Halkını bombalamayı reddettiği için 43 yıl hapis yatan Suriyeli pilot Hama’da onurlandırıldıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5095932-halk%C4%B1n%C4%B1-bombalamay%C4%B1-reddetti%C4%9Fi-i%C3%A7in-43-y%C4%B1l-hapis-yatan-suriyeli-pilot-hama%E2%80%99da
Halkını bombalamayı reddettiği için 43 yıl hapis yatan Suriyeli pilot Hama’da onurlandırıldı
Suriyeli pilot Rağid et-Tatari'yi Hama'da altın bir kılıç tutarken gösteren ve sosyal medyada dolaşan videodan alınan ekran görüntüsü (X)
Suriye'nin Hama kenti dün 43 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren ve Esed rejiminin devrilmesiyle özgürlüğüne kavuşan Suriyeli pilot Rağid et-Tatari'yi onurlandırdı.
Sosyal medyada paylaşılan videolarda et-Tatari'nin, hapishanelerde yaptığı fedakarlıklar ve çektiği acılar onuruna, kitlesel sloganlar eşliğinde altın bir kılıç aldığı görüldü.
1981 yılında henüz 27 yaşındayken tutuklanan pilot Rağid et-Tatari, Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriyeli muhaliflerin on binlerce mahkûmu serbest bırakmasının ardından ilk kez hapishane dışında gün ışığı gördü.
Raporlara göre Hama vilayetinde halkı bombalamayı ve ordudan ayrılan meslektaşlarını ihbar etmeyi reddetmesi üzerine Suriye hükümeti onu subaylık ve savaş pilotluğu görevinden azletti. 1980'de Ürdün'e, ardından Mısır'a gitmek zorunda kaldı ve 1981'de Birleşmiş Milletler'e (BM) sığınma başvurusunda bulunmaya çalıştı, ancak reddedildi.
Bunun üzerine Kasım 1981'in sonlarında ülkesine dönmek zorunda kaldı ve Hafız Esed rejimi tarafından Şam Uluslararası Havaalanı'nda gözaltına alındı.
Şarku'l Avsat'ın elde ettiği bilgiye göre et-Tatari, insan hakları örgütleri tarafından ‘Suriye'de en uzun süre tutuklu kalan siyasi mahkûm’ olarak kabul ediliyor.
Et-Tatari, 1982 yılında Şam'daki İkinci Saha Mahkemesi adlı istisnai askeri mahkemeye çıkarılmadan önce Genel İstihbarat Hapishanesi'nde, ardından Mezze Askeri Hapishanesi'nde acımasızca işkence gördü ve herhangi bir suçla itham edilmeden baskı altında ifadeleri alındı. Karar, kamuoyuna duyurulmadan, yayınlanmadan veya ilgili taraflara tebliğ edilmeden 433-2 sayılı muhtıra ile verildi.
Bunun ardından et-Tatari, zor insani koşullar altında yaşadığı, akrabaları ve arkadaşlarıyla görüşmesinin engellendiği çeşitli cezaevleri arasında nakledildi.
Esed’in Devlet Başkanlığı Medya Ofisi Direktörü: Putin, iktidarının son günlerinde Esed'in çağrılarına yanıt vermedihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5098361-esed%E2%80%99-devlet-ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-medya-ofisi-direkt%C3%B6r%C3%BC-putin-iktidar%C4%B1n%C4%B1n-son-g%C3%BCnlerinde
Esed’in Devlet Başkanlığı Medya Ofisi Direktörü: Putin, iktidarının son günlerinde Esed'in çağrılarına yanıt vermedi
Putin ve Esed Suriye’deki Hmeymim Hava Üssü’nde, 11 Aralık 2017 (Sputnik - AP)
Suriye Devlet Başkanlığı Medya Ofisi'nin eski direktörü Kamil Sakr, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in iktidarının son döneminin ayrıntılarını ve Moskova'ya gitmeden önceki saatleriyle ilgili gizli kalmış yanları anlattı. Sakr, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Esed'in iktidarının son haftasında üç gün boyunca arama girişimlerine yanıt vermediğini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Cumartesi akşamı Al Arabiya'nın Mizaj platformunda yayınlanan ‘Şam Saatiyle’ adlı podcast programından aktardığına göre Sakr, Esed’in rejiminin düştüğü 9 Aralık pazar günü şafak sökmeden önce salı, çarşamba ve perşembe günleri boyunca Başkan Putin ile temas kurmak için girişimlerde bulunduğunu, ancak başarısız olduğunu ve kendisini yalnız hissettiğini belirtti.
