Beşli Komite’nin büyükelçileri yol ayrımında

Komite, Lübnan yönetiminin Gazze savaşından ayrılması konusunda yol ayrımında bulunan Beşli Komite yarın Berri ile bir araya gelecek.

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari ile görüştü. (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari ile görüştü. (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)
TT

Beşli Komite’nin büyükelçileri yol ayrımında

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari ile görüştü. (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Suudi Arabistan'ın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari ile görüştü. (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)

Lübnan'daki siyasi çevreler ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar büyükelçilerinden oluşan ‘Beşli Komite’nin Lübnan'a yönelik tutumunun, yarın Meclis Başkanı Nebih Berri ile gerçekleşecek görüşmeyle belirlenmesini umuyor.

Diğer yandan bu, Fransa'nın Beyrut büyükelçisi Hervé Magro'nun cumhurbaşkanlığı seçiminin krizden çıkarılmasının önünde engel oluşturmaya devam eden ‘zorunlu imtiyaz’ döneminin sona erdirilmesini talep ettiği tarihi oluşturuyor.

Bu adım, daha önce Demokratik Buluşma Bloğu ve Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) ile Şii ikili tarafından desteklenen Marada Hareketi Başkanı ve Eski Milletvekili Süleyman Franciyye karşısında Eski Bakan Cihad Azur'un adaylığını destekleme konusunda çatışan muhalefet güçleri ve Direniş Ekseni’ne mensup milletvekillerinin arasında iletişim olmadığı bir dönemde gerçekleşiyor. Fransa Cumhurbaşkanlığı’nın elçisi Jean-Yves Le Drian'ın Beyrut'a yaptığı son ziyarette vardığı sonuca cevaben, en azından öngörülebilir gelecekte üçüncü bir aday arayışına girme konusunda istekli görünmüyor.

Timur Canbolat başkanlığındaki Demokratik Buluşma Bloğu ve Cibran Basil liderliğindeki ÖYH ile birlikte muhalif güçlerin, Azur'un adaylığı konusunda uzlaşmaya varıp varmayacakları ya da adaylığına bağlı kalarak üçüncü bir cumhurbaşkanı adayının seçilmesine zemin hazırlayıp hazırlamayacakları bilinmiyor. Ancak, Lübnan Kuvvetleri ve ÖYH üyelerinin çoğunluğu, bu yılın bütçe kanununun kabul edildiği yasama oturumlarında, Azur'u desteklediklerini belirttiler.

Azur savaşa giriyor

Ancak Muhalefet ve ÖYH’nin Azur'u aday göstermekte ısrar etmeleri ve Azur'un tatil için Beyrut'ta bulunduğu sırada görüştüğü milletvekillerine cumhurbaşkanlığı seçim mücadelesine devam edeceğini söylemesine karşı, eski Sosyalist İlerlemeci Parti Lideri Velid Canbolat, seçilmesine ilişkin mutabakatın güçlü bir parlamento bloku tarafından desteklenmesi şartıyla Franciyye veya başka bir adayın seçilmesine itiraz etmediğini açıkladı. Söz konusu blokların ya ‘Güçlü Cumhuriyet Bloku’ (Lübnan Kuvvetleri) ya da ‘Güçlü Lübnan Bloku’ (ÖYH) olduğuna işaret edildi.

Velid Canbolat, Clemenceau'daki evinde onuruna tertip ettiği bir davet sırasında yaptığı konuşmada herhangi bir bloğun desteğini almayan bir başkanın seçilmesini desteklemediğini, ayrıca ‘Demokratik Buluşma’yı Hristiyanlarla çatışmaya sokmaktan kaçındığını söyledi. Bununla birlikte Franciyye'den yana tavır aldığını söylemek doğru değil.

