Suriye Savunma Bakanlığı, gönüllülere dayalı profesyonel bir ordu kuracakhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5101060-suriye-savunma-bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-g%C3%B6n%C3%BCll%C3%BClere-dayal%C4%B1-profesyonel-bir-ordu-kuracak
Suriye Savunma Bakanlığı, gönüllülere dayalı profesyonel bir ordu kuracak
Herhangi bir silahlı gruba mezhepsel, dini veya bölgesel özellik verilmesi reddedildi
Suriye Savunma Bakanlığı, silahlı grupların Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi sürecinin bir parçası olarak toplantılar düzenliyor. (Suriye Savunma Bakanlığı)
Suriye Savunma Bakanlığı, gönüllülere dayalı profesyonel bir ordu kuracak
Suriye Savunma Bakanlığı, silahlı grupların Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi sürecinin bir parçası olarak toplantılar düzenliyor. (Suriye Savunma Bakanlığı)
Suriye Savunma Bakanlığı, grupların Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi sürecinin bir parçası olarak askeri liderlerle oturumlar düzenlemeye devam ediyor. Medya kaynakları, bakanlığın zorunlu hizmet yerine gönüllülere dayalı profesyonel bir ordu kurmak için çalıştığını aktardı.
Karar, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral Ali Nurettin en-Nasan'ın yeni Savunma Bakanlığı'nın yapısı konusunda Suriyeli silahlı grupların çoğuyla anlaştığı sırada alındı.
Suriye'nin el-Vatan gazetesine dün (Pazartesi) konuşan kaynaklar, Suriye Milli Ordusu'nda (SMO) görev yapan ve devrik rejimin ordusundaki askerlik hizmetinden ayrılan subayların Savunma Bakanlığı'nın yapısında özel bir statüye sahip olacaklarını söyledi.
Suriye medyası Savunma Bakanlığı'nın aldığı kararlar arasında herhangi bir silahlı gruba mezhepsel, dini ya da bölgesel özellik kazandıran herhangi bir önerinin reddedilmesinin de yer aldığını bildirdi. Bakanlık, Suriye'nin kuzeyindeki SMO gruplarıyla orduya katılma planı üzerinde anlaşmaya varıldığını da bildirdi.
Kararda, Suveyda'daki grupların çoğunun kotalar olmaksızın ulusal temele dayalı bir orduya katılmaya hazır olduklarını ifade ettikleri belirtildi. Ayrıca Dera'daki bazı silahlı grupların kendi bölgesel özgüllüklerini kurma fikrini ortaya attıkları kaydedildi.
Suriye Kamu Güvenliği Departmanı pazar günü, ülkenin merkezindeki Humus'ta gözaltına alınan bir grup tutuklunun serbest bırakıldığını duyurdu.
Suriye resmi haber ajansı SANA, Humus'taki Kamu Güvenliği Departmanı’ndan bir kaynağa dayandırdığı haberinde şu ifadelere yer verdi: “Kamu Güvenliği Departmanı tarafından yakın zamanda gözaltına alınanlarla ilgili davaların koşul ve şartlarının tamamlanmasının ardından ve ön soruşturmanın tamamlanması, gözaltına alınanların silah bulundurmadığının teyit edilmesi ve yeni Suriye yönetimine karşı herhangi bir eylemde bulunmayacaklarına dair taahhütleri nedeniyle, Humus'ta gözaltına alınan bir grup kişinin, çağrıldıklarında gelmeyi taahhüt etmeleri koşuluyla serbest bırakıldığını duyuruyoruz.”
Şarku’l Avsat’ın DPA'dan aktardığına göre, ilgili prosedürlerin tamamlanmasının ardından, gözaltına alınan başka kişilerinde serbest bırakılacağını belirten kaynak, Kamu Güvenliği Departmanı'nın Humus vilayetinin tüm bölgelerinde güvenliği sağlamak ve istikrarı tesis etmek için sürekli çalıştığını vurguladı.
Birkaç gün önce İçişleri Bakanlığı, Suriye'deki Askeri Operasyonlar Dairesi ile iş birliği içinde, silahlarını teslim etmeyi ve yerleşim merkezlerine gitmeyi reddeden ‘savaş suçlularını ve suça karışanları’ aramak için Humus şehrinin mahallelerinde geniş çaplı bir tarama operasyonu başlattı.
Diğer yandan Suriye İçişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak dün yaptığı açıklamada, güvenlik kartlarının Kamu Güvenliği Departmanı çalışanlarına tahsis edileceğini ve bir kişinin gözaltına alınmasının Adalet Bakanlığı tarafından yetkilendirilen bir misyon aracılığıyla yapılacağını söyledi.
Söz konusu karar, Esed rejiminin düşmesinin ardından Suriye'nin çeşitli bölgelerinde hüküm süren kaos ve güvensizlik durumu ile suçların işlenmesine ve güvenlik veya askeri kurumlara ait olduğunu iddia eden çetelerin ortaya çıkmasına neden olan birçok silahlı grubun varlığına yönelik olarak alındı.
İçişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak, vatandaşları güvenlik kartı ve Adalet Bakanlığı tarafından verilen tutuklama emrinin türü gösterilmeden yapılan tutuklamaları bildirmeye çağırdı. Söz konusu ihbarın, Suriye güvenliğine ait olduğunu iddia eden kişilerle ilgili olarak, beraberindeki aracın türü ve numarası ile kişi sayısı gibi diğer bilgilerle birlikte ilgili makamlara yapılması gerektiğini sözlerine ekleyen kaynak, Suriyelilere önceki iki koşul yerine getirilmedikçe kimseye teslim olmamaları çağrısında bulundu.
SDG, Türkiye ve ABD izi olan “zor bir uzlaşı”https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5101506-sdg-t%C3%BCrkiye-ve-abd-izi-olan-%E2%80%9Czor-bir-uzla%C5%9F%C4%B1%E2%80%9D
Suriye'nin kuzeyinde SDG bayrağı taşıyan bir askeri araç (AFP)
Abdulhalim Süleyman
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Türkiye’nin hava desteği verdiği Ankara’ya yakın silahlı gruplar arasındaki yoğun çatışmalara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin SDG’nin tamamen silahsızlandırılmasını ve feshedilmesini talep etmesiyle birlikte, Suriye'nin kuzeyindeki arenada karşıt taraflar arasında açıklamalar, girişimler ve arabuluculuk turları düzeyinde siyasi bir çatışma da eşlik ediyor.
Ankara, Beşar Esed rejiminin düşmesinden önce ve eski rejim ile Suriye muhalefeti arasında uzun yıllar boyunca Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde siyasi bir çözüm için yapılan görüşmeler ve diplomatik toplantılar sırasında diplomatik çevreler ve arabulucular arasında ‘Türk vetosu’ olarak bilinen tutumuyla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) temsilcilerinin muhalefetin bir parçası olarak herhangi bir müzakere sürecine katılmasını kategorik olarak reddetti. Ancak Esad'ın kaçışı ve Askeri Operasyonlar Dairesi Başkanı Ahmed eş Şera'nın gelişinden sonra ülke yeni bir aşamaya girdi. Ancak Esed'in Suriye’den kaçması ve Ahmed eş-Şera liderliğinde yeni yönetimin başa gelmesinin ardından ülke yeni bir döneme girdi. Ülke, özellikle ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere Arap Birliği (AL) ülkeleri gibi dosyadaki aktörler tarafından siyasi sürecin tüm güçleri ve partileri kapsayıcı olması ve azınlıkların haklarını koruması gerektiği vurgulanarak net bir uluslararası vizyonla yeniden şekillendirilmek üzere.
Sadece bu da değil, son zamanlarda Fransa ve Almanya gibi etkili ülkeler tarafından Kürtlerin Suriye'nin geleceğinin inşasına katılması ve SDG'nin ülkedeki düzenli ordunun bir parçası olması çağrısında bulunan açık ve yeni tutumlar ifade edildi. Öte yandan ABD, müttefiki SDG’yi desteklemek ve onu Türkiye’nin Washington'ın terörle mücadele stratejisini tehdit eden yaklaşımından korumak için bazı açıklamalar yapmanın ötesinde diplomatik olarak çalışmayı tercih ederken, yeni yöneticilere olan güveninin tam olmadığını ve sadece ‘Şera’nın ve hükümetinin eylemlerini gözlemleyeceğini’ vurguladı.
Ateş altında
Münbiç'in güney kırsalı ile Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü çevresinde SDG ile Türkiye yanlısı silahlı gruplar arasında devam eden çatışmaların yanı sıra sahada da çatışmalar sürüyor. SDG bu bölgeye savaş uçakları ve insansız hava araçlarıyla (İHA) her gün hava saldırıları düzenlerken, Haseke ve Rakka kırsalının kuzeyindeki Ayn İsa, Tel Tamer ve Zerkan cephelerinde de çatışmalar ve bombardımanlar devam ediyor.
Öte yandan SDG, 10 binden fazla DEAŞ üyesinin kaldığı hapishaneleri koruyarak ya da son olarak Rakka'nın güney kırsalında olmak üzere çeşitli bölgelerde ortak devriyeler gerçekleştirerek terörle mücadelede Uluslararası Koalisyon’la ortak görevlerini sürdürüyor.
Uluslararası Koalisyon güçleri, özellikle asker sayısını 2 bine çıkardığını ve başta Rakka olmak üzere bölgede yeni karakollar kurup bunlara takviye güçler gönderdiğini duyurduktan sonra, Irak'la olan ve el-Tanf olarak bilinen el-Velid Sınır Kapısı üzerinden Suriye'nin kuzeydoğusuna yoğun bir şekilde askeri ve lojistik takviyeler gerçekleşiyor.