Esed’in Putin'i aramaya çalıştığını, fakat ona ulaşamadığını, ertesi gün yeniden denediğini ve üçüncü seferinde (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Özel Temsilcisi Alexander) Lavrentyev'i arayarak Esed'in kendisiyle konuşmak istediğini Başkan Putin'e iletmesini istediğini belirten Sakr, bundan iki saat sonra Başkan Putin'in Belarus'u ziyaret ettiği ve Esed'le konuşamayacağı cevabının geldiğini kaydetti.
Esed'e yakın olan Suriyeli eski yetkili, Esed'in Moskova'dan aldığı cevabın ikna edici olmadığını belirterek “Devlet başkanları nerede olurlarsa olsunlar, nereye giderlerse gitsinler, her zaman özel bir iletişim ekibine sahip oldukları bilinir. Hatta dışişleri bakanları bile bir şey olduğunda herhangi bir ülkeden arayabilirler” ifadelerini kullandı.
Sakr, silahlı muhalif grupların Humus kentinin kontrolünü ele geçirmesiyle içinde bulunduğu durumun farkına o anda vardığını da sözlerine ekledi.
Destek talebi
İktidarının son günleride Esed ve Putin arasındaki iletişimde yaşanan tek aksaklık bu değil gibi görünüyor. Putin ve Esed arasında Esed’in devlet başkanı sıfatıyla Moskova'ya gerçekleştirdiği son görüşmenin dikkat çekici ayrıntılarını anlatan Sakr, “Esed, kasım ayı sonlarında Putin ile görüşmek ve yardım istemek için Moskova'daydı. Suriye Askeri Operasyon Yönetimi, Halep’in kontrolünü ele geçirdiğinde Esed'in Rusya Devlet Başkanı ile görüşmesi planlanmıştı. Çarşamba günü geldi, ama görüşme cuma günü gerçekleşti. (Halep perşembe günü Askeri Operasyonun Yönetimi’nin kontrolü altına girmişti)
Sakr, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Görüşme önce Halep'in kurtarılmasından bir gün sonra cuma günü saat 14.00'da planlandı. Daha sonra saat 15.00'a ve ardından saat 17.00'a ertelendi. Rusya, bize görüşmenin sadece Beşşar Esed için olduğunu ve Kremlin'e özel korumasıyla gideceğini bildirdi.
Esed’in Devlet Başkanlığı Medya Ofisi Direktörü, Putin'in Esed'in sadece görüşme talebini ertelemekle kalmadığını, Esed'in talep ettiği ‘desteği’ de sağlamadığı sonucuna varıyor.
Sakr, şunları ekledi:
“Görüşmenin sonucu, Esed’in Putin'den İran'ın askeri destek sağlamasına izin vermesini istemesi ve bunun gerçekleşmemesi anlamında iyi olmadı. Son aylarda İran İran destekli güçlerin ve milislerin sayısı nispeten azalmıştı.”
Bir İran uçağının tehdit edilmesi
Putin'in Esed'in talebine nasıl bir karşılık verdiğine değinen Sakr, Esed’in kendisine ‘Başkan Putin'in doğrudan (Esed'in önünde) Genelkurmay Başkanı’nı aradığını ve ondan İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) üyelerinin Hmeymim Hava Üssü üzerinden istedikleri ne varsa geçirebilmesi için gerekli koşulları yaratmasını istediğini’ söylediğini aktardı.
