"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

Hareket, sahneden çekilmeyi “Filistin halkının çıkarına” olarak değerlendirmeyi reddetti

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
TT

"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)

Savaşın bitmesinin ertesi günü hakkında Arap Birliği ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin bir anlaşmazlık patlak verdi. “Birlik’ten üst düzey bir yetkili ’Filistin halkının çıkarının (Hamas'ın) Şerit'teki sahneyi terk etmesini gerektirdiğini” düşünürken, hareket bunu şiddetle reddetti; iki eski diplomat ise Şarku’l Avsat'a “bunun ifadelerin ve açıklamaların yorumlanmasına ilişkin bir anlaşmazlık olduğunu ve Arap pozisyonunu ya da Gazze'nin geleceğine ilişkin devam eden müzakereleri etkileyecek şekilde genişlemeyeceğini” vurguladı.

Birkaç gün önce Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Hüsam Zeki, Mısır'da yerel bir televizyon kanalında “Filistin'in çıkarları (Hamas'ın) sahneyi terk etmesini gerektiriyor” dedi.

Ancak Hamas sözcüsü Hazım Kasım dün bir açıklama yaparak, hareketin Zeki'nin açıklamalarına “şaşırdığını” söyledi ve “(Hamas) Gazze Şeridi'nin yönetimine ilişkin siyasi ve idari yaklaşımların formüle edilmesinde, özellikle Mısır'daki kardeşlerimizle yapılan çok sayıda diyalogda, ulusal uzlaşı hükümeti kurulmasının kabul edilmesi ve Mısır'ın (Toplumsal Destek Komitesi) önerisinin tamamen kabul edilmesi de dâhil olmak üzere azami esneklik göstermiştir” dedi.

Hamas sözcüsü, “hareketin, ulusal uzlaşı çerçevesinde ve işgal ya da ABD'nin her türlü müdahalesinden uzak bir şekilde, savaştan sonra Gazze Şeridi'ndeki durumla ilgili tüm kararlarının merkezine Filistin halkının üstün çıkarlarını koymaya devam edeceğini” vurguladı.

Arap Birliği'ni, “bu tutumu desteklemeye ve Arap ulusal güvenlik sistemini tehdit edecek herhangi bir projenin geçmesine izin vermemeye” çağırdı.

 Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)

“Şarku’l Avsat” dün Arap Birliği ve Hamas'tan resmi yorum istedi, ancak yanıt alamadı.

Mısır'ın eski Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Moataz Ahmedin, “Hamas'ın tepkisinin doğal olduğunu ve savaştan sonra Gazze'de yönetime tutunmayacağını, direniş hakkından vazgeçmeyeceğini defalarca ifade eden tutumuyla tutarlı olduğunu” söyledi ve “yönetime katılmamanın Gazze'yi terk etmek anlamına gelmediğini” ifade etti.

Ahmedin, Hamas'ın “Hüsam Zeki'nin açıklamasını Arap Birliği'nin İsrail-Amerikan planına ve talebine, yani hareketi ortadan kaldırmaya ve Gazze'deki varlığına son vermeye yönelik bir yanıt olarak anlamış olabileceğini” belirtti.

Ahmedin, “Donald Trump'ın gelişinden önce ateşkese varılan Arap ve hatta Amerikan önerisinin Hamas'ın Gazze'den çıkarılmasına atıfta bulunmadığını, sadece Gazze Şeridi'nde bir rolü olmamasından bahsettiğini, şimdi ise İsrail'in bunu değiştirmek istediğini ve Hamas'ın ortadan kaldırılmasını ve Gazze'deki varlığına son verilmesini talep ettiğini” vurguladı.

İsrail, ABD ve Avrupalı taraflar Hamas'ın Gazze Şeridi'nde gelecekte bir rolü olmayacağı konusunda ısrar ederken, Arap tarafların da desteklediği ateşkes anlaşması, İsrail ve ABD'nin sürekli uymama ya da uygulamama tehditleriyle karşı karşıya, bu da arabuluculara ateşkesin kalıcılığını destekleme konusunda çifte sorumluluk yüklüyor.

