Politico dergisi: ABD’nin savaş sonrası planına göre Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ni kontrol etmesi gerekiyor

Plan, Biden yönetimini İsrail hükümetiyle karşı karşıya getirebilir

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)
TT

Politico dergisi: ABD’nin savaş sonrası planına göre Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ni kontrol etmesi gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)

ABD merkezli Politico dergisi, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi yetkililerinin, Gazze Şeridi'nde kontrolün Filistin Yönetimi'nde olduğu bir savaş sonrası süreç planlamaya başladığını yazdı.

Dergi, ABD’nin savaş sonrası Gazze’deki duruma ilişkin gelişmesi haftalar süren planının Biden yönetimi ile İsrail hükümetini karşı karşıya getirebileceğini belirtti. Dergiye göre bunun nedeni, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun daha önce defalarca kez, Filistin Yönetimi'nin 16 yıl önce Hamas Hareketi tarafından zorla uzaklaştırıldığı Gazze Şeridi'ne geri dönmesini reddettiğini açıklamış olması.

Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP) göre dergi, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkilinin bunu ‘Filistin Yönetimi'nin Gazze'yi yönetme yönündeki güçlü siyasi tercih’ olarak tanımladığını aktardı. Yetkili, planının meşruiyet ve yetenekler açısından büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu da sözlerine ekledi.

Dergiye göre, ABD’nin resmi kurumları arasındaki istişareler sonucunda, İsrail ile Hamas arasındaki savaş bittikten hemen sonra Gazze'de çok aşamalı bir yeniden yapılanma sürecinin başlatılması görüşü ortaya çıktı.

Dergi, savaşın sona ermesinin ardından Gazze'yi istikrara kavuşturacak uluslararası bir güce ve ardından Gazze Şeridi’ni uzun vadede yönetecek yenilenmiş bir Filistin Yönetimi’ne ihtiyaç duyulduğunun da altını çizdi.

Dergi, savaş sonrası Gazze ile ilgili bu vizyonu ‘kusurlu bir çözüm’ olarak değerlendirdi. ABD’li yetkililerin bu öneriyi, Hamas ile İsrail arasındaki savaş nedeniyle altyapısı harap olan Gazze Şeridi için ‘kötü çözümlerin en iyisi’ olarak gördüklerini aktardı.



İki video Suriye Adalet Bakanı'nın görevden alınması çağrılarına yol açtı

Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
TT

İki video Suriye Adalet Bakanı'nın görevden alınması çağrılarına yol açtı

Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)
Videolardan birinde el-Veysi olayı cep telefonuyla kaydederken görülüyor, ikinci videoda ise infaz kararını okuyor. (Getty Images)

İnsan hakları örgütleri, Suriye’deki yeni yönetimin Adalet Bakanı Şadi el-Veysi'nin 2015 yılında internette dolaşan iki videoda iki kadının infazı sırasında hazır bulunduğunun görülmesi üzerine Suriye'nin yeni yetkililerini soruşturma yapmaya çağırdı.

Son günlerde iki video sosyal medya kullanıcıları tarafından yaygın bir şekilde paylaşıldı. Bu videolardan birinde, silahlı adamlar fuhuş yapmakla suçlanan peçeli bir kadından sokak ortasında diz çökmesini istiyor, ardından içlerinden biri kadını başından vurarak öldürüyor.

Ölüm cezası

Diğer videoda ise silahlı bir kişi, fuhuş suçlamasıyla hakkında ölüm kararı verilen bir kadını infaz kararı okunduktan sonra başından vuruyor.

İlk videoda el-Veysi'nin olayı cep telefonuyla çektiği görülürken, ikinci videoda el-Veysi'nin infaz kararını okuması ağır eleştirilere ve görevden alınması çağrılarına yol açtı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman, el-Veysi'nin söz konusu iki videoda yer aldığını doğruladı. Abdurrahman, el-Veysi'nin o dönemde, ertesi yıl El Kaide'den ayrıldığını ve adını Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) olarak değiştirdiğini açıklayan Nusra Cephesi'nin şeriat yargıcı olduğunu söyledi.

Muhalif gruplar

HTŞ, Aralık 2024'te Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yol açan muhalif saldırıya liderlik etmişti.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre  el-Veysi'nin videoda yer almasıyla ilgili sorusuna yeni Suriye yönetiminden bir kaynak ‘şu anda yorum yapılamayacağını’ söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika araştırmacısı Hibe Zeydan, el-Veysi'nin iki kadının sahada infaz edilmesinde açıkça yer almasının ‘hesap verebilirlik ve adaletle ilgili karmaşık soruları gündeme getirdiğini’ söyledi ve ‘şeffaf ve bağımsız bir soruşturmanın kritik önemde olduğunu’ bildirdi. Zeydan, iki videonun yayınlanmasına rağmen el-Veysi'nin hükümetteki rolünün devam etmesinin ‘yönetimin adalet ve hesap verebilirlik konusundaki kararlılığı hakkında rahatsız edici bir mesaj verdiğini’ belirtti.

HTŞ ve El Kaide

HTŞ yıllar önce El Kaide ile bağlarını koparmış olsa da birçok Suriyeli, yetkililerin çeşitli Suriyeli bileşenlere ve uluslararası topluma yönelik güven verici mesajlarına rağmen, grubun bileşenleri dışlayan ve kadınların rolünü marjinalleştiren katı bir dini rejim kurma yolunda ilerlediğinden endişe ediyor.

Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi (SJAC) Direktörü, el-Veysi'nin görevden alınması çağrısında bulunarak, adalet bakanı olarak atanmasını bir ‘skandal’ olarak nitelendirdi. “Bu, Suriye'deki ve ötesindeki herkese en kötü mesajı gönderiyor. Bunlar sadece iki video ve işler aslında bundan daha kötü olabilir” diyen SJAC Direktörü, benzer olayların Suriye'deki yeni yönetimin ‘gerçek bir geçiş dönemi adaleti sürecine girmekten’ kaçınmasına yol açabileceğine dair korkularını dile getirdi.

Suriyelilerin öfkesi

Beşşar Esed'in 8 Aralık 2024'te devrilmesinin ardından Şam'ı ziyaret eden uluslararası delegeler, ülkedeki siyasi sürecin kapsayıcı olmasının ve sivil haklar ile temel özgürlüklere saygı gösterilmesinin önemini yineledi.

Her iki video da sosyal medyada Suriyeliler arasında öfkeye yol açtı.

Feminist aktivist Ruveyde Kenan Facebook hesabında şunları yazdı: “Şu anda ihtiyaç duyulan şey Adalet Bakanı Şadi el-Veysi'nin görevden alınmasıdır. Çünkü kendisi Suriye'nin, Suriyelilerin ve Suriyeli kadınların geleceği için bir felakettir.”