Brüksel'de Suriye'nin geleceğini desteklemek için düzenlenen uluslararası konferans bugün başlıyor

Türkiye, Brüksel'den Suriye'ye yönelik yaptırımların ‘koşulsuz’ olarak kaldırılmasını bir kez daha talep edecek

Suriye krizinin patlak vermesinden bu yana Avrupa Birliği (AB) tarafından her yıl Brüksel'de düzenlenen Suriye destek konferansından (Arşiv)
Suriye krizinin patlak vermesinden bu yana Avrupa Birliği (AB) tarafından her yıl Brüksel'de düzenlenen Suriye destek konferansından (Arşiv)
TT

Brüksel'de Suriye'nin geleceğini desteklemek için düzenlenen uluslararası konferans bugün başlıyor

Suriye krizinin patlak vermesinden bu yana Avrupa Birliği (AB) tarafından her yıl Brüksel'de düzenlenen Suriye destek konferansından (Arşiv)
Suriye krizinin patlak vermesinden bu yana Avrupa Birliği (AB) tarafından her yıl Brüksel'de düzenlenen Suriye destek konferansından (Arşiv)

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas başkanlığında bu sabah Brüksel'de gerçekleştiriliyor. Bakanların, diğer konuların yanı sıra Suriye'ye ilişkin ‘Suriye'nin yanında olmak: başarılı bir geçiş için ihtiyaçların karşılanması’ başlıklı bir oturum da dâhil olmak üzere Ortadoğu'daki durumu ele alması bekleniyor.

Konferanstan haberdar olanlar, yeni Suriyeli yetkililerin konferansta destek göreceğini ve Suriye ve Avrupa'dan üst düzey yetkililerin yanı sıra ABD, Birleşmiş Milletler (BM) ve Suriye'nin komşu ülkelerinden temsilcilerin de katılmasının beklendiğini belirtti.

Geçtiğimiz çarşamba günü Reuters'e konuşan Avrupalı bir yetkili, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani'nin toplantıya katılmasının beklendiğini ve Suriye'nin yıllık konferansta ilk kez resmi olarak temsil edileceğini söyledi. Ancak Suriye hükümeti cumartesi günü yaptığı açıklamada, pazartesi günü (bugün) Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılması planlanan Suriye'nin geleceğini desteklemeye yönelik uluslararası konferansa katılma hususunda ‘kararsız’ olduğunu belirterek, ‘Suriye'nin egemenliği ve ulusal çıkarları pahasına yabancı gündemleri teşvik eden’ hiçbir foruma katılmayacağını vurguladı. Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Brüksel'deki konferans belirli söylemlere hizmet edecek şekilde siyasileştirilirse katılmayacağız” denildi.

AB'nin ev sahipliğinde düzenlenen konferans ‘kapsamlı bir barışçıl geçiş için uluslararası desteği harekete geçirmeyi’ amaçlıyor. Konferans, Beşşar Esed'in geçtiğimiz aralık ayında devrilmesinden bu yana ilk kez düzenleniyor. Zirve daha önce Suriye sivil toplum temsilcilerini davet etmiş, ancak Esed yönetimindeki Suriye devletine herhangi bir davette bulunmamıştı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Türkiye Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Ankara'nın bugün başlayacak olan konferansta Brüksel'den Suriye'ye yönelik yaptırımların ‘koşulsuz ve süresiz’ olarak kaldırılmasını talep edeceğini bildirdi.

Suriye'de 8 Aralık'tan beri iktidarda olan yeni yönetimin müttefiki olan Ankara, yaptırımların kaldırılmasını, 910 kilometrelik sınırı paylaştığı komşusunda ‘kapsayıcı ve barışçıl bir geçişi’ desteklemek için kilit bir adım olarak görüyor.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Suriye'nin ekonomik güvenliği ülkenin istikrarı ve güvenliği için elzemdir” denildi. Açıklamada ‘ekonomik fırsatların ve istihdamın güvence altına alınması gerektiği’ ve ‘yaptırımların koşulsuz ve süresiz olarak kaldırılması gerektiği’ vurgulandı. Halen yaklaşık üç milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, ‘geri dönüşü teşvik etmek için Suriye’nin kapsamlı bir şekilde yeniden inşa edilmesi’ çağrısında bulunuyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, konferansta ülkesini temsil edecek.

AB, Suriye ekonomisinin kilit sektörlerini hedef alan yaptırımları askıya aldı. Konseyin, başta kıyı bölgesi olmak üzere ülkede son dönemde yaşanan ve aralarında sivillerin de bulunduğu çok sayıda can kaybına yol açan yaygın şiddet olaylarını ele alması ve 9. Brüksel Suriye Konferansı da dâhil olmak üzere, siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması amacıyla AB'nin ülkeye ve barışçıl ve kapsayıcı çözüme verdiği desteği bir kez daha yinelemesi bekleniyor.

