Dürzi-Şii sorunlarını sona erdirmek için Beyrut'ta taraflar bir araya gelecek

Toplantıda, Direnişi destekleme ve Filistin davasına destek sağlama konularına mercek tutulacak

 Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)
Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)
TT

Dürzi-Şii sorunlarını sona erdirmek için Beyrut'ta taraflar bir araya gelecek

 Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)
Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat (Şarku'l Avsat)

Choueifat Belediyesi'nin (Beyrut'un güney girişi) merkezinde yarın (pazar) yapılması planlanan Dürzi-Şii toplantısına iç ve dış mülahazalar yön veriyor. Bunlardan bazıları kamuoyuna açık ve İsrail'in Lübnan'a saldırısı karşısında direnişi destekleme ve Filistin davasının yanında yer alma konusundaki tutum birliğiyle ilgilidir. Diğer mülahazalar ise kamuoyuna henüz ilan edilmemiş olsa da Lübnan Dağı'nın bazı köylerinde, özellikle de Dürzi kasabalarında, güneyden gelen göçmenlere yönelik provokasyonlara son verilmesi ve bu göçmenlerin kabul edilmemesiyle alakalı.

Halk mitinginden kapalı bir siyasi görüşmeye dönüştürülen toplantıya İlerici Sosyalist Parti, Lübnan Demokratik Partisi (iki Dürzi partisi), Şii Emel Hareketi ve Hizbullah ikilisi, Gelecek Hareketi, Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi, komutanlar ve siyasi figürler katılıyor. Siyasi tercihleri Hizbullah ve direniş ekseni ile kesişen bazı Hıristiyan figürlerin varlığına rağmen Hıristiyan partilerin katılmaması ise dikkat çekiciydi.

Toplantı Canbolat ve Arslan’ın himayesinde gerçekleşiyor

Toplantı için lojistik hazırlıklar ve güvenlik düzenlemeleri neredeyse tamamlandı ve şimdi çabalar katılımcılar tarafından gündeme getirilecek konulara odaklanmış durumda. Hazırlık sürecini yakından takip eden siyasi kaynaklar, ‘toplantının öneminin Dürzi liderler Velid Canbolat ve Talal Arslan'ın himayesinde gerçekleşmesinde yattığını’ belirttiler. Zira bu iki isim, Dürzi sokağının ağırlığını temsil ediyor ve Filistin davasını, işgal altındaki toprakların kurtarılmasını ve Filistin halkının bağımsız devletini kurma hakkını destekleyen üniteryen topluluğunun sabitelerini ifade ediyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, “Filistin ve Lübnan'daki direnişe destek konusunda Canbolat ve Arslan arasındaki yakınlaşma, gelecekte seçim ittifakları kurmak için siyasi ilişkiler kurmaktan bahsetmenin çok ötesine geçiyor” değerlendirmesinde bulundu. Kaynaklar, ‘bu aşamada en büyük çabanın, herhangi bir fitne girişimini durdurmaya ve Dürzi evine sızmaya ya da onun aracılığıyla anavatandaki ortaklarla, özellikle de İsrail'in zulmünden kaçmak için güneydeki köylerinden sürülen Şii toplumundan kardeşlerle sorun yaratmaya çalışanların önünü kesmeye odaklandığına’ işaret etti.

Tüm bileşenlerin bir araya geldiği bir toplantı

Toplantının, Timur Canbolat liderliğindeki İlerici Sosyalist Parti ile eski Milletvekili Talal Arslan liderliğindeki Lübnan Demokratik Partisi arasındaki sorunları görüşmek üzere bir Dürzi-Dürzi toplantısı olduğu iddia ediliyor. Demokratik Buluşma Bloğu üyesi Milletvekili Hadi Ebu’l Hasan, toplantının İlerici Sosyalist Parti ve Lübnan Demokratik Partisi ile sınırlı olmadığını, aksine Hizbullah ve Emel Hareketi de dahil olmak üzere Choueifat bölgesinde aktif varlığı olan tüm bileşenlere davetiye gönderildiğini belirtti. El-Hasan Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Lübnan ve Filistin'in içinde bulunduğu koşullar, özellikle de Gazze Şeridi'nin başına gelen felaketten sonraki vaziyet, bu güçleri çatışmayı teşhis etmeye ve İsrailli düşmanla çatışma konusundaki kesin tutumlarını teyit etmeye itti” ifadesini kullandı.

Toplantının aslında geçen hafta yapılması planlanmıştı, ancak çeşitli faktörler değişiklik yapılmasını gerektirdi. Söz konusu faktörlerden en önemlisi, toplantının sonuç vermesini sağlamak için katılımcıların çevresini genişletmekti. Ebu’l Hasan, toplantının ne kendi ülkelerine yönelik olduğunu ne de başka bir Lübnanlı gruba karşı yapıldığını açıkladı. “Biz Filistin davasının yanındayız ve Filistin halkını destekliyoruz. Suçlu ile mağdur arasındaki savaşta tarafsızlık olmaz” diyen Ebu’l Hasan, toplantının Choueifat'ın gerçek kimliğini ve Filistin'in haklı davası olan temel davasına olan aidiyetini ifade eden kapsayıcı bir sahne olacağına işaret etti.

50 şahsiyet

Choueifat Belediyesi, mezhepsel ve siyasi çeşitliliğe sahip bu bölgede halk tarafından temsil edilen tüm güç ve partilerden yaklaşık 50 kişinin katılacağı toplantıya kendi merkezinde ev sahipliği yapıyor. Gelecek Hareketi'nden önde gelen bir kaynak, hareketin ‘bölgenin sosyal dokusunun önemli bir bileşeni olması ve sivil barış ile birlikte yaşama çatısı altında bileşenleri arasında en iyi ilişkilerin kurulmasını istemesi nedeniyle, Choueifat toplantısına katılacağını’ duyurdu.

Lübnan Demokratik Partisi Medya Direktörü Cad Haydar'a göre Lübnan'daki direnişle ilişkiler ve Filistin meselesi, Dürzi-Şii ilişkilerinin de güçlü bir şekilde gündemde olduğunu göz ardı etmeden, toplantının en önemli gündem maddesi olacak. Haydar Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, toplantıda ‘Lübnan Dağı’nda meydana gelen gerginliklerin ortadan kaldırılması gerektiğinin, dağın direnişin arkasını koruduğunun ve Dürzi-Şii ilişkilerinin en iyi durumda tutulmasının öneminin vurgulanacağını’ belirtti. “Dürzi toplumu, İsrail'in Lübnan, Gazze ve tüm Filistin'e yönelik saldırganlığı karşısında Filistin davası ve direniş konusundaki tutumunu biliyor. Haftalar önce Lübnan Dağı’nda meydana gelen bazı gerginliklerin kalıntılarını ortadan kaldırmak ve dağı, özellikle de bu dağa açılan kapıyı temsil eden Choueifat'ı istikrarsızlaştırmaya yönelik her türlü fırsatı ortadan kaldırmak gerekiyor” dedi. Haydar, ‘her ekibin kendi tutumunu ifade edeceğini ve ülkeyi ve istikrarını koruma, çeşitliliği sürdürme ve yabancı gündemlere rehin olanların Lübnan Dağı’nda ve tüm Lübnan'da güvenlik ve istikrarı manipüle etmesine izin vermeme parametreleri altında müzakere yapılacağını’ kaydetti.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.