Mısır, Gazze’de ateşkes sağlanması için çabalarına hız veri

Kahire, İsrail’in sivillere karşı ayrım gözetmeksizin gerçekleştirdiği bombardımanı ve kuşatmayı kınadı.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı sürüyor. (AFP)
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı sürüyor. (AFP)
TT

Mısır, Gazze’de ateşkes sağlanması için çabalarına hız veri

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı sürüyor. (AFP)
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı sürüyor. (AFP)

Mısır, bir taraftan Gazze’de ateşkes sağlanmasına yönelik uluslararası çabalarına yeniden hız verirken bir taraftan da Filistinlilerin ‘yerinden edilmesini’ kabul etmediğini bir kez daha vurguladı. Mısır ayrıca dün, ‘İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki sivil tesisleri ayrım gözetmeksizin bombalamaya devam etmesini ve Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik uyguladığı boğucu kuşatma ve sistematik aç bırakma politikasını’ kınadı.

Mısırlı bir yetkili dün yaptığı açıklamada, ‘40 tondan fazla yakıt taşıyan iki akaryakıt kamyonunun Kuzey Sina vilayetindeki Refah kara limanı üzerinden Gazze Şeridi’ne girdiğini’ bildirdi. Mısır’ın resmi haber ajansı Ortadoğu Haber Ajansı’na göre kaynak ayrıca ‘Mısır Kızılayı ve bir dizi uluslararası yardım kuruluşu tarafından sağlanan çeşitli yardım malzemeleri taşıyan 140 kamyonun ilerleyen zamanlarda ülkeye girmesi için koordinasyonun devam ettiğini’ de sözlerine ekledi.

Mısır ile Hırvatistan arasında dün Kahire’de, Mısır Dışişleri Bakanı’nın Avrupa Bölgesi’nden Sorumlu Yardımcısı Muhammed el-Bedri’nin katılımıyla, Hırvatistan Dışişleri Bakanlığı’ndan Petar Mihatov başkanlığındaki bir heyetle görüşmeler gerçekleştirildi. Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamaya göre Bedri, ülkesinin ‘ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararları uyarınca Filistin-İsrail çatışmasının iki devletli çözüm yoluyla sona erdirilmesi gerekliliği’ konusundaki tutumunu yeniden dile getirdi. Ayrıca ‘Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden zorla yerinden edilmesiyle ilgili çağrıların sonuçlarına’ karşı uyarıda bulundu.

scd
Kahire’de gerçekleşen Mısır-Hırvatistan görüşmelerinin merkezinde Filistin meselesi vardı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Görüşmelerde, Mısır’ın Filistin topraklarında kötüleşen insani koşullarla mücadele etme çabaları, savunmasız Filistinli sivillerin korunması gerekliliği ve askeri operasyonların derhal uzun vadede durdurulması ele alındı. Bedri, Mısır’ın krizin başlangıcından bu yana kapatmadığı Refah Kapısı üzerinden Gazze Şeridi’ne sağladığı insani yardımlara dikkat çekti. Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden zorla yerinden edilmesiyle ilgili çağrıların tehlikesini vurguladı.

Diğer yandan Hırvatistan heyeti, gerek Filistinlilerin acılarının hafifletilmesi, gerek Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması gerekse yabancı uyrukluların ülkelerine güvenli bir şekilde ulaştırılması açısından Mısır’ın oynadığı önemli rolden övgüyle söz etti.

Mısır, Fransa’nın daveti üzerine dün Gazze Şeridi’ndeki insani duruma ilişkin Paris Konferansı’nın sonuçlarını takip etmek amacıyla sanal bir konferansa katıldı. Konferansa birçok bağışçı ülke, BM kuruluşları, uluslararası ve bölgesel kurumlar da katılım sağladı.

drh
Mısır, Gazze’deki durumla ilgili düzenlenen çevrimiçi konferansa katıldı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Mısır Dışişleri Bakanı’nın Afrika İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Hamdi Loza konuşmasında ‘Mısır’ın İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki sivil tesisleri ayrım gözetmeksizin bombalamaya devam etmesini ve Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik uyguladığı boğucu kuşatma ve sistematik aç bırakma politikasını kınadığını ve bunun uluslararası insancıl hukukun apaçık bir ihlali olduğunu’ söyledi. Mısır Dışişleri Bakanlığı’na göre Loza sözlerini şöyle sürdürdü:

Bunlar, masum sivillerin akan kanının durdurulması ve felaket niteliğindeki insani duruma müdahale edilmesi amacıyla derhal sürdürülebilir bir ateşkese varılması ve Gazze Şeridi’ne yeteri kadar ve hızlı bir şekilde insani yardımların girişine izin verilmesi için uluslararası toplumun bütün çabalarını seferber etmesini gerektiriyor.

