Uluslararası Af Örgütü, Cezayir'e halk hareketi tutuklularını serbest bırakma çağrısında bulundu

Yetkililerin ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarını bastırmaya devam ettiği belirtildi

Cezayir’in çeşitli şehirlerinde gençlerin önderlik ettiği bir kare (Şarku’l Avsat)
Cezayir’in çeşitli şehirlerinde gençlerin önderlik ettiği bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Uluslararası Af Örgütü, Cezayir'e halk hareketi tutuklularını serbest bırakma çağrısında bulundu

Cezayir’in çeşitli şehirlerinde gençlerin önderlik ettiği bir kare (Şarku’l Avsat)
Cezayir’in çeşitli şehirlerinde gençlerin önderlik ettiği bir kare (Şarku’l Avsat)

Uluslararası Af Örgütü dün (Perşembe) Cezayir halk hareketinin beşinci yıldönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada, Cezayir yetkililerine, ifade özgürlüğünü kullandıkları için tutuklanan ve yargılanan tüm tutukluları ‘derhal ve kısıtlama olmaksızın’ serbest bırakma çağrısında bulundu.

Açıklamada “Cezayir yetkilileri, Hirak hareketinin (halk hareketi) başlamasından 5 yıl sonra, protestoculardan, gazetecilerden veya sosyal medyada görüşlerini açıklayan kişilerden gelen muhalif sesleri hedef alarak ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkını bastırmaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi.

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Heba Morayef, “Cezayir yetkilileri, yalnızca ifade, barışçıl toplanma ve örgütlenme özgürlüğü haklarını kullandıkları için gözaltına alınan herkesi derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmalıdır” ifadelerini kullandı.

Fransız haber ajansı AFP tarafından aktarılan bildiride Morayef “İnsan hakları savunucularının, gazetecilerin, aktivistlerin, sendikacıların ve diğerlerinin haklarını kullanabilmeleri ve misilleme korkusu olmadan eleştirel görüşlerini özgürce ifade edebilmeleri sağlanmalıdır” dedi. Morayef, cesur Cezayir halkının siyasi değişim ve reformlar talep etmek amacıyla sokaklara çıkmasından 5 yıl sonra, yetkililerin korkunç baskı kampanyalarını yürütmeye devam etmesini bir trajedi olarak değerlendirdi. Dün merhum Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika’nın beşinci dönem adaylığını protesto etmek amacıyla 22 Şubat 2019'da patlak veren ve yaklaşık bir yıl boyunca haftalık yürüyüşlerle özgürlük ve demokrasi talebiyle yürütülen halk hareketinin başlamasının yıl dönümüydü. 2020 yılında Kovid-19 salgınının yayılması nedeniyle haftalık gösteriler durduruldu. Yetkililer daha sonra protestoların yeniden başlamasına izin vermedi. Örgüt bununla ilgili olarak “Yüzlerce kişinin keyfi olarak tutuklanıp gözaltına alınmasıyla barışçıl muhalefete yönelik baskılarını artırdı. Yetkililere yönelik eleştirileri nedeniyle onlarca barışçıl protestocu, gazeteci, aktivist ve insan hakları savunucusu parmaklıklar ardında kaldı” ifadelerine yer verdi. Ayrıca Cezayir yetkililere ‘Bu baskı ortamına son vererek, keyfi olarak gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması için bir emir çıkararak ve barışçıl protestolara izin vererek Hirak protesto hareketinin beşinci yıldönümünü bir dönüm noktası haline getirme’ çağrısında bulundu.

Fotoğraf altı: Uluslararası Af Örgütü, Cezayir yetkililerinin, hareketin başlamasından 5 yıl sonra bile ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarını bastırmaya devam ettiğini söyledi (Şarku’l Avsat)
Uluslararası Af Örgütü, Cezayir yetkililerinin, hareketin başlamasından 5 yıl sonra bile ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarını bastırmaya devam ettiğini söyledi (Şarku’l Avsat)

Geçtiğimiz hafta, Fransız Le Monde gazetesi, 4 yılı aşkın barışçıl hareketin ardından, ‘rejimin son protesto izlerini yakalama çabalarını yoğunlaştırmasıyla Cezayir’deki siyasi iklimin kasvetli hale geldiğini’ belirtti.

Gazete “Hareketten baskıya... Cezayir yeni bir döneme giriyor” manşeti altında, bu baskı karşısında muhaliflerin kitlesel göçü seçtiğini ve büyük topluluklar halinde Cezayir’den kaçtığını belirtti. Ayrıca ‘Cezayir’in 2020 baharında başlayan halk hareketinin Kovid-19 kısıtlamaları kapsamında anti-sosyal adımlar nedeniyle ivme kaybetmesinin ardından hareketi destekleyenlerin, özellikle de mücadeleyi sürdürenlerin tutuklanmasının beklendiği, tam otoriter yönetim halinde olan bir ülke’ olduğu ifade edildi.

Aynı gazete binlerce kişinin Fransa’ya ve Avrupa’nın diğer yerlerine, hatta Kanada'ya sürgüne gitmeyi tercih ettiğini vurgularken, hapis ve sürgün gibi net bir denklemle karşı karşıya kalan muhalif Amira Bourawi meselesini hatırlattı.



Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
TT

Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)

ABD Başkanı'nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kritik bir dönemeçte olduğunu ve silahlı grupların devletle rekabet edip devletin rolünü baltaladığı bir ortamda hiçbir ulusun başarılı olamayacağını söyledi.

Savaya, Irak'taki bölünmüşlüğün ülkenin uluslararası konumunu zayıflattığını, ekonomisini boğduğunu ve ulusal çıkarlarını koruma yeteneğini sınırladığını belirterek, hükümetin ülkeyi bölgesel çatışmalardan uzak tutan ve ulusal önceliklere odaklanan bir yaklaşım izlediğinde, istikrarın mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Irak'ta istikrarın sağlanmasının sorumlu liderlik ve devleti ve kurumlarını güçlendirmeye yönelik kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan yetkili, siyasi ve dini liderlerin kararlarının, Irak'ın egemenlik ve güç yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğini veya parçalanma ve gerilemeye doğru kayıp kaymayacağını belirleyeceğini belirtti.

Trump'ın liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kritik dönemde Irak'ı desteklemeye tamamen hazır olduğunu teyit etti.


Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
TT

Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)

Gazze Şeridi, İsrail ve Hamas arasında geçen ekim ayında başlayan kırılgan ateşkes anlaşmasının üçüncü ayına dün girdi. Kuşatma altındaki halk, İsrail'in ihlalleri ve ciddi yardım eksikliğiyle birlikte iki ay geçirdi.

Gazze Şeridi'ni kasıp kavuran şiddetli hava koşulları ve yoğun yağışlar, halihazırda bir bebeğin soğuktan ölmesiyle sonuçlanan zorlu koşulları gidermek için gerekli malzemelerin ulaştırılmasının aciliyetini bir kez daha vurguladı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), yağışların neden olduğu artan acıların "tıbbi ve yeterli barınma malzemeleri de dahil olmak üzere insani yardımın kesintisiz akışı yoluyla önlenebileceğini" belirtti.

Bu arada, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın askeri kanadına adını veren, İsrail sınırları içinde bulunan tarihi lider İzzeddin el-Kassam'ın türbesini kaldırma sözü verdi. Ben-Gvir, güvenlik güçleri ve bir vinç eşliğinde, Suriye doğumlu el-Kassam'ın türbesinin yanına kurulan dua çadırını sökerken çekilmiş bir video yayınladı. Hamas, güvenlik bakanının eylemlerinin "kutsallığa karşı eşi benzeri görülmemiş bir ihlal ve kutsal yerlere saygısızlık" olduğunu ifade etti.


Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

TT

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekimde ilk aşaması uygulamaya giren Gazze ateşkes planı kapsamında Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması şartında ısrarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilerle Tel Aviv, Hamas’ın uzun süreli bir ateşkes karşılığında silahların “dondurulması” yönündeki önerisini reddetti.

