Suriye'nin güneyinde kanunsuzluklar artarken gerilim yeniden tırmanıyor

Dera: Yerel silahlı gruplar rejim güçlerine ait kontrol noktalarını ve askeri kışlaları kuşatıyor

Casem kentindeki yerel gruplara mensup silahlı kişiler rejim güçlerine karşı harekete geçti. (Kanakr internet sitesi)
Casem kentindeki yerel gruplara mensup silahlı kişiler rejim güçlerine karşı harekete geçti. (Kanakr internet sitesi)
TT

Suriye'nin güneyinde kanunsuzluklar artarken gerilim yeniden tırmanıyor

Casem kentindeki yerel gruplara mensup silahlı kişiler rejim güçlerine karşı harekete geçti. (Kanakr internet sitesi)
Casem kentindeki yerel gruplara mensup silahlı kişiler rejim güçlerine karşı harekete geçti. (Kanakr internet sitesi)

Suriye'nin güneyindeki Dera'da yerel silahlı grupların ana yolları kapatması ve rejim güçlerine ait kontrol noktalarını kuşatmasıyla artan gerginlik, silahlı gruplarla hükümet güçleri arasında çatışma çıkacağı endişesiyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine yol açtı.

Cuma günü Dera-Şam Karayolu’nda kendilerini kovalayan haydut çetesinden kaçmaya çalışırken araçlarının yoldan çıkarak kaza yapması sonucu iki kadının ölmesi ve iki çocukla aynı aileden bir kişinin daha yaralanmasıyla sonuçlanan olay, Dera vilayetindeki kanunsuzluk ortamının tam ortasında meydana geldi.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesine göre, yerel gruplar dün (cumartesi) sabah Dera'nın kuzeyindeki Casem şehrinde konuşlandı ve şehirden bir gencin bir hafta önce hükümet güçleri tarafından gözaltına alınmasını protesto etmek ve serbest bırakılmasını talep etmek için ana yolları kapattı. Yerel gruplar ayrıca bölgedeki rejim kontrol noktalarını ve askeri kışlaları da kuşattı.

Yerel gruplar, gözaltına alınan gencin serbest bırakılması için rejim güçlerine bir hafta süre tanıdı ve serbest bırakılmaması halinde gerilimin artacağı tehdidinde bulundu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), yerel grupların Dera'daki rejim güçlerine verdiği sürenin dolmasının ardından ‘kentin büyük bir güvenlik alarmına ve askeri konuşlanmaya tanık olduğunu’ ve grupların, mevzilerine yönelik herhangi bir saldırıyı püskürtmek için ihtiyati tedbirler alan rejim güçlerine saldırmadan önce tehditte bulunduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın SOHR'dan aktardığına göre 25 Ağustos'ta Şam'a bağlı güvenlik güçleri Dera'nın kuzeyindeki Casem kentinden bir genci Halep kenti yakınlarındaki bir kontrol noktasında gözaltına alarak güvenlik şubesine götürdü. 28 Ağustos'ta ise Casem kentinden 75 yaşlarında yaşlı bir kadın Suriye'nin kuzeyinden dönerken Halep kentindeki rejim güçlerine ait Ramuse kontrol noktasında hakkındaki suçlamaları bilmeden gözaltına alındı.

Dera'daki yerel kaynaklar dün Dera'da sokağa çıkma yasağı uygulandığını, yerel silahlı grupların rejim güçleriyle çatışma olasılığının artması nedeniyle halkı kentte seyahat etmekten kaçınmaları konusunda uyardığını söyledi.

Kaynaklara göre rejim güçlerinin gözaltıları, sivillerin güvenliği ve emniyeti pahasına, iki taraf arasında birbirlerinin taleplerini elde etmek için yarı sistematik bir uygulama haline geldi.

Konuyla ilgili olarak medya kaynakları, Dera'nın kuzeydoğusundaki el-Medura köyünden bir tutuklunun ailesinin, Şam-Amman uluslararası otoyolunun doğusundaki bir kontrol noktasında gözaltına alınmasından bir buçuk yıl sonra cenazesini hükümet yetkililerinden teslim aldığını bildirdi. 6 Ağustos'ta, Dera'nın kuzeyindeki Gabagib kasabasından el-Ahras'ın ailesi, gözaltına alınmasının üzerinden bir yıldan az bir süre geçtikten sonra oğullarının cenazesini teslim aldı. Her iki tutuklu da Saydnaya Cezaevi’nde tutuluyordu.

Ahrar Horan Topluluğu İhlal Belgeleme Ofisi, rejimin Temmuz 2018'de vilayetin kontrolünü ele geçirmesinden Temmuz 2024'ün sonuna kadar, Dera sakinlerinden 135 kişinin Suriye rejimi gözaltı merkezlerinde işkence altında öldüğünü kaydetti.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.