UNIFIL, Lübnan ve İsrail'e yeni izleme teknikleri konusunda anlaşmaya varma çağrısında bulundu

1559, 1701 ve 1680 sayılı kararların uygulanması ve Hizbullah'ın silahsızlandırılması talep edildi

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) askerleri, Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila köyünde devriye gezerken (AFP)
Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) askerleri, Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila köyünde devriye gezerken (AFP)
TT

UNIFIL, Lübnan ve İsrail'e yeni izleme teknikleri konusunda anlaşmaya varma çağrısında bulundu

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) askerleri, Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila köyünde devriye gezerken (AFP)
Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) askerleri, Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila köyünde devriye gezerken (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyeleri dün 1701 sayılı kararın uygulanması konusundaki kapalı oturumda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü'nün (UNIFIL) ‘serbestçe hareket edebilmesi’ ve ‘Mavi Hat’tın tüm bölümlerine’ erişebilmesi için talep ettiği ‘düzenlemelere’ ilişkin önerilerinin ayrıntılarını istedi. Bunlar arasında kararın uygulanması için ‘izleme ve doğrulamayı iyileştirmek amacıyla yeni teknolojilerin tanıtılması ve taktiksel müdahalenin geliştirilmesi’ de yer alıyor.

Kapalı oturum sırasında BM Güvenlik Konseyi üyeleri iki brifing dinledi. İlk olarak BM Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert ve BM Barış Gücü Operasyonlarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jean-Pierre Lacroix, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinden İsrail ile Mavi Hat'a kadar olan operasyon alanındaki gelişmeler hakkında bilgi verdi. İkinci olarak ise Guterres, ‘Taif Anlaşması ve 1559, 1701 ve 1680 sayılı kararların, Hizbullah da dâhil olmak üzere Lübnan'daki tüm silahlı grupların silahsızlandırılmasını gerektiren ilgili hükümlerinin tam olarak uygulanmasının kolaylaştırılması’ ve ‘Lübnan hükümetinin kontrolünün tüm Lübnan toprakları üzerinde genişletilmesi’ gerektiğini belirtti.

UNIFIL'in hareket özgürlüğü, silah ambargosunun uygulanması ve Lübnan ordusu için uluslararası desteğin harekete geçirilmesi konularında üç önemli ek içeren 35 sayfalık raporunun özetinde Guterres, ‘zorluklara rağmen’ çatışmaların durdurulmasının devam etmesini memnuniyetle karşıladı. “Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin Litani Nehri'nin güneyinde daha fazla konuşlandırılmasıyla birlikte İsrail ordusunun Lübnan topraklarından çekilmesi yönünde ilerleme kaydedildi. Lübnan ve İsrail halklarının hak ettiği kalıcı güvenlik ve istikrarı sağlamak için uzun zamandır beklenen bir fırsat var” diyen Guterres, İsrail ordusunun Lübnan topraklarından henüz tam olarak çekilmemesi, ‘beş mevzide kalması ve Mavi Hat boyunca iki tampon bölge tanımlaması’ nedeniyle durumun ‘kırılganlığını koruduğunu’ kaydetti. Lübnan ordusunun ‘Hizbullah'a ait olduğuna inanılan büyük miktarlarda terk edilmiş silahı imha etmeye devam ettiğini’ söyleyen Guterres, ‘Hizbullah altyapısının ortaya çıkarıldığını’ kaydetti.

İsrail'in geri çekilmesi

Guterres tarafları ‘Mavi Hat'a saygı da dâhil olmak üzere taahhütlerine tam olarak riayet etmeye ve bunları süratle uygulamaya ve 1701 sayılı kararın tam olarak uygulanması ve nihai hedefi olan Lübnan ile İsrail arasında kalıcı bir ateşkes sağlanması yönünde bu siyasi ivmeyi geliştirmeye’ çağırdı. “Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin Litani Nehri ile Mavi Hat arasındaki bölgenin devlet otoritesi dışındaki tüm silahlı personel, varlık ve silahlardan arındırılmasını sağlamak da dâhil olmak üzere, kendi otoritesini ve Lübnan devletinin otoritesini tüm topraklarında yeniden tesis edebilmesi ve güçlendirebilmesi her iki tarafın da çıkarınadır” diyen Guterres, Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin ‘çatışmalardan kaçınmasına rağmen kayıplar vermesinden’ üzüntü duyduğunu ifade etti. Guterres, “Mavi Hat’tın kuzeyindeki varlıkları, Lübnan'ın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve 1701 sayılı kararı ihlal ettiği ve Lübnan makamlarının devlet otoritesini tüm topraklarına yayma çabalarını baltaladığı için İsrail güçleri Lübnan topraklarından çekilmeyi tamamlamalıdır” dedi. ‘İsrail'in Lübnan egemenliğine yönelik tüm ihlallerini’ kınayan Guterres, “İsrail'in kuzey Gajar'ı ve Mavi Hat’tın kuzeyindeki komşu bölgeyi işgal etmeye devam etmesi de 1701 sayılı kararın ihlalidir ve sona ermelidir” dedi. Guterres ayrıca, Lübnan hükümetinin UNIFIL'in 2011'de İsrail güçlerinin işgal altındaki bölgeden çekilmesini kolaylaştırmak için yaptığı öneriyi memnuniyetle karşıladığını, İsrail hükümetinin ise henüz bir yanıt vermediğini hatırlattı.

