İsrail, Filistinli mahkumları aç bırakıyor

Bakan "caydırıcı bir hamle" diyerek savundu

İsrail'in saldırılarında en az 15 bin 694'ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 37 bin 718 Filistinli öldürülürken, 86 bin 377 kişi de yaralandı (AP)
İsrail'in saldırılarında en az 15 bin 694'ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 37 bin 718 Filistinli öldürülürken, 86 bin 377 kişi de yaralandı (AP)
TT

İsrail, Filistinli mahkumları aç bırakıyor

İsrail'in saldırılarında en az 15 bin 694'ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 37 bin 718 Filistinli öldürülürken, 86 bin 377 kişi de yaralandı (AP)
İsrail'in saldırılarında en az 15 bin 694'ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 37 bin 718 Filistinli öldürülürken, 86 bin 377 kişi de yaralandı (AP)

İsrail'in hapishanede tuttuğu Filistinlilere verdiği öğün sayılarını azalttığı ve mahkumları aç bıraktığı bildirildi.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen İsrailli güvenlik yetkilileri, ülkenin önde gelen gazetelerinden Haaretz'e, Hamas'ın saldırılarıyla 7 Ekim'de başlayan Gazze savaşından bu yana Filistinli mahkumların öğünlerinin ciddi ölçüde azaltıldığını söyledi.

İsrail Sivil Haklar Derneği de konuyla ilgili Yüksek Mahkeme'ye geçen hafta şikayet dilekçesi verdi. 

Kaynaklar, Hamas'la bağlantısı olmayan birçok Filistinli mahkumun düzgün beslenemediğini, kilo verdiğini ve bazılarının açlıktan ölme noktasına geldiğini belirtti. Söz konusu mahkumlar arasında idari tutukluların da yer aldığı ifade edildi. 

İsrail'in "idari tutukluluk" uygulamasıyla hapishanede tuttuğu kişiler haklarındaki suçlamayı ya da bununla ilgili delilleri "güvenlik" gerekçesiyle öğrenemiyor. Bu nedenle tutuklunun kendini savunabileceği bir yargı süreci başlamıyor. Filistinliler bu şekilde en az 6 aya kadar hapiste tutulabiliyor ve  bu süre mahkeme kararıyla tekrar uzatılabiliyor.

İsrail'in radikal sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise öğün azaltma uygulamasını savunarak, bunun "caydırıcı bir tedbir" olduğunu ileri sürdü.

Diğer yandan Haaretz, İsrail savunma teşkilatındaki bazı isimlerin Cezaevi Servisi'nin uygulamasından rahatsız olduğunu aktardı. Yetkililer, İsrail'in uluslararası hukuka göre yükümlü olduğu asgari gıda ihtiyacından daha azını sağlamasının ciddi sorun yaratabileceğine dikkat çekti. 

Dilekçeyle ilgili bugün Yüksek Mahkeme'de yapılan duruşmada da uygulama "kabul edilemez" diye nitelendi. 

Yargıç Daphne Barak-Erez, devletin cezaevlerinde dağıtılan yemek miktarının azaltılmasını onaylayan tıbbi bir uzman görüşü sunmadığını belirtti. 

Cezaevi Servisi ise yemek miktarının, şikayet dilekçesinin ardından artırıldığını savunurken, kaynaklar yetkililerin öğün ve beslenmeye dair gerçek verileri sakladığını iddia etti. 

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı saldırısıyla başlayan savaşta İsrail'in en büyük destekçisi ABD oldu.

Amerikan gazetesi Washington Post'un (WP) aktardığına göre ABD, savaşın başından beri İsrail'e toplamda yaklaşık 6,5 milyar dolarlık askeri yardım taahhüdünde bulundu.  Haberde, bunun 3 milyar dolarının mayısta İsrail'e gönderildiği belirtildi. 

WP, daha önceden açıklanmamış bu rakamların, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın salı günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD'li mevkidaşı Lloyd Austin'le yaptığı görüşmelerde ortaya çıktığını aktardı.

Independent Türkçe, Haaretz, Washington Post



BAE, Sudan ordusunun Hartum'daki misyon şefinin karargahını hedef aldığını doğruladı

BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
TT

BAE, Sudan ordusunun Hartum'daki misyon şefinin karargahını hedef aldığını doğruladı

BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Güvenlik ve Askeri İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Salim el-Cabiri, Sudan ordusunun Hartum'daki BAE misyon şefinin karargâhını hedef aldığını ve bunun sonucunda binada ve çevresindeki tesislerde ciddi hasar meydana geldiğini bildirdi. El-Cabiri, diplomatik binaların dokunulmazlığı temel ilkesinin ve başta Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi olmak üzere uluslararası sözleşme ve normların açık bir şekilde ihlal edildiğini vurguladı.

El-Cabiri, karargâhın hedef alındığını kesin olarak kanıtlayan fotoğraflar ve deliller bulunduğunu, bunun ise Dışişleri Bakanlığı ve Sudan ordusu tarafından sunulan ve Sudan'daki bu çatışmanın neden olduğu insani felaketin yasal ve ahlaki sorumluluğundan kaçmak için umutsuz bir girişim olan sahte anlatıyı ortadan kaldırdığını belirtti. El-Cabiri söz konusu saldırının, uluslararası toplumu yanıltmayı, dikkatleri Sudanlı kardeşlerin çektiği acılardan başka yöne çekmeyi ve BAE'nin ortaklarıyla birlikte barışçıl bir şekilde sona erdirmek için büyük çaba sarf ettiği bu uzun çatışmayı sona erdirmek için uluslararası çabaların getirdiği yükümlülüklerden kaçmayı amaçladığını ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın BAE resmi haber ajansı WAM'dan aktardığına göre el-Cabiri, Sudan tarafının başkalarına iftira atma ve sorumluluğu kabul etmeme konusundaki bu inkâr ve ısrarının, Sudan halkının çektiği acılara karşı bariz bir umursamazlığı yansıttığını belirtti. Ayrıca Sudan tarafının, kanıtlanmış gerçeklerle çürütülen gündemler aracılığıyla 9 aydan fazla bir süredir BAE'ye karşı iftira atma konusundaki bu inkâr ve ısrarının, Sudan halkının istikrar ve refaha ulaşma haklarını ve isteklerini reddettiğini vurguladı.

El-Cabiri, Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlarını kanıtları gözden geçirmeye ve saldırının yol açtığı hasarı incelemeye davet etti.

Bu bağlamda el-Cabiri, söz konusu korkakça saldırıyı şiddetle kınadıklarını belirterek, bu acımasız saldırıda BAE ile dayanışma içinde olduklarını ifade eden 100'den fazla ülke ve uluslararası kuruluşa teşekkür ve takdirlerini sundu.