Mikdad, Türk mevkidaşının konuşması sırasında salonu terk etmekle  ‘çelişkili mesajlar’ mı gönderiyor?

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad, normalleşme öncesi Türkiye'nin Suriye ve Irak'tan çekilmesini şart koştu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi, 10 Eylül 2024 tarihinde Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısının ardından konuşurken (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi, 10 Eylül 2024 tarihinde Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısının ardından konuşurken (Reuters)
TT

Mikdad, Türk mevkidaşının konuşması sırasında salonu terk etmekle  ‘çelişkili mesajlar’ mı gönderiyor?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi, 10 Eylül 2024 tarihinde Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısının ardından konuşurken (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi, 10 Eylül 2024 tarihinde Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısının ardından konuşurken (Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad, dün (Salı) Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları’nın 162’nci olağan oturumunda Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın konuşması anons edildiğinde toplantı salonunu terk etti. Bu tutum, Şam'ın Ankara'nın toplantıya katılımını reddettiğinin bir ifadesi olarak anlaşıldı. Ayrıca Suriye'nin, Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusundaki tutumuna dair çelişkili sinyaller verdiğini gösterdi.

Mısırlı medya kaynakları, Türk Dışişleri Bakanı'nın konuşması sırasında Şam'ın temsil seviyesini düşürdüğünü, Mikdad’ın yerini Suriye heyetinden bir üyeye bırakarak toplantıyı tek başına terk ettiğini ve Türk Dışişleri Bakanı'nın konuşması bittikten sonra tekrar toplantıya döndüğünü bildirdi.

xsz vs
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad Kahire'deki Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısından ayrılırken (Reuters)

Mikdad’ın toplantı salonundan ayrılışı, Türk Dışişleri Bakanı'nın toplantılara katılımının Suriye dahil tüm Arap Birliği üye ülkelerinin onayının ardından gerçekleştiğini ortaya koyan haberlerle çelişiyor.

Diğer yandan Mikdad, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye-Türkiye ilişkilerine dair açıklamalarına ve İsrail'i kastederek bölgedeki yayılmacı projelere karşı Türkiye, Mısır ve Suriye'yi kapsayan bir dayanışma ekseni oluşturma önerisine yanıt verdi.

Mikdad dün Russia Today'e verdiği demeçte, "Türk cumhurbaşkanının tehditlere karşı koymak için Suriye-Mısır-Türkiye dayanışma ekseninin oluşturulmasına ilişkin açıklamalarının gerçekleşmesini ve bunun samimi ve gerçek bir Türk arzusu olmasını" umduğunu söyledi.

Mikdad Şam'ın şartlarını göz önüne alarak, “Türkiye, Suriye ile iş birliğinde yeni adımlar görmek ve ilişkilerin normale dönmesini istiyorsa Suriye'nin kuzeyinde ve Irak'ın batısında işgal ettiği Arap topraklarından çekilmelidir” dedi. Mikdad içinde bulunduğumuz yüzyılın başında Türkiye ile stratejik ilişkiler kurulduğuna dikkat çekti ve Türk devletinin kontrolü altındaki Arap topraklarını özgürleştirmek için ortak mücadelede Suriye'nin yanında yer alması gerektiğini dile getirdi. Ancak Türkiye'nin ordusunu Suriye'nin kuzey topraklarında konuşlandırmaya ve Suriye'nin topraklarındaki hakimiyetini artırmak için  kamplar kurmaya çalıştığını ifade eden Mikdad, Şam yönetiminin Türkiye'den bu politikalardan geri adım atmasını ve bunları tamamen terk etmesini talep ettiğini vurguladı. Çünkü Mikdad'a göre iki ülke arasında normal ilişkilerin olması Suriye ve Türkiye halklarının menfaatinedir ve ortak zorluklarla yüzleşmek için çabaların birleştirilmesi gerekir.

Suriye'nin her zaman geçmişe bağlı kalmadığını, bugüne ve geleceğe baktığını belirten Mikdad, Türk yönetiminin söylediklerinde samimi olmasını umduğunu, ancak ‘bu tür bir iş birliğine ulaşmak için gereken şartların yerine getirilmesi, yani Türkiye'nin Suriye ve Irak topraklarından çekilmesi’ gerektiğini kaydetti.

sdvefv
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad ve heyet üyeleri, dün Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı. (SANA)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir heyet, dün Kahire'de başlayan ve Suriye meselesi de dâhil olmak üzere bir dizi önemli bölgesel konunun ele alındığı Arap Birliği Dışişleri Bakanları’nın 162’nci olağan oturumuna katıldı.