Avn ve Selam'ın çabaları

Guterres, Genelkurmay Başkanı Joseph Avn'ın Lübnan Cumhurbaşkanı seçilmesini, Nevvaf Selam'ın Başbakan olarak atanmasını ve ardından yeni bir hükümetin hızla kurulmasını memnuniyetle karşıladı. “Çatışmaların yol açtığı büyük yıkım, kapsamlı ve kapsayıcı bir iyileşme ve yeniden inşa süreci gerektirecektir” diyen Guterres, devam eden insani ihtiyaçların karşılanması ve Lübnan'ın toparlanması, yeniden inşası ve istikrarının desteklenmesi için bağışçıları 2025 Lübnan Müdahale Planı ve Acil Yardım Çağrısı'nı tam olarak finanse etmeye çağırdı. Bu aynı zamanda Lübnan devletinin otoritesinin tüm topraklarına yayılması için de kritik önem taşıyor. “Uluslararası güveni yeniden tesis etmek ve bağışçı finansmanının kilidini açmak için uzun süredir gecikmiş reformları uygulayabilen güçlendirilmiş bir hükümet kritik öneme sahip olacaktır” diyen Guterres, Cumhurbaşkanı Avn ve Başbakan Selam'ın ‘yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü de dâhil olmak üzere kapsamlı ekonomik ve hükümet reformlarını ilerletme’ yönündeki taahhütlerini övdü.

Guterres özellikle Cumhurbaşkanı Avn'ın Lübnan devletinin toprakları üzerindeki tüm silahlar üzerinde tekel sahibi olmasını sağlama ve ulusal güvenlik stratejisi geliştirmek üzere bir diyalog toplantısı düzenleme taahhüdü konusunda iyimser olduğunu ifade etti. Lübnan hükümetine ‘Taif Anlaşması ile 1559, 1701 ve 1680 sayılı kararların, Lübnan'daki tüm silahlı grupların silahsızlandırılmasını ve Lübnan hükümetinin tüm Lübnan toprakları üzerindeki kontrolünün genişletilmesini gerektiren ilgili hükümlerinin tam olarak uygulanmasını kolaylaştırması çağrısında bulundu. Lübnanlı yetkililerin Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlığı (PFLP-GC) ve Fethu’l İntifada'nın üslerini ‘dağıtmak’ için attıkları ‘proaktif adımları’ takdir etti.

Teknikler ve değişiklikler

lman Brandenburg firkateyni, Baden-Württemberg firkateyninin yerine Lübnan açıklarındaki UNIFIL görevine katılmak üzere yola çıktı. (DPA)Alman Brandenburg firkateyni, Baden-Württemberg firkateyninin yerine Lübnan açıklarındaki UNIFIL görevine katılmak üzere yola çıktı. (DPA)

Guterres, “UNIFIL'in yetkilendirilmiş faaliyetlerinin tam olarak yeniden başlaması, misyonun hareket özgürlüğü ve 1701 sayılı kararın gerektirdiği şekilde tüm ilgi alanlarına ve Mavi Hat’tın tüm bölümlerine erişimi de dâhil olmak üzere, taraflardan hiçbirinin kısıtlama getirmemesini gerektirmektedir. UNIFIL, izleme ve doğrulamayı iyileştirmek, taktiksel müdahaleyi geliştirmek ve Lübnan ordusu ve İsrail güçleriyle operasyonel çerçeveleri yeniden değerlendirmek için yeni teknolojiler sunmayı planlıyor. Bu düzenlemelerin taraflarca kabul edilmesi, karar kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme kararlılıklarının bir kanıtı olacaktır” ifadelerini kullandı.

