İsrail ordusu bir yıl içinde Gazze'de 900'den fazla Filistinli aileyi katletti

İsrail ordusu bir yıl içinde 902 Filistinli aileyi katletti. (EPA)
İsrail ordusu bir yıl içinde 902 Filistinli aileyi katletti. (EPA)
TT

İsrail ordusu bir yıl içinde Gazze'de 900'den fazla Filistinli aileyi katletti

İsrail ordusu bir yıl içinde 902 Filistinli aileyi katletti. (EPA)
İsrail ordusu bir yıl içinde 902 Filistinli aileyi katletti. (EPA)

Gazze Şeridi'ndeki hükümet ofisi dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun bir yıl içinde 902 Filistinli aileyi katlettiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığı habere göre, hükümet ofisinin Telegram platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail işgal ordusu tarafından ABD'nin desteğiyle yürütülen soykırım suçunun devamı olarak, işgal ordusu Gazze Şeridi'nde bir yıl süren soykırım sırasında 902 Filistinli aileyi katletti ve tüm üyelerini öldürerek onları nüfus kayıtlarından sildi” denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “İsrail işgal ordusu ayrıca bin 364 Filistinli aileyi dağıttı, her aileden yalnızca bir kişi bırakarak diğer aile üyelerini öldürdü. 3 bin 472 Filistinli ailede ise ikişer kişi bırakarak geri kalan tüm üyelerini katletti. Filistin halkımıza karşı işlenen bu sürekli suçlar, İsrail işgalinin tamamen ABD sponsorluğunda ve işgale ölümcül ve uluslararası yasaklanmış silahlar sağlayan İngiltere, Almanya, Fransa ve diğer ülkeler gibi bir grup Avrupa ve Batı ülkesinin katılımıyla yürüttüğü soykırım suçu çerçevesinde gerçekleşmektedir.”

Açıklamada, İsrail işgal güçlerinin Filistinli ailelerin üyelerinin tamamını öldürmesi en güçlü ifadelerle kınanarak, “İşgalci İsrail tarafından Filistin halkımıza karşı işlenen tüm cinayet ve imha suçlarını kınıyoruz” denildi. Tüm dünya ülkeleri sivillere, özellikle de çocuklara ve kadınlara karşı işlenen bu sistematik suçları kınamaya çağrıldı.

Gazze hükümeti, insanlığa ve uluslararası hukuka karşı işlenen bu suçlardan İsrail işgalini, ABD yönetimini ve soykırıma katılan ülkeleri sorumlu tutarak, bu ülkelerin suçlu liderlerinin adalet önüne çıkarılması ve yargılanması için tüm dünyadaki uluslararası mahkemelerde dava açılması çağrısında bulundu.

Hükümet ayrıca, uluslararası topluma ve tüm uluslararası kuruluşlara ‘soykırımı sona erdirmesi ve bir yıldır akan kan şelalesini durdurması için ABD yönetimine ve suçlu işgal ordusuna baskı yapma’ çağrısında bulundu.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.