Şam ve Hama'da güvenlik operasyonları, kıyı bölgelerinde uzlaşı görüşmeleri

İslam dini tebliğ için Şam'ın Hristiyan mahallesi el-Kassaa'ya gelen kişiler güvenlik gerilimine neden oldu

Silahlara el koymak ve Esed'in silahlı destekçilerini yakalamak için düzenlenen operasyon sırasında Şam yakınlarındaki Yeni Şam bölgesi sokaklarında devriye gezen güvenlik güçleri (AFP)
Silahlara el koymak ve Esed'in silahlı destekçilerini yakalamak için düzenlenen operasyon sırasında Şam yakınlarındaki Yeni Şam bölgesi sokaklarında devriye gezen güvenlik güçleri (AFP)
TT

Şam ve Hama'da güvenlik operasyonları, kıyı bölgelerinde uzlaşı görüşmeleri

Silahlara el koymak ve Esed'in silahlı destekçilerini yakalamak için düzenlenen operasyon sırasında Şam yakınlarındaki Yeni Şam bölgesi sokaklarında devriye gezen güvenlik güçleri (AFP)
Silahlara el koymak ve Esed'in silahlı destekçilerini yakalamak için düzenlenen operasyon sırasında Şam yakınlarındaki Yeni Şam bölgesi sokaklarında devriye gezen güvenlik güçleri (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Suriye’de Genel Güvenlik İdaresi’ne yakın kaynaklar Lazkiye’nin dün, Suriyeli Alevilerin önde gelen isimleriyle Tartus, Lazkiye ve kırsal bölgelerinin yerel yönetimleri ve kıyı şehirlerindeki siyasi kurumların yöneticileri arasında ‘toplumsal uzlaşıya varmak amacıyla’ görüşmelere tanık olduğunu söylediler.

Genel Güvenlik İdaresi güçleri ile Bessam Husameddin liderliğindeki eski rejimin destekçisi milisler arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda iki milis öldü, bazıları yaralandı. Genel Güvenlik İdaresi güçleri tarafından yakalanan 7 milis Bessam Husameddin’in kendini havaya uçurmasının ardından serbest bırakıldı. Görüşmeler ise bu hararetli günün ardından gerçekleşti.

Lazkiye'deki Kamu Güvenliği Dairesi Müdürü Yarbay Mustafa Kanifati, daha önce yaptığı bir açıklamada “Esed destekçisi milislerin kalıntıları Cableh ve çevresindeki sivillere ait evler arasında saklanıyorlar. Dağları ve vadileri Kamu Güvenliği Dairesi güçlerine ve Genel Güvenlik İdaresi güçlerine karşı saldırılarda bulunmak için bir merkez olarak kullanıyorlar” dedi.

csdvfgtrhy
Suriye’de Genel Güvenlik İdaresi, Şam'ın banliyösü Damar'da silahlara el koymak ve Esed destekçisi milisleri yakalamak için operasyon düzenledi (AFP)

Genel Güvenlik İdaresi güçleri, Askeri Operasyonlar Dairesi ile iş birliği içinde eski rejimin kalıntılarına yönelik başkent Şam yakınlarındaki Yeni Şam bölgesi, Vadi el-Meşari, Cebel er-Ruz ve Şam kırsalındaki ed-Dimas bölgesinde güvenlik operasyonlarına devam etti.

Eş zamanlı olarak Hama kırsalında eski rejimin destekçilerinin konuşlandığı Kamhana, Arz ve Hattab gibi bazı bölgeleri silahsızlandırmak amacıyla bir güvenlik kampanyası yürütülüyor.

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA'nın İçişleri Bakanlığı’nın Hama’daki basın ofisinden aktardığına göre Halfaya’da ve kanun kaçaklarının vatandaşlara ve İçişleri Bakanlığı personeline karşı terör operasyonları düzenlemek için sığınak olarak kullandıkları diğer şehirlerde operasyonlar devam ediyor. Operasyonlar sonucunda, iç güvenliği istikrarsızlaştırmak amacıyla cinayet, işkence ve silah yağmalama suçlarına karışan bazı kişilerin tutuklandı.

scdfgth
Silahlara el koymak ve milisleri yakalamak için düzenlenen operasyon sırasında Şam yakınlarındaki Yeni Şam bölgesi sokaklarında arama yapan güvenlik güçlerinin önünden geçen bir kadın (AFP)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Genel Güvenlik İdaresi’nin çarşamba günü Şam'ın Cebel er-Ruz mahallesinde düzenlediği bir güvenlik operasyonunda altısı Kürt olmak üzere aralarında Deyrizor'dan gelenlerin de bulunduğu 16 kişiyi tutukladığını bildirdi. Aynı mahallede devriye yapan güçlerden kaçmaya çalışan bir kişi ise yaralandı. SOHR'a göre bu kişiye ‘doğrudan’ ateş edildi.

