Arjantin lideri Milei, BMGK konuşmasını ünlü diziden çalmış

"Gerçekten ironik"

Milei, nüfusun yüzde 40'ının yoksulluk sınırı altında yaşadığı Arjantin'de enflasyonu bitirme vaadiyle seçilmişti (Reuters)
Milei, nüfusun yüzde 40'ının yoksulluk sınırı altında yaşadığı Arjantin'de enflasyonu bitirme vaadiyle seçilmişti (Reuters)
TT

Arjantin lideri Milei, BMGK konuşmasını ünlü diziden çalmış

Milei, nüfusun yüzde 40'ının yoksulluk sınırı altında yaşadığı Arjantin'de enflasyonu bitirme vaadiyle seçilmişti (Reuters)
Milei, nüfusun yüzde 40'ının yoksulluk sınırı altında yaşadığı Arjantin'de enflasyonu bitirme vaadiyle seçilmişti (Reuters)

Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei'nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) yaptığı konuşmanın bir kısmının, ünlü West Wing dizisinden çalındığı öne sürüldü.

Arjantin'in muhafazakar gazetesi La Nacion'un 3 Ekim'deki haberinde, Milei'nin geçen hafta BMGK'deki konuşmasında kullandığı bazı ifadelerin, West Wing'deki ABD Başkanı Josiah "Jed" Bartlet'ın monoloğuyla benzerlik gösterdiğine dikkat çekildi. Ülkenin solcu gazetelerinden Buenos Aires Times'ın cuma günkü haberindeyse bunun benzerliği aşan bir durum olduğu ve Milei'nin konuşmasının diziden "çalındığı" ileri sürüldü.

Geçen yıl aralıkta göreve gelen Milei, BMGK'deki ilk konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı: 

Herkesin hayatını savunmaya inanıyoruz. Herkesin mülkünü savunmaya inanıyoruz. Herkes için ifade özgürlüğüne inanıyoruz. Herkes için ibadet özgürlüğüne inanıyoruz. Herkes için ticaret yapma özgürlüğüne inanıyoruz... Ve bu çağda bir ülkede yaşananlar diğer ülkedekileri de hızla etkilediği için, ister siyasi baskı, ister ekonomik kölelik, ister dini fanatizm şeklinde olsun, tüm insanların zorbalık ve baskıdan uzak yaşaması gerektiğine inanıyoruz. Bu temel düşünce sadece sözde kalmamalı; diplomatik, ekonomik ve somut eylemlerle desteklenmelidir.

West Wing'de Amerikalı duayen oyuncu Martin Sheen'in canlandırdığı ABD Başkanı Bartlet'ın, dizinin 4. sezonunun 15. bölümünde geçen konuşması da şöyleydi:

Her yerde ifade özgürlüğünden yanayız. Her yerde ibadet özgürlüğünden yanayız. Herkes için öğrenme özgürlüğünden yanayız. Çağımızda, kendi ülkenizde bir bomba yapıp benim ülkeme getirebildiğinizden, ülkenizde olup bitenler beni çok yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle ister siyasi baskı, ister ekonomik kölelik, ister dini fanatizm kisvesi altında olsun, her yerde zorbalığa karşı özgürlükten yanayız... Bu temel düşünce sadece bizim desteğimizle hayata geçirilemez. Bu düşünceyi gücümüzle de desteklemeliyiz: diplomatik, ekonomik ve somut olarak desteklemeliyiz. 

53 yaşındaki Arjantinli lider, konuşma metnindeki intihal iddialarına dair henüz açıklama yapmadı. Diğer yandan La Nacion'da ağustosta yayımlanan haberde, Milei'nin baş strateji danışmanı Santiago Caputo'nun West Wing dizinin senaristi ve yaratıcısı Aaron Sorkin'in büyük hayranı olduğu belirtilmşti. 

Sorkin'in 1999-2006'da yayımlanan West Wing'i, ilk sezonunda 9 Emmy Ödülü kazanarak rekor kırmıştı. 

Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian, dizideki ABD Başkanı Bartlet'ın ilerici politikalar izleyen bir Demokrat olduğuna dikkat çekerek, Milei'nin konuşmasının bu karakterin monoloğundan çalınmasının "ironik" olduğunu yazıyor.

Arjantin lideri, kendisini eski ABD Başkanı Donald Trump, eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve Macaristan lideri Viktor Orban gibi sağcı siyasetçilere yakın görüyor. 