Bakanlar, AB adına Kaja Kallas tarafından 11 Mart'ta yayımlanan ve AB'nin Suriye kıyı bölgesinde yaşanan yaygın şiddet olaylarından duyduğu endişeyi dile getirdiği ve Esed yanlısı milislerin güvenlik güçlerine yönelik saldırılarının yanı sıra geçiş dönemi güvenlik güçlerini destekleyen silahlı gruplar tarafından işlenen ve bazılarının sivillerin de maruz kaldığını iddia ettiği korkunç suçları şiddetle kınadığı açıklamayı yineleyecek. AB, faillerin adalete teslim edilmesi ve Suriye genelinde şiddetin sona erdirilmesi amacıyla hızlı, şeffaf ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulunarak tüm tarafları, ayrım gözetmeksizin tüm dini ve etnik kökenlerden Suriyelileri korumaya davet etti.



İsrail'in Suriye'nin güneyindeki Dera’ya düzenlediği baskınlarda iki kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Suriye'ye baskınları (Arşiv- Reuters)
İsrail'in Suriye'ye baskınları (Arşiv- Reuters)
TT

İsrail'in Suriye'nin güneyindeki Dera’ya düzenlediği baskınlarda iki kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Suriye'ye baskınları (Arşiv- Reuters)
İsrail'in Suriye'ye baskınları (Arşiv- Reuters)

Suriye resmi haber ajansı SANA, dün akşam İsrail'in güneydeki Dera kenti çevresini hedef alan saldırılarında iki kişinin öldüğünü ve 19 kişinin de yaralandığını duyururken, İsrail ordusu da saldırılarında eski Suriye rejimine ait askeri hedefleri vurduğunu açıkladı.

SANA'nın haberine göre “İşgalci İsrail uçaklarının Dera kenti çevresine düzenlediği hava saldırıları sonucunda 2 sivil şehit oldu, 19 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı.”

İsrail ordu sözcüsü Avichai Adraee ise “X” platformunda yaptığı açıklamada, İsrail saldırılarının “bugünlerde rehabilite edilmekte olan eski Suriye rejimine ait savaş araçları ve askeri araçların bulunduğu karargahlar ve askeri tesisler de dahil olmak üzere” askeri hedefleri vurduğunu söyledi.

Adraee, “bu araçların Suriye'nin güneyindeki varlığı, İsrail Devleti için bir tehdit oluşturmaktadır” dedi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) daha önce yaptığı açıklamada, saldırıların eski orduya ait bir askeri karargâhı hedef aldığını ve Yeni Suriye Ordusu'ndan güçleri de içerdiğini bildirmişti.

SOHR, “İsrail savaş uçakları Dera el Mahatta kentindeki 132. Tugayı birkaç hava saldırısıyla hedef aldı, alevlerin yükselmesine neden oldu, ambulanslar ve itfaiye araçları hedef alınan yere gitti” diyerek, saldırıda “kayıplar olduğuna dair raporlar” olduğunu belirtti. Bu saldırı, İsrail'in geçen hafta Şam'da Filistinli İslami Cihad hareketinin merkezini hedef alan ve SOHR’un en az bir kişinin öldüğünü belirttiği hava saldırısını duyurmasının ardından geldi.

sdfrgt
Suriyeliler, İsrail'in gece yarısı Hama Vilayeti'ndeki Masyaf eteklerine düzenlediği baskınlarda alanda oluşan yıkımı inceliyor (AFP)

İsrail Başbakanı Biniamin Netanyahu o dönemde bölgede “bize saldıran herkese” karşı bu tür saldırılar düzenleme sözü vermişti. Bir video açıklamasında şunları söyledi: “Şam'ın merkezindeki İslami Cihad karargahına saldırdık. Bunu yaptık, çünkü net bir politikamız var: Kim bize saldırırsa ya da saldırmayı planlarsa onu vuracağız. Bu sadece Suriye için değil, Lübnan da dahil olmak üzere her yer için geçerlidir.”

Esed'in aralık ayında devrilmesinin ardından İsrail, yeni yönetimin eski ordunun cephaneliğini ele geçirmesini engellemeyi amaçladığını söylediği Suriye'deki askeri tesisler ile deniz ve hava üslerine yüzlerce saldırı düzenledi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail ordusu ayrıca, Suriye platosunun işgal ettiği kısmının kenarında yer alan Golan'daki askerden arındırılmış tampon bölgeye de girdi. Netanyahu şubat ayında Suriye'nin güneyinin tamamen askerden arındırılmasını talep etmiş ve hükümetinin Suriye'deki yeni yönetimin güvenlik güçlerinin kendi sınırları yakınında bulunmasını kabul etmeyeceği uyarısında bulunmuştu.