Daha önce Gazze'deki ateşkes müzakereleri hakkında bilgi sahibi olan Mısırlı bir kaynak, Kahire Haber Kanalı'na yaptığı açıklamada, “(Hamas'ın) üç aşamalı ateşkes anlaşmasına bağlılığını ve bir sonraki aşamada Şerit'in yönetimine katılmayacağını teyit ettiğini” belirterek, “Şerit'in rahatlatılması ve yeniden inşası sürecini denetleyecek geçici bir komite oluşturmak için Mısır’ın yoğun temasları olduğunu” bildirdi.

​​​​​​​Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)

Hamas sözcüsü Abdüllatif el-Kanu daha önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, hareketin Mısır ve Katar'daki arabuluculara Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmadan herhangi bir öneriyi kabul etmeyeceğini söylediğini doğruladı.

Bu arada Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Büyükelçi Rakha Ahmed Hassan, “Hüsam Zeki'nin açıklaması talihsiz, çünkü Hamas'ın Gazze'den çıkması konusunda ortak bir Arap pozisyonu yok ve ortak pozisyon Hamas'ın yönetime katılmaması gerektiği yönünde” dedi.

Ahmed Hassan, “Herkes, bir buçuk yıldan uzun süredir mücadele eden bir harekete ‘Gazze'den derhal çıkın’ demenin ne mantıklı ne de gerçekçi olduğunu anlıyor: Bu nedenle Mısır, grupların onayı ile onların katılımı olmadan oluşturulan Toplumsal Destek Komitesi önerisini sundu” dedi. İsrail'in talep ettiği şeyin Hamas'ın Gazze'den çıkması olduğunu ve bunu ateşkes anlaşmasının uygulanmasını engellemek için bir bahane olarak kullandığını vurgulayan Hasan, “Hamas'ın sahneden çekilmesi, grupların hiçbir rolünün olmadığı birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıyla kolaylıkla sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hassan, Hamas'ın tepkisinin “ateşkes anlaşmasında yer almayan bir konuyla ilgili olduğu için doğal olduğunu” vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu, ateşkesin uygulanmasına yönelik müzakereleri genişletmeyecek ya da etkilemeyecek bir Arap anlaşmazlığıdır.”



Sudan’da ordunun yeniden kontrol ettiği Vad Medeni'de hayat yavaş yavaş canlanıyor

Sudan’da ordunun yeniden kontrol ettiği Vad Medeni'de hayat yavaş yavaş canlanıyor
TT

Sudan’da ordunun yeniden kontrol ettiği Vad Medeni'de hayat yavaş yavaş canlanıyor

Sudan’da ordunun yeniden kontrol ettiği Vad Medeni'de hayat yavaş yavaş canlanıyor

Pazarcılık yapan Ahmed el-Ubeyd, Sudan'ın orta kesimlerindeki Vad Medeni'de bulunan ve yoğun olan İsmaili pazarına müşteriler yavaş yavaş geri dönerken ahşap tezgahının tozunu alıp taze salatalık ve domatesleri dikkatle düzenliyordu.

Ülkede 2023 nisanından bu yana Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki savaştan aylarca uzak kalan bu pazar haftalar önce HDK'nin şehri ele geçirmesinin ardından esnafın dükkanlarını kapatmasıyla ıssızlaşmıştı.

Günlük hayata yavaşça geri dönüş

Ordunun ocak ayında Vad Medeni’nin kontrolünü yeniden ele geçirmesinin ardından yavaş yavaş eski ritmine kavuşan pazarda bugün müşteriler taze ürün fiyatları üzerinden pazarlık yapmaya çalışırken sesler yükseliyor.

fergt
Vad Medeni'nin girişinde Sudan ordusuna ait bir tank (AFP)

Fransız Haber Ajansı AFP'ye konuşan Ahmed el-Ubeyd, “Allah’a şükür şimdi durum güvenli” dedi ve bir yığın soğanın yanında durarak “Alışveriş yeniden başladı” diye ekledi.

Savaş, 2023 nisanında Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile ‘Hımidti’ olarak bilinen eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK arasında patlak verdi.

Savaş on binlerce insanın ölümüne, 12 milyondan fazla insanın yerinden edilmesine ve milyonlarca insanın açlık sınırında olduğu dünyanın en kötü insani krizlerinden birinin yaşanmasına neden oldu.

cdfgrthy
Savaşan taraflar sivilleri hedef almak, evleri, pazarları ve hastaneleri bombalamak suretiyle savaş suçu işlemekle suçlanıyor (AFP)

Çatışmanın her iki tarafı da savaş suçu işlemekle, sivilleri hedef almakla, evleri, pazarları ve hastaneleri bombalamakla ve insani yardımların girişini ve dağıtımını engellemekle suçlanıyor.