İsrail ve Suriye'ye ‘Şebaa Çiftlikleri bölgesinin geçici tanımına yanıtlarını sunmaları’ çağrısını yineleyen Guterres, “Suriye'deki gelişmeler, Suriyeli mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde nihai dönüşleri için iyiye işarettir ve bu da Lübnan'ın uzun süredir devam eden yükünü hafifletecektir” dedi.

Ayrıca 4 Ağustos 2020'de Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamayla ilgili adli soruşturmanın yeniden başlatılmasını ve Başbakan Selam'ın patlamanın kurbanları ve aileleri için adaleti sağlama taahhüdünü memnuniyetle karşıladığını ifade etti.

Ürkütücü zorluklar

Oturum sırasında Hennis-Plasschaert, Lübnan'daki yeni hükümet için ‘ürkütücü zorluklar’ olarak tanımladığı durumlardan bahsetti. İsrail ordusunun Lübnan topraklarındaki varlığını sürdürürken bombardımanlarını da sürdürmesinin Mavi Hat’tın Lübnan tarafında ‘ciddi yansımalara yol açabileceğini’ belirtti. ‘Kısmen Kasım Mutabakatı ve 1701 sayılı kararın çelişkili yorumlarından ya da hükümlerinin seçici bir şekilde uygulanmasından kaynaklanan mevcut durum sadece yeni bir tırmanmaya yol açabilir’ uyarısında bulundu.

Lübnan'a yönelik uluslararası fonlardaki büyük boşluklara atıfta bulunan Hennis-Plasschaert sözlerini şöyle noktaladı: “İyileşme ve yeniden yapılanma sürecinin başlatılamaması pahalıya mal olacaktır. Zira insanların istikrara gerçekten inanabilmeleri için önce istikrarın meyvelerini hissetmeleri ve görmeleri gerekir.”



Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’in dün gerçekleştirdiği görüşmede, ertelenen genel seçimler, paralı askerler, yabancı savaşçılar, ortak deniz sınırları ve Sudan’daki durum başlıca gündem maddeleri oldu.

gt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti, 8 Aralık 2025. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Sisi, Hafter’i Kahire’de kabul etti. Libya Ulusal Eylem Grubu Başkanı ve siyasi analist Halid et-Tercuman, ziyaretin ülkenin son derece kritik bir dönemden geçtiği bir zamanda gerçekleşmesi nedeniyle özel önem taşıdığını belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi, Cumhurbaşkanı Sisi’nin görüşmede ‘Mısır’ın Libya’nın egemenliğine, istikrarına, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini’ vurguladığını aktardı. Şenavi, Sisi’nin ‘LUO Genel Komutanlığı’nın bu süreçteki temel rolünü takdir ettiğini’ belirterek, ‘her türlü dış müdahaleye karşı durulması ve tüm yabancı güçler ile paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması gerektiğini’ ifade ettiğini söyledi. Açıklamaya göre Sisi, Mısır’ın ‘özellikle eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hedefleyen girişimler başta olmak üzere, Libya krizinin çözümüne yönelik tüm inisiyatiflere desteğini’ yineledi.

Sisi ayrıca, iki ülke arasındaki köklü ve özel ilişkileri hatırlatarak, ‘Mısır’ın Libya ordusuna ve ulusal kurumlarına her türlü desteği sağlamaya devam edeceğini’ vurguladı.

sdfrgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, her iki ülkenin çıkarları doğrultusunda ortak deniz sınırı konusunda anlaşmaya vardı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Görüşmelere, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter ve Genelkurmay Başkanı Halid Hafter de katıldı. Toplantıda iki ülke arasındaki deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin son gelişmeler ele alındı.

Şenavi, deniz sınırı dosyasında ‘iki taraf arasında uzlaşı sağlandığını ve iş birliğinin uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, her iki ülkenin çıkarlarını koruyacak şekilde sürdürülmesinin öneminin vurgulandığını’ aktardı.

Sisi, Aralık 2022’de yayımladığı kararla ülkenin Akdeniz’deki batı deniz sınırlarını belirlemişti. Kararın metni ve sınır koordinatları Resmî Gazete’de yayımlanmış, ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’ne de bildirilmişti.

