BM: Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki 800 bin Filistinli yardım alamıyor

Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze'nin Han Yunus kentindeki geçici kampta çadırlarının dışında yemek pişiriyorlar (Reuters)
Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze'nin Han Yunus kentindeki geçici kampta çadırlarının dışında yemek pişiriyorlar (Reuters)
TT

BM: Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki 800 bin Filistinli yardım alamıyor

Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze'nin Han Yunus kentindeki geçici kampta çadırlarının dışında yemek pişiriyorlar (Reuters)
Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze'nin Han Yunus kentindeki geçici kampta çadırlarının dışında yemek pişiriyorlar (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), kritik güvenlik durumunun bir sonucu olarak, yakıt da dahil olmak üzere yardımların yaklaşık son iki haftadır yalnızca Gazze Şeridi'nin güney kesimindeki insanlara ulaştığını açıkladı.

Açıklamada, yardımların Gazze Şeridi ve hala yüzbinlerce insanın bulunduğu kuzeydeki diğer bölgelere dağıtılamayacağı aktarıldı.

OCHA, kuzeydeki insanların çoğunun yemek yapamadığı için çiğ sebzeler ve bulabildikleri birkaç olgunlaşmamış meyveyle hayatta kaldıklarını bildirdi. Ayrıca, fırınların çalışmayı durdurduğu, çiftçilerin tarlalarıyla ilgilenemediğini, yiyecek ve su olmadığı için hayvanların da kesildiği aktarıldı.

OCHA, Batı Şeria'daki Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'nun rakamlarına dayanarak, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki vatandaşların sayısının 800 bin olduğunu tahmin ediyor.

Gazze Şeridi’nin kuzeyi ve Gazze’nin iç kesimleri, 27 Ekim'de kara operasyonlarının başlamasından bu yana başta El Kassam Tugayları, Kudüs Tugayları ve İsrail güçleri olmak üzere çeşitli silahlı gruplardan Filistinli savaşçılar arasında şiddetli çatışmalara tanık oldu. Bu durum binlerce kişiyi evlerini terk ederek Selahaddin Caddesi üzerinden güneye doğru gitmeye zorladı. Geride kalanlar ise yaşanan çatışmalar ve aralıksız bombalamalar nedeniyle zor şartlara maruz kaldı.

Hamas hareketinin İsrail’deki kamp ve yerleşim yerlerine ani saldırısının ardından İsrail, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ni bombalamaya başladı. İsrail, Gazze Şeridi'nde çoğunluğu sivil 13 bin kişinin ölümüne neden oldu. Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail saldırıları sonucu 5 bin 500 çocuk, 3 bin 500 kadın öldü.



Gazze anlaşmasının sağlamlaştırılması ve tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizinin çözülmesi için çabalar yoğun olarak sürüyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Gazze anlaşmasının sağlamlaştırılması ve tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizinin çözülmesi için çabalar yoğun olarak sürüyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması, anlaşmanın bozulacağına dair endişelerle birlikte arabulucuların yoğun çabalarına sahne oluyor. Gazze Şeridi’nin Refah kentinde tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizi devam ederken, bir ay önce imzalanan anlaşma uyarınca ölen tüm İsrailli rehinelerin kalıntılarının iadesi henüz tamamlanamadı.

Tüm bu gelişmelerle birlikte ABD'nin özel temsilcileri Steve Witkoff ve Jared Kushner'ın İsrail'i ziyaret etmeleri bekleniyor. Ziyarette Mısır ve Katar’daki görüşmelerde anlaşmanın ikinci aşamasındaki düzenlemelerin yanı sıra özellikle de Gazze Şeridi'nin yönetimi ve bölgedeki uluslararası güçlerin yetkileriyle ilgili düzenlemeler arasında sıkışıp kalan Hamas üyeleri krizinin ele alınması amaçlanıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli bir uzman, arabulucuların anlaşmayı pekiştirmek, ilerletmek ve onu baltalamaya yönelik her türlü girişimi engellemek için çalıştıklarına inanıyor.

İsrail haber kanalı iNews24, Witkoff'un 10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana Refah'taki tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizini görüşmek üzere Kushner ile birlikte bu hafta İsrail'i ziyaret etmesinin planlandığını bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı olan Kushner, 10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana Refah'ta mahsur kalan Hamas üyelerinin krizini görüşmek üzere bu hafta İsrail'i ziyaret edecek. İsrail Yayın Kurumu (IBA), ziyaretin krizi çözmek ve anlaşmayı uygulamak amacıyla pazartesi günü gerçekleşeceğini aktardı.

