Dünya Gıda Programı sona erdi: Suriye’yi açlık mı bekliyor?

Dünya Gıda Programı’nın sona ermesiyle 2024 Suriye’de açlık yılı mı olacak?

Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)
Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)
TT

Dünya Gıda Programı sona erdi: Suriye’yi açlık mı bekliyor?

Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)
Suriyeliler, Dünya Gıda Programı’nın sağladığı yardımı teslim alıyor (Dünya Gıda Programı)

Yıl sonu yaklaşırken Suriyeliler daha da sefil bir yeni yıldan korkuyor. Bunun ilk işareti, Dünya Gıda Programı’nın (WFP), yardım programında zaten bir azalmaya yol açan finansman krizi nedeniyle Ocak ayında Suriye genelinde gıda yardımının durdurulacağını açıklaması oldu.

Bu açıklama, özellikle son üç ayda fiyatların hızla arttığı, Suriye’deki yaşam krizinin derinleştiği bir yılın ardından yapıldı. Yerel para birimi son üç yılda yüzde 83, bu yıl ise yüzde 53 oranında değer kaybetti.

Öte yandan Suriye’de 5 kişilik bir ailenin aşırı gıda yoksulluk sınırı, ayda 736 bin Suriye lirasına, aşırı yoksulluk sınırı 1,16 milyon Suriye lirasına, en yüksek yoksulluk sınırı ise 2022 yılında 1,6 milyon Suriye lirasına ulaştı. 2022 yılı yoksulluk sınırlarıyla karşılaştırıldığında maaşların ‘en yüksek, en düşük ve aşırı’ yoksulluk sınırlarının hepsinden daha düşük olduğu görülüyor.

Suriyelilerin rahatsızlığı

Suriye hükümeti, Birleşmiş Milletler’in (BM) kararı karşısında şaşkın. Öyle ki Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı ve Yüksek Yardım Komitesi Başkanı Mühendis Hüseyin Mahluf, Gıda Programı’nın Suriye’deki ülke temsilcisi Kenneth Crossley ile bir araya gelerek, program tarafından medya aracılığıyla yayınlanan duyuruya açıklık getirdi.

Lazkiye kırsalındaki Cebele şehrinde dün yaşanan depremde bir bina hasar gördü (Reuters)
Lazkiye kırsalındaki Cebele şehrinde dün yaşanan depremde bir bina hasar gördü (Reuters)

Bakan Mahluf, Suriye’nin önceden koordinasyon olmadan yapılan bu duyurudan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, “Bu durum, programın gidişatında insani yardım programlarının siyasallaştırılması yönünde bir sapma olduğunu gösteriyor” dedi. Mahluf ayrıca, yardıma muhtaç insan sayısındaki artış göz önüne alındığında, yardıma muhtaç kişilerin çoğunluğuna gıda yardımının durdurulması konusundaki çekincelerini dile getirdi.

Buna karşılık Kenneth ise mesajı program yönetimine ileteceğine ve Suriye halkına insani yardım sağlamaya devam etmek için çaba göstereceğine ve çözümler sunacağına söz verdi.

Korkunç sayılar

Suriye Politika Araştırma Merkezi’nin verileri, enflasyon oranlarını korkutucu olarak nitelendirdi. Suriye’de 2019- 2020- 2021 yıllarında yaşanan iyileşme sonrasında ekonomiyi desteklemek için gerekli olan ve şeker endüstrisi için ihtiyaç duyulan buğday ve şeker pancarı başta olmak üzere stratejik tarım, akaryakıt malzemelerine yönelik devlet desteğinin kaldırılması, tarımsal desteklerin azalması ve özellikle hükümetin yakın zamanda fiyatını artırdığı gübreler olmak üzere tarımsal malzeme fiyatlarındaki artışla birlikte sekteye uğradı. Bu durum birçok çiftçinin, özellikle hükümetin 2023 sezonu için bu ürünleri satın almak üzere belirlediği fiyatların tatmin edici olmaması nedeniyle, hükümet tarafından desteklenen buğday, pancar, pamuk ve diğer stratejik mahsulleri yetiştirme konusundaki isteksizliğini beyan etmesine yol açtı.

Suriye’nin orta kesimindeki Humus’ta buğday ve arpa mahsullerinin hasadı
Suriye’nin orta kesimindeki Humus’ta buğday ve arpa mahsullerinin hasadı

Şam’daki kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, gençlerin göç oranlarının son bir yılda arttığını ve çoğunluğunun Irak’a, özellikle de hâlâ Suriyelilerin kabul ettiği bir destinasyon olan Erbil’e yöneldiğini belirtti. Kaynaklar, bu yılın son aylarının, ister yoksul, isterse orta sınıf olsun, Suriyelilerin büyük çoğunluğu için çok zor geçtiğini belirtti.

Gazeteci Nizar el-Ferra, daha önce hükümete yakın SAMA TV’deki ‘Halkın Durumu’ adlı televizyon programında Suriyeli gençlerin Erbil’e göçünü ele almıştı. Lazkiye Havalimanı’ndan kalkan Suriye uçağıyla Erbil’e giderken, uçaktaki yolcuların yüzde 90’ından fazlasının yirmi yaş civarında genç erkekler olmasına şaşırdığını söyledi. Göçmenleri gözlemlediğini belirten Farra, bu göçmenlerin bir kesiminin aileleri nakit yardım ödeneği alamayan, zorunlu hizmetten kaçan gençler olduğunu, bir kesiminin vaat edilen göçten önce ellerindekini satarak Erbil’e gidenler olduğunu ve üçüncü bir kesimin de yatırımcılardan oluştuğunu dile getirdi. Gazeteci, Suriye’nin ve Suriye toplumunun maruz kaldığı ciddi tükenmeye dikkat çekerek, bugün göç edenlerin zorlu savaş yıllarını atlattıklarını, ancak son iki yıldır yaşanan ekonomik baskının, umutlarını yitirmelerine neden olduğunu söyledi.

Seksen kuşağı

Hükümet güçlerinin saflarında savaşan 1982 doğumlu Abbud, 1980’li yıllarda doğanların hepsinin yoksulluk, işsizlik ve askerlik koşulları altında ezildiğini ve Suriye’de kalma umutlarının tükendiğini söyledi. Abbud, “Silaha sarıldım ve hiçbir şeye ulaşamadım. Ülke sadece memurların çocuklarına aittir” derken, bu nedenle yedek görevinden vazgeçtiğini ve ülke dışına kaçmanın yolunu aradığını dile getirdi.

Suriye liraları ve dolarlar (Reuters)
Suriye liraları ve dolarlar (Reuters)

Bu yılın başından bu yana dolar kurunun yılbaşındaki 7 bin Suriye lirasından yaklaşık 14 bin Suriye lirasına fırlaması ve bununla birlikte fiyatların rekor seviyeye yükselmesi, komşu ülkelere sebze ve meyve ihracatının kapısının açılmasını sağladı. Bu durum ülke ekonomisi açısından önemli olmasına rağmen yerel pazarda sebze ve meyve fiyatlarını artırdı ve çoğu gıda, Suriyelilerin büyük çoğunluğu için ulaşılmaz bir hayal haline geldi.

WFP’nin Eylül ayında yayınladığı bir raporda, standart gıda sepeti fiyatının geçen yıla göre üç kat arttığı ve 938 bin Suriye lirasına ulaştığı belirtildi. Karaborsada 1 dolar, 14 bin Suriye lirası.

Raporda, asgari harcama sepetinin üst üste on dördüncü ayda da arttığı, bunun da hükümetin akaryakıt sübvansiyonlarını kaldırmasından kaynaklandığı belirtildi.

WFP ayrıca, kışın gelmesi ve bölgedeki yükselişin devam etmesiyle birlikte enerji malzemeleri ve yakıtlara yönelik artan talep ortasında fiyatlardaki artışın devam edeceği konusunda da uyarı yaptı.

Programın, Suriye’deki 3,2 milyon insana yönelik açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmek amacıyla önümüzdeki altı ay boyunca gıda yardımı sağlamak için 134 milyon dolara ihtiyacı var. Önceki yıllarda program 5,5 milyon kişiye gıda ulaştırmıştı.

Suriye’de savaş ve iklim değişikliği nedeniyle tükenen bir tarım alanının resmi (BM web sitesi)
Suriye’de savaş ve iklim değişikliği nedeniyle tükenen bir tarım alanının resmi (BM web sitesi)

Programa göre, son yıllarda yardımların önemli ölçüde azaldığı ülkede 12 milyondan fazla Suriyeli açlığın kurbanı oldu.

Gelecek yılın başında yardımların durdurulacağının duyurulması ile WFP, bazı çocuk beslenme planlarının sürdürülmesi ve çiftçilerin geçim kaynaklarının desteklenmesinin yanı sıra, doğal afetlerden etkilenen aileleri daha küçük programlarla desteklemeye devam edeceğini belirtti.

Ayrıca Programın, son on yılda 4,8 milyon ton gıda, 300 milyon dolardan fazla nakit yardım ve 800 milyon dolar mal ve hizmet dağıtımı için 3 milyar dolar harcadığı aktarıldı.



Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
TT

Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nin gelecekteki yönetiminden çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin belirsizlik ve kafa karışıklığı, özellikle de hareketin Washington'un kendisiyle doğrudan müzakerelerde siyaset sahnesinden çıkarılmasını istemediği yönündeki iddialarının ardından artıyor. Ancak konu hakkında bilgi sahibi bir Mısırlı kaynak Şarku’l Avsat'a, “Mısır ve Katar'daki arabulucuların sürecin karmaşıklığına rağmen durumla başa çıkabilecek kabiliyete sahip olduklarını” söyledi.

Hamas liderlerinden Tahir en-Nunu pazar günü Reuters'a yaptığı açıklamada, Hamas liderleri ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında birkaç toplantı yapıldığını doğruladı.

En-Nunu, “Doha'da çifte vatandaşlığa sahip bir esirin serbest bırakılmasına odaklanan birkaç toplantı yapıldı. Filistin halkının çıkarları doğrultusunda olumlu ve büyük bir esneklikle hareket ettik” ifadelerini kullandı.

En-Nunu, Hamas temsilcileriyle gerçekleştirilen diyalog oturumlarında ABD tarafının Hamas'ın Filistin siyasi sahnesinden çıkarılmasını önermediğini belirtti.

Bu gelişme, Hamas'ın daha önce Mısır ve Katar'daki arabuluculara savaştan sonra Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmeyi kabul ettiğini bildirmesine rağmen yaşandı.

Söz konusu gelişme aynı zamanda dün Katar'ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes anlaşmasına ilişkin yeni tur müzakerelerin başlamasıyla aynı zamana denk geldi. Anlaşmanın ilk aşaması 1 Mart'ta sona ererken İsrail savaşın sona ermesi anlamına gelen ikinci aşamaya geçmeyi reddetti.

İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki varlığını tamamen sona erdirmekte ısrar ederken, Hamas sadece iktidarı devretmeyi kabul ediyor, ancak Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Filistin topraklarında işgale karşı direnmeye devam etme hakkını koruyor.

xsdfrgt
Savaş sırasında güneye doğru yerlerinden edilen Filistinliler geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine geri dönüyor. (Reuters)

Konuyla ilgili bilgi sahibi Mısırlı bir kaynak, “Washington'un Hamas ile doğrudan müzakerelere başlaması ateşkes görüşmelerine kesinlikle gölge düşürdü. Buradan çıkan sinyaller, ABD'nin on yıllardır terör örgütü olarak sınıflandırdığı harekete karşı tutumunu değiştirdiğini gösterdi” dedi.

Ancak kaynak, ‘buna rağmen Mısır ve Katar'daki arabulucuların en başından beri varılan mutabakata göre ateşkesin uygulanmasına devam ettiklerini, bunun da nihayetinde Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağını öngördüğünü ve hareketin arabuluculara ilettiği ve değişmeyen pozisyonunun bu olduğunu’ belirtti.

Kaynak, ‘değişkenlerin ve çelişkili sinyallerin müzakerelerin karmaşıklığını arttırdığını ve bunlarla başa çıkmak için daha fazla çaba gerektirdiğini, ancak Mısır ve Katar'ın durumu çözme ve bununla başa çıkma yeteneğine sahip olduğunu’ vurguladı.

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Halid Ukkaşe ise Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Washington'un Hamas'la doğrudan müzakerelere başlamasının ardından İsrail ile ABD arasında bir çatışma durumu ortaya çıktı. Zira bundan önce iki tarafın Hamas'a karşı tutumları tamamen uyumluydu. Ancak şimdi Washington'un, Hamas'ın elindeki Amerikalı esirlerin serbest bırakılması için tutumunda bir değişiklik yaptığı görülüyor.”

Ukkaşe sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem İsrail hem de ABD şimdi birbirleriyle çelişen tutumları nedeniyle birbirlerini suçluyor; bu da kesinlikle ateşkes görüşmelerine yansıyan bir kargaşa durumu yarattı. Ancak iyi olan husus, Kahire'nin Hamas'ın Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaştırılması önerisi üzerinde Arapların mutabık olması ve Mısır ve Katar'daki arabulucuların müzakereler sırasında buna güveniyor olması.”

Mısır Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Enformasyon Servisi geçtiğimiz kasım ayında, El Fetih ve Hamas temsilcilerinin Kahire'de yapılan bir toplantıda Gazze Şeridi'nin savaş sonrası yönetimine ilişkin Mısır'ın önerisini kabul ettiklerini duyurdu.

Mısır'ın önerisi, Gazze Şeridi için ‘Gazze Şeridi Halkını Destekleme Topluluğu Komitesi’ adında bir idari organ kurulmasını ve bu organın sivil işlerin idaresinden, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım sağlamaktan, Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasından ve İsrail askeri operasyonlarında yıkılan yerlerin yeniden inşasına başlanmasından sorumlu olmasını öngörüyor.

Suudi siyasi analist Muhammed el-Harbi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'de kısa süre önce düzenlenen Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde Mısır tarafından sunulan ve Gazze Şeridi'ni bir sonraki aşamada Arap desteği ve Filistin şemsiyesi altında yönetecek bağımsız bir komitenin kurulmasını içeren planın onaylandığı açıklandı” dedi.

El-Harbi şöyle devam etti: “Hamas ile ABD arasındaki müzakereler sırasında söylenenler ya da yapılanlar normal. Müzakereler sırasında doğal manevralar gerçekleşir ve her iki taraf da mümkün olan azami menfaati elde etmek için meseleleri çözmeyi sonuna kadar erteler.”

Geçtiğimiz şubat ayında Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt Hamas'a Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmesi çağrısında bulunmuş ve bu çağrı Arap ülkeleri tarafından Filistin halkının menfaatine olduğu gerekçesiyle desteklenmişti.

Washington'daki Ortadoğu Çalışmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Hasan Muneymine ise “Hamas ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında gerçekleşen görüşmeleri ‘Washington ile Hamas arasında müzakereler’ olarak adlandırmanın yanlış olduğunu” söyledi.

Muneymine Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Boehler'in tek bir dosya ile görevlendirildiğini, bunun da rehine dosyası olduğunu, dolayısıyla bu dosyanın tamamlanması ve esirlerin serbest bırakılması için Hamas ile iletişim kurma yetkisine sahip olduğunu, Hamas'ın geleceği ya da ateşkesin geleceği hakkında konuşma yetkisine sahip olmadığını” belirtti.

Hamas'ın durumu istismar etmek ve taleplerini elde etmek için çalıştığını vurgulayan Muneymine, “Ancak Boehler'in elinde hiçbir şey yok. Dolayısıyla Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki siyasi sahneden çekilmesini önermediğine ya da bunu Washington'dan gelen bir pozisyona dönüştürmediğine güvenilemez” ifadelerini kullandı.