Loza aynı zamanda ‘Mısır’ın Filistin halkının direnişine verdiği desteğin devam ettiğini, Gazze halkına insani yardım sağlamaya devam ettiğini ve Filistinlileri Batı Şeria’dan veya Gazze Şeridi’nden zorla yerinden etmeye yönelik girişimlere kararlılıkla karşı durduğunu’ vurguladı.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri de Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes ilan edilmesi, Filistinli sivillere koruma sağlanması ve insani yardıma düzenli erişimin tesis edilmesinin önceliğine dikkat çekti. Ayrıca Mısır’ın, yerinden edilmiş Filistinlilerin her ne surette olursa olsun toprakları dışına zorla göç ettirilmesi veya yerleştirilmesine karşı olduğunu bir kez daha vurguladı. ABD Senatosu üyeleriyle yaptığı görüşmelerde Şukri, ülkesinin ‘ABD yönetiminin Filistin davasının tasfiye edilmesini ve bölgenin güvenliği ve istikrarını daha da bozmayı hedefleyen bu tür fikirlere karşı gösterdiği muhalefeti sürdürmesini’ beklediğini kaydetti. Şukri böyle bir durumun ‘çatışma dairesini genişleteceğini, uluslararası meşruiyet kararlarının yanı sıra uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk maddelerinin apaçık bir şekilde ihlal edilmesine yol açacağını ve işgalci güç olarak İsrail’in yükümlülükleri ile çelişeceğini’ belirtti.

rfg
Samih Şukri, ABD’li bir senatör ile görüşme gerçekleştirdi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd salı akşamı yaptığı açıklamada, Bakan Şukri’nin görüşmeleri sırasında ‘Mısır’ın ABD ile arasındaki çok yönlü stratejik ortaklığa verdiği öneme’ değindiğini söyledi. Şukri’nin şu sözlerini aktardı:

 Çalkantılı bölgesel ve uluslararası durumların hassasiyeti, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın ve bunun güçlendirilmesi için çalışmanın ve bölgede barış ve güvenliğin tesisi amacıyla her türlü koordinasyon ve ortak çalışmanın yoğunlaştırılmasının önemini göstermektedir.

Bu bağlamda bazı senatörler Gazze Şeridi’ndeki durumla ilgili zorlukların ve bunun bölge ve komşu ülkelerin istikrarı üzerindeki etkisinin farkında olduklarını ifade etti. ‘Mısır’ın bölgede istikrarın direği olarak oynadığı önemli rolü ve geçmiş dönemde insani ara ve esir takasıyla ilgili olarak gösterdiği çabalara’ övgüde bulundular.



Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
TT

Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)

Umman ve Lübnan, bugün yayımladıkları ortak bildiride, İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik süregelen saldırılarından ve Arap topraklarının işgalinden derin kaygı duyduklarını belirtti. Bildiride, bu adımların 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyete ilişkin kararların açık ihlali olduğu vurgulandı.

Taraflar ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören Arap tutumunun değişmezliğini yineledi. Bildiride, Arap dayanışmasının güçlendirilmesinin, devletlerin egemenliğine saygının ve iyi komşuluk ilkeleri ile uluslararası hukukun öneminin altı çizildi.

Ortak bildiri, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın Umman’a gerçekleştirdiği ziyaretin sonunda yayımlandı. Avn, ziyareti sırasında Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile iki oturumdan oluşan görüşmeler yaptı.

Bildiride, Avn’ın ziyaretinin ‘Umman ile Lübnan arasındaki köklü kardeşlik ilişkilerinden’ kaynaklandığı ve ikili iş birliğini güçlendirme iradesini yansıttığı ifade edildi.

Sultan Heysem bin Tarık ile Cumhurbaşkanı Avn’ın gerçekleştirdiği resmi görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ele alındı; taraflar siyasi, ekonomik, yatırım, bankacılık, turizm, ulaşım ve lojistik hizmetler gibi alanlarda iş birliğini genişletme kararlılıklarını dile getirdi.

İki ülke, ikili iş birliğini güçlendirecek yeni anlaşmalar ve mutabakat zaptlarının imzalanması için çalışma yürütme konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ticari, kültürel ve bilimsel değişimi destekleme; özel sektörün ortaklık ve kalkınma fırsatlarından daha geniş biçimde yararlanmasının teşvik edilmesi kararlaştırıldı.

Bölgesel gelişmeler

Bölgesel gelişmelere ilişkin bölümde, iki taraf İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik devam eden saldırıları ile Arap topraklarının işgalinden duydukları derin kaygıyı dile getirdi. Bu adımların, 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyetin açık ihlali olduğu vurgulandı. Taraflar, saldırıların derhal durdurulması ve işgal altındaki tüm Lübnan ve Arap topraklarından tam çekilme çağrısında bulundu. Ayrıca gerilimin önlenmesi, istikrarın sağlanması, yerinden edilenlerin dönüşünün kolaylaştırılması ve yeniden imar çabalarına destek verilmesi gerektiği ifade edildi.

Umman tarafı, Lübnan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini yinelerken, devlet kurumlarının -başta Lübnan ordusu ve meşru güvenlik güçleri olmak üzere- güçlendirilmesinin ve Lübnan liderliğinin yürüttüğü ekonomik, mali ve idari reformların desteklenmesinin önemini vurguladı.

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bu sabah Maskat’taki el-Alam Sarayı'nda özel bir oturum gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın Umman resmi haber ajansı ONA’dan aktardığına göre, görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Ayrıca, iki ülke ve iki halkın yararına olacak iş birliği ve ortaklık fırsatlarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekildi; kültürel, ekonomik ve kalkınma alanları da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bağların daha da sağlamlaştırılması gerektiği belirtildi.


Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz