Sudan Egemenlik Konseyi üyesi ve Başkomutan Yardımcısı Korgeneral Yaser El-Atta: Ordu seçimler yapılıncaya kadar iktidarı sivil güçlere devretmeyecek

Burhan, 28 Ağustos’ta Port Sudan’daki deniz üssündeki askerler arasında (AFP)
Burhan, 28 Ağustos’ta Port Sudan’daki deniz üssündeki askerler arasında (AFP)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi üyesi ve Başkomutan Yardımcısı Korgeneral Yaser El-Atta: Ordu seçimler yapılıncaya kadar iktidarı sivil güçlere devretmeyecek

Burhan, 28 Ağustos’ta Port Sudan’daki deniz üssündeki askerler arasında (AFP)
Burhan, 28 Ağustos’ta Port Sudan’daki deniz üssündeki askerler arasında (AFP)

Sudan Egemenlik Konseyi üyesi ve Başkomutan Yardımcısı Korgeneral Yaser El-Atta, Hızlı Destek Güçleri ile savaşın bitiminden sonra bir geçiş dönemi yaşanacağını ve ordunun seçimler yapılıncaya kadar iktidarı siyasi veya sivil güçlere devretmeyeceğini söyledi.

Atta, dün devlet televizyonu Sudan TV’de yer alan konuşmasında, “Ordu komutanının devletin başında olduğu bir geçiş dönemi gereklidir” diyerek, bu dönemde başta ordu ve polis olmak üzere güvenlik güçlerinin de görev alacağını belirtti.

Ordu saflarında seferber olanlara atıfta bulunan Atta, ‘halk direnişinin’ korunması çağrısında bulundu ve “Halkın askeri kurumun yanında savaştığı gibi devletini de koruması gerek” dedi.

Öte yandan askeri medya, Sudan ordu komutanı Abdulfettah El Burhan’ın ülkenin kuzeyindeki Nil Nehri eyaletindeki Şendi şehrine gittiğini duyurdu.

Söz konusu medyada, Burhan’ı Şendi’yedeki askeri karargahta karşılayan subay ve askerlerin fotoğrafları yayınlandı.

Sudan Kongre Partisi Başkan Yardımcısı Halid Ömer Yusuf, Atta’nın açıklamasına yanıt vererek şunları söyledi;

“Egemenlik Konseyi üyesinin yönetim hakkındaki açıklamaları, savaşın amaçlarından birini ortaya koyuyor. Bu, otoriter bir askeri yönetimin sağlamlaştırılması ve herhangi bir sivil yönetime dönüş yolunun kapatılmasıdır.”

Yusuf sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, sivil güçlerin ülkedeki savaşa karşı çıkmaya devam edeceğini ve bu savaşın herhangi tarafının yanında yer almayacağını belirtti.



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.