Filistin: Nereye gidiyoruz?

Netanyahu hükümetinin gidişi Biden planının önünü açacak

Fotoğraf: Majalla
Fotoğraf: Majalla
TT

Filistin: Nereye gidiyoruz?

Fotoğraf: Majalla
Fotoğraf: Majalla

Nasır el-Kudve

Gazze Şeridi’ndeki durum halen kötü. Filistinli taraflar ise vatandaşların çıkarlarını ve vatanın geleceğini umursamıyormuş gibi görünüyor. Mesela Ramallah hükümeti, istifasını Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a (Ebu Mazin) sunduktan sonra işleri yürütmekle görevlendirildi.

Filistin Yatırım Fonu Başkanı Muhammed Mustafa’nın görevlendirileceğine dair söylentiler artıyor. Bu gerçekleşirse herhangi bir değişiklik olmayacak ve dava, halk ve yönetim için pek çok zorluğu beraberinde getirecek. Daha da önemlisi, böyle bir hükümet ışığı görse de Gazze Şeridi’nin yeniden inşası gibi gerekli büyük görevlerin yerine getirilmesinde herhangi bir rol oynayamayacak.

Elbette bu gelişme, bazı taleplerinden vazgeçmeyi kabul etmesi yönünde Hamas’a olabildiğince baskı yapmak için grupların Moskova toplantısı öncesinde yaşanıyor. Bu, toplantı açısından iyi sonuçlara alamet değil. Nitekim Hamas, Muhammed Mustafa hükümetini reddetmekle ve Batı Şeria’dan bağımsız olarak Gazze Şeridi’nde alternatif çerçeveler oluşturmak için daha fazla çalışmakla tehdit ediyor, ki bunu yapmasını tavsiye etmiyoruz.

Savaşın ve savaştan kaynaklanan felaket koşullarının öncesindeki dönemde böyle şeylerin yaşanması beklenebilir. Ancak savaştan sonra ve şimdi içinde bulunduğumuz koşullarda böyle bir şey asla kabul edilemez. Bu durumun sorumlularının da ciddi bir şekilde hesaba çekilmesi gerekir. Zira ihtiyaç duyulan şey sadece Filistin siyasi sisteminde; her şeyi kontrolünde tutan cumhurbaşkanlığının fahri başkanlığa dönüştürülmesi, Gazze Şeridi ile Batı Şeria’dan sorumlu olan ve tüm yetkilerin kendisine verildiği bir hükümetin kurulması, sonra da Filistinlilerin hayatı normale döner dönmez genel seçimlerin yapılması gibi kapsamlı ve köklü bir değişiklikler yapmaktır. Oy sandığı, Filistinlilerin tüm sorunları için halen tek çözüm.  

Bu zorlu ve acılı gerçekle yüzleşip gerçekçi çözümlere varıldığını görmek yerine, tabi ki İsrail’in de desteğine dayanarak sadece durumu mevcut haliyle bırakmaya ve iktidarı olduğu gibi sürdürüp ondan faydalanmaya yönelik bir tür oyunlar ve akrobatik hareketler izliyoruz.    

Genel olarak tarafların bu dönemde çeşitli gündemlerini ilerletmeye çalışacakları muhakkak

Bir takas anlaşması

Hal böyleyken, tutuklular ve rehineler için bir takas anlaşması yapmaya dönük çabalar sürüyor. Bu, en azından ramazan ayı boyunca ateşkesi, insani yardımların girişini ve yerinden edilmişlerin ya da bunların bir kısmının Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki evlerine dönüşünü mümkün kılabilir. Bu gerçekleşirse ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu anlaşmayı bozmazsa, hepimiz yaklaşık yedi haftalığına sükûnete kavuşacağız. 

defv
Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, 26 Şubat’ta istifasını duyurduğu Ramallah’taki Filistin hükümeti toplantısında (AFP)

Genel olarak Filistinli tarafların bu süre içerisinde kendi çeşitli gündemlerini ilerletmeye çalışacağı muhakkak. Burada asıl mevzu, Netanyahu’nun ve onun hükümetinin iktidarda kalıp kalmayacağı olacak. Bu hükümetin gidişi; Filistin’in durumunda değişiklik meydana gelmesi, katliam savaşının sona ermesi, İsrail’in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesi ve belki Gazze Şeridi’ni yeni ve yetkili Filistin hükümetine devredecek geçici bir Arap gücü gibi geçici güvenlik önlemleri üzerinde anlaşmaya varılması da dahil olmak üzere, pek çok gelişmenin önünü açacak. Bunlarla birlikte en önemli konu, bir Filistin ve İsrail devleti ve bir zaman çerçevesinde karşılıklı tanıma ile temsil edilen, çözümün nihai şeklini belirleyen siyasi çerçeve üzerinde anlaşma sağlamaktır. Buna, Körfez ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin gelişmesi ihtimali de eşlik edebilir.

Bu dünyadaki güçlü ülkeler tarafından kabul görmüş, birleşik Arap tutumuyla desteklenen ulusal bir Filistin tutumu istiyoruz

Filistin’in rolü

Diğer bir deyişle Netanyahu hükümetinin gidişi, Başkan Joe Biden’ın savaşı bitirmeye ve Ortadoğu’yu yeniden inşa etmeye dönük planı olarak adlandırılabilecek şeyin önünü açacak. Netanyahu’nun ve hükümetinin iktidarda kalışı, savaşın yeniden başlatılması ve belki de oradaki nüfus yoğunluğu azaltıldıktan sonra Refah’a yönelik geniş çaplı askerî operasyon yürütülmesi demek olacak. Bu ise oradaki halkımız için daha fazla felaket demek.

Bu ihtimal, bu feci durumun sürmesi ve çatışmanın, cinayetin ve tehdidin belki de önümüzdeki ABD seçimlerine kadar devam etmesi anlamına geliyor, ki o zaman neler olacağını yalnızca Allah bilir.

Benim burada anlamadığım şey şu: Özel çıkar sahipleri tüm bu sıkıntıları, bu ciddi ve tehlikeli ihtimalleri görüp de her şeye rağmen nasıl vatan ve vatandaş aleyhine kendi çıkarlarını önde tutmayı tercih edebiliyor?

Politikaları belirleme ve seçenekler için mücadele etme konusunda gerekli Filistin rolü yoktu, halen de yok. Filistin’in rolünün ortadan kalkmasıyla birlikte, yukarıda bahsedilenlerle uyumlu entegre bir vizyona varmak için gerekli Arap rolü de ortadan kalktı. Ülkemde de söylendiği gibi, “İşte meydan, ey Hamidan.” Netanyahu, Filistin halkından intikam alma arzusunu doyuran ve hükümetteki müttefikleri Ben-Gvir ile Smotrich’i memnun eden tüm felaketleri, devletin çıkarlarını ve geleceğini umursamadan gerçekleştirdi. Onun asıl derdi; kendini, konumunu ve hükümetini korumak. ABD ve müttefikleri dışında da görüş ve öneri sunacak kimse yok.

“Lafla peynir gemisi yürümez.” Biz, bu dünyadaki büyük güçlerden kabul görmüş birleşik bir Arap tutumuyla desteklenen ulusal bir Filistin tutumu görmek istiyoruz. Böylece işler yürüyebilir. Allah halkımızın yardımcısı olsun.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)

Irak parlamentosunda şu anda ‘en büyük blok’ konumundaki (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, dokuz aday arasından yeni bir başbakan seçmeye hazırlanıyor.

Şii ittifakının genel sekreteri Abbas Radi dün yaptığı açıklamada, adayın Irak’ta kabul görmesi, uluslararası gerekliliklerle başa çıkma becerisine sahip olması ve devlet kaynaklarını partizan amaçlarla kullanmayacağına dair taahhütte bulunması gerektiğini vurguladı. Radi, güvenlik ve ekonomi alanlarında başbakanın görevlerine ilişkin ayrıntılı bir programın, gelecek hükümetin bir parçası olabilecek bir ekip tarafından hazırlanmasının ardından, en olası adayın özelliklerini belirleyecek bir toplantının yapılacağını da sözlerine ekledi.

Koordinasyon Çerçevesi, siyasi normlara uygun olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı makamlarına getirilecek isimlere karar vermek için Kürt ve Sünni güçlerle müzakereler yürütürken, adayları değerlendiren önde gelen siyasi şahsiyetlerden oluşan bir komisyon aracılığıyla faaliyet gösteriyor.

Radi, rekabetin tanınmış önde gelen isimler arasında yaşandığını söyledi.

Radi, Şarku’l Avsat’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin yeni gündeminin bir parçası olarak milis grupların silahları sorununu ele almayı düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, “Hükümet programı, yeni başbakan tarafından uygulanacak güvenlik reformlarını içerecek” ifadelerini kullandı.


Hamas: İsrail'in Refah tünellerinde mahsur kalanların peşine düşmesi Gazze Anlaşmasını ihlal ediyor

Cebaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)
Cebaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)
TT

Hamas: İsrail'in Refah tünellerinde mahsur kalanların peşine düşmesi Gazze Anlaşmasını ihlal ediyor

Cebaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)
Cebaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)

Hamas hareketi çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Refah tünellerinde mahsur kalanların peşine düşme, öldürme ve tutuklama konusundaki ısrarının Gazze ateşkes anlaşmasının açık bir ihlali olduğunu belirtti. Hamas yaptığı açıklamada, “İşgalin Refah tünellerinde mahsur kalan direnişçilerin peşine düşme, öldürme ve tutuklama yoluyla işlediği vahşi suç, Gazze ateşkes anlaşmasının açık bir ihlali ve bu anlaşmayı baltalama ve çökertme yönündeki devam eden girişimlerin kesin kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

Hamas, savaşçılar ve evlerine dönüş sorununu çözmek için geçtiğimiz ay boyunca çeşitli siyasi liderler ve arabulucularla temaslarda bulunarak önemli çabalar sarf ettiğini belirtti ve “Ancak İşgal, öldürme, kovalama ve tutuklama söylemlerine öncelik vererek tüm bu çabaları engelledi” dedi.

 İsrail, bu ayın başlarında Teğmen Hadar Goldin'in naaşını teslim almasının ardından, tünellerden güvenle çıkabileceklerine dair verdiği sözü görmezden gelerek, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde tünellerde saklanan Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları'nın silahlı mensuplarının peşine düştü, onlara yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichai Adraee, Çarşamba sabahı ordu güçlerinin, Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde, bölgedeki bir tünelden çıktıklarına inanılan altı militanı hedef aldığını söyledi.

İsrail ordusu, hava kuvvetlerinin militanlara ateş açtığını belirtti. Daha sonra bölgede bir ceset bulunurken, yakınlardaki bir çatışmada üç silahlı adamın daha öldürüldüğünü, askerlerin ayrıca bir binada bulunan iki militanı tutukladığını açıkladı.

İsrail medyası, ateşkes anlaşmasına göre İsrail kontrolü altında olan Refah bölgesinde onlarca silahlı adamın bir yeraltı tüneline sığındığını bildirdi. Bu kişilere güvenli koridor sağlama taleplerine ilişkin müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı.

İsrail Kamu Yayın Kurumu muhabirine göre, “Tutuklananlar, kendilerini yerinde sorguya çekmek üzere nakleden askerlere ateş açmadan Nahal Tugayı'na teslim oldular. Askerler sorguda Refah'ın doğusundaki el-Cüneyne semtinde devam eden operasyona yakın tünellerde ve bölgelerde kalan militan sayısı hakkında yeni bilgiler edinmeye çalıştılar.”

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre, geçen hafta 20 militan etkisiz hale getirildi, 8 militan ise bölgeden kaçmaya çalışırken tutuklandı.

İsrail askeri kaynakları, bölgede yaklaşık 40 militan olduğunu tahmin ediyor. Bu sayı, son günlerde 60 ila 80’di. Kaynaklar, Refah'taki Doğu Bölgesi Taburu’nun komutanı veya yardımcısının da bu militanlar arasında olduğunu tahmin ediyor.

Artan baskı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en güneyinde bulunan kentte son kalan tünellere yönelik operasyonlar başlatarak Hamas militanları üzerindeki baskısını artırmaya başladı. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, bu savaşçılara güvenli geçiş sağlayacak her türlü çözümü reddederek sert bir tutum benimsemişti. Onları öldürmenin veya teslim olmaya zorlamanın önemini vurgulamıştı. Kuvvetlerine bu doğrultuda talimat vermiş ve yaklaşık iki hafta önce onların peşine düşüp yakalamak için askeri harekâtlarını yoğunlaştırmışlardı.

Hamas, arabulucularla koordinasyon halinde, savaşçılarının güvenli bir şekilde bölgeden çıkışını garanti eden bir çözüm karşılığında, 2014’teki savaşta esir alınan Teğmen Hadar Goldin'in naaşının iadesi konusunda mutabakata varmıştı.

sdfrgt
İsrailli Teğmen Hadar Goldin'in naaşı 2014'ten beri Hamas'ın elindeydi (İsrail medyası)

ABD, bu süreci tamamlamak için başta Türkiye olmak üzere arabulucularla çalıştı. Hamas, savaşçılarının güvenli bir şekilde çıkışı için çalışılacağına dair güvence aldıktan sonra naaşı teslim etti. Ancak Trump yönetiminin temsilcileri İsrail'i bu konuda ikna edemedi ve mesele çözümsüz kaldı.

Üst düzey bir Hamas heyeti, geçtiğimiz günlerde Mısır İstihbarat Şefi Hasan Reşad ile Refah tünellerindeki savaşçılar konusunu görüştü. Hamas heyeti, Mısır tarafının savaşçıların güvenli bir şekilde bölgeden çıkışı ve can güvenliklerinin sağlanması için tüm arabulucular ve taraflarla yoğun bir şekilde çalışmasını talep etti.

Hamas kaynakları, Şarkul Avsat'a, İsrail'in uzlaşmaz tutumu ve işgalcilerin herhangi bir çözümü reddetmesi nedeniyle sorunun çözümsüz kaldığını söyledi.

Devam eden ihlaller

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki ihlalleri de devam etti. Bir İsrail tankından ateşlenen top mermisi, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı’nın doğusunda odun toplayan bir Filistinliyi öldürdü. Bir Filistinli de, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusundaki Beni Süheyla beldesine düzenlenen bir İHA saldırısında hayatını kaybetti. Bir diğer Filistinli ise iki gün önce beldeye düzenlenen saldırıda aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybetti.

İsrail güçleri, Sarı Hat'ın doğusunda kontrolü altındaki bölgelerde ve Hamas kontrolündeki çevre bölgelerde Filistinlilerin evlerini ve altyapıyı büyük çapta yıkmaya devam ediyor. Bu bölgelerde hava saldırıları, topçu bombardımanı ve silahlı çatışmalar yaşanıyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı günlük raporunda, son 24 saatte (Salı öğleden sonra ile Çarşamba arasında) Gazze Şeridi'ndeki hastanelere iki yeni ölü ve sekiz yeni ulaşılan naaş olmak üzere 10 cenaze ulaştığını duyurdu. Böylece ateşkesten bu yana toplam ölü sayısı 347'ye (Çarşamba günkü yeni kayıplar hariç), yaralı sayısı 889’a ulaştı. Savaş sırasında ve daha önceki dönemlerde düzenlenen hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin 596'sının cenazesine ulaşıldı.

7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise 170.965 yaralıyla birlikte 69.785'e yükseldi.

Bakanlık ayrıca, İsrail tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla teslim edilen 15 Filistinlinin naaşının teslim alındığını duyurdu. Böylece teslim alınan toplam naaş sayısı 345'e ulaştı ve bunlardan 99'unun kimliği belirlendi. Bakanlık, ekiplerinin naaşları, muayene, kaydetme ve ailelerine teslim hazırlıkları kapsamında, yerleşik tıbbi prosedür ve protokollere göre incelemeye devam ettiğini belirtti.

Son cenazeleri teslim etme operasyonu, Hamas ile İsrail arasında gerçekleşen ve İsrail'in bir başka rehinenin cenazesini teslim aldığı bir takasın bir parçasıydı. Böylece Gazze Şeridi'nde biri İsrailli bir işçiye, diğeri ise Taylandlı bir işçiye ait iki cenaze kaldı.


Batı Şeria'nın kuzeyinde devam eden İsrail operasyonunda 25 Filistinli yaralandı

 İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)
TT

Batı Şeria'nın kuzeyinde devam eden İsrail operasyonunda 25 Filistinli yaralandı

 İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)

Filistin Kızılayı bugün, İsrail güçlerinin iki gecedir devam eden Kuzey Batı Şeria’daki Tubas saldırıları sırasında, ekiplerinin 25 kişiyi darp kaynaklı yaralanmalar nedeniyle tedavi ettiğini açıkladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya konuşan Tubas Kızılayı Müdürü Nidal Avde, yaralananlar arasında İsrail’in gözaltına alıp sorguladıktan sonra serbest bıraktığı ve bu süreçte saldırıya uğrayan vatandaşların da bulunduğunu belirtti.

Ascd
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kenti sokaklarında askeri operasyon düzenleyen İsrail askerleri, 26 Kasım 2025 (AFP)

İsrail ordusu, sokağa çıkma yasağı ve vilayetin çoğu bölgesinde yoğun bir şekilde konuşlandırılan güçleriyle Tubas’ta ikinci gün üst üste operasyonlarını sürdürüyor.

Tubas Mahkûmlar Derneği Müdürü Kemal Beni Avde, ‘İşgal güçlerinin Tubas’ın birçok bölgesinde vatandaşların evlerine hâlâ baskınlar düzenlediğini, çok sayıda kişiyi gözaltına alarak sahadaki sorgu merkezlerine götürdüğünü’ bildirdi. Avde, şu ana kadar gözaltına alınanların sayısının 100’ü aştığını ve bunların yarısının Tammun kasabasından olduğunu ifade etti.

sdfrgt
İsrail güçleri işgal altında bulunan Batı Şeria'daki birkaç kasabaya baskın düzenledi. (AFP)

Beni Avde, gözaltına alınanlardan 27’sinin geç saatlerde serbest bırakıldığını, ancak serbest kalan bazı kişilerin evlerine ulaşana kadar elleri kelepçeli tutulduğunu belirtti. Avde, “İşgal güçleri, evlere düzenledikleri baskınlar sırasında vatandaşlara saldırıyor, onları eziyor ve evlerin eşyalarını tahrip ediyor” dedi.

Tubas vilayeti, ikinci gününe giren geniş çaplı bir askeri operasyonla karşı karşıya. Operasyona büyük İsrail birlikleri, ağır iş makineleri ve rastgele ateş açan helikopterler katılıyor.

s
İşgal altında bulunan Batı Şeria'nın Tubas kentinin güneyindeki Tammun kasabasının girişinde kontrol için durdurulan bir ambulans (AFP)

İsrail güçleri, birçok yan yolu kapatmanın yanı sıra, vilayetin ana girişlerini toprak setlerle kapatmaya devam ederken, vilayette yoğun keşif İHA’ları uçuşları görülüyor.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, süregelen saldırı sırasında vatandaşların mülkleri tahrip ediliyor ve yok ediliyor. Ayrıca Tammun kasabasının doğu bölgesinin bazı kısımlarında işgal güçlerinin bölgedeki su hatlarına saldırması nedeniyle su kesintileri yaşanıyor.