İsrail'in serbest bıraktığı çocuk mahkumlar, hapishanelerde yaşadıklarını anlattı

İsrail Hapishane İdaresi, mahkumların haklarının korunduğunu savundu

İsrail'in salıverdiği Filistinli mahkumların dönüşü, Batı Şeria'daki Ramallah'ta sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
İsrail'in salıverdiği Filistinli mahkumların dönüşü, Batı Şeria'daki Ramallah'ta sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
TT

İsrail'in serbest bıraktığı çocuk mahkumlar, hapishanelerde yaşadıklarını anlattı

İsrail'in salıverdiği Filistinli mahkumların dönüşü, Batı Şeria'daki Ramallah'ta sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
İsrail'in salıverdiği Filistinli mahkumların dönüşü, Batı Şeria'daki Ramallah'ta sevinçle karşılanmıştı (Reuters)

İsrail'in salıverdiği çocuk mahkumlar, hapishanelerde kötü muamele gördüklerini ve işkenceye uğradıklarını savundu. 

ABD merkezli medya kuruluşu CBS News'a konuşan 17 yaşındaki Ahmed Ebu Naim, 7 Ekim'de savaş başlamadan önce hapishanede durumun iyi olduğunu ve düzgün yemekler verildiğini ancak bunun daha sonra değiştiğini belirtti.

Cumartesi günü salıverilen Naim, savaşın ardından hapisteki çocuk mahkumların dövüldüğünü savunarak, "Bize sürekli bağırıyorlardı. Kaşıklarımızı ve tabaklarımızı aldılar. Battaniyelerimizi ve yastıklarımızı aldılar" dedi.

Naim, işgal altındaki Batı Şeria'da güvenlik güçlerine taş attığı gerekçesiyle tutuklandığını, polisin kendisini bomba taşımakla suçladığını ancak bunun doğru olmadığını iddia etti. 

"Herkesi rasgele tutukluyorlar" diyen Naim, hapiste kaldığı bir yıllık süre içinde gördüğü birçok Filistinli mahkumun çocuk olduğunu söyledi. Naim, bu kişilerden bazılarının 12 yaşında olduğunu belirtti.

Avustralya'nın kamu yayıncısı ABC'ye konuşan Naim'in babası Numan Ebu Ahmed Naim ise oğluna kavuşmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.

Numan, bölgede savaşın hiç bitmediğine dikkat çekerek, şunları söyledi: 

1983'te dünyaya gözlerimi açtığımdan beri işgal altındayız. Bence işgal altında da öleceğiz. Bize huzur ve barış yok.

Cumartesi salıverilen 17 yaşındaki Laith Othman ise hapishanedeki koşullarla ilgili Katar merkezli haber ajansı El Cezire'ye şunları söyledi: 

İçerideki koşullar çok kötüydü. Hücrelerimizden çıkmamızı yasakladılar. Yemekler çok kötüydü, bizi aç bıraktılar. Serbest kalmamızı kutlamamız halinde bizi tekrar hapse atmakla tehdit ettiler.

Pazar günü salıverilen Kusay Takatka ise geçen yıl 16 yaşındayken hapse atılmıştı. Katar'ın fonladığı Birleşik Krallık merkezli Middle East Monitor'a (MEMO) konuşan Takatka, savaşın patlak vermesinin ardından gardiyanların hapishanedeki tüm televizyon ve radyoları topladığını ve mahkumlara "barbarca davranmaya başladığını" savundu. 

17 yaşındaki Hasan Derviş ise "özel polis birimlerinin hapishanelere köpeklerle baskın yaptığını, mahkumların dövüldüğünü, istismar edildiğini ve tecrit hücrelerinde tutulduğunu" öne sürdü. 

Cumartesi salıverilen Filistinli mahkumlardan Nuran Avad ise hapishaneden çıktığı için çok mutlu olduğunu belirterek, "Buna halen inanamıyorum. Gerçekten çok sevinçliyim" ifadelerini kullandı.

Kudüs'te bıçaklı saldırı düzenlediği iddiasıyla 2015'te 15 yaşındayken hapse atılan Avad, 8 yıl yattıktan sonra 23 yaşında salıverildi. Avad, "Hapis yatmak çok zor bir deneyimdi ama özgürlüğün değerini öğrendim" dedi.

Öte yandan İsrail Hapishane İdaresi'nden yapılan açıklamada, çocuk mahkumların hepsinin mahkeme kararıyla hukuka uygun şekilde hapse atıldığı savunuldu. Mahkumların haklarının ihlal edilmediğini öne süren yetkililer, iddialarla ilgili resmi şikayette bulunulması durumunda inceleme başlatılabileceğini bildirdi. 

Independent Türkçe



Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
TT

Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)

Libya'nın başkenti Trablus'ta Ulusal Birlik Hükümeti'ne (UBH) bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç (RADA) arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi.

Görgü tanıkları, çatışma seslerinin dün gece yarısından bu yana kesilmediğini ve RADA’nın Suk el-Cuma ve Mitiga Uluslararası Havalimanı yakınları gibi çeşitli bölgelerde konuşlandığını söyledi.

Trablus Kızılayı, Trablus’ta olağanüstü hal İ(OHAL) ilan etti ve alarm seviyesini yükseltti. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, vatandaşlara dikkatli olmaları ve güvenlikleri için yetkili makamlar tarafından verilen talimatlara uymaları çağrısında bulunuldu. Uçuş takip kayıtlarına göre uçuşlar Mitiga Uluslararası Havalimanı'ndan Misrata Uluslararası Havalimanı'na yönlendirildi.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), Trablus'ta sivillerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde son iki gecedir yaşanan ve sivillerin hayatını riske atan şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu ifade etti. UNSMIL’in resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, sivillerin yaşadığı tüm bölgelerde derhal ve koşulsuz ateşkes çağrısında bulunulurken çatışmaların devam etmesinin başkenti ve tüm ülkeyi daha da istikrarsızlaştıracağına karşı uyarı yapıldı.

UNSMIL açıklamada ayrıca sükûnet ve arabuluculuk amaçlı tüm çabalara tam destek verdiğini ve Libyalıların can ve mal güvenliği ile istikrarın korunması amacıyla çatışmaların sona erdirilmesi ve diyaloğun kolaylaştırılması için iyi niyet misyonunu yerine getirmeye hazır olduğunu vurguladı.

Öte yandan polis, el-Cedide Hapishanesi yakınlarında devam eden çatışmaların mahkumlar arasında korku ve paniğe neden olduğunu belirtti. Yapılan basın açıklamasında, çoğu ağır cezalı olmak üzere çok sayıda mahkûmun kaçmayı başardığı belirtildi.

Suk el-Cuma’nın ileri gelenleriyle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Başkanlık Konseyine bağlı bir medya platformu tarafından yayınlanan açıklamasında, başkentte toplumsal barışın korunmasının taviz verilemeyecek ortak bir sorumluluk olduğunu ve devlet kurumlarının siyasi gerilimlerden uzak durması gerektiğini söyledi. Menfi, mevcut sürecin en yüksek derecede bilgelik ve ulusal disiplin gerektirdiğini, iç cepheyi birleştirmeyi ve kapsayıcı bir ulusal proje etrafında toplanmayı ve ‘kaos savunucularının’ önünü kesmeyi gerektirdiğini de sözlerine ekledi.

Diğer taraftan UBH, bu gece yaşanan olaylar ve devam eden çatışmalar hakkında yorum yapmaktan kaçındı.