x cvfbg
Hama şehir merkezinde 16 bin eski rejim askerinin durumları belirlendi (SANA)

Öte yandan Suriye’nin kıyı şehirlerindeki gerilimin etkileri henüz yatışmadan, tebliğ yapan bir grup, salı akşamı Şam'da Hristiyanların çoğunlukta olduğu el-Kassaa mahallesini gezerek halkı Müslüman olmaya çağırdı. Mahalle sakinleri tarafından kendilerine karşı çıkılması üzerine iki taraf arasında yumruk yumruğa kavga çıktı. Mahallenin gençleri, kavgayı ayırmak ve olayı kontrol altına almak üzere Kamu Güvenliği Dairesi güçleri gelene kadar tebliğci grubun üyelerini alıkoydu.

Kassaa mahallesinde bulunan Şarku’l Avsat muhabiri, olayın ardından güvenlik güçlerinin sokaklarda konuşlandığını ve mahallede genel olarak sakinlik olduğunu gözlemledi. Mahalle sakinlerinden Hani Saad, Şarku’l Avsat’a, mahallelilerin güvenlik güçleriyle koordineli olarak mahallenin güvenliğini ve istikrarını sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Saad’a göre Esed rejiminin düşmesi ve Genel Güvenlik İdaresi’nin iktidarı devralmasının üzerinden bir ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen, aşırılık yanlısı bireyler ve gruplar kendi gündemlerini Şam'daki siyasi ve sosyal sahneye dayatmaya çalışıyor. Geçiş sürecini fırsat bilerek güvenlik ihlalleri ve izinsiz girişler yapan zayıf fikirli kişilerin de olduğunu belirten Saad, güvenlik güçleriyle iş birliği içinde halkın bu kişilere karşı koymaya çalıştığını vurguladı. Saad ayrıca sosyal medya üzerinden ‘Hıristiyanlar arasında kafa karışıklığı ve panik yaratmak’ amacıyla her olayı köpürterek servis etmeye çalışan ‘gizli’ taraflar olduğunu vurguladı. Bu konuda Hıristiyanlar arasında endişeler olduğunu inkar etmeyen Saad, “Kontrol altına alınmalarına rağmen bu davranışların tekrarlanması, Şam'da silahlanmayı reddetmiş ve reddetmeye devam eden barışçıl bir grup olarak endişelerimizi arttırıyor” dedi.



Fransa: Yeni bir Lübnan'ın ortaya çıkmasına katkıda bulunmak istiyoruz

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)
TT

Fransa: Yeni bir Lübnan'ın ortaya çıkmasına katkıda bulunmak istiyoruz

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2020 yazındaki liman patlaması olayının ardından gerçekleştirdiği iki ziyaretten sonra yarın (Cuma) Lübnan'a yapacağı üçüncü kısa ziyaretin ‘egemenliğin yeniden tesis edilmesi, refahın sağlanması ve Lübnanlıların birliğinin korunmasına’ ilişkin üç ana mesajı var.

Macron, Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian, birkaç milletvekili ve Macron'un kişisel davetlisi olan Lübnan'la ‘özel’ bağları bulunan bir grup şahsiyetin de aralarında bulunduğu küçük bir resmi heyetle yarın Beyrut'ta olacak.

Mevcut programa göre Macron, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile Baabda Sarayı'nda bir araya gelecek ve ardından iki cumhurbaşkanı ortak basın toplantısı düzenleyecek. Macron ayrıca, Meclis Başkanı Nebih Berri, eski Başbakan Necib Mikati ve hükümeti kurmakla görevlendirilen Nevvaf Selam ile de bir araya gelecek. Macron, temasları kapsamında Beyrut'taki Fransız Büyükelçiliği karargâhında ateşkes izleme grubu başkanları olan ABD'li ve Fransız generallerle bir araya gelerek anlaşmanın nasıl uygulanacağını gözden geçirecek ve İsrail güçlerinin Güney Lübnan'dan çekilmesini ve Lübnan ordusunun konuşlanmasını hızlandırmak için çalışacak.

Paris dün olduğu gibi bugün ve yarın da Lübnan'ın yanında olmak istiyor. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına göre Paris, Lübnan'ın ‘boyutundan büyük bir ülke’ olduğunu ve ‘bugün Ortadoğu'da siyasi, sembolik ve stratejik değerlere sahip olduğunu’ düşünüyor. Bu kaynaklar ‘Fransa'nın bugün Lübnan'la olan ilişkilerinin, Avn'ın seçilmesi ve Selam'ın atanmasından sonra ve bölgede meydana gelen gelişmeler nedeniyle gelişebileceğine’ inanıyor. Paris, ‘yeni bir Lübnan'ın ortaya çıkmasına katkıda bulunmak’ istiyor.

