim, belirli bir teoriye göre hareket etmektir. Bu eğilim, rehinelerin serbest bırakılması olasılığı için gerçek bir fırsat veren askeri eylem çerçevesinde gerçekleşebilir.

Bu aynı zamanda istihbarat ve güvenlik çalışmalarının rolü olarak bilinen şey aracılığıyla mümkün olur.

Söz konusu eğilim ayrıca, ABD'nin büyük koordinasyonu ve istihbarat unsurları aracılığıyla gerçekleşmektedir ki, bu da sahada gerçek hedeflere ulaşmak için askeri ve sivil iki konunun birlikte ilerleyeceğini teyit eder.

Böylece İsrail, kendisine çatışmayı uzun süre devam ettirme imkanı elde edecektir.

Üçüncü eğilim, şu an bölgede yaşanan durum, İsrail'in mevcut süreçten uygun sonuçlar elde etme ve ABD yönetimiyle iletişim kapısını kapatma kararlılığıdır.

Çünkü bu şekilde barış için yalvarılması, İsrail'in adımlarını ilerletmesini sağlayabilecektir.

Özellikle de siyasi ve stratejik anlaşmalara kapı açabilecek herhangi bir güvenlik düzenlemesi iki tarafla sınırlı kalmayacağından bu, Mısır'ın ulusal güvenliğine zarar verebilir.

Dördüncü eğilim, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik hazırlıklarını dar hesaplara göre düzenliyor olmasıdır.

Belki de bu husus başka cephelerin açılmasına, yani başta Hizbullah olmak üzere büyük karşıt cephelerden gelebilecek tehlikelere karşı bir uyarı niteliğindedir.

Daha önceki çatışmalar tarihinde benzeri görülmemiş bir gerilim durumu ortamında bu durumun gerçekleşmesi beklenir.

İsrail bu noktada Filistin meselesinin çözümü için uluslararası bir konferans toplanmasına, çatışmayı belli bir seviyede tutmaya çalışan uluslararası siyasi gücün gölgesinde yeni hesaplar için bir giriş noktası oluşturmak adına yanıt vermeyecektir.

Ortaya atılan senaryolar

İsrail şu anda en yüksek siyasi ve partizan kazanımları elde etmek için çatışmayı sürdürmeyi düşünüyor. Hükümetin ve üst düzey yetkililerin üzerinde çalıştığı şey de budur.

Şu anki durum, çeşitli seçenekler ışığında mesele bir süre daha devam etse bile, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumla kararlı olma becerisiyle başa çıkarak bu merhaleyi atlatmaya çalıştığını doğruluyor.

Kuzeyde başlayan çatışma, merkeze ve güneye doğru ilerleyerek, bölgeyi kantonlara bölme stratejisini dayatıyor.

Bu ise meselenin, sahadaki güvenlik ve istihbarat vizyonuyla bağlantılı olduğunu teyit ediyor.

Dolayısıyla askeri eylem, ateşkesin ardından müzakereleri zorlayacak ve Hamas hareketinin geleceği hakkında konuşmanın başlayacağını gösteriyor.

Hamas, sonuçları ne olursa olsun Gazze Şeridi'ni savunmak için oldubitti stratejisi çerçevesinde gerçek ve olası ihtimallerle bağlantı kuracaktır.

Bu da Gazze Şeridi'ndeki durumun kuşatmaya ve kesintiye rağmen devam etmesi, yani meselenin uzun süreli bir aşamaya geçmeyeceği anlamına gelmektedir.

Çatışmanın uzaması, İsrail'in içeride uğraştığı baskılarla kaybedeceği uzun bir savaş olacağı beklentisini ortaya çıkarıyor.

Mevcut durumun birkaç ay devam etmesi, yeni çatışmaların yaşanması, durumu sakinleştirmeye yönelik tüm çabaların başarısız olması ve esirlerin Gazze Şeridi'nden çıkarılmaması halinde İsrail kamuoyundaki memnuniyetsizliğin artması bekleniyor.

Mevcut durumda meselenin; otoriteyle mi, Filistin Yönetimi'yle mi yoksa Gazze'nin uluslararası veya Avrupa çerçevesinde ya da Birleşmiş Milletler (BM) dışından bir eylemle doğrudan bir yetki altına sokulmasıyla mı bağlantılı olacağı soru işareti oluşturuyor.

Bu durum, Gazze Şeridi'ni dar çemberde tutma meselesinin ötesine geçebilir. Zira Mısır da dahil olmak üzere komşu ülkeler, Gazze Şeridi'nin geleceği hakkında daha fazla siyasi ve stratejik tartışma yaratabilecek herhangi bir uzlaşmacı çözümü kabul etmeyecektir.

Çünkü Hamas'ın her halükârda yok olmayacağı ya da stratejik yapısını dağıtmayacağı beklentisiyle hareket edilmektedir. Dahası Hamas'a alternatif başka bir örgüt inşa etmek de akıllara gelebilir.

Ancak bu pek olası bir senaryo değildir. Aynı zamanda İsrail'in de Gazze'deki operasyonları sona erdirmek ve mücadelesini farklı politikalar üzerine inşa etmek için 'ertesi günü' bekleyen çok fazla alternatifi bulunmuyor.

Alternatif seçenekler

İsrail'in Gazze'de çok fazla seçeneği olmadığı ve özellikle de şu anda kendi lehine işleyen benzeri görülmemiş bir uluslararası destekle hareket ettiği için olacaklara karşı hazırlıklı olduğu doğrulanabilir.

Bu da siyasi ve askeri düzeylerde olup biten hataları giderebilecek alternatif seçenekler üzerinde çalışmayı gerektirir.

Bu durum, İsrail'in oldubitti stratejisini kabul etmekle başlayıp, durumu sakinleştirmek, Gazze Şeridi'ne ulaşmak ve Gazze Şeridi'ni uluslararası gözetim ya da koruma altına alma stratejisiyle sona eren gerçek seçeneklerle yüzleşmeye başlayabileceğini gösterir.

Böylece İsrail, Gazze Şeridi'nin mevcut statüsüyle devam etmesi sorununu gündeme getirmeye devam edecektir.

Şimdi İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzey bölgesini tamamen kesmek istiyor. Çünkü ateşkes anlaşmasına göre Gazze'nin gerçek alanı 555 kilometrekareydi.

İsrail bunun 193 kilometrekaresini yani ateşkes hattını ana ateşkes anlaşmasına aykırı olarak kesti.

Ayrıca 34,5 kilometrekarelik, bazı yerlerde 60 kilometrekareye kadar çıkan bir alanı da bölge sakinlerinin yaklaşmasının yasak olduğu alanlar olarak ayırdı.

Güç sahnesi

Gerçek şu ki, sistematik güç kullanımı, İsrail'in güvenliğini, istikrarını ve hatta bölgedeki varlığını yok edebilecek karmaşık uzun süreli bir çatışmayı çözemez.

Aslında meseleyi çözme yeteneği, İsrail toplumunu kontrol eden güçlerin yokluğunda İsrail'in hayatta kalacağını takdir ederken ordunun duygusal yaklaşımına herhangi bir mevcut yaklaşımdan daha fazla öncelik vermeyi gerektirir.

Mevcut hükümet, Siyonist projenin yeni bir ulusal güvenlik teorisi inşa etme eğilimiyle başardıklarının yeniden okunmasını gerektiren bir çöküş ve başarısızlık halindedir.

Buna karşılık, iki devletli çözüm İsrail-Filistin çatışmasını çözmenin tek yoludur. 1949'dan 1967'ye kadar tanımlanan Yeşil Hat, iki devlet arasındaki sınırlar için temel teşkil edebilir.

Sonuç:

Gazze Şeridi'nin geleceğinin belirlenmesi uluslararası standartlara tabi olacaktır.

Gazze Şeridi'nin kaderini belirlemek için uluslararası bir konferans düzenlemek ya da bu meseleyi çözmek için Arap-İsrail müzakerelerini başlatmak mümkün olabilir.

Bu bağlamda Gazze Şeridi uluslararası bir pozisyona sokulabilir. Çözüm aşamasını kabul edeceği ve özellikle bölgenin kaderini belirlemede bir ortak olacağı için İsrail'e güvence verilebilir.

Aksi takdirde İsrail, bölgenin demografik yapısıyla oynayacaktır.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
TT

Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'a karşı başlattığı saldırıdan önce, ABD, İsrail, Hamas ve İran arasında Gazze konusunda geniş kapsamlı müzakereler yürütüldüğünü açıklamıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Gazze'de tutulan rehinelerin durumuyla ilgili ciddi ilerlemeler kaydedildiğini doğruladı.

Ancak İsrail'in İran'a sert bir askeri darbe indirmesi, Gazze meselesinin çözülmesine ve ateşkes anlaşmasına varılmasına katkıda mı bulunacak, yoksa bölgedeki ateşkes müzakerelerini olumsuz yönde mi etkileyecek?

Darbe öncesi çabalar

İsrail, İran'ı 7 Ekim 2023 saldırılarını finanse etmekle suçluyor. Bu suçlamayı dayandırdığı nedenlerden biri Hamas Hareketi’nin Tahran'ın bölgedeki uzantılarından biri olarak görmesi ve Hamas ile İran arasında uzun soluklu ve güçlü ilişkiler olmasıdır.

Mevcut bilgilere göre ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Filistin asıllı Amerikalı akademisyen ve siyasi aktivist Bishara Bahbah, İsrail İran'a ağır bir darbe indirmeden önce, ABD ile İran arasında İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerle eş zamanlı olarak Gazze konusunda bir anlaşma metni üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmışlardı. Bu çabalar, ABD ile İran arasındaki müzakerelerle eş zamanlı olarak yürütülüyordu.

İsrail'in İran'a yönelik askeri saldırısı öncesinde, arabulucular Katar ve Mısır, ABD ile Gazze ve İran meselelerine dair görüşmeler yaptılar. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Washington ile Tahran arasındaki müzakerelerin gelişmeleri ve Gazze'deki savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılması için Witkoff ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Tüm bu çabalar, Katar'ın Witkoff'un ateşkes önerisine ilişkin yenilikçi ve değiştirilmiş bir formül sunmasının ardından gerçekleşti. O sırada Hamas'ın geçici lideri Halil el-Hayya, "Gazze'deki savaşı durdurmaya yönelik bir dizi fikir aldık. Witkoff'un önerisine açığız. Ancak savaşı kalıcı olarak sona erdirmek ve İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesini sağlamak için daha güçlü güvenlik garantileri gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre bu çabalar Tahran'ın doğrudan bilgisi dahilinde gerçekleştirildi. Trump, ilk kez Gazze'de ateşkes dosyasına doğrudan müdahale ederken bunu, “Gazze şu anda bizim, Hamas ve İsrail arasında yürütülen büyük müzakerelerin ortasında ve İran da bu müzakerelere katılıyor. Gazze'de neler olacağını göreceğiz. Rehineleri geri almak istiyoruz” şeklindeki heyecan verici açıklamasıyla duyurdu.

Ardından Netanyahu, esir takası ve Gazze'deki ateşkes müzakerelerinde önemli ilerleme kaydedildiğini söyledi ve ardından üst düzey bakanlarıyla bir toplantı yaptı. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, rehinelerle ilgili anlaşmayı sağlamaya kararlı olduklarını ve ilerleme kaydedildiğini söyledi.

İsrail şartlarını koyuyor

Ancak İsrail'in İran'a saldırmasının ardından Gazze dosyasıyla ilgili tüm bu gelişmelere endişeyle bakılırken, Hamas bu eksene olan bağlılığını yeniden teyit etti ve tutumunda değişiklik yapmadı. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının tehlikeli olduğunu, bölgede patlamaya yol açabileceğini ve bunun Netanyahu'nun bölgeyi açıkça bir savaşa sürükleme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi.

İsrail'in saldırısı, Gazze'deki savaşın gidişatını etkiliyor. Siyasi ve askeri gözlemciler, savaşın gidişatı ve ateşkesin Tahran ile Tel Aviv arasındaki askeri gelişmelere bağlı olarak değişebileceğini ve bir anlaşmaya varılabileceği gibi, tarafların tutumlarının sertleşebileceğini belirtiyorlar.

