Mısır Sudan'da paralel bir hükümet kurulması girişimini reddederken Sudan’ın yeniden inşasına hazırlanıyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Sudanlı mevkidaşı Ali Yusuf eş-Şerif ile Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Sudanlı mevkidaşı Ali Yusuf eş-Şerif ile Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır Sudan'da paralel bir hükümet kurulması girişimini reddederken Sudan’ın yeniden inşasına hazırlanıyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Sudanlı mevkidaşı Ali Yusuf eş-Şerif ile Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Sudanlı mevkidaşı Ali Yusuf eş-Şerif ile Kahire'de bir araya geldi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati dün yaptığı açıklamada, Sudan'da ‘paralel bir hükümet’ kurulmasına yönelik girişimler konusunda Mısır'ın ilk resmi tutumunu ortaya koyarak, ülkesinin Sudan'daki mevcut hükümete paralel bir yapı oluşturulması yönündeki çağrıları reddettiğini vurguladı. Bakan Abdulati ayrıca Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf ile Mısırlı şirketlerin katkılarıyla Sudan'ın yeniden inşasına odaklanacak ortak bir çalışma grubu kurulması konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı.

Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati, Sudanlı mevkidaşı Ali Yusuf eş-Şerif ile Kahire'de bir araya geldi. Görüşmede Sudan'ın toprak bütünlüğünün ülkesi için ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirten Abdulati, bundan taviz verilemeyeceğinin altını çizdi.

Basında yer alan haberlere göre Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile siyasi ve silahlı gruplardan oluşan bir koalisyon, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, HDK kontrolündeki bölgelerde, şu an Port Sudan şehrinden çalışmalarını yürüten Sudan hükümetine karşı paralel bir hükümet kurmak üzere siyasi bir bildiri ve geçici bir anayasa imzaladı.

xcsdvfgthy
Mısır ve Sudan dışişleri bakanları başkanlığında Kahire'de gerçekleşen görüşmelerden bir kare (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Kahire, pazar günü iki ülkenin dışişleri bakanlarının başkanlığında gerçekleşen Mısır ve Sudan arasındaki siyasi istişarelere ev sahipliği yaptı. İstişarelerde Sudan'daki iç savaşın ardından ‘Sudan'ın birlik, bütünlük ve bağımsızlığının korunmasının ve egemenliğine ve Sudan ordusu da dahil olmak üzere tüm ulusal kurumlarına saygı gösterilmesinin önemi’ vurgulandı.

Sudan, 2023 nisanı ortalarından bu yana Sudan ordusu ile HDK arasında patlak veren ve resmi istatistiklere göre yaklaşık 1,2 milyonu Mısır'a olmak üzere binlerce Sudanlının ülke içinde ve dışında yerinden edilmesine neden olan bir iç savaşa tanıklık ediyor.

Mısır-Sudan siyasi istişareleri sonrası yapılan ortak açıklamada Sudan'ın iç işlerine herhangi bir bahaneyle müdahale edilmesinin ve Sudan'ın egemenliğini tehlikeye atacak her türlü adımın reddedildiği vurgulanırken ‘iç savaş krizini çözmenin, dış diktalar olmaksızın Sudan halkının doğal hakkı olduğuna’ dikkat çekildi.

İstişarelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati, ‘ülkesinin Sudan'daki mevcut hükümete paralel hükümetler kurma çağrılarını reddettiğini’ ve ‘Sudan'ın toprak bütünlüğünün Mısır için bir kırmızı çizgi olduğunu’ vurguladı.

Sudan Dışişleri Bakanı Şerif ise ‘ülkesinin başka hiçbir ülkenin Sudan'da paralel bir hükümet kurmasını kabul etmediğini’ vurguladı. ‘Sudan ordusunun ve halkının HDK milislerine karşı zafer kazanmasıyla ülkesindeki savaşın sona ereceğini’ söyleyen Sudanlı Bakan, ülkesinin birliğini ve statüsünü korumak için orduya her türlü desteğin sağlanması çağrısında bulundu.

Sudan ordusu yakın zamanda özellikle başkent Hartum ve El-Cezire eyaletinde HDK tarafından kontrol edilen bazı önemli bölgeleri geri aldıysa da bu ilerlemeye yeni bir ‘paralel hükümet’ kurma girişimleri eşlik etti.

Öte yandan Mısır eski Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi, Mısır'ın Sudan'da paralel bir hükümet kurma girişimlerini reddetmesinin Sudan'ın iç birliğinin ve istikrarının desteklenmesinden kaynaklandığını belirterek, Kahire tutarlı bir tutum sergiliyor. Bu tutum, Sudan'ın egemenliğini korumayı amaçlıyor” dedi.

Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Urabi, Sudan’da bazı tarafların paralel bir hükümet kurma yönündeki hamlelerinin iç siyasi bölünmeyi arttıracağına ve taraflar arasındaki anlaşmazlığı derinleştireceğini düşünüyor. Urabi, siyasi çözümün Sudan halkı tarafından sağlanması ve dışarıdan dikte edilmeden tamamen Sudan'a özgü bir tutum olması gerektiğine işaret etti.

sdfrgthy
Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati ve Sudanlı mevkidaşı Şerif (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Diğer taraftan Sudan Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Uluslararası İlişkiler Birimi Direktörü Mekki el-Magrabi'ye göre Sudan'da paralel bir hükümet kurma girişimleri bölgesel ve uluslararası tepkiler nedeniyle başarılı olamadı. Magrabi, Sudan’da paralel hükümet kurmak isteyen tarafların çabalarının ortak bir siyasi bildiri imzalama aşamasından öteye gidemeyeceği yorumunda bulundu.

Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Magrabi, Sudan'da paralel bir hükümet kurma girişimleri bölgesel ya da uluslararası destek görmediğini belirtirken Mısır-Sudan istişarelerinin iki ülkenin ulusal güvenliği arasındaki bağlantı nedeniyle savaş boyunca kesintisiz olarak devam ettiğinin altını çizdi. Sudan’ın yeniden inşasını görüşmek üzere ortak bir ekip oluşturma adımının iki ülke arasındaki koordinasyon yolunda atılmış bir adım olduğunu ifade eden Magrabi, Mısırlı şirketlerin Sudan'da çalışmaya en uygun olan firmalar olduğunu söyledi.

Mısır’ın Sudan'ın toparlanacağına ve yeni Sudan'ın inşasına katkıda bulunacak önemli ve doğrudan bir role sahip olacağına inancının tam olduğunu belirten Dışişleri Bakanı Abdulati, Sudan’ın yeniden inşası sürecini incelemek üzere iki ülkeden ortak bir ekip oluşturulması, yeniden yapılanma sürecinin başlatılması hazırlıklarının yapılması ve bir takvim oluşturulması konusunda mutabık kalındığını söyledi.

Mısır-Sudan siyasi istişareleri sonrası yapılan ortak açıklamaya göre iki ülke, Nil Havzası ülkelerindeki tek taraflı hareketlerin reddedildiğini ve su güvenliği konusunda su haklarının tamamının korunması için ortak hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, tüm havza ülkelerini içeren ve tüm ülkeler için su iş birliğinin temel direğini temsil eden tek kapsamlı iş birliği mekanizması olarak Nil Havzası Girişimi'nin yeniden hayata geçirilmesi ve korunması gerektiğine işaret edildi.

Su güvenliği konusunda iki ülke arasında ortak koordinasyonun önemli olduğunu belirten Magrabi, Kahire ve Hartum'un su çıkarlarına zarar verecek hiçbir hamleyi kabul etmeyeceğini söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati, iki ülke arasındaki koordinasyonu derinleştirmek amacıyla pazartesi günü (bugün) Kahire'de iki ülkenin dışişleri ve sulama bakanlarının katılacağı 2+2 formatında bir toplantı düzenleneceğini açıkladı.



Filistinli mahkumların serbest bırakılmasının ertelenmesinin ardından Gazze ateşkesinin kaderi tehdit altında

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
TT

Filistinli mahkumların serbest bırakılmasının ertelenmesinin ardından Gazze ateşkesinin kaderi tehdit altında

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta çöplerin duran Filistinli bir çocuk (AFP)

Ateşkes ve gerilim arasında gidip gelen bir ortamda, Hamas'ın esirleri teslim etmesine rağmen İsrail'in ani bir kararla Filistinli tutsakları serbest bırakılmasını ertelemesinin ardından “Gazze ateşkes” anlaşması tehlikeye girdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun teslim işlemini “aşağılayıcı” olarak nitelendirdiği açıklamaları korkuları arttırırken, anlaşmanın kaderi siyasi manevralar, sahadaki gelişmeler ve arabulucuların ateşkesin tamamlanması yönündeki baskıları arasında askıda kaldı.

Bu gelişmeler ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff'u, tehdit altında olan anlaşmanın tamamlanmasını görüşmek üzere Çarşamba günü bölgeye gitme olasılığından söz etmeye sevk etti. Ancak Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlar, müzakereleri 3 Şubat'ta başlaması gereken anlaşmanın ikinci aşamasına geçmekten “kaçmaya” çalışan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bahanelerini engellemek için arabulucuların önemli bir rol oynayacağını ancak İsrail'in engelleri nedeniyle anlaşmanın tamamlanmasının akıbetinin devamlı olarak muallakta kalacağını düşünüyor.

Pazar günü Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasının Hamas'ın İsrailli rehineleri teslim ettiği “aşağılayıcı tören sona erene kadar” erteleneceği duyuruldu ki bu muhtemelen Hamas tarafından yayınlanan ve henüz serbest bırakılmamış iki rehinenin Cumartesi günü Gazze'de bir teslim törenini izlediğini ve rehinelerden birinin teslim platformunda bir Hamas yetkilisinin başını öptüğünü gösteren videoya bir göndermeydi.

