İsrail ile Rusya ilişkileri, Hamas’a karşı savaş nedeniyle daha da kötüleşiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

İsrail ile Rusya ilişkileri, Hamas’a karşı savaş nedeniyle daha da kötüleşiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Uzmanlar ve gözlemciler, İsrail ve Rusya’nın Hamas, İran ve Suriye konusunda yıllardır farklı çıkarlara sahip olduğunu ve bunun Hamas’ın İsrail topraklarına yönelik benzeri görülmemiş saldırısının ardından aniden hızlanan ilişkilerinde yavaş yavaş bir kötüleşmeye neden olduğunu düşünüyor.

Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre İsrailli tarihçi Simon Goldin, 7 Ekim’de meydana gelen saldırıda kaydedilen bin 140 can kaybı arasında Rus vatandaşlarının da bulunmasına rağmen Moskova’nın söz konusu saldırıyı kınamamasının ‘kirli bir ihanet’ olduğunu söyledi.

Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nden Rusya araştırmaları alanında çalışan bir araştırmacı olan Goldin, Gazze Şeridi’ndeki İslami hareket tarafından rehin tutulan kişilerin serbest bırakılması konusunda doğrudan müzakereler kapsamında Hamas liderlerini Moskova’da ağırlayan Rusya hakkında “Bizim değil, saldırganın yanında duruyor” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı Nazilerin Leningrad kuşatmasına benzetti.

İsrail’in 7 Ekim saldırısına yanıt olarak Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı, Hamas hükümetinin verilerine göre Filistin tarafında 19 bin 450’den fazla kişinin ölümüne yol açan savaş konusunda Rusya, Birleşmiş Milletler olarak ateşkes çağrısı yapma önerisini destekliyor.

İsrailli dilbilimci Cyril Aslanov “Bu, Sovyetler Birliği’nin 1991'de dağılmasından bu yana yaşanan sözde yakınlaşmanın sadece bir yanılsama olduğunu ortaya koyan önemli bir olaydır” dedi.

Rusya, demokratik dönüşümünün ardından İsrail’le birçok siyasi ve kültürel alanda iş birliği yaptı. İsrail’e yapılan gezilerin sayısı arttı.

Eski Sovyetler Birliği döneminde Batı’yla müttefik olarak görüldüğü için Yahudilerin bu topraklara göç etmesinin engellenmesinin ardından, Rusya’da Yahudi karşıtı kampanyaların üstesinden gelmek amacıyla on yıl boyunca her düzeyde fikir alışverişinde bulunuldu.

‘İsrail kendini kandırdı”

Şu anda, Aslanov’un Yahudi kültürünü Rus üniversitelerinde yaymak için gezilerini yoğunlaştırdığı dönem çok uzak görünüyor.

İsrail, Yahudilere yönelik yeni ve ani bir nefret dalgası nedeniyle Rusya’nın bazı bölgelerine seyahat edilmemesini tavsiye etti.

Ekim ayının sonunda Tel Aviv’den gelen bir uçak inmeden önce düşmanca kalabalıkların bastığı Dağıstan havaalanından çekilen fotoğraflar, Rusya İmparatorluğu’nda katliamlarla ilgili kötü anıları hatırlattı.

Aslanov “İsrail de tüm Batı demokrasileri gibi kendini kandırmış” dedi.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal denemesinin ardından İsrail, Moskova’ya yaptırım uygulanmasına veya Kiev’e silah teslim edilmesine katılmamıştı ancak bu durum o zamandan bu yana değişti.

İsrail’in eski Moskova büyükelçisi Arkadiy Milman, ülkesinin ‘Rusların hava sahasını kontrol ettiği ve İsrail’in İran yanlısı savaşçılara saldırmasına ve İran tarafından sağlanan silahların transferini engellemesine izin verdiği’ Suriye’deki hareket özgürlüğünü korumak istediğini söyledi.

Rusya’nın 2022 başlarında Ukrayna’ya işgal denemesinden bu yana, Tahran’ın Moskova’ya insansız hava araçları vermesiyle İran-Rusya ekseni açıkça oluştu.

College of Europe’dan yardımcı araştırmacı Edward Weisband, “İran’ın buna karşılık Rusya’nın İsrail’i Suriye’de etkisiz hale getirmesini istediği açık ve bu İsrail için kabul edilemez’ ifadelerini kullandı.

Hayal kırıklığı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu durumun ciddiyetini gösteren bir adımla, ‘Rusya ile İran arasındaki tehlikeli iş birliğini’ eleştirerek, Kremlin’in Birleşmiş Milletler’de benimsediği tutumlardan memnuniyetsizliğini dile getirdi.

Bunun yanı sıra bir de İsrail’in yok edilmesini isteyen İran İslam Cumhuriyeti’nin atom bombasına sahip olacağı korkusu da bulunuyor.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin geçtiğimiz günlerde Moskova’ya yaptığı ziyaret bu durumu kanıtladı. Kariyerine Sovyetler Birliği'nde başlayan Milman “İsrail, ABD tarafından desteklendiği için Batıya karşı olan bu ittifakla kendisini karşı karşıya buluyor” dedi.

Devamlı iletişimsizlik belirtileri artıyor. Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacı Milman’a göre, İsrail Ukrayna’ya yaklaştı ve Rusya, İsrail’e Yahudi göçüne yardım etmekten sorumlu olan ‘Yahudi Ajansı’nın Rusya şubesine karşı harekete geçti.

Weisband, Kremlin’in bir Filistin devletinin kurulmasından yana tutumunun, Güney ülkeleri için itici bir güç olma ve Kutsal Topraklardaki ‘Ortodoksları’ koruma hırsını güçlendirdiğini belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin daha önce, Kudüs’te, Çar II. Aleksandr’ın satın aldığı arazide, içinde Alexander Nevsky Kilisesi’nin de bulunduğu bir kompleksin mülkiyetini talep etmişti.

Simeon Goldin “Ancak tüm bu sıkıntılara rağmen diyalog durmadı, Vladimir Putin ve Binyamin Netanyahu hala konuşuyor” ifadelerini kullandı.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."