Guardian, benzer bir suçlamanın eski BK lideri Theresa May'e yöneltildiğini de hatırlatıyor. Muhafazakar Parti'nin 2017'de düzenlediği konferansta Mayı'in yaptığı konuşmanın bir kısmının West Wing'den çalındığı öne sürülmüş, Downing Street ise iddiaları yalanlamıştı.

Independent Türkçe, Guardian, Buenos Aires Times, La Nacion



ABD Federal Havacılık İdaresi, Venezuela üzerinde uçmanın tehlikeleri konusunda uyardı

ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
TT

ABD Federal Havacılık İdaresi, Venezuela üzerinde uçmanın tehlikeleri konusunda uyardı

ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), kötüleşen güvenlik durumu ve artan askeri faaliyetler nedeniyle pilotları Venezuela hava sahasında dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Mesajda, belirtilmeyen tehditlerin, Venezuela'dan kalkış ve iniş yapanlar ile yerdeki uçaklar da dahil olmak üzere tüm irtifalardaki uçaklar için potansiyel bir risk oluşturabileceği belirtildi.

Bu uyarı, Washington'un Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskısını artırmasıyla birlikte geldi. Amerika Birleşik Devletleri, Venezuela kıyılarına kadar güneyde bombardıman uçuşları gerçekleştirdi ve bölgeye bir uçak gemisi konuşlandırdı.

Eski bir Ulaştırma Bakanlığı müfettişi, Federal Havacılık İdaresi'nin askeri bir çatışma olduğunda bu tür bir bildirim yayınladığını söyledi.

Mary Schiavo, "Bunu yakın bir saldırının işareti olarak algılamam, çünkü bu raporları daha önce birçok kez gördüm. Ancak bir pilot olarak kesinlikle dikkate alırdım" dedi.

Schiavo, ABD'nin Venezuela'dan askeri bir harekat beklediğini veya uyuşturucu gemilerine karşı ek önlemler planladığını, bu duyuruyu okuyup arkasında ne olduğunu anlamanın zor olduğunu ifade etti.


Amerikan bankalarından Arjantin'e soğuk duş

Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
TT

Amerikan bankalarından Arjantin'e soğuk duş

Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)

Wall Street Journal'ın (WSJ) özel haberine göre JPMorgan Chase, Bank of America ve Citigroup, Arjantin'e 20 milyar dolarlık kredi vermekten vazgeçti.

Amerikan gazetesinin kaynakları, Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei'yi desteklemek isteyen Donald Trump yönetiminin çağrısıyla harekete geçen bankaların bunun yerine daha küçük bir paket hazırladıklarını söyledi. 

WSJ, geçen ay ad ve görevlerini açıklamadığı kaynaklara dayandırdığı haberde bankaların kendilerini riske atmadan kredi vermeye çalıştığını bildirmişti. 

Normalde bu tarz işlemleri kendileri yürüten bankaların ABD Hazine Bakanlığı'na Buenos Aires yönetiminin kendilerine nasıl bir teminat verebileceğini sorduğu ve yeterli güvenceyi alamazlarsa ekonomik istikrarsızlığın sürdüğü Arjantin'e kredinin çıkmayabileceği aktarılmıştı. 

WSJ'nin yeni haberinde 20 milyar dolarlık krediden vazgeçen üç bankanın yaklaşık 5 milyar dolarlık bir repo anlaşması hazırladığı ve bu parayı birkaç ay içinde geri almayı planladığı belirtildi. 

Ancak müzakerelerin daha başlangıç aşamasında olduğu ve koşulların değişebileceği ya da anlaşmanın hiç yapılmayabileceği de vurgulandı. 

Buenos Aires yönetiminin ocakta ödemesi gereken 4 milyar dolarlık borcunu bu anlaşmayla kapaması bekleniyor. 

Arjantin, ABD Hazine Bakanlığı'yla yaptığı döviz takası anlaşmasıyla 20 milyar dolara erişmişti. Bu miktarın ne kadarının kullanıldığı net değil. 

ABD Hazine Bakanlığı'ndan WSJ'ye yapılan açıklamada "Birleşik Devletler, Başkan Milei ve Bakan Caputo'nun Arjantin'i Yeniden Harika Yapma konusundaki temel prensiplere bağlılığına güvenmeyi sürdürüyor" dendi. 

Diğer yandan Hazine Bakanlığı'nın bazı eski yetkilileri, ABD'nin Arjantin'e maddi desteğinin boyutlarının net bir şekilde kamuoyuna açıklanmadığını söylüyor. 

Barack Obama dönemi yetkililerinden Brad Setser da bunlardan biri:

Esasen bu paranın nasıl kullanıldığına dair hiçbir bilgi yok. Vergi mükelleflerinden alınan paranın verildiği düşünüldüğünde, bu sıradışı bir durum.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Çin'in Japonya'ya öfkelenmesinin asıl sebebi ne?

Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
TT

Çin'in Japonya'ya öfkelenmesinin asıl sebebi ne?

Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)

Çin'le Japonya arasında Tayvan meselesi nedeniyle çıkan gerginlik sürüyor. 

Pekin ve Tokyo'yu karşı karşıya getiren gerginlik, Japonya Başbakanı Sanae Takaiçi'nin Parlamento'da 7 Kasım'da düzenlenen oturumda yaptığı açıklamayla patlak vermişti. 

Takaiçi, Tayvan Boğazı'na yönelik muhtemel müdahaleyi "ülkesini tehdit eden bir hareket" olarak göreceğini, böyle bir durumda askeri güç kullanılabileceğini belirtmişti. Böylelikle ilk kez bir Japon başbakanı, Tayvan'ın işgali halinde ülkenin askeri müdahalede bulunacağını açıkça söylemişti. 

Pekin yönetimiyse Takaiçi'den sözlerini geri almasını istemiş, başbakan bunu reddedince Japonya'nın Pekin Büyükelçisi Kenji Kanasugi'yi çağırarak Tokyo'ya protesto notası vermişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı, güvenlik koşullarının uygun olmadığı gerekçesiyle Japonya'ya seyahat uyarısı da yayımlamıştı. Çin Eğitim Bakanlığı da öğrencilere, güvenlik riskleri nedeniyle Japonya'da "eğitim koşullarının uygun olmadığı" uyarısında bulunmuştu.

Pekin'in Osaka Başkonsolosu Şüe Cien'in "kendilerine saldıran kirli bir boynu tereddüt etmeden kesmeleri gerekeceğini" yazdığı sosyal medya gönderisi de krizi körüklemişti. Japonya, diplomatın "gönüllü olarak ülkesine dönmesini" talep etmişti. 

Ancak CNN'in analizinde, Pekin'in asıl "Asya'daki askeri dengelerin değişme olasılığından endişelendiği" yorumu yapılıyor. 

Tokyo yönetimi, II. Dünya Savaşı'nda 1937-1945'te Çin'i işgal etmişti. İmparatorluk Ordusu, 1895-1945'te de Tayvan'ı da kolonileştirmişti. 

Geçen ay göreve gelen Takaiçi, Japonya'nın savunma harcamalarını marta kadar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 2'sine çıkaracaklarını duyurmuştu. Merkez sağ Liberal Demokrat Parti (LDP) lideri, Parlamento'da yaptığı ilk konuşmada Asya-Pasifik bölgesinde Çin, Kuzey Kore ve Rusya'yla artan gerilimlere dikkati çekmişti. 

Analizde, Pekin yönetiminin "Japonya'nın Çin'in yükselişini tehdit edebilecek askeri emelleri olduğunu" düşündüğüne dikkat çekiliyor. 

Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) resmi gazetesi Halkın Günlüğü'nde 17 Kasım'da yayımlanan bir köşe yazısında şu ifadeler kullanılmıştı: 

İlk kez bir Japon lider Tayvan'a silahlı müdahale niyetini dile getirdi ve Çin'e karşı askeri tehditte bulundu. Bunun arkasında, Japonya'nın sağcı güçlerinin pasifist Anayasa'nın kısıtlamalarından kurtulup ‘askeri güç' statüsü elde etme yönündeki tehlikeli girişimi yatıyor.

CNN'in analizinde, Takaiçi'nin savunma bütçesini artırdığı gibi ABD Başkanı Donald Trump'la daha yakın ilişkiler kurmayı hedeflediğine de dikkat çekiliyor. 

Singapur Ulusal Üniversitesi'nden Chong Ja Ian, Çin'in "ilk baştan Takaiçi'yi köşeye sıkıştırmayı" hedeflediğini ve Japonya'ya savunma harcamalarını artırmaması için gözdağı vermeyi istediğini söylüyor. 

Independent Türkçe, CNN, Reuters