Anlaşmanın imzalanmasından bu yana iki ayrı kriz patlak verdi. Bunlardan en dikkat çekici olanı, ölen İsrailli rehinelerin kalıntılarının iadesiydi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden dün yapılan açıklamada, Hamas'ın daha önce 2014 yılında Gazze'de yaşanan bir savaşta esir alınan subay Hadar Goldin'e ait olduğunu açıkladığı cenazeyi teslim aldığı belirtildi.

IBA’ya göre Hamas'ın Goldin’in cenazesini teslim etmedeki gecikmesi, ‘cenazelerin iadesi için ayrı müzakereler yürütmek istediğini ve bunu, Gazze anlaşmasının dayanıklılığını tehdit eden ikinci kriz olan Refah'taki tünellerde mahsur kalan Hamas üyelerini serbest bırakılmasıyla ilişkilendirdiğini’ gösteriyor.

Hamas, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana 20 İsrailli rehineyi canlı olarak teslim ederken, İsrail kalan 28 rehinenin cesetlerinin teslim edilmesini beklediğini ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi için müzakerelerin başlamasını cesetlerin geri kalanının teslim edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları tarafından dün yapılan açıklamada, ‘pes etmek ya da düşmana teslim olmak’ gibi bir kavramın lügatlerinde yer almadığı belirtilerek, arabuluculara sorumluluklarını üstlenmeleri ve ateşkesin devamlılığını garanti altına alacak bir çözüm bulmaları çağrısında bulunuldu.

Kassam Tugayları, ilk aşamada cesetlerin çıkarılması sürecinin son derece karmaşık koşullar altında gerçekleştirildiğini ve cesetlerin çıkarılmasının tamamlanması için ek teknik ekip ve ekipmana ihtiyaç duyulacağını vurguladı.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava yaptığı değerlendirmede, Witkoff ve Kushner'ın İsrail’e yapacağı ziyaretin, tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri ve İsrailli rehinelerin kalıntıları krizlerinin çözümüyle sınırlı olmadığını, bu meselelerin ötesinde uluslararası güçler ve Gazze'nin yönetimi hakkında ciddi ve derinlemesine bir tartışmanın yapılmasını beklediğini belirtti. Mattava, bu kriz nedeniyle Gazze’deki ateşkes anlaşmasının ilk aşamada askıda kalacağını ve ABD'nin bu konudaki tutumunda kararlı olacağını öngörüyor.

Mattava, erken seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte İsrail'in anlaşmayı ihlal edebileceğini ve ‘anlaşmayı etkileyecek, ancak çökmesine yol açmayacak teklifler sunabileceğini’ düşünüyor.

Gazze'de tünellerde mahsur kalan Hamas üyeleri krizinin İsrail için kabul edilebilir bir bedel karşılığında çözüleceğini düşünen Mattava, ABD’nin seçeneğine göre bunun silahların teslim edilmesi için bir ‘model’ olmasının beklendiğini ifade etti. Ancak Mattava’ya göre bu konu ve kalıntılar meselesi hakkında gelecekte yapılacak görüşmelerin sonucu, Hamas'ın sert tutumuyla çatışabilir ve bu da süreci biraz aksatabilir.

Witkoff ve Kushner'ın ziyaretinden önce, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir telefon görüşmesi yaptı ve Gazze Şeridi'ndeki gelişmeleri ve ateşkesin sağlanması için yapılan çabaları görüştü.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından pazar günü yapılan açıklamaya göre iki bakan Gazze’deki ateşkes anlaşmasının uygulanmasına ilişkin devam eden istişarelerde yaşanan gelişmeleri görüştü ve Mısır ile Katar'ın tutumlarının sabit unsurları üzerinde mutabık kaldı. Bunların başında, Filistin topraklarının birliğini sağlamak için Batı Şeria ile Gazze Şeridi'ni birbirine bağlamanın gerekliliği ve Filistinlilerin, Filistin karar alma sürecinin birliğini koruma çerçevesinde kendi işlerini kendilerinin yürütmesinin önemi geliyor.

Görüşmede, New York'ta uluslararası istikrar gücü konuşlandırılmasına ilişkin devam eden istişareler ele alındı ve iki bakan, bu gücün görev ve yetkilerinin erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarını destekleyecek şekilde tanımlanmasının gerekliliğini vurguladı.