Baba Canbolat’ın ayrıcalığı

Bu nedenle, Baba (Velid) Canbolat'ın, cumhurbaşkanlığı konusundaki yeni duruşu, beklenenden daha fazla yük yüklemeye uygun değil. Canbolat, cumhurbaşkanlığındaki boşluğu sona erdirmeyi önceliyor, ancak bu gelişigüzel bir şekilde olmamalı. Aksi takdirde, güçlü bir Hristiyan milletvekili bloğunun desteğini şart koşmazdı.

Beşli Komite’nin büyükelçilerinin, parlamento bloklarının liderleriyle görüşmelerine başlaması, milletvekillerini üçüncü bir adayın tercih edilmesi yönünde teşvik etmenin bir parçası olarak geliyor. Hiçbir adayı kabul etmeden, kararın milletvekillerine ait olduğu cumhurbaşkanı seçimine müdahale etmemeye çalışıyorlar.

Şarku'l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Beşli Komite’nin büyükelçilerinin girişimi, cumhurbaşkanlığı dosyasını yeniden canlandırmak ve parlamenter grupların uzlaşmacı bir cumhurbaşkanı seçmeye ne kadar hazır olduğunu teyit etmek için başlatıldı. Beşli, daha önce cumhurbaşkanında bulunması gereken nitelikleri belirlemiş ve bu niteliklere sahip bir aday üzerinde anlaşmaya varabilmeleri için grupların nabzını tutmaya çalışıyor. Beşli, grupların Jean-Yves Le Drian ile yapılan görüşmelerde dile getirdikleri dışında yeni bir yaklaşımları olup olmadığını da öğrenmek istiyor. Bu sayede Beşli, önümüzdeki toplantısında somut bir temele dayanarak ilerleyebilir ve ilk noktaya, yani sıfıra dönmekten kaçınabilir.

Beşli arasında anlaşmazlık yok

Şarku'l Avsat’ın Franciyye’ye yakın bir parlamento kaynağından elde ettiği bilgilere göre Katar'ın Beyrut Büyükelçisi Suud bin Abdurrahman bin Faysal Al Sani, Lübnan'daki Marada Hareketi liderliğine Beşli'nin bu turdaki en önemli hedefi, parlamenter gruplara Beşli içinde herhangi bir görüş ayrılığı olmadığını ve bu nedenle cumhurbaşkanlığı seçiminin uzamasına neden olan tercihlerinde ısrar etmelerine gerekçe oluşturamayacaklarını açıkça göstermek olduğunu ifade etti.

Beşli Komite’den bir kaynak, İran'ın komiteye dahil edilmesiyle ilgili dolaşan spekülasyonlar hakkında, bu durumun gündemde olmadığını doğruladı. Kaynak, Fransa ve Katar'ın, İran ve Hizbullah ile iletişimde olduklarını ve bu aktörlerle istişarelerini sürdürdüklerini belirtti. Ancak, İran'ı ve Hizbullah’ı, cumhurbaşkanlığı seçimini Gazze'deki savaşla bağlantılı hale getirmemeleri konusunda ikna etmeye çalıştılar. Çünkü bu tür bir bağlantı, cumhurbaşkanlığı seçiminin uzun bir süre ertelenmesine yol açabilir.

Üçüncü seçenek

Beşli Komite büyükelçilerinin turunu tamamlamaları ve üye ülkelerin temsilcileri seviyesindeki toplantıları için hazırlık yapmalarıyla, üçüncü bir cumhurbaşkanı adayı seçeneği hala en güçlü ihtimal olarak görünüyor. Bununla birlikte, Franciyye'nin başkanlık mücadelesine devam etmek konusundaki kararlılığı ve adaylıktan çekilmeye niyetinin olmaması, rekabetin onun ve Genelkurmay Başkanı Joseph Avn arasında olacağını gösteriyor.