Ancak bunun tam tersinin olduğunu ve görünüşe göre İranlıların Esed'e İran uçaklarının Hmeymim Hava Üssü’ne gidebileceğine, Irak hava sahasını geçebileceğine ve Hmeymim Hava Üssü’ne iniş yapabileceğine dair herhangi bir sinyal ya da güvence almadıklarını bildirdiklerini söyleyen Sakr, yaşananların ‘bir aldatmaca olduğu’ dışında başka bir açıklaması olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
Ne İranlıların ne de Rusların bu son denkleme dahil olmak istediklerini ve herkesin geri adım attığını söyleyen Sakr, “İranlılar o sırada Suriye tarafını bir İran uçağının Irak hava sahasına ulaştığında Amerikalılar tarafından Tahran'a dönmemesi halinde bombalanacağı konusunda uyarıldığı yönünde bilgilendirdiler” diye konuştu.
Suriye Devlet Başkanlığı Medya Ofisi'nin eski direktörü, Esed'in cumhurbaşkanı olarak Moskova'ya yaptığı son ziyaret sırasında ‘önemli’ olarak gördüğü bir noktaya dikkati çekti. Genellikle devlet başkanları arasında gerçekleşen görüşmelerden sonra bir basın açıklaması yapıldığını hatırlatan Sakr, “Özellikle ziyaret Telegram platformundaki Rusça kanallar aracılığıyla sızdırıldığından Ruslara bu noktayı sorduk. Onlara ortak bir açıklama olup olmayacağını sorduğumuzda Suriye tarafı olarak hangi noktalar üzerinde konuşacağımızı sordular. Biz de bu noktaları kendilerine ilettik, fakat yanıt gelmedi ve ardından bir saat daha beklememiz istendi. Cuma akşamı saat 21.00 oldu. Ardından Rus tarafı bu konuda yarın sabah, yani cumartesi günü karar vereceklerini bildirdi. Ama cumartesi sabahı Esed bana Rusya Devlet Başkanı'nın Esed'in konutuna birini gönderdiğini ve kendisinin (yani Putin'in) ziyaretin duyurulmasından yana olmadığını bildirdiğini söyledi... Hepsi bu kadar” diye konuştu.
“En çok Ruslara güveniyordu”
Esed'ın müttefiklerine ne kadar güvendiğiyle ilgili değerlendirmede bulunan Sakr, şunları söyledi:
“Esed Ruslara İranlılardan daha fazla güveniyordu. Çünkü onlar daha güçlü ve rejimini koruyabilme konusunda daha fazla imkana sahipti. (Esed) İranlılarla olan ilişkisinin ağırlığının farkındaydı, ancak onları terk edemezdi.”
Sakr, İranlıların lojistik konularda Esed'in iradesi dışında kararlar aldıklarını ve bazen ona danışmadan hareket ettiklerini vurguladı.
Şam Uluslararası Havaalanı’ndaki çalışmalarla ilgili anlaşmazlığı örnek gösteren Sakr, “İran uçuşları durdurulana kadar oraya inen her MAHAN (DMO'ya yakın bir havayolu şirketi) uçağıyla birlikte havaalanı İsrail tarafından bombalandı. İranlıların sadece Rusların gözetiminde olan Hmeymim Hava Üssü’ne inmeleri gerekiyordu” diye aktardı.
İran’ın da nispeten hayal kırıklığına uğramış hissettiğini düşünen Sakr, “Çünkü Suriye ile Arap ülkeleri arasında İran'la ilişkiler pahasına bir yakınlaşma öz konusuydu. Hizbullah kuruluşundan bu yana en ağır darbeyi almıştı ve şartlar elverişli değildi” yorumunda bulundu.
Yarı Devlet Başkanı: Esma Esed
Esed'ın eşi Esma Esed’in kocasının iktidarı sırasındaki rolüne de değinen Sakr, onun ‘yarı devlet başkanı’ olduğunu söyledi.
Esma Esed'in kocası üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ve onu etkileme kabiliyeti sayesinde çok sayıda dosyaya erişim sağladığını belirten Sakr, “Bu dosyalara müdahale ettiğini ya da karıştığını söyleyemem, ama müdahale edebileceğini söyleyebilirim” dedi.
Beşşar Esed’in ‘omurgasız bir olmadığını’ vurgularken, ‘eşini ülke yönetiminde bir ortak olarak gördüğünü’ belirten Sakr, Esed’in bu bakış açısının Esma Esed’in güçlü bir konuma sahip olabilmesinin yanı sıra, faaliyet gösterdiği çeşitli alanlarda muazzam bir varlık ve güç kazandırdığını söyledi.