Vad Medeni, aylarca süren göreceli sakinlikten ve yerinden edilmiş insanların akınına uğradıktan sonra, 2023 sonlarında HDK'nın saldırısıyla savaş bölgesine dönüştü. Yüz binlerce kişi, savaştan önce tarım ve gıda ürünleri kaynağı olan El-Cezire eyaletinin yönetim olan Vad Medeni’yi terk etmek zorunda kaldı.

Savaşın etkileri görülebiliyor

Ancak şehir yavaş yavaş toparlanırken savaşın etkileri, dumanlar yüzünden kararmış duvarlardan kurşunlarla delik deşik olmuş binalara, yıkım ve moloz yığınlarına kadar şehrin her yerinde hala görülebiliyor.

Dükkanların, restoranların ve mağazaların cepheleri hasarlı.

Şehrin en büyük hastanesinin doğum servisinde, beyaz üniformalı hemşireler hastalara bakmak için koridorlarda ilerlerken hamile kadınlar aileleriyle birlikte bekliyor.

Hastanedeki tedavi gören hastalardan biri olan Rihab Musa, “Tedaviler yapılıyor, hayat normale döndü, eskisi gibi değil, ama durum değişti” şeklinde konuştu.

Hastane yavaş yavaş toparlansa da kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Halid Muhammed, tesisin hala ciddi bir personel, ilaç ve ekipman sıkıntısı çektiğini belirtti.

scdfvgrthy
Vad Medeni’de yıkılmış bir binanın yanından geçen bir kent sakini (AFP)

İki ameliyat arasında açıklamalarda bulunan Muhammed, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dikiş iğnesi ve ipliği de dahil olmak üzere cerrahi malzemelerimizin son kullanma tarihi geçti ve şu anda daha fazla anestezi ekipmanına ihtiyacımız var.”

Muhammed, HDK Vad Medeni’nin kontrolünü ele geçirdiğinde görevdeki tek doktordu ve çok sayıda ameliyat gerçekleştirdi. Halen hasta akınıyla başa çıkmak için bir ameliyattan çıkıp diğerine giriyor.

Yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşü

Sudan ordusunun geçtiğimiz ocak ayında Vad Medeni'yi geri almasının ardından Kızıldeniz'deki Port Sudan da dahil olmak üzere ülke genelindeki yerinden edilme merkezlerinde çok sayıda kişi ‘geri döneceğiz’ sloganları attı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre binlerce insanı taşıyan onlarca otobüs, yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş insana ev sahipliği yapan Port Sudan, Gadarif ve Kassala'dan Vad Medeni'deki evlerine doğru yola çıktı.

Birçoğunun döndüklerinde neyle karşılaşacaklarına dair hiçbir fikri yoktu, diğerleri ise evlerinin yağmalandığını bildiklerini vurguladı.

Şehir şu anda elektriksiz, çoğu gün su yok ve yakın zamanda geri dönenler iletişim hizmetlerinin yeniden verilemeye başladığını belirttiler.

Gıda güvensizliği

Birleşmiş Milletlere (BM) göre Sudan genelinde yaklaşık 25 milyon kişi gıda güvenliğinden yoksun durumda. Ordu tarafından kontrol edilen güvenli bölgelerde bile çoğu insan, özellikle gıda, ilaç ve temel malzeme kıtlığı açısından kötüleşen bir insani durumla karşı karşıya.

Yerel gözlemciler ve BM, ordunun Vad Medeni'yi geri almasının ardından azınlıkların hedef alınması ve HDK ile iş birliği suçlamaları da dahil olmak üzere suistimaller yaşandığını bildirmişti.

Tuk-tuk şoförlüğü yapan Muhamed Abdulmunim, tüm bunlara rağmen iyimser olduğunu söyledi.

Pazarda yolcu ararken Vad Medeni'de durumun güvenli olduğunu belirten Abdumunim, “Pazar açık, ulaşım işliyor, geriye halkın geri dönmesi kalıyor” ifadelerini kullandı.