Açlıktan ölüm Gazze halkı için gerçeğe dönüştü

Gazze'de açlık krizi, çocukların hayatını kaybetmesine neden oluyor, aileler sevdiklerini ayaklarının altına gömmekten başka çare bulamıyor

(Mahmud Hams/AFP)
(Mahmud Hams/AFP)
TT

Açlıktan ölüm Gazze halkı için gerçeğe dönüştü

(Mahmud Hams/AFP)
(Mahmud Hams/AFP)

Açlıktan öldü.

Gazze'de yerinden edilenler için barınma merkezlerine dönüştürülen okullardan birinde, kucağında kızının naaşını taşıyan Hani, 3 kez art arda böyle bağırdı.

Hani'nin kızı Jana Kudih, açlıktan ölümlerin yaşandığı Gazze'de yetersiz beslenme nedeniyle hatayını kaybedenlerden sadece biriydi.

14 yaşındaki Jana, yaşamının son 3 gününde hiçbir şey yiyemedi.

Sadece kirli su içen Jana, ondan önce de savaş günleri boyunca günde sadece bir kez 3 hurma yiyebilmişti. 

Yiyecek çiğneyemiyordu

Jana serebral palsi (beyin felci) hastasıydı ve özel tıbbi beslenme bakımına ihtiyacı olduğundan her türlü yemeği yiyemiyordu.

Jana'nın ailesi İsrail sınırına yakın bir yerde, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinde yaşıyordu ancak savaş nedeniyle evini tahliye ederek barınma merkezine dönüştürülen bir okula sığınmak zorunda kaldı.

Jana'nın ancak sıvı besinler tüketebildiğini anlatan babası Hani, "Bir şırıngayla besleniyordu, yiyeceği sıvı olmalıydı. Fakat savaşta yiyecek yok, elektrik yok, yiyecekleri öğütecek elektrikli alet de yok" dedi. 

Ailesi onu hurmayla beslemek zorunda kaldı. Hurmayı çiğnedikten, sonra ağzından çıkarıp kızına yedirdiğini söyleyen babası Hani, bunun kızı için sağlıklı, uygun veya yeterli olmadığını bilmesine rağmen, başka şansları olmadığını anlattı. 

Hani, kızının ciddi derecede yetersiz beslenmeden acı çektiğini ve bunun hayatını kaybetmesine neden olduğunu belirtti. 

Jana hayatını kaybetmeden önce vücudu zayıftı, yüzü sararmaya başlamıştı ve sürekli ishal oluyordu.

Durumu kötüleşince Hani onu hastaneye götürmeye karar verdi ancak başaramadı. Zira İsrail, Han Yunus şehrine karadan saldırı başlattı ve o bölgedeki hareketi engelledi.

Okula defnedildi

Okul çevresinde hava ve topçu bombardımanının durmadığını söyleyen Hani, İsrail ordusunun bölgede hareketi engellediğini anlattı.

Okuldan ayrılmak büyük bir risk olsa da kızını kurtarmak için insan hakları kuruluşlarına ve uluslararası kuruluşlara başvuran Hani'nin yardım çığlıklarına kimse yanıt vermedi.

Baba, mezarlığın sadece 800 metreden fazla uzakta olmamasına rağmen, askeri araçların müdahalesi nedeniyle kızı için okul bahçesine kendi elleriyle bir mezar kazdı ve oraya defnetti. 

Jana yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti ancak o açlık kriziyle karşı karşıya olan ilk ve son Gazzeli değil.

Uluslararası kurumlar ve insan hakları kurumları tüm Gazzelilerin açlık çektiğini ve bununla tek başlarına mücadele ettiklerini biliyor olsa da aralık ayının başından bu yana 98 diğer vaka da kimse kurtaramadan aynı nedenle hayatını kaybetti. 

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi (Euro-Med) Gazze Şeridi'nin güneyindeki barınak merkezlerinde aşırı açlık nedeniyle çok sayıda çocuğun hayatını kaybettiğini, bunların çoğunun da Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) bağlı okullarda kaldığını belirtti.

Açlıktan ölmek

Açlığa bağlı ölümler yalnızca Han Yunus kentiyle sınırlı kalmadı, Gazze Şeridi'nin orta bölgesi, Gazze Şehri ve kuzeyinde de insanların hayatını kaybettiği gözlemlendi ve bu bölgelerde uygulanan tecrit nedeniyle hikayeler daha da kötüleşti.

Deir el-Balah'ın merkezindeki Mescid-i Aksa Hastanesi'nde doktorlar, yetersiz beslenme nedeniyle ölmek üzereyken tıbbi tesise getirilen yerinden edilmiş Suha el-Acla'yı kurtaramadı.

Hastane yatağında yatırıldıktan dakikalar sonra hayatını kaybetti. 

Suha'nın kardeşi Kemal el-Acla, "Marketlerde alacak yiyecek bulamadık. Kız kardeşim de psikolojik durumunun kötüleşmesinden dolayı yemek yemeyi reddetti. 66 günden fazla bir süre yemek yemeden yaşadı. Ölmeden önce sadece su içti" dedi. 

Acla, "İnsani yardım konvoylarının geçişini duyduk, hatta gördük. Ama bize dağıtılmadı, bu durum çok kötü ve bu yüzden kız kardeşimi kaybettik. Yiyecek yardımlarına ihtiyacımız yok ama pazarlarda da yiyecek yok, hayat korkutucu hale geldi, kimse açlıktan ölmez diye duyardım ama Gazze'de yetersiz beslenmeden ölüyoruz" dedi. 

Ölümler artıyor

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Han Yunus kentindeki saha gerilimi ve İsrail ordusunun orta bölge, Gazze Şehri ve kuzeyini tecrit etmesi nedeniyle Gazze Şeridi'ne giren sınırlı yardımın birkaç gündür yalnızca Refah şehrine dağıtıldığını belirtti.

Ayrıca Euro-Med Başkanı Ramy Abdu, yetersiz beslenme nedeniyle sağlık sorunları yaşayan UNRWA okullarında açlıktan ölen çocukların sayısının arttığını belirtti.

Birkaç gün önce UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini yaptığı uyarılarda açlıktan ölümü de değinmişti.

Lazzarini "Gazze'de açlık had safhada ve bir, iki, üç gündür yemek yemeyen insan sayısı giderek artıyor. İnsanların hiçbir şeyi yok" ifadelerini kullandı.

Yardımların eksikliği

Bu konuyla ilgili olarak Dünya Gıda Programı İcra Direktörü Cindy McCain "Doğrudan açlık nedeniyle ölüm durumu gerçeğe dönüştü. Yiyecek ve su kaynaklarının bulunmaması nedeniyle ortam buna uygun" ifadelerini kullandı.

McCain konuşmasında "Mevcut durumda açlık ihtiyacını karşılamanın imkânı yok, bu nedenle insani yardım akışının artırılması ve Gazze Şeridi'nin her bölgesine dağıtımının sağlanması gerekiyor" ifadelerine de yer verdi. 

İsrail'de siyasi ve güvenlik işlerinden sorumlu mini bakanlar konseyi Kerem Shalom ticari sınır kapısının yalnızca insani yardım akışı amacıyla açılmasına, şu anda Gazze Şeridi'ne gıda sağlayan Refah Sınır Kapı'sının yanı sıra çalışmasına karar verdi.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, "Gazze Şeridi'ne 195'ten fazla yardım kamyonu geçti. Biz Gazze Şeridi sakinleriyle değil, Hamas hareketiyle savaşıyoruz" açıklamasında bulundu.

Independent Arabia - Independent Türkçe



İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
TT

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah (Pazar) Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.

Vakıflar Dairesi'ne göre: bu sabah Ben-Gvir, İsrail Likud partisinden bir Knesset üyesi olan Amit Halevi birlikte bin 251 yerleşimci ile bir provokatif bir yürüyüşe öncülük etti.

İsrail basınında yer alan video görüntülere göre, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir grup İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.

Baskında Yahudilik inancına göre Tapınak'ın yıkılış dönümünü (Tişa BeAv) anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi..

frtgbftr
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz Mayıs ayında Kudüs'ün Eski Şehrindeki Şam Kapısını ziyaret etmek üzere yürürken (Reuters)

Ben-Gvir, Ortadoğu'daki en hassas bölgenin kurallarına karşı gelerek Tapınak Tepesi'nde dua ettiğini söyledi. Müslüman yetkililerle on yıllardır süren hassas “statüko” düzenlemeleri uyarınca Tapınak Tepesi Ürdünlü bir dini kurum tarafından yönetiliyor ve Yahudiler burayı ziyaret edebiliyor ancak dua edemiyor.

Tapınak Tepesi İdaresi (TMA) adlı küçük bir Yahudi kuruluşu tarafından yayınlanan videolarda Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'nde ibadet eden bir gruba liderlik ettiği görülüyor. İnternette dolaşan diğer videolarda ise dua ederken görülüyor.

Ben-Gvir daha önce bölgeyi ziyaret etmiş ve burada Yahudilerin ibadet etmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuş, Başbakan Binyamin Netanyahu da bunun İsrail'in politikası olmadığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Ben-Gvir yaptığı açıklamada İsrail'in Gazze savaşında Hamas'a karşı zafer kazanması ve orada silahlı gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin geri dönmesi için dua ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmesi çağrısını yineledi.

İsrail'in Tapınak Tepesi'ndeki kuralları değiştirdiği yönündeki iddialar Müslüman dünyasında öfke yaratacak ve geçmişte şiddet olayları patlak vermişti. Bugün herhangi bir şiddet olayı yaşanmamıştır.

fghyu
Bir İsrailli sertlik yanlısı 23 Haziran 2025 tarihinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı önünde yürürken (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyareti kınayarak bunun “tüm kırmızı çizgileri aştığını” söyledi.

Sözcü Rudeyne yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, özellikle de ABD yönetiminin, yerleşimcilerin suçlarına ve aşırı sağcı hükümetin Mescid-i Aksa'daki provokasyonlarına son vermek, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve insani yardım getirmek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın Mescid-i Aksa'ya saldırısını kınayarak kabul edilemez bir provokasyon  olarak nitelendirdi.

Filistin Haber ve Bilgi Ajansı'na WAFA göre aşırılık yanlısı sömürgeci Tapınak Tepesi örgütleri, İncil'de ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümü’ olarak bilinen güne denk gelen bugün Mescid-i Aksa'ya geniş çaplı bir baskın düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Kudüs Valiliğine göre bu yılki yıldönümü Mescid-i Aksa için en tehlikeli günlerden biri olarak görülüyor çünkü Tapınak Tepesi grupları, hükümetin aşırılık yanlısı gündemlerinin arkasında tam bir uyum içinde olmasından yararlanarak dini ve yasal kırmızı çizgileri aşmak için niteliksel bir girişimle üç Ağustos'u en büyük saldırı günü haline getirmeyi planlıyor.

fghyju
Kudüs (DPA)

WAFA, Ben-Gvir'in polis memurlarına İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'da dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin vermeleri yönünde talimat vermesinden sadece birkaç hafta sonra, özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında camiye düzenlediği baskın sırasında Tapınak Tepesi'nde dua ve secdenin mümkün hale geldiğini ve mevcut statükonun açık ve tehlikeli bir şekilde ihlal edildiğini açıklamasının ardından, yeni gerçeklikleri zorla dayatmanın önünü açan bir adım olarak bu tırmanışa eşi benzeri görülmemiş bir kışkırtma ortamının eşlik ettiğine dikkat çekti.