Filistinli siyasi analist Mattava, Gazze Şeridi’ne konuşlandırılması planlanan uluslararası güçlerin yetkilerinin, Gazze Şeridi'nin Batı Şeria'dan ayrılmaması ve Gazze Şeridi'nin Gazzeliler tarafından yönetilmesi konularının şu anda arabulucular ve Filistinlilerin başlıca endişeleri olduğunu düşünüyor. Mattava, Mısır ve Katar’daki görüşmelerin, Gazze’deki ateşkes anlaşmasını ve istikrarını tehdit eden İsrail'in bahanelerini ortadan kaldıracak net tutumlara ulaşmayı amaçladığını söyledi.


Trump bugün eş-Şara'yı "talepler listesi" ile kabul ediyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
TT

Trump bugün eş-Şara'yı "talepler listesi" ile kabul ediyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)

Suriye'de ve tüm dünyada gözler, ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın bugün Beyaz Saray'da gerçekleştireceği görüşmede. Bu, bir Suriye Devlet Başkanı'nın ABD başkentine yaptığı ilk ziyaret olacak.

Beyaz Saray, bu görüşmeye bir dizi taleple hazırlandı. Trump yönetimi, yeni Suriye hükümetini kimyasal silah stoklarını imha etmeye, terörle mücadele uluslararası koalisyonuna katılma anlaşması imzalamaya (bu anlaşmaya göre Suriye hükümeti DEAŞ ile mücadele sorumluluğunu üstlenecek), Suriye'yi dışlanmış bir devlet yerine potansiyel bir güvenlik ortağı olarak konumlandıracak bir ilişki kurmaya ve kayıp Amerikan vatandaşlarının bulunmasında iş birliği yapmaya ikna etmeyi amaçlıyor.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre toplantının en önemli konusunun Suriye ve İsrail arasında bir güvenlik anlaşması olması bekleniyor. Görüşmelerin, Suriye'nin, işgal altındaki Golan Tepeleri'nden feragat etmeden, 1974 tarihli Suriye-İsrail anlaşmasına benzer güvenlik düzenlemeleriyle İbrahim Anlaşmaları'na olası katılımına odaklanması bekleniyor.

Suriye İçişleri Bakanlığı, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ilindeki DEAŞ mevzilerini hedef alan bir güvenlik harekâtı duyurdu. Harekât kapsamında, İç Güvenlik Kuvvetleri ve diğer ilgili birimlerden uzman birlikler, Genel İstihbarat Müdürlüğü ile iş birliği içinde, çeşitli bölgelerdeki DEAŞ sığınaklarına koordineli baskınlar düzenledi.


Bir rehinenin cenazesinin teslim edilmesi, "Gazze Anlaşması"nın istikrara kavuşturulması umutlarını canlandırıyor

Bir rehinenin cenazesinin teslim edilmesi, "Gazze Anlaşması"nın istikrara kavuşturulması umutlarını canlandırıyor
TT

Bir rehinenin cenazesinin teslim edilmesi, "Gazze Anlaşması"nın istikrara kavuşturulması umutlarını canlandırıyor

Bir rehinenin cenazesinin teslim edilmesi, "Gazze Anlaşması"nın istikrara kavuşturulması umutlarını canlandırıyor

Hamas, dün Kızılhaç aracılığıyla İsrailli subay Hadar Goldin'in naaşını İsrail'e teslim etti. Goldin, 2014 yılında Gazze Şeridi'nde kaçırılmış ve Şeridin güney kesimindeki Refah'ta toprağa verilmişti. Gözlemciler, bu adımın Gazze'de kalıcı bir ateşkes anlaşması umutlarını canlandıracağına inanıyor.

ABD, Refah tünellerinde mahsur kalan Hamas savaşçılarının tahliyesi ve silahlarının güvence altına alınması konusunda bir anlaşmaya varmayı umuyor. İsrail, teslim olanlara af çıkaracak ve ardından tüneller imha edilecek. Bu, hareketin silahsızlandırılması için bir model teşkil edecek.

Ancak Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail'in Refah'ta savaşçılarıyla yaşanan çatışmadan tamamen sorumlu olduğunu ve "hiçbir şekilde teslim olmayı veya boyun eğmeyi kabul etmeyeceğini" belirtti.

ABD elçileri Steve Wittkoff ve Jared Kushner, mahsur kalan Hamas savaşçılarıyla ilgili krizi çözmek ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçmek amacıyla bugün İsrail'i ziyaret ediyor.