Hizbullah lideri Nasrallah: Beyrut'a gelen arabulucu heyetlerin tek hedefi İsrail'in güvenliğini sağlamak

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İsrail ordusu ile çatışmaların durdurulması için arabulucu konumunda Beyrut'a gelen tüm yabancı heyetlerin "tek hedefinin İsrail'in güvenliğini sağlamak" olduğunu söyledi

Hasan Nasrallah (AA)
Hasan Nasrallah (AA)
TT

Hizbullah lideri Nasrallah: Beyrut'a gelen arabulucu heyetlerin tek hedefi İsrail'in güvenliğini sağlamak

Hasan Nasrallah (AA)
Hasan Nasrallah (AA)

Nasrallah, Hizbullah'ın İsrail ordusu ile farklı tarihlerde yaşanan çatışmalarda yaralanan mensupları için düzenlenen programına video konferans aracılığıyla katıldı.

İsrail ordusu ve Hizbullah Hareketi arasında 129 gündür sınırda devam eden çatışmalara işaret eden Nasrallah, "Gazze'de yaşananlar, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Mısır'ın ulusal çıkarları için İsrail'in bu savaştan mağlup çıkması gerektiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Lübnan'ın güneyinden İsrail'e yönelik bir cephenin açılmasının sebebine ilişkin Nasrallah, Lübnan'ın birincil derecede ulusal çıkarları ve İsrail'in savaşta zaferinin engellenmesi için cephenin açıldığını dile getirdi.

Lübnan'da Hizbullah ve onun direniş cephesine yönelik bazı ön yargılar ve eleştirilen olduğunu belirten Nasrallah, "Ön yargılı tutumlara sahip partiler var. 'Sağır, dilsiz, kör' sözü onlar için geçerli. Önemli olan bu çekişmeler, mezhep çatışmasına dönüşmemeli çünkü İsrail'in çıkarına olacaktır." dedi.

"Beyrut'a gelen arabulucu heyetlerin tek hedefi İsrail'in güvenliğini sağlamak"

Çatışmaların başladığı andan itibaren özellikle Batı ülkelerinden arabulucu olarak heyetlerin geldiğini aktaran Nasrallah, "Beyrut'a gelen arabulucu heyetlerin tek hedefi İsrail'in güvenliğini sağlamak" ifadelerini kullandı.

Nasrallah, Lübnan cephesindeki ateşkesin sağlanması için yapılan tüm görüşmeler ve önerilerin hedefinin İsrail'in kuzeyindeki 100 bin yerleşimcinin evine geri dönebilmesi olduğunu kaydetti.

İsrail'in Lübnan'a ait, işgal ettiği Kefr Şuba, Şebaa Çiftlikleri ve Gacar köyü mevzusunun arabulucu heyetlere hatırlatıldığını ve verilen yanıta değinen Nasrallah, tüm heyetlerin "ateşkes olsun, yerleşimciler geri dönsün" sonra bakarız diyerek, durumu geçiştirdikleri eleştirisinde bulundu.

Nasrallah, "Gazze'ye yönelik savaşın sona ermesi" halinde Lübnan'daki çatışmaların da duracağını söyledi.

"Cephede telefon kullanılmasın"

Lübnan cephesinde Hizbullah'ın son dönemlerde artan kayıpların nedeninin kullanılan telefonlara ve internete bağlayan Nasrallah, cep telefonunun bir dinleme cihazı olduğunu, başta mensupları olmak üzere güneydeki tüm köy ve belde sakinlerinden cep telefonu kullanmamasını istedi.

İsrail'in sınır cephesindeki bölgeleri gözetlemek için "ajanlara" ihtiyaç duymadığını aktaran Nasrallah, yollar ve evlerin önünde bulunan internete bağlı tüm gözetleme kameralarını izleyebildiğini, bu yüzden söz konusu kameraların internet ile bağlantılarının kesilmesi gerektiğini belirtti.

Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki çatışmalar

İsrail ordusu ile Hizbullah Hareketi arasında 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan-İsrail sınırında karşılıklı çatışmalar yaşanıyor.

Çatışmalar nedeniyle Lübnan'da 86 bin, İsrail'de 100 bine yakın sivilin evlerini terk ederek yerinden olduğu belirtiliyor.

Ayrıca Çatışmalarda 193 Hizbullah mensubu, 8 Emel Hareketi, 12 Filistin İslami Cihad Hareketi, 12 Hamas Hareketi mensubunun yanı sıra 31 Lübnanlı sivil, 1'i asker 2 Lübnan güvenlik görevlisi, 6 İsrailli sivil ve 10 İsrail askeri öldürüldü.

Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki çatışmaların sona erdirilmesi ve kara sınırının çizilmesi için arabulucu konumundaki ABD ve Fransa'dan heyetler farklı aralıklarla Tel Aviv ve Beyrut'u ziyaret etti.



Nasrallah suikastına ilişkin yeni detaylar

Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
TT

Nasrallah suikastına ilişkin yeni detaylar

Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)

İsrail basını, geçtiğimiz eylül ayında eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a düzenlenen suikastla ilgili yeni bilgiler yayınladı. Söz konusu bilgilere göre Amerikalılar operasyondan haberdar olduklarında çok öfkelenirken ‘İsrail'in kendilerini aptal yerine koyduğunu’ söylediler, fakat operasyonu engellemeye çalışmadılar. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uzun süre tereddüt ettiği, ancak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki konuşmasını bitirdiği anda gerçekleşen operasyonu onayladığı aktarıldı.

Bu haberlerin sonuncusu pazar akşamı yayınlandı. Habere göre İsrail'in eski Washington Büyükelçisi Mike Herzog, Nasrallah'a suikast düzenleme kararının medyada duyulup krize yol açmaması için İsrail hükümetinin ABD yönetimini bilgilendirmesini tavsiye etti. Ancak İsrail'in İbranice yayın yapan resmi televizyonu Kan 11 haberinde, Netanyahu'nun önce Amerikalıları bilgilendirmeye karşı çıktığı, ancak ardından ordu komutanları ile dönemin Savunma Bakanı Yoav Galant'ın ısrarı üzerine geri adım attığı belirtildi.

Kararı dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan'a bildirmek istediğini, ancak Sullivan’ın telefonuna geri dönmediğini belirten Herzog, Sullivan’ın bunu dakikalar sonra öğrendiğinde ise çok öfkelenerek, “Nasrallah'a suikast düzenlemeye hazırlandığınız bir dönemde Lübnan'la ateşkes girişimi ilan etmemize izin vererek bizi garip ve küçük düşürücü bir duruma soktunuz, hatta bizi aptal yerine koydunuz” dediğini aktardı.

Ancak bu açıklama operasyon gerçekleştirildikten sonra yapıldığı için çok geç kalmış gibi görünüyor. Operasyon gerçekleşmeden önce operasyondan haberdar olan ilk ABD'li yetkili dönemin Savunma Bakanı Lloyd Austin idi. Gallant, bunu ona söylemiş ve o da çok öfkelenmişti.

O dönemde Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Dan Shapiro'ya göre bu görüşmeyi diplomatik kelimelerle anlatmak zor.

Gallant ise İsrail'in Kanal 13 televizyonuna olayı şu şekilde anlattı:

“Austin'i aradım ve ona ‘Nasrallah'a suikast düzenleyeceğiz’ dedim. O da bana ‘Ne zaman?’ diye sordu. Ona 15 dakika sonra olacağını söyledim. Bundan hoşlanmadı ve öfkeyle, ‘Bu suikastla bölgesel bir savaş başlatabilirsiniz’ dedi. Ben de ona ‘Sayın Savunma Bakanı, bu adam binlerce İsrailliyi ve yüzlerce Amerikalıyı öldürdü’ dedim. Sonra bana ‘Nasrallah’ın orada olacağından emin misiniz?’ diye sordu. Ben de onun orada olacağına dair çok ama çok yüksek derecede inancımız olduğunu söyledim.”

Kanal 13 televizyonuna göre Hizbullah'ın karargâhı yerin 14 katında bulunuyordu. Kanal, İsrail istihbaratının 2006 yılındaki İkinci Lübnan Savaşı'ndan bu yana Nasrallah'a suikast planı hazırladığı, ancak daha büyük bir savaşın fitilini tetiklememek için bunu ertelediği önceki haberleri hatırlattı.

9op00
Netanyahu BM Genel Kurul’da konuşurken (Reuters)

Ancak geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Nasrallah'ın diğer yetkililerle birlikte karargâhtaki bir toplantıya katılma niyetinde olduğuna dair istihbarat alındı. Şarku’l Avsat’ın Fransız Le Parisien gazetesinden aktardığına göre, bu istihbaratın kaynakları arasında yer alan İranlı bir casusun Nasrallah'ın Lübnan'daki Kudüs Gücü Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan ile Beyrut banliyölerine ulaştığı ve Hizbullah'ın Hava Birlik Komutanı Muhammed Hüseyin Sarur’un cenazesine katıldıktan sonra banliyölere, özellikle de Haret Hareyk'e gittikleri bilgisini İsrail'e ilettiğini yazdı.

Gazete İsrail ordusunun toplantıdan sadece dört saat önce haberdar olduğunu söylese de İsrail merkezli Kan 11 televizyonu istihbaratın günler öncesinden alındığını, dolayısıyla suikast emrinin İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Mossad Şefi Dudi Barnea, Şin Bet Şefi Ronen Bar ve Savunma Bakanı Galant da dahil olmak üzere dönemin tüm güvenlik birimleri başkanları tarafından müzakere edilmiş ve karara bağlanmış olduğunu bildirdi.

Ancak Netanyahu, bunu düşünme süresi istedi. Gallant, Netanyahu'ya birkaç kez yaklaşarak bunun hayatta bir kez ele geçecek bir fırsat olduğunu söylediğini, fakat Netanyahu’nun suikasta izin vermeyi reddettiğini anlattı. Konuşmak için New York uçağına binene kadar Netanyahu’nun peşinden gittiğini belirten Gallant, uçağa vardığında Netanyahu'nun suikasta onay verdiğini, ancak suikastın BM Genel Kurul konuşmasını bitirdikten sonra yapılmasını şart koştuğunu aktardı.

Konuşma New York saatiyle akşam 18.00’da yapılacaktı. Bu yüzden Netanyahu, suikastın saat 18.30'da gerçekleşmesini istedi, Gallant'la dakikalar konusunda pazarlık yaptı. Sonunda 18.20'de tam da Netanyahu’nun kürsüden indiği dakika üzerinde anlaştılar. Askeri sekreteri, Netanyahu’ya üzerinde tek bir kelime, ‘tamamlandı’ yazılı bir kâğıt uzattı.