Hamas'ın siyasi büro üyesi Basim Naim Pazar günü AFP'ye verdiği demeçte şunları söyledi “İsrail hükümetinin yaptıkları tüm anlaşmayı ciddi bir risk altına sokuyor. Anlaşmayı garanti eden arabulucuların, özellikle de Amerikalıların, anlaşmanın olduğu gibi uygulanması ve Filistinli mahkumların  derhal serbest bırakılması için düşmana baskı yapmaları gerekiyor."

10 Şubat'ta Hamas, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam etmesi nedeniyle İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının ikinci bir emre kadar askıya alındığını duyurdu. 19 Ocak'ta imzalanan ve her aşaması 42 gün süren üç aşamalı ateşkes anlaşması devam ederken, arabulucular araya girerek Gazze'ye yardımların arttırılması konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

xcsdvfghty
Hamas yetkilileri ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan İsrailli esirlere geçit töreni düzenliyor (AFP)

İsrail konularında uzman Mısırlı akademisyen ve Dış İlişkiler Konseyi üyesi Dr. Ahmed Fuad Enver, Netanyahu'nun rehine teslim mesajlarından çok etkilendiğini ve İsrail kamuoyunu kendisine yönelik eleştirileri azaltacak başka başlıklara yönlendirmek istediğini düşünüyor.

Mısır'ın önümüzdeki saatlerde Netanyahu'nun bahanelerinden kaçınmak için Filistin tarafına daha fazla esneklik ve kararlılık için baskı yaparak bunun üstesinden gelmeye çalışacağını düşünen Enver, anlaşmanın kendi seyrine döneceğini ve İsrail başbakanının anlaşmayı olduğu gibi uygulayacağını, Filistinli mahkumları serbest bırakacağını ve anlaşmayı bozmak için başka bir bahane arayacağını belirtti.

Filistinli siyasi analist Dr. Ayman Al-Raqab'a göre İsrail'in bu ertelemesi Netanyahu'nun anlaşmanın kaderini sürekli tehdit etme girişimlerinin bir parçası ve bunun onun için ilk ve son bahane olmayacağını, ancak 3 Şubat'ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerine geçmeyi ertelemek için yeni gerekçeler aramaya çalışacağını vurguladı.

Arabulucuların ateşkesi kurtarmak ve ikinci aşamayı tamamlamak için çaba göstermesini ve Hamas'ın daha önce kabul ettiği gibi İsrail'in mahkumların teslimini planlandığı gibi gerçekleştirmesini bekleyen Raqab, hareketin Netanyahu'ya yardım ve barınma ekipmanlarını engellememesi için baskı yapmakta haklı olduğunu, ancak İsrail'in yeni ertelemesinin anlaşmayı tehdit etme arzusundan ibaret olduğunu vurguladı.

xdfvgbh
Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'nde bir eve düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerde toplanıyor (Reuters)

Cumartesi günü altı İsrailli rehinenin serbest bırakılmasının ardından İsrail'in 620 Filistinli mahkûmu serbest bırakması bekleniyordu. Ateşkesin ilk aşamasının son ayağı olan bu adımın üzerinden bir haftadan fazla bir süre geçti ve henüz ikinci aşamaya ilişkin görüşmeler yapılmadı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz Pazar günü yaptığı açıklamada orduya işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde “uzun süreli kalış” için hazırlık yapma emri verildiğini söylerken, Witkoff CNN'e verdiği bir mülakatta İsrail'in Filistinli tutuklu ve mahkumların serbest bırakılmasını erteleme kararı sorulduğunda ABD'nin ateşkesin ikinci aşamasının devam etmesini beklediğini belirtti.

Witkoff: “İlk aşama uzatılmalı... Çarşamba günü bunu müzakere etmek için bölgeye gidebilirim" dedi.

Netanyahu'nun ateşkese giden her yolu engellemek için özellikle Batı Şeria'daki cepheleri tahrik etmeye devam edeceğine inanan Enver, ABD'nin baskısının anlaşmanın geleceğini belirlemede çok önemli olacağını, bu nedenle Witkoff'un ziyaretinin sonuçlarının beklenmesi gerektiğini belirtti.

Raqab, Witkoff'un birinci aşamanın uzatılması ve İsrail'in tüm rehineleri almasını sağlayan ikinci aşamanın tamamlanması için baskı yapmasını beklerken, anlaşmanın yeniden inşanın başlatılmasıyla ilgili üçüncü aşamasının tehdit altında olduğunu ve Netanyahu tarafından Batı Şeria ve Gazze'de geniş çaplı bir savaşın başlatılmasına yakın olduğunu vurguladı. Raqab, Hamas'ın aksine arabulucular Mısır ve Katar'ın bunun farkında olduğunu ve bunun gerçekleşmemesi için ABD'nin garantörlüğü için çaba gösterilebileceğini belirtti.