Soru şu: Beşli, cumhurbaşkanlığı seçimini engelleyen tıkanıklığı aşabilecek mi, yoksa cumhurbaşkanlığı boşluğu, Gazze cephesindeki durum netleşene kadar devam mı edecek? İran, müttefiki Hizbullah'a müdahale ederek tavrını yumuşatmasını ve cumhurbaşkanlığı seçiminin Gazze'den Güney Lübnan'a uzanan diğer gelişmelerden bağımsız hale gelmesini sağlayabilir mi? Uluslararası toplum, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu dizginlemek ve savaşı kuzey cephesine yaymasını engellemek için garanti vermezse, Lübnan iç bölünmüşlüğü arttığı ve muhalefet Hizbullah'ı savaş ve barış kararını kontrol etmekle suçladığı için, genişlemenin faturasını ödemeye hazır değil. Bu durum, geçici hükümetin uluslararası toplumdaki siyasi yükünü hafifletme çabalarına da ters düşüyor.

Son olarak Gazze'deki savaşı durdurmaya yönelik uluslararası çabalara ayak uyduranlar var. Çünkü bu savaşın sona ermesi, Beşli Komite’nin cumhurbaşkanının seçilmesine yönelik çabalarını güçlendirmek için kapıları aralayacaktır.



İsrail’de 7 Ekim saldırısını soruşturan hükümet komisyonunun yetkilerini aşırı sağcı bakanlar belirleyecek

İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Knesset'teki bir oturumda (Reuters - Arşiv)
İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Knesset'teki bir oturumda (Reuters - Arşiv)
TT

İsrail’de 7 Ekim saldırısını soruşturan hükümet komisyonunun yetkilerini aşırı sağcı bakanlar belirleyecek

İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Knesset'teki bir oturumda (Reuters - Arşiv)
İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Knesset'teki bir oturumda (Reuters - Arşiv)

İsrail Kabine Sekreteri Yossi Fuchs dün yaptığı açıklamada, iktidardaki Likud Partisi’nden Adalet Bakanı Yariv Levin’in, Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihindeki saldırısıyla ilgili başarısızlıkları soruşturmakla görevli tartışmalı hükümet komisyonunun yetki alanını belirlemek üzere bir bakanlar komisyonuna başkanlık edeceğini duyurdu. Bu karar, hükümetin muhalifleri tarafından sert şekilde eleştirildi.

Fuchs, hükümet üyelerine gönderdiği mektupta, komisyonda Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in yanı sıra Smotrich’in lideri olduğu Dini Siyonizm Partisi’nden Yerleşim ve Ulusal Görevler Bakanı Orit Strook ve Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi’nden Miras Bakanı Amihay Eliyahu’nun yer alacağını belirtti.

Komisyon, Adalet Bakanı Levin’in Likud Partisi’nden meslektaşları da dahil olacak. Bunlar arasında Tarım Bakanı Avi Dichter, Bilim ve Teknoloji Bakanı Gila Gamliel, Diaspora İşleri Bakanı Amichai Shikli ve Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar liderliğindeki Yeni Umut partisinden Maliye Bakanı Ze'ev Elkin yer alıyor.

İsrail gazetesi The Times of Israel'e göre bakanlar komisyonuna, 7 Ekim’i soruşturan komisyonun görev tanımı, araştırılacak konular ve zaman çerçevesi dahil olmak üzere tavsiyelerini hükümete sunması için 45 gün süre verilecek.

Elkin dışında komisyondaki tüm bakanlar, Hamas liderliğinde binlerce unsurun Gazze çevresindeki yerleşim yerlerine saldırarak yaklaşık bin 200 kişiyi öldürdüğü ve 251 kişiyi rehin aldığı 7 Ekim saldırısı sırasında görevdeydiler.

Başbakan Binyamin Netanyahu'ye eleştirenler, Hamas saldırısında hayatını kaybedenlerin aileleri de dahil olmak üzere, saldırı öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşanan siyasi ve istihbarat alanlarındaki başarısızlıkları araştırmak üzere resmi bir komisyon kurulmasını talep ediyorlar. Kamuoyu yoklamaları, İsraillilerin büyük çoğunluğunun saldırıyla ilgili resmi bir soruşturma komisyonu kurulmasını desteklediğini gösteriyor, ancak Netanyahu, komisyonun kurulmasının yargı tarafından belirleneceği gerekçesiyle bunu reddediyor. Netanyahu liderliğindeki mevcut hükümeti, yargı reformu yoluyla yargıyı zayıflatmaya çalışıyor.

İsrail hükümeti geçtiğimiz pazar günü ‘mümkün olan en geniş halk desteğiyle2 kendi özel soruşturma komisyonunu kurmak için oylama yaptı.

Fuchs’un açıklamasına yanıt olarak, diğer muhalefet yetkilileriyle birlikte hükümetin soruşturmasını reddeden ana muhalefet lideri Yair Lapid, bakanların ‘soruşturmayı yürütmek için ahlaki veya yasal yetkiye sahip olmadıklarını’ söyledi.

Bazı komisyon üyelerini de eleştiren Lapid, önce komisyon başkanı Levin'e, 7 Ekim'den önce ‘güvenliğin ihmal edilmesinin’ nedeninin onun yargı reformu olduğunu söylediğini hatırlattı, ardından ‘Gazze'ye nükleer bomba atılmasını öneren’ Miras Bakanı Eliyahu'ya eleştirilerde bulunan Lapid, Strook’u “İsrail ordusunu, rehinelerin bulunduğu bölgelerde, bu onların hayatını tehlikeye atsa bile savaşmaya çağırdı” diyerek eleştirdi. Son olarak Smotrich'e değinen Lapid, “(Smotrich) çocukları aç bırakmanın haklı ve etik olduğunu açıkladı” dedi ve Ben Gvir'in, ‘rehinelerin istismara uğramasına neden olduğunu’ söyledi.

Tüm bu kişilerin Netanyahu'nun kendisini aklamak ve 7 Ekim olayının sorumluluğundan kurtulmak için atadığı bakanlar olduğunu söyleyen Lapid, “Bu işe yaramayacak” diye ekledi.


Gazze İstikrar Gücü... Görevi belirsiz ve uygulanabilirliği koşullara bağlı

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyeleri, Gazze Şeridi'nde istikrarı korumak için uluslararası güce yetki veren ABD tasarısını oyladı. (DPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyeleri, Gazze Şeridi'nde istikrarı korumak için uluslararası güce yetki veren ABD tasarısını oyladı. (DPA)
TT

Gazze İstikrar Gücü... Görevi belirsiz ve uygulanabilirliği koşullara bağlı

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyeleri, Gazze Şeridi'nde istikrarı korumak için uluslararası güce yetki veren ABD tasarısını oyladı. (DPA)
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyeleri, Gazze Şeridi'nde istikrarı korumak için uluslararası güce yetki veren ABD tasarısını oyladı. (DPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Şeridi’ne yönelik barış planını onaylaması, bölgeye uluslararası istikrar güçlerinin gönderilmesinin önünü açtı. Karar, Arap ve resmi Filistin makamları tarafından desteklenirken, Hamas başta olmak üzere bazı Filistinli gruplar çekincelerini korudu.

Hamas ve diğer Filistinli grupların çekinceleri, söz konusu güçlerin rolü ve özellikle Gazze Şeridi’nde silahsızlandırma görevini üstlenme olasılığıyla ilgili. İsrail ise bu sürecin hızla uygulanmasını talep ediyor. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, güçlerin rolünün, ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlığında kurulacak Barış Konseyi ile netleşeceğini, bu süreçte BM’nin herhangi bir denetiminin bulunmayacağını belirtti. Uzmanlar, “Silahsızlandırma krizi öncelikle siyasi uzlaşı ve bölgesel katılım gerektiriyor; böylece güçlerin gelecekteki rolüne dair herhangi bir kararın güvenilirliği ve uygulanabilirliği sağlanabilir” ifadelerini kullandı.

Güçlerin rolü

BM Güvenlik Konseyi, 13 üyenin onayı ve Rusya ile Çin’in çekimser kalmasıyla, ABD tarafından sunulan ve Gazze Şeridi’ne ‘geçici bir uluslararası istikrar gücü’ gönderilmesine izin veren karar tasarısını kabul etti.

gt
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (Arşiv – AFP)

BM Güvenlik Konseyi, Barış Konseyi’nin kurulmasını da memnuniyetle karşıladı. Konsey, ‘uluslararası hukuki kişiliğe sahip geçici bir idari organ’ olarak tanımlandı ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasına yönelik kapsamlı plan çerçevesinde çalışma yapacak, finansmanı koordine edecek bir yapı olarak öngörüldü. Konseyin, Filistin Yönetimi reform programını tatmin edici biçimde tamamlamasının ardından Gazze Şeridi’nde kontrolü yeniden sağlayabilmesi hedefleniyor.

Karar, Barış Konseyi ile iş birliği yapan üye devletlere ve Barış Konseyi’ne, Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak üzere ‘Barış Konseyi tarafından kabul edilen geçici uluslararası bir güç oluşturma’ yetkisi veriyor. Bu güç, katılımcı ülkeler tarafından sağlanan askerlerden oluşacak, Mısır ve İsrail ile yakın iş birliği ve danışma içinde faaliyet gösterecek. Ayrıca, uluslararası hukuk ve insani hukuk çerçevesinde gerekli tüm tedbirleri alma yetkisine sahip olacak.

Karara göre uluslararası güç, Barış Konseyi’ne ateşkesin uygulanmasını izleme ve kapsamlı planın hedeflerini gerçekleştirmek için gerekli düzenlemeleri yapmada destek sağlayacak.

Şarku’l Avsat’ın AFP ve Reuters’tan aktardığı son karar tasarısı, istikrar gücünün İsrail, Mısır ve yeni eğitilmiş Filistin polisi ile iş birliği içinde sınır bölgelerini güvence altına almak ve Gazze’de silahsızlandırmayı sağlamakla görevlendirileceğini; bunun içinde silahların imha edilmesi ve askeri altyapının yok edilmesi gibi görevlerin de bulunduğunu ortaya koyuyor.

xscdfgt
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Deyr el-Balah'ın batısındaki yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Mısırlı askeri uzman Semir Ragıb, BM kararının onaylandığını ancak güçlerin rolünü detaylı biçimde açıklamadığını söyledi. Ragıb, bunun, gücün BM tarafından doğrudan denetlenmeyeceği anlamına geldiğini belirterek, ilerleyen dönemde bu önemli detayların açıklanmasının tüm endişeleri netleştireceğini ifade etti.

Amerikalı strateji uzmanı Irina Tsukerman ise Gazze’de görevlendirilen istikrar güçlerinin, geçici bir güvenlik mekanizması olarak tasarlandığını söyledi. Tsukerman’a göre bu güçlerin rolü sadece devriye gezmek veya düzeni sağlamakla sınırlı değil; aynı zamanda insani yardım, yeniden inşa ve yönetim reformlarının uygulanabilmesi için gerekli koşulları hazırlamak.

Tsukerman, bu gücün amacının ‘silahlı grupların hemen müdahale edemeyeceği bir ortamda teknokrat bir yönetimin çalışabilmesi için zaman ve alan sağlamak’ olduğunu vurguladı.

Çelişkiler

Güçlerin silahsızlandırma konusundaki rolüne ilişkin tartışmalar devam ederken, Hamas, karar tasarısının kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Karar, Gazze Şeridi üzerinde uluslararası vesayet mekanizması dayatmaktadır; bu, halkımız ve güçlerimiz ile gruplarımız tarafından reddedilmektedir” ifadelerini kullandı.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, “Uluslararası gücün Gazze’deki görevleri, özellikle direnişin silahsızlandırılması, gücün tarafsızlığını ortadan kaldırmakta ve onu işgal lehine çatışmanın bir tarafı haline getirmektedir” denildi.

