Yeni bir Suriye ve yeni bir ordu

Ahmed el-Şara ve silahlı grupların dağıtılması....

HTŞ lideri Ahmed eş-Şera /Fotoğraf: Şarkul’l Avsat
HTŞ lideri Ahmed eş-Şera /Fotoğraf: Şarkul’l Avsat
TT

Yeni bir Suriye ve yeni bir ordu

HTŞ lideri Ahmed eş-Şera /Fotoğraf: Şarkul’l Avsat
HTŞ lideri Ahmed eş-Şera /Fotoğraf: Şarkul’l Avsat

İbrahim Hamidi

Esed rejiminin devrilmesinden yaklaşık iki ay sonra yeni Suriye'nin özellikleri ortaya çıkmaya başladı. Ahmed Şara, geçiş aşamasının Cumhurbaşkanı olarak atanmasının ardından yaptığı ilk konuşmada, bundan sonraki aşamanın programını ve cumhurbaşkanlığı döneminin önceliklerini tanımladı.

En önemli önceliklerden birinin silahlı grupların feshedilip dağıtılması ve yeni bir Suriye ordusunun kurulması olduğu şüphesizdir. Bu doğrultuda dergimizin Şubat ayı kapak konusunu Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve “örgütlerin tek çatı altında birleşmesi” olarak seçtik. ABD, Rusya ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bölgesel ve uluslararası güçlerin dış müdahaleleri ve askeri konuşlandırmaları ortasında, sahadaki gerçekler ve 14 yıllık çatışmanın sonucu olan çok sayıda askeri bloğun varlığı, ayrıca İsrail'in güneyde devam eden saldırıları göz önüne alındığında bu kolay bir iş değil.

Bu ayki sayımıza 29 Ocak “Zafer Günü”nde alınan önemli kararların referanslarını açıklayarak başladık. Son iki ayda yeni Suriye'nin hangi meşruiyet üzerine inşa edilmesi gerektiği konusunda iki görüş öne sürüldü.

Birinci görüş “anayasal meşruiyet” öneriyordu. Buna göre anayasal bir referans ve Şara’nın öncülük edeceği bir geçiş süreci ile sonuçlanacak ulusal bir diyalog konferansı düzenlenmeliydi.

Diğer görüş ise, “devrimci meşruiyet” fikrini öneriyordu. Buna göre Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile Esed’i deviren diğer silahlı grupların liderleri bir araya gelerek, Esed rejimi, kurumları ve aygıtları sayfasını kapatıp, bir sonraki aşamanın temellerini atacak önemli kararlar almalıydılar. Bu kararların en önemlisi, Şara’nın geçiş aşamasının cumhurbaşkanı deklare edilmesi, geçici anayasayı deklare edecek yasama organını oluşturmak, ayrıca ulusal konferans için hazırlık komitesini belirlemek ve geçiş hükümeti için bir başbakan atamakla görevlendirilmesidir.

Yapılan istişareler sonucunda ikinci seçenek lehine karar verildi ve ertesi gün Cumhurbaşkanı Şara bir konuşma yaptı. Daha sonra yeni Suriye’nin dış politika seçeneklerini belirlemek için Şam'da Katar Emir'ini ağırladıktan sonra ilk yurtdışı ziyaret turu kapsamında Suudi Arabistan'a gitti, sonra da Türkiye'yi ziyaret etti.

Sayıları, konuşlandıkları bölgeler, yapıları ve Savunma Bakanlığı'nın orduyu oluşturma planına karşı pozisyonları ile silahlı grupların haritasını çiziyoruz.

Gerçek şu ki, Zafer Günü, grup liderlerinin orduya entegrasyon ve “tek çatı altında birleşme” konusundaki tutumları konusunda net sinyaller verdi.             Biz de sayıları, konuşlandıkları bölgeler, yapıları ve Savunma Bakanlığı'nın orduyu oluşturma planına karşı pozisyonları ile silahlı grupların haritasını çiziyoruz.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre örgütlerin çoğu HTŞ liderliğine ve vizyonuna destek verse de, Ahmed el-Avda liderliğindeki güneyli gruplar, belirsiz bir tutum sergilediler. Avda bizzat katılmayıp kendisini temsil etmek üzere yardımcısını gönderdi. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı da toplantıya davet edilmedi ve katılmadı, bu da SDG ile Şam arasındaki ilişkilerin geleceği açısından gerek barışçıl gerekse askeri birçok olasılığa kapıyı araladı. Burada bir yandan yıllar içinde HTŞ’nin yaşadığı fikri ve askeri gelişmeleri, diğer yandan da SDG’nin düşünce ve pozisyonlarını gözlemliyoruz.