Siyasi araştırmacı Macid Ebu Herbid, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“İsrail, bölgede zaferler kazandığına ve İran'a karşı ezici bir galibiyet elde ettiğine inanıyor. Bu durum Netanyahu'yu, kazanan tarafın şartları belirlediği kuralına göre şartlarını ve taleplerini sertleştirmeye iten bir coşkuya kapılmasını sağlarken Gazze konusunda yenilgiye uğradığına inandığı Hamas'ın bu şartlara uyması gerektiğini düşünüyor.”

Ebu Herbid, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hamas her şeyi kaybettiğini düşünüyor olabilir ve bu yüzden tek seferde kapsamlı bir anlaşma imzalamakta ısrarcı bir tutum sergileyebilir. Bu durum toprak üzerindeki kontrolünü kaybettikten sonra kaybedecek başka bir şeyi kalmadığından kaynaklanıyor."

Ebu Herbid'e göre İsrail'in İran'a yönelik saldırıları Gazze dosyası üzerinde hızla etkili olmayacak. Yani ne Hamas ateşkes için acele edecek ne de İsrail anlaşmaya varmak ve rehinelerin serbest bırakılması için acele edecek. Siyasi araştırmacı, her iki tarafın da önceliklerini değiştirmek için Tahran'daki çatışmalardaki gelişmeleri beklediğini belirtti.

“İran ateşkesi engelleyebilir”

Askeri bilimler alanında öğretim görevlisi Muaviye Vasif ise İsrail ile İran arasındaki gerginliğin Gazze'deki ateşkes sürecine hizmet etmediğini söyledi. Vasif’e göre Netanyahu, Tahran'ı vurma planlarıyla meşgulken, Hamas durumu izliyor ve müzakere edecek birini bulamıyor. Bu yüzden Gazze'deki durum olduğu gibi kalabilir.

Vasif, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Trump'ın açıkladığına göre İran, İsrail ile Hamas arasında Gazze konusunda yürütülen görüşmelere dahil olduğundan, herhangi bir öneriyi reddederek Hamas’ı etkileyecektir. Ayrıca ABD ile yürüttüğü görüşme ve müzakerelerde şartlarını sertleştiriyor ve bunları hiçbiri, kısa süreliğine de olsa bir ateşkese varılmasını isteyen Gazze halkının yararına olmayacak.”

Hamas'ın şu anda zayıf bir konumda olduğunu ve Tel Aviv'in İran'la savaşla meşgul olması nedeniyle İsrail'e Gazze'de ateşkes için baskı yapamayacağını söyleyen Vasif, Tahran'daki gerginliğin Gazze'deki çatışmaları hafifletebileceğini, ancak Netanyahu'nun şu anda zafer kazandığına inandığı için ateşkes görüşmelerini etkilemeyeceğini belirtti.

Güvenlik araştırmacısı Vail el-Mubeyyed ise farklı bir görüşe sahip. İsrailli bakanların İran'a yönelik saldırıyla meşgul oldukları bir ortamda Netanyahu'nun Gazze'deki ateşkes dosyasını gündeme getirebileceğini söyleyen Mubeyyed, “Tel Aviv hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar İsrail'in Tahran'a yönelik saldırılarıyla meşguller ve şu an Gazze ile ilgili hiçbir şeye karşı çıkmıyorlar. Bu yüzden yakında Gazze'de bir ateşkes sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hamas ne düşünüyor?

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları yok oluyor. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının Gazze'deki sükuneti bozduğunu, Netanyahu'nun kibirli bir tavır sergilediğini ve Gazze'deki krizi kasıtlı olarak derinleştirerek bölgedeki gelişmelerle ilişkilendirdiğini söyledi.

İran’a yönelik saldırının Gazze'ye bazı yansımaları söz konusu ve Netanyahu, Hamas'ın müzakere turlarında gösterdiği esnekliğe rağmen savaşı sona erdirmek istemiyor. İsrail'e göre Gazze'deki savaşın sona ermesi bölgesel meselelerle ilişkili ve Tel Aviv bölge haritasını kendi istediği şekilde yeniden çizmeyi planlıyor. Gazze'de olanlar da bu planın sadece bir parçası.