Fransız yaklaşımında ‘egemenlik’ konusu ön planda tutuluyor. Kaynaklar Paris'in Lübnan ordusunu donatmak, eğitmek ya da ateşkes anlaşmasına varmak ve izleme komitesini kurmak için neler yaptığını ve yapmakta olduğunu hatırlatıyor.

Fransa, ‘1701 sayılı kararın uygulanmasının ayrılmaz bir parçası’ olduğu düşüncesiyle, Lübnan devletinin sınırlarını izlemesi ve tüm topraklarını kontrol etmesi için güçlendirilmesinin önemini vurguluyor. Kaynaklar, “Lübnanlıların egemenliklerini yeniden tesis edebileceklerini göstermeleri için bir fırsat var” dedi. İsrail'in güneyden çekilmesine gelince, Cumhurbaşkanlığı kaynakları Paris'in bunun belirlenen programa göre gerçekleşmesini istediğini ve İsrail'in yanı sıra Hizbullah'ı da buna uymaya çağırdığını ifade etti.

Elysee Sarayı'nın Lübnan'ın egemenliği için çalışma bağlamında dikkat çektiği bir diğer unsur da Fransa Dışişleri Bakanı'nın Şam'ı ziyareti ve Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile görüşmesi sırasında ‘Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmesi, sınırların kontrol edilmesi, kaçakçılığın önlenmesi ve Suriye'nin komşuları için bir tehdit oluşturmamasının sağlanması’ gerektiğine yaptığı vurgu. Mikati'nin Suriye'ye yaptığı son ziyarette de aynı konulara değinildi.

Paris, egemenliğin iadesi ile Hizbullah'ın Lübnan'da faaliyet gösteren diğer partiler gibi bir siyasi partiye dönüşme çağrısı arasında bir çizgi çekiyor ve bu dönüşümü Lübnan'ın birliğinin korunması çerçevesine dahil ediyor. Fransa'nın okuması, Hizbullah'ın askeri yeteneklerinin ve liderliğinin çoğunu kaybettiği, Esed rejiminin düşmesi nedeniyle stratejik olarak zayıfladığı ve artık eskisi gibi silah tedarik edemediği yönünde.

Tüm bu değişimler göz önüne alındığında Elysee kaynakları, Cumhurbaşkanı Macron'un ‘Hizbullah'ı her zaman siyasi bir parti olmaya teşvik ettiğini ve bunun yolunun da silahlarını bırakıp Lübnan siyasi oyununa tam olarak girmekten geçtiğini’ belirtti. Paris, ‘Hizbullah'ın geçmişte hâkim olan güç dengesi yerine, kurumların normal işleyişine dönmesini sağlayacak ve tüm Lübnanlıların birliğini koruyacak bir hükümet siyasi sözleşmesine girmesi gerektiğine’ inanıyor.

Macron'un üçüncü mesajı ise ‘Paris'in Lübnanlılara eşlik etmeye devam etme ve kendilerinden beklenen yapısal reformları gerçekleştirmelerine yardımcı olma arzusudur.’ Bu da öncelikle Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir anlaşma imzalanmasından geçmektedir.

Fransa, ‘uluslararası güven yeniden tesis edilmeden’ Lübnan'a yardım yapılamayacağını, bunun da şeffaflık ve ekonominin ‘temizlenmesini’ gerektirdiğini düşünüyor. Daha da önemlisi, Lübnan ekonomisini canlandırmak için çalışmak isteyen Paris, uluslararası toplumu Lübnan'a yardım için harekete geçirebilecek reformlarda ısrar ediyor. Fransa'nın geçen sonbaharda orduyu ve Lübnanlıları desteklemek için düzenlediği konferansa benzer bir uluslararası konferansa hazırlanıp hazırlanmadığı sorulduğunda net bir yanıt verilmedi, ancak Fransa'nın Lübnan'a yardım etmek için ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmeyeceği belirtildi.

Fransız kaynaklar, Paris'in Suudi Arabistan'ın yanı sıra Donald Trump'ın ‘çantasında’ Beyaz Saray'a ulaşacak olan görev gücü de dahil olmak üzere ABD ile istişare ve koordinasyon halinde yürüttüğü ortak çalışmalara birden fazla kez atıfta bulundu. Kaynaklar, Washington ile istişarelerin ‘devam ettiğini’ ve iki tarafın Lübnan için ‘ortak bir vizyona ulaştığını’ vurguladılar.