Bu sayımızda Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra ile 27 Kasım'daki Saldırganlığın Caydırılması harekatına yönelik hazırlıkların ayrıntılarının ve 8 Aralık'ta Esed'ın devrilmesinin ele alındığı kapsamlı bir röportaj da yer alıyor. Bakan ayrıca yeni ordunun, Esed ordusunun aksine, Suriyelilerin sevdiği bir ordu olması için benimseyeceği vizyonu da ortaya koyuyor. Sayımızda buna ek olarak, Suriye ordusunun Fransız mandası dönemindeki kuruluşundan, Saldırganlığın Caydırılması harekatı kapsamında tarihe karışmasına kadarki tarihini de ele alıyor, ayrıca yeni orduya destek için yapılan Arap ve bölgesel teklifleri inceliyoruz.

İran Hilali’nin darbeler aldığına şüphe yok ve aldığı belki de en önemli iki darbe Hizbullah’ın çöküşü ve Esed rejiminin tarihe karışması oldu.

Suriye'nin Esed iktidarının yıkıntıları üzerinde yaşadığı zorluklarla yüzleşmek için bir çalıştayın düzenlediği bir ortamda, Arap ve bölge ülkeleri de yeni liderliği destekleme çabasında. Bunun Suriye ile ilgili nedenlerinin yanı sıra Suriye rejiminin çökmesinin, Rus ve İranlı müttefiklerinin yaşadığı kayıpların ardından ortaya çıkan boşluğu doldurmaya yönelik bölgesel nedenleri de var. Moskova, Hmeymim ve Tartus'taki Rus askeri varlığının geleceği konusunu müzakere etmek için Şara ile ilişki kurmaya çalışıyor. Tahran ise en büyük kaybeden.

İran Hilali’nin darbeler aldığına şüphe yok ve aldığı belki de en önemli iki darbe Hizbullah’ın çöküşü ve Esed rejiminin tarihe karışması oldu. Hilal’in gerileyişinin Lübnan’daki tezahürlerinden biri de General Joseph Avn’ın cumhurbaşkanı seçilmesiydi.

Lübnan başbakanı Refik Hariri'nin 14 Şubat'ta suikasta uğramasının 20’inci yıldönümünde, eski Suriye cumhurbaşkanı yardımcısı Abdulhalim Haddam'ın anılarından, Beşşar Esed'in kardeşi Mahir'in, Hariri'yi suikasttan önce nasıl kandırdığını anlatan bir bölümü yayınlıyoruz.

Putin'in akıl hocası, ikinci Trump döneminin dünyaya dayattığı meydan okumaları anlatıyor

Dergide ayrıca, “Putin'in akıl hocası” lakaplı Aleksandr Dugin, ikinci Trump döneminin dünyaya dayattığı meydan okumaları ele alıyor. ABD Başkanı'nın Çin'e yapay zeka ile karşı koyma çabalarına ilişkin bir haber dosyası da bulunuyor.

Bu sayımızda ayrıca büyük şair Adonis'in özel bir yazısı yer alıyor. Aynı zamanda Ümmü Gülsüm hakkında makaleler, anılar ve bu ay kuruluşunun 45. yıl dönümünü, yeni görünümü ve modern dijital platformları ile yeniden yayına başlamasının ikinci yıl dönümünü kutlayan dergimizin arşivinden materyallerin yer aldığı kapsamlı bir dosyada da bulunuyor.

Ekonomik, bilimsel ve kültürel yazıların yanı sıra, Şubat ayında bu iki önemli olaya, dergimizin kuruluşuna ve yeniden yayınlanmasına önemli bir yer ayırıyoruz.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe