Evinin enkazı üzerinde yaşamayı sürdüren Gazzeliler: Burada yaşamak yerinden edilmekten daha iyi

Gazze'nin kuzeyindeki aileler, barınma merkezlerindeki aşırı kalabalıktan ve hastalıklardan kaçmak için ateşkes sonrasında yıkılan evlerine geri dönüyor

Gazzelilerin çoğu,  yıkılan evlerinin enkazı üzerinde hayatlarını sürdürüyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazzelilerin çoğu, yıkılan evlerinin enkazı üzerinde hayatlarını sürdürüyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

Evinin enkazı üzerinde yaşamayı sürdüren Gazzeliler: Burada yaşamak yerinden edilmekten daha iyi

Gazzelilerin çoğu,  yıkılan evlerinin enkazı üzerinde hayatlarını sürdürüyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazzelilerin çoğu, yıkılan evlerinin enkazı üzerinde hayatlarını sürdürüyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Yıkılan evinin enkazı üstünde ailesine kahvaltı hazırlıyan Sena, soğan ve domates doğramakla meşgul.

Kocası da odun parçalarını yakmasına yardımcı oluyor.

Yemek hazır olur olmaz çocuklar moloz yığınının üzerine kurdukları plastik masanın başında toplanıyorlar.

Ruhları acıdan boğulan çocukların yemekler boğazından geçmiyor.

Hepsinin gözleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinin doğusunda yer alan evlerinin ve tüm bölgelerin başına gelen yıkıma çevrili.

Gazze, Tel Aviv ile Hamas hareketi arasında devam eden savaşta İsrail uçaklarının şiddetli hava saldırılarına maruz kaldı.

Yerinden edilenler geri döndü

Çocuklardan biri, alçak sesle, hatta neredeyse mırıldanarak annesine şöyle sordu:

İsrail ordusu neden evimizi ve tüm bölgeyi yok etti? Nerede yaşayacağız? Peki, bisikletime ne olacak?

Sena, çocuğuna olup biteni nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Evladına ancak, enkaz altında uzun günler geçireceklerini söyleyebildi.

Hamas ve İsrail'in insani ateşkes konusunda anlaşmasının ardından 3 çocuğuyla birlikte ikamet ettiği bölgeye dönen Sena, "Evimin bir moloz yığını olduğunu görünce şok oldum ve kendimi çok fazla zulme uğramış hissettim, çünkü biz siviliz ve evimizin güvenli olması gerekiyordu. Olanlar beklenmedikti" dedi.

10 Ekim'de, savaş uçaklarının evini bombalaması üzerine evinden ayrılan Sena, şunları anlattı:

Ordu, yakınımızda askeri hedef olmamasına rağmen mühimmatını bölgeye attı. Bu durum mahalle sakinlerinin tahliyesine neden oldu, ben de barınma okullarına gittim.

Ateşkes yürürlüğe girer girmez kadın, yıkılan evine bakmak için hızla geri döndü.

Ancak barınaklara geri dönmemek için molozların üzerinde yaşamaya karar verdi.

Sena, şunları söyledi:

Evimin taş yığınına çevrilmesi orada yaşamama engel değil. Burası, yerinden edilmekten ve hastalıkların yayıldığı aşırı kalabalık okullarda yaşamaktan daha iyi.

"Bu enkaz haline gelen evde çocuklarımın anıları var"

Sena eliniyle moloz yığınına işaret ederek, "Enkaz haline getirilen bu ev, dağınık taşları, yaşadığımız tatlı ve acı birçok hikayeyi ve anekdotları taşıyor. İçinde çocuklarımın asla unutamayacağım anıları var. Çatışmalar yeniden başlasa bile evimi bırakmayacağım" dedi.

Yerinden edilenler Gazze Şeridi'ndeki insani ateşkesten yararlanarak evlerine döndüler (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Yerinden edilenler Gazze Şeridi'ndeki insani ateşkesten yararlanarak evlerine döndüler (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Sena'nın yıkılan evinden geriye yalnızca bir odası kaldı, o odanın da duvarları çatlamış ve yıkılmak üzere.

Günlerini enkaz altında geçiren Sena ve ailesi, şu anda o duvarı yıkık odada yaşayıyor.

Sena, bu yıkılmak üzere olan odada çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor ve onların hayatlarını mümkün olduğunca normale döndürmeye gayret ediyor.

Hayatı geriye döndürme gibi bir şansları olmadığı gibi, yaşadıkları yıkım sahnesi Sena'nın ve çocuklarının hafızasını asla unutamayacakları trajediye götürüyor.

Üstelik hayat giderek zorlaşırken, onlar ne kadar çabalasa da Gazze'deki yeni duruma uyum sağlayamıyor. 

Sena gün boyunca kocasıyla birlikte yoğun bir şekilde çalışıyor.

Karı-koca sabah erkenden molozların bir kısmını elle kaldırmaya uğraştılar.

Darmadağın olan mobilyaların arasından odun parçaları bulup yaktılar ve üzerinde ekmek pişirdiler.

İsrail, Hamas'a karşı savaşında 46 bin konutu yıktı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
İsrail, Hamas'a karşı savaşında 46 bin konutu yıktı (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Daha sonra birlikte bir su istasyonuna gidip içme suyunun yanı sıra, kişisel ihtiyaçlar ve hijyen amacıyla kullanmak üzere 5 plastik kabı doldurmak için uzun bir kuyrukta beklediler.

Öğle saatlerinde evin ayakta kalan tek odasına giren anne, molozların üzerine koyduğu yatak üzerinde yatan çocuklarını okşamaya ve onları uyku vaktine hazırlamaya başladı.

Daha sonra kendisi gibi, yıkılmış evlerinde yaşayan arkadaşlarıyla sohbet etmek için dışarı çıktı. 

Enkaz ve belirsiz bir gelecek

Komşularla birlikte ailelerinin geleceği hakkında sohbete başlayan Sena, "Kış yaklaşıyor ve nasıl yaşayacağımızı bilmiyoruz. Birkaç gün önce Gazze Şeridi'ni bir alçak basınç vurdu. Hava çok soğuk ve savaşın bitmesi gerekiyor" dedi.

Kendini çok çaresiz hissettiğini söyleyen Sena'nın çocukları gecenin soğukluğundan, eski, harap yataklarda uyurken yaşanan rahatsızlıktan, yiyecek eksikliğinden, içtikleri suyun tuzluluğundan şikayet etmeye devam ediyordu.

Ancak bu koşullara rağmen anne, evi yıkıldıktan sonra bile evinde kalmakta ısrar ediyordu.

Sena'nın durumu, İsrail saldırıları nedeniyle tahliye edildikten sonra evlerini kontrol etmek için geri dönen ve evlerinin yıkılmış olduğunu gören birçok ailenin durumuna benziyor.

Yaşanan yıkıma rağmen bu ailelerin büyük çoğunluğu evlerinin enkazı üzerinde yaşamaya ve yaşamlarını molozların üzerinde sürdürmeye karar verdi. 

Hamas herhangi bir tesisi veya şehir binasını askeri amaçlarla kullandıkları iddiasını reddediyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Hamas herhangi bir tesisi veya şehir binasını askeri amaçlarla kullandıkları iddiasını reddediyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Gazze Şeridi'nin güney ve kuzeyinde İsrail'in bombaladığı evlerinin enkazında yaşayan bin 300'den fazla ailenin bulunduğunu bildirdi.

OCHA'ya göre İsrail 46 bin konutu yıktı ve çeyrek milyon evin ağır hasar görmesine neden oldu.

Bu, Gazze Şeridi'ndeki binaların yaklaşık yüzde 60'ının Hamas ile İsrail arasındaki çatışmalardan etkilendiği anlamına geliyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, Gazze'deki evlerin başına gelen yıkımın boyutuyla ilgili şunları söyledi:

Hamas savaş zamanlarında bu evleri kullanıyor ve buralardan roket atıyor. Bu nedenle İsrail güçleri yangının kaynağına müdahale ediyor.

Hamas ise, herhangi bir tesis veya şehir binasının askeri amaçlarla kullanıldıkları iddiasını reddediyor.

Hamas Sözcüsü Hammad er-Rakab şunları söyledi:

Savaşçılarımızın halkımızın evlerini savunmak için özel hatları var. Sivillerin evlerine girilmemesi yönünde talimat var, biz uluslararası insani hukuka ve savaş hukukuna saygı duyuyoruz, İsrail ise buna uymuyor ve ayrım gözetmeksizin her yeri bombalıyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Suriye Demokratik Konseyi, Ankara'nın seferberliği karşısında Washington ve Paris'in arabuluculuğuna güveniyor

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yetkilileri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde bulunan merkezlerinin önünde (Şarku'l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yetkilileri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde bulunan merkezlerinin önünde (Şarku'l Avsat)
TT

Suriye Demokratik Konseyi, Ankara'nın seferberliği karşısında Washington ve Paris'in arabuluculuğuna güveniyor

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yetkilileri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde bulunan merkezlerinin önünde (Şarku'l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yetkilileri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde bulunan merkezlerinin önünde (Şarku'l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) siyasi kanadı Suriye Demokratik Konseyi (SDK), Suriye'nin kuzeyindeki çatışmaların ve  Türkiye'nin politikasına karşı Ankara ile diyaloğa hazır olduğunu ve SDG'nin Suriye ordusuna entegre edileceğini açıkladı.

SDK Danışma Ofisi Başkanı Riyad Derar Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ABD elçisi Scott Bowles ve Fransız mevkidaşı Fabrice Duplechin'in Türkiye ile savaşı yatıştırmak için çalıştıklarını söyledi. Derar, “İstikrara ulaşmayı gerçekten istediğimiz için Türkiye ve desteklediği gruplar, Kürtler ve SDG ile savaşmakla tehdit ediyor. Özgürlük Şafağı Operasyonu’na katılan gruplar Şam operasyonuna katılmadı ve sadece Halep kırsalındaki Tel Rıfat'ı ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Halep'in Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerine girdi” ifadelerini kullandı.

Kuzeydeki Halep vilayetinin doğu kırsalındaki Ayn el-Arap (Kobani) şehrine atıfta bulunan Derar, “Türkiye ile barışa giden en iyi yol, tehdit altındaki bölgelerin silahsızlandırılması ve doğrudan siyasi diyaloglara girilmesidir” dedi.

yjukı
Münbiç'te Türkiye destekli gruplarla yaşanan çatışmalarda öldürülen beş militanın cenaze töreni sırasında SDG üyeleri (AFP)

Türkiye uzun zamandır Özgürlük Şafağı Operasyonu’na katılan grupların Halep vilayetinin yaklaşık 160 kilometre doğusunda yer alan Ayn el-Arap kentinin kontrolünü ele geçirmesi tehdidinde bulunuyordu. Suriye-Türkiye sınırına komşu olan bu kent, 2 Temmuz 2014'te DEAŞ'ın ele geçirmek amacıyla düzenlediği geniş çaplı saldırının ardından uluslararası dikkatleri üzerine çekti. YPG’nin DEAŞ'la mücadele için burada savaştı. Daha sonra burası, savaşçıları desteklemek için ilk saldırılarını gerçekleştiren ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonla iş birliğinin başlangıç noktası oldu. Radikal örgüt yaklaşık 6 ay süren şiddetli çatışmaların ardından yenilgiye uğratıldı.

Savaşı yatıştırmak

Derar, ABD'li ve Fransız arabulucuların ‘savaşı yatıştırmak için çalıştıklarını, çünkü önce istikrara ulaşmak ve ardından Şam'a giderek Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) ile Suriye'yi birlikte yönetmek için bir tür mutabakata varmak istediklerini’ söyledi. Derar, Türkiye'nin ‘kuzey bölgelerindeki varlığı ve demografik değişim yoluyla Suriye pastasını paylaşmak istediğini, böylece katılımı kontrol edebileceğini ve Suriye'ye müdahale oyununu bir kez daha yürütebileceğini’ belirtti.

Suriyeli Kürtler on yıllar süren marjinalleşmenin ardından, özellikle 2012 sonunda Suriye rejim güçlerinin bölgelerinden çekilmesinden sonra, Suriye'nin kuzeyindeki etkilerini giderek arttırdılar ve özyönetim, askeri ve güvenlik güçleri kurmayı başardılar. Ancak Türkiye yanlısı grupların Tel Rıfat kasabasını, Şehba bölgesindeki köyleri ve Halep'in doğu kırsalındaki Münbiç şehrini ele geçirmesi ve Kobani şehrine doğru ilerlemesiyle birlikte YPGi 8 Aralık'ta Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun başlamasından bu yana önemli kasabaları kaybetti.

‘Uluslararası toplumun yokluğu’

Suriye'deki bu hızlı değişimden faydalanan tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Derar, “Ankara iyi komşuluk ilişkilerine yöneldiğinde rahatça girebilir. Ancak şimdi Suriyeli grupları kışkırtma yöntemiyle, gerekli olmayan bir şey yapıyor ve uluslararası toplumun Suriye'de olup bitenlere kayıtsız kalmasından faydalanıyor” şeklinde konuştu.

vfbg
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye-Suriye sınırındaki askeri birliklerden askerlerle birlikte. (Millî Savunma Bakanlığı)

Derar, ABD'nin Türkiye'nin Kürtlerin yoğunlukta olduğu ana omurgasını YPG’nin oluşturuğu Suriye Demokratik Güçleri’ne  yönelik politikasından memnun olmadığını düşünüyor. “ABD'den bu eylemin skandal ve kabul edilemez olduğuna dair özel sinyaller geliyor. Buna izin verilemez. Ancak Trump'ın Türkiye'yi övmesi, Erdoğan'ı akıllı ve anlayışlı olarak nitelemesi üzerine Erdoğan bu cesaretlendirme fırsatından yararlandı” ifadelerini kullanan Derar, SDK’nin Şam'daki yeni hükümetle iletişim kurmak üzere bir heyet oluşturduğunu açıkladı.

Derar, “Müzakereler, Suriye topraklarının birleştirilmesi, tüm Suriyelilerin geçiş aşamasına ilerlemesi ve sonraki hükümete katılımı yoluyla sonuca ulaşabiliriz” diye konuştu. Heyetin Suriye'nin başkentine gidişinin gecikmesini şu anda bölgede yaşanan savaşa ve Türkiye'nin artan tehditlerine bağlayan Derar, “Bu tehditler sona erdiğinde heyet Şam'a gitmeye hazır olacaktır” dedi.

Özerk Yönetim'in bir sonraki Suriye hükümetine ve geçiş dönemi faaliyetlerine katılmaya hazır olduğunu vurgulayan Derar sözlerini şöyle noktaladı: “SDG çözümden sonra Suriye ordusunun bir parçası olacak ve ulusal ordu kurulduğunda biz de onun bir parçası olacağız.”