Yıkılan evinin enkazı üstünde ailesine kahvaltı hazırlıyan Sena, soğan ve domates doğramakla meşgul.
Kocası da odun parçalarını yakmasına yardımcı oluyor.
Yemek hazır olur olmaz çocuklar moloz yığınının üzerine kurdukları plastik masanın başında toplanıyorlar.
Ruhları acıdan boğulan çocukların yemekler boğazından geçmiyor.
Hepsinin gözleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinin doğusunda yer alan evlerinin ve tüm bölgelerin başına gelen yıkıma çevrili.
Gazze, Tel Aviv ile Hamas hareketi arasında devam eden savaşta İsrail uçaklarının şiddetli hava saldırılarına maruz kaldı.
Yerinden edilenler geri döndü
Çocuklardan biri, alçak sesle, hatta neredeyse mırıldanarak annesine şöyle sordu:
İsrail ordusu neden evimizi ve tüm bölgeyi yok etti? Nerede yaşayacağız? Peki, bisikletime ne olacak?
DAHA FAZLA OKU
Sena, çocuğuna olup biteni nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Evladına ancak, enkaz altında uzun günler geçireceklerini söyleyebildi.
Hamas ve İsrail'in insani ateşkes konusunda anlaşmasının ardından 3 çocuğuyla birlikte ikamet ettiği bölgeye dönen Sena, "Evimin bir moloz yığını olduğunu görünce şok oldum ve kendimi çok fazla zulme uğramış hissettim, çünkü biz siviliz ve evimizin güvenli olması gerekiyordu. Olanlar beklenmedikti" dedi.
10 Ekim'de, savaş uçaklarının evini bombalaması üzerine evinden ayrılan Sena, şunları anlattı:
Ordu, yakınımızda askeri hedef olmamasına rağmen mühimmatını bölgeye attı. Bu durum mahalle sakinlerinin tahliyesine neden oldu, ben de barınma okullarına gittim.
Ateşkes yürürlüğe girer girmez kadın, yıkılan evine bakmak için hızla geri döndü.
Ancak barınaklara geri dönmemek için molozların üzerinde yaşamaya karar verdi.
Sena, şunları söyledi:
Evimin taş yığınına çevrilmesi orada yaşamama engel değil. Burası, yerinden edilmekten ve hastalıkların yayıldığı aşırı kalabalık okullarda yaşamaktan daha iyi.
"Bu enkaz haline gelen evde çocuklarımın anıları var"
Sena eliniyle moloz yığınına işaret ederek, "Enkaz haline getirilen bu ev, dağınık taşları, yaşadığımız tatlı ve acı birçok hikayeyi ve anekdotları taşıyor. İçinde çocuklarımın asla unutamayacağım anıları var. Çatışmalar yeniden başlasa bile evimi bırakmayacağım" dedi.
Sena'nın yıkılan evinden geriye yalnızca bir odası kaldı, o odanın da duvarları çatlamış ve yıkılmak üzere.
Günlerini enkaz altında geçiren Sena ve ailesi, şu anda o duvarı yıkık odada yaşayıyor.
Sena, bu yıkılmak üzere olan odada çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor ve onların hayatlarını mümkün olduğunca normale döndürmeye gayret ediyor.
Hayatı geriye döndürme gibi bir şansları olmadığı gibi, yaşadıkları yıkım sahnesi Sena'nın ve çocuklarının hafızasını asla unutamayacakları trajediye götürüyor.
Üstelik hayat giderek zorlaşırken, onlar ne kadar çabalasa da Gazze'deki yeni duruma uyum sağlayamıyor.
Sena gün boyunca kocasıyla birlikte yoğun bir şekilde çalışıyor.
Karı-koca sabah erkenden molozların bir kısmını elle kaldırmaya uğraştılar.
Darmadağın olan mobilyaların arasından odun parçaları bulup yaktılar ve üzerinde ekmek pişirdiler.
Daha sonra birlikte bir su istasyonuna gidip içme suyunun yanı sıra, kişisel ihtiyaçlar ve hijyen amacıyla kullanmak üzere 5 plastik kabı doldurmak için uzun bir kuyrukta beklediler.
Öğle saatlerinde evin ayakta kalan tek odasına giren anne, molozların üzerine koyduğu yatak üzerinde yatan çocuklarını okşamaya ve onları uyku vaktine hazırlamaya başladı.
Daha sonra kendisi gibi, yıkılmış evlerinde yaşayan arkadaşlarıyla sohbet etmek için dışarı çıktı.
Enkaz ve belirsiz bir gelecek
Komşularla birlikte ailelerinin geleceği hakkında sohbete başlayan Sena, "Kış yaklaşıyor ve nasıl yaşayacağımızı bilmiyoruz. Birkaç gün önce Gazze Şeridi'ni bir alçak basınç vurdu. Hava çok soğuk ve savaşın bitmesi gerekiyor" dedi.
Kendini çok çaresiz hissettiğini söyleyen Sena'nın çocukları gecenin soğukluğundan, eski, harap yataklarda uyurken yaşanan rahatsızlıktan, yiyecek eksikliğinden, içtikleri suyun tuzluluğundan şikayet etmeye devam ediyordu.
Ancak bu koşullara rağmen anne, evi yıkıldıktan sonra bile evinde kalmakta ısrar ediyordu.
Sena'nın durumu, İsrail saldırıları nedeniyle tahliye edildikten sonra evlerini kontrol etmek için geri dönen ve evlerinin yıkılmış olduğunu gören birçok ailenin durumuna benziyor.
Yaşanan yıkıma rağmen bu ailelerin büyük çoğunluğu evlerinin enkazı üzerinde yaşamaya ve yaşamlarını molozların üzerinde sürdürmeye karar verdi.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Gazze Şeridi'nin güney ve kuzeyinde İsrail'in bombaladığı evlerinin enkazında yaşayan bin 300'den fazla ailenin bulunduğunu bildirdi.
OCHA'ya göre İsrail 46 bin konutu yıktı ve çeyrek milyon evin ağır hasar görmesine neden oldu.
Bu, Gazze Şeridi'ndeki binaların yaklaşık yüzde 60'ının Hamas ile İsrail arasındaki çatışmalardan etkilendiği anlamına geliyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, Gazze'deki evlerin başına gelen yıkımın boyutuyla ilgili şunları söyledi:
Hamas savaş zamanlarında bu evleri kullanıyor ve buralardan roket atıyor. Bu nedenle İsrail güçleri yangının kaynağına müdahale ediyor.
Hamas ise, herhangi bir tesis veya şehir binasının askeri amaçlarla kullanıldıkları iddiasını reddediyor.
Hamas Sözcüsü Hammad er-Rakab şunları söyledi:
Savaşçılarımızın halkımızın evlerini savunmak için özel hatları var. Sivillerin evlerine girilmemesi yönünde talimat var, biz uluslararası insani hukuka ve savaş hukukuna saygı duyuyoruz, İsrail ise buna uymuyor ve ayrım gözetmeksizin her yeri bombalıyor.
Independent Arabia - Independent Türkçe