Türkiye'nin 12 yıl aradan sonra ilk kez katıldığı bu toplantıların, bölgedeki gerilimin azaltılması amacıyla Moskova'nın başını çektiği Suriye-Türkiye yakınlaşma hattında Arap rolünün güçlendirilmesine katkıda bulunması bekleniyor.

Ancak toplantıdaki gelişmeler, Suriye-Türkiye yakınlaşma dosyasını takip eden kaynaklara göre ‘kafa karıştırıcı’ sinyaller verdi. Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, Türkiye'nin Arap ülkeleriyle ilişkilerini pekiştirerek geleneksel bölgesel konumunu güçlendirmeye çalıştığını, Arap ülkelerinin ise Suriye'deki siyasi çıkmazdan Arap çözümü yoluyla çıkmanın yollarını bulmak için Türkiye'yi Şam'la yakınlaşmayı tamamlamaya zorladığını söyledi.

sadcvbf
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında (AP)

Türk Dışişleri Bakanı'nın Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantılarına katılması önemli. Çünkü ‘Erdoğan'ın sırdaşı’ lakaplı Fidan, Dışişleri Bakanı olmadan evvel Türk istihbaratının başındaydı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Suudi Arabistan ile diplomatik ilişkileri ‘canlandırmak’ için çeşitli anlaşmaların imzalanmasını denetleyen Fidan, Suriye de dahil olmak üzere Arap ülkeleriyle ilişkileri onarma konusunda bir uzman.



Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)

Tunus cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal’in avukatı, Cendube Mahkemesi’nin dün (Çarşamba) Zemal'i bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırdığını ve bunun muhalefetin Cumhurbaşkanı Kays Said'in yeniden seçilmesini amaçlayan adil olmayan seçimlere ilişkin korkularını güçlendiren son hamle olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, 6 Ekim'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ay üç önemli adayı diskalifiye etmesinin ardından tansiyon yükseldi. Bu hareket bir eleştiri seline yol açtı.

Binlerce Tunuslu geçen hafta muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla sokaklara dökülerek Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun muhalifleri ve adayları baskı altına almamasını talep etti.

Seçim Kurulu sadece Said, Zuheyr el-Mağzavi ve el-Ayaşi Zemal'in adaylıklarını onaylayarak seçim anlaşmazlıklarını karara bağlayan en yüksek yargı organı olan İdare Mahkemesi'nin kararına meydan okudu.

Dün alınan kararı yorumlayan Zemal'in avukatı Abdussettar el-Mesudi Reuters'e şunları söyledi: “Karar siyasi amaçlıdır; adil değildir. Zemal’in cumhurbaşkanlığı yarışındaki şansını baltalamayı ve onu Tunuslulara dürüst olmayan biri olarak göstermeyi amaçlamaktadır.”

Zemal iki hafta önce ‘belge uydurmak ve halk desteğini tahrif etmek’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Said'in muhalifleri, üyelerini kendisinin atadığı Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nu rekabeti bastırmak ve adayları sindirmek suretiyle yeniden seçilmesini sağlamak için kullandığını söylüyor.

Said ise hainlerle, paralı askerlerle, yolsuzluk yapanlarla savaştığını ve diktatör olmayacağını söyleyerek suçlamaları reddediyor.

Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musi kamu güvenliğine zarar vermek suçlamasıyla geçen yıldan bu yana hapiste. Önde gelen siyasetçi Lutfi el-Merahi de 2019 seçimlerinde hile yapmak suçlamasıyla bu yıl hapse atıldı.

Her iki isim de seçimlere katılma niyetlerini açıklamış, ancak hapsedilmiş ve adaylıklarını sunmaları engellenmişti.

Geçtiğimiz ay bir başka mahkeme de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan dört siyasetçiyi hapis cezasına çarptırdı ve ömür boyu adaylıktan menetti.

Said 2019 yılında demokratik yollarla seçildi. Ancak zamanla iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı ve 2021 yılında muhalefetin ‘darbe’ olarak nitelendirdiği bir kararname yayınladı. Söz konusu kararnameyle Said yasama yetkisini kendisine devrederek ülkeyi yönetmeye başladı.