Fransız Haber Ajansı AFP bugün (Perşembe) konuşan bir İsrailli yetkili, “20 maddelik plan çerçevesinde Hamas’ın geleceği yok; örgüt silahsızlandırılacak” dedi. Aynı yetkili, “Gazze tamamen silahtan arındırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, Hamas’ın yurtdışı siyasi büro şefi Halid Meşal’in Al Jazeera’da yayımlanan röportajında, “Direnişin tamamen silahsızlanması kabul edilemez. Silahların dondurulması veya muhafaza edilmesi gibi seçenekler tartışılıyor” sözlerinin ardından geldi.

y
Hamas lideri Halid Meşal (X)

İsrail Ordu Radyosu da Tel Aviv’in “Gazze’nin tamamen silahsızlandırılması” talebini yinelerken, ABD ile konuya dair “sürekli koordinasyon” yürütüldüğünü aktardı.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması, Hamas ve diğer silahlı grupların silahsızlandırılmasını öngörüyor.

ABD yönetimi son günlerde daha esnek bir yaklaşım sergiliyor

Hamas’ın üst düzey bir kaynağı, Şarku’l Avsat’a konuşarak Trump yönetiminin silahsızlanma vurgusunu sürdürmekle birlikte, son dönemde arabulucular ile hareket arasında dolaşan bazı önerilere “daha açık” bir tutum sergilediğini belirtti.

Aynı kaynak, “Hareketin sunduğu ve arabulucuların geliştirdiği çeşitli fikirler var. Hâlâ farklı taraflarca iletilen yeni formüller tartışılıyor; amaç ikinci aşamaya geçişi hızlandırmak” dedi.

Bu beklenti, ABD’nin son açıklamalarıyla çelişiyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’la görüşmesinde, Washington’un “Hamas’ın kendini yeniden inşa etmesine asla izin vermeyeceğini” söyledi.

f
ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz (AFP)

Hamas kaynakları, temasların sürdüğünü ve sürece dair “her zamankinden daha ciddi bir irade” oluştuğunu ifade ediyor. Hareket, silahların korunması, depolanarak “dondurulması” veya bir Arap ya da İslam ülkesinin gözetimine devredilmesi gibi formüllerin değerlendirilebileceğini düşünüyor.

Hamas içerisinden bir başka kaynak, arabulucuların “silahsızlandırma, uluslararası güç konuşlandırılması ve Gazze’nin yönetimi gibi konularda ABD ile geniş bir anlayış zemini yaratabileceğini” belirtti.

Meşal, “silahtan arındırma değil dondurma” önerisini anlatırken, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının tekrarlanmayacağına dair sağlam garantiler sağlayacak bir çerçeve oluşturmak istiyoruz” dedi.

“Filistin yönetiminin rolü”

İsrail, Hamas’ın elindeki son İsrailli rehinenin naaşı teslim edildikten sonra planın ikinci aşamasına geçilmesinde ısrar ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçişin “yakın” olduğunu belirtti ancak “Gazze’nin silahsızlandırılması gibi zorlu dosyalar bulunduğunu” ifade etti.

sdfrg
Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri'ndeki Özel Harekat Birimi 101 (Ulusal Güvenlik web sitesi)

Tartışmalar sürerken, Filistin yönetimi ise Gazze’de tam yetki devrinde ısrar ediyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, son günlerde Arap, İslam ve Avrupa liderleriyle temaslarında yönetimin Gazze’de sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı.

Hamas, bu pozisyona kamuoyu önünde yanıt vermese de, hareketin üst düzey bir kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Filistin yönetiminin Gazze’de sorumluluk üstlenmesine karşı değiliz; ancak bunun ulusal bir uzlaşı programına dayanması gerekir” dedi.

Kaynak, “İsrail’in Gazze’de Filistin yönetiminin herhangi bir rolünü reddettiğini ve bu engelin aşılması için uluslararası baskıların devrede olduğunu” belirtti.