Aynı şekilde, İslami Cihad Hareketi de dün ABD kararını reddettiğini duyurdu. Hareket, uluslararası bir gücün Filistinli grupları silahsızlandırma görevini üstlenmesinin, onu tarafsızlıktan çıkarıp İsrail’in gündemini uygulayan bir ortak haline getireceğini belirtti. Ayrıca, Filistinlilerin ‘işgale karşı her türlü meşru direniş hakkının’ uluslararası hukuk tarafından garanti edildiğini ve grupların silahlarının bu hakkı güvence altına aldığını vurguladı.

Buna karşılık İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisi, Trump’ın Gazze planını memnuniyetle karşıladı ve planın bölgeye ‘barış ve refah’ getireceğini belirtti. Ofis, sosyal medya platformu X’te yaptığı açıklamada, “Başkan Trump’ın planının barış ve refah getireceğine inanıyoruz; çünkü plan, silahsızlandırmayı, Gazze’nin askeri kapasitesinin ortadan kaldırılmasını ve bölgede aşırılıkların kökünün kazınmasını öngörüyor” ifadelerini kullandı.

Semir Ragıb, İsrail’in karara karşı çıkmasına rağmen özellikle istikrar güçleri maddesine odaklandığını belirterek, bunun temel yükümlülüklerden kaçış niteliği taşıdığını ve en başta Gazze’den tam çekilmenin ertelendiğini ifade etti. Ragıb, Hamas ve İslami Cihad’ın itirazının ise anlaşmayı tamamen reddetmekten değil, silahsızlandırma konusuna karşı durmaktan kaynaklandığını ve silahsızlandırmanın önceden sağlanacak uzlaşılarla yürütülmesi gerektiğini vurguladı; aksi takdirde güçlerin rolü Filistinlilerle çatışmaya dönüşebilir.

Tsukerman ise gücün rolünü iki yönlü olarak değerlendiriyor: “Güç, güvenilir, kapsayıcı ve bölgesel destekle birlikte çalışırsa yeniden inşa ve siyasi normalleşme için bir nefes alanı sağlayabilir.”

Çözümün bölgesel katılımda yattığını belirten Tsukerman, “Bölgesel katılım yoksa, gücün meşruiyeti çöker, uygulanması aksar ve Hamas’ın etkisi güçlenir. Böylece görev, Filistin egemenliğine köprü olmak yerine dış kontrolün simgesi haline gelir. Bölgesel katılım bir lüks değil, zorunluluktur. Yoksa görev hedeflerine ulaşmakta zorlanır ve anlaşmanın özü zayıflar” dedi.


Lübnan ordu komutanı Washington ziyaretini erteledi

Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)
Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)
TT

Lübnan ordu komutanı Washington ziyaretini erteledi

Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)
Lübnan askerleri, Güney Lübnan'daki Abbasiye kasabasında İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgede toplanıyor (Reuters)

Lübnan Kara Kuvvetleri Komutanı General Rudolf Heykel, İsrail ve ABD Kongresi'ndeki yetkililerin orduya karşı iki operasyon başlatması ve programındaki birçok toplantının iptal edilmesinin ardından dün planlanan ABD ziyaretini erteledi.

Lübnan askeri kaynakları Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, "Ordu komutanlığı son iki haftada İsrail'in orduya ve Lübnan ordusunun ulusal rolüne yönelik saldırısını gözlemledi. Bu saldırı önyargısız ve Lübnan ordusunu hedef alıyordu" dedi. Harekatın ABD Senatörleri Lindsey Graham ve Joni Ernst tarafından başlatılan "bir başka sürpriz harekatla" eş zamanlı olarak geldiği de ifade edildi.

Heykel, Beyaz Saray, Kongre ve Savunma Bakanlığı yetkilileriyle görüşmek üzere yola çıkmadan önce, Lübnan Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Washington ziyareti için planlanan birkaç toplantının iptal edildiğini doğruladı. Kaynaklar, "Bu nedenle Kara Kuvvetleri Komutanı, ziyaretin başarısını güvence altına almak için durum netleşene kadar ziyareti ertelemeye karar verdi" dedi.