Büyüyen korku
Türkiye’nin bakış açısına göre Esed rejimi ile muhalefet arasında BM himayesinde yürütülen siyasi süreç ve müzakereler sırasında SDG konusunda dar olan alan, daha geniş bir alana dönüştü. Ankara, uluslararası toplum ve ilgili taraflarca talep edilen ve Kürtler de dahil olmak üzere tüm tarafların katılımıyla bir Suriye-Suriye sürecinden endişe ediyor. Çünkü bu, Suriyelilerin kabul etmesi halinde SDG’nin yeni devletin yapısındaki herhangi bir yapısal siyasi oluşuma etkin katılımları anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetinin gözünde Türkiye'nin ezeli düşmanı olan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın destekçileri, komşu bir ülkede resmi bir güç haline gelirlerse Ankara için yapısal bir tehdit oluşturacaklar. Bu durum, Türk yetkililerin Öcalan'ın İmralı Adası'ndaki hapishanesinde destekçileri ve ailesi tarafından ziyaret edilmesine izin veren ve Türk siyasetçilerin gözünde olgunlaşması halinde başlayabilecek bir barış sürecini yeniden canlandırmaya yönelik hamlelerini açıklarken aynı zamanda çelişiyor.
Öcalan, kısa bir süre önce Türkiye'nin büyük partilerinin liderlerine, daha sonra parlamenter ve siyasi aşamalardan geçerek yasal bir şekil alması beklenen barış planını içeren bir mektup gönderdi.
ABD’nin arabuluculuğu
ABD, bu çerçevede kamuoyu tarafından tam olarak görülemeyecek büyük bir operasyona liderlik ediyor. Ancak sahada, Münbiç’teki çatışmalarla başlayan ve SDG'nin üyelerini şehirden çekmesiyle sona eren bir ateşkes var. Ateşkes aynı zamanda Türkiye'nin Ayn el-Arap (Kobani) şehrine yönelik olası bir saldırısını da durdurdu. Uluslararası Koalisyon da Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü çevresinde, temas hattındaki son durumu gözlemlemek üzere zaman zaman devriyeler düzenliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass, Türk hükümetinin üst düzey yetkilileriyle Suriye'deki mevcut durumu görüşmek üzere 9-10 Ocak tarihlerinde Ankara'daydı. Bass, burada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararına uygun olarak barışçıl, kapsayıcı, Suriyelilerin öncülüğünde ve Suriyelilerin sahipliğinde bir siyasi geçiş sürecinin önemini vurguladı. Görüşmelerde ayrıca bölgesel istikrarın önemi, Suriye'nin terörizm için bir üs olarak kullanılmasının önlenmesi ve DEAŞ’ın kalıcı olarak yenilgiye uğratılmasının sağlanması konuları da ele alındı.
ABD’li yetkili, Ankara'da düzenlediği basın toplantısında Türk yetkililerle yaptığı görüşmelerde Suriye'de Şam hükümetinin zaman içinde hükümet ve yönetim işlevlerinin sorumluluğunu yeniden üstlenmesini ve bunları yerine getirmesini sağlayacak bir geçiş sürecinin desteklenmesine odaklandıklarını açıkladı.
Tehdit yok, çatışma yok
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Türkiye ile SDG arasında, özellikle de Ayn el-Arap yakınlarındaki sınırda (muhtemelen Fransız ya da Amerikan askerlerinden oluşacak) uluslararası güçlerin konuşlandırılması olasılığına ilişkin soruyu yanıtlayan Bass, “ABD, Suriye ulusal hükümetinin zaman içerisinde uluslararası kabul görmüş sınırların sorumluluğunu yeniden üstlenmesi ve bu sınırları uygun bir şekilde kontrol etme ve güvence altına alma rolünü sürdürmesi gerektiğine inanıyor” ifadelerini kullandı.
Bass, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriye içinde geniş çaplı çatışmaların yeniden başlamamasının, ülkedeki silahlı grupların şiddete başvurmamasının ve hükümetin normal işlevlerinin yeniden tesis edilmesini desteklemeye katkıda bulunmalarının sağlanması etkili bir geçiş sürecinin bir parçasını oluşturacak. Geçici hükümetin zaman içerisinde imkanlarını aşamalı olarak geliştirmesine ve halk ile uluslararası toplum tarafından güven duyulmasına imkan tanıyacak.”
Bass ayrıca Türk yetkililerle Suriye’deki mevcut geçiş sürecinin DEAŞ’ın ya da ülkedeki diğer terörist grupların Suriye halkını, komşu ülkeleri ya da başka bir ülkeyi tehdit edecek şekilde yeniden canlanmasına yol açmaması için atılması gereken somut adımları ele aldıklarını kaydetti.
SDG, Türkiye'nin, SDG’lilere ve mevzilerine yönelik saldırılarının onu DEAŞ’la mücadeleden alıkoyduğunu öne sürdü. SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi geçtiğimiz günlerde, DEAŞ’ın Suriye rejiminin çöküşünden faydalandığını ve özellikle Suriye'nin orta kesimlerindeki el-Badiye (Suriye çölü) bölgesinde silah ve mühimmat elde ettiğini, gözaltı merkezlerinde ve kamplarda DEAŞ tehdidinin arttığını ve genel olarak örgütün hareketliliğinde bir artış olduğunu açıkladı.