Libya, Mısır ve Yunanistan ile Türkiye arasında deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmazlık ise devam ediyor.

cdfgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e eşlik etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, bir bildiride, Libya’nın ‘bir dizi deniz yetki anlaşması ve uygulamasına’ kesin olarak karşı çıktığını duyurmuştu. Benzer şekilde Libya da BM’ye bir protesto notası göndererek, Yunanistan ile Mısır arasında 2020’de imzalanan deniz yetki sınırlandırma anlaşmasını ‘uluslararası hukuk ve deniz hukuku ile çeliştiği için hükümsüz ve geçersiz’ ilan etti.

Mısır, Ağustos 2020’de Yunanistan ile deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin bir anlaşma imzalamış, tarafların yıllar süren görüşmeleri sonunda iki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgeyi belirleyen metin açıklanmıştı. Türkiye ise söz konusu anlaşmaya o dönemde itiraz etmişti.

Mareşal Halife Hafter, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesinde Mısır’ın ve siyasi liderliğinin oynadığı ‘kilit rolü’ takdir ettiğini belirterek, krizin başlangıcından bu yana Libya halkına verilen sürekli desteğe dikkat çekti. Hafter, Mısır Cumhurbaşkanı ile Libya ve bölgesel gelişmeler konusunda koordinasyon ve görüş alışverişini sürdürme kararlılığını vurguladı.

Siyasi analist Halid et-Tercuman, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Hafter’in ziyaretinin ‘Libya krizine ilişkin tutumların ve bölgesel durumlara dair görüşlerin paylaşılması, özellikle de Sudan’daki gelişmeler ve Libya’ya doğru artan göç hareketi bağlamında önem taşıdığını’ söyledi. Et-Tercuman, Mısır’ın Libya’nın terörle mücadelesinde ‘gerçek bir destek’ sunduğunu, bugün ise Libya şehirlerinde yeniden imar çalışmalarını yürüten şirketleriyle ülkenin yeniden inşasına katkı verdiğini kaydetti. Mısır’ın bölgesel güvenliği önemsediğini belirten et-Tercuman, “Libya, Mısır’ın ulusal güvenliğinin doğal bir uzantısıdır; aynı şekilde Mısır da bizim güvenliğimizin doğal bir uzantısıdır” dedi.

Mısır ve Libya’yı çevreleyen bölgesel gelişmeler de Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde gündeme geldi. Şenavi, toplantıda ortak ilgi alanındaki bölgesel dosyaların ve iki ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukların, özellikle de Sudan’daki son gelişmelerin ele alındığını açıkladı.

Şenavi, iki tarafın ‘Sudan’ın istikrarını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacak barışçıl bir çözüme ulaşılması için uluslararası ve bölgesel çabaların artırılmasının öneminde mutabık kaldığını’ aktararak, Sudan’daki istikrarın ‘Mısır ve Libya’nın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğuna’ vurgu yapıldığını belirtti.

Mısır’ın resmi tutumu, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesisi için ‘her türlü dış müdahale ve dayatmadan uzak, Libyalı taraflar arasında siyasi bir çözümün’ tek yol olduğu yönünde. Bu yaklaşım, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin Kahire’de BM temsilcisi Hanna Tetteh ile yaptığı son görüşmede de dile getirildi.

Mısır, BM tarafından belirlenen ‘yol haritasının’ uygulanmasında ilerleme sağlanmasının önemine sürekli vurgu yapıyor. Bu çerçevenin başında, eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hazırlamakla görevli ‘yeni ve birleşik bir hükümetin’ kurulması yer alıyor. Kahire, siyasi sürecin güvenilirliği açısından ilan edilen takvime bağlı kalınmasının zorunlu olduğunu da hatırlatıyor.

Hafter’in iki oğlunun da son dönemde Mısır’a ziyaretler gerçekleştirdiği biliniyor. Genelkurmay Başkanı Halid Hafter, geçen hafta Kahire’de düzenlenen EDEX 2025 Savunma Sanayi Fuarı’na katıldı.


Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
TT

Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaklaşan ABD ziyareti kapsamında bazı ek görüşmeler yapılması bekleniyor. Netanyahu'nun 29 Aralık'ta ABD Başkanı Donald Trump ile Florida'daki tatil beldesinde bir araya gelmesi ve bazı üst düzey toplantılara katılması planlanıyor. İsrail televizyonu Kanal 12’nin haberine göre bu ziyaret, ABD yönetiminin Gazze Şeridi için bir barış planında ilerleme kaydetme çabalarının bir parçası.

Pazartesi günü yayınlanan habere göre Beyaz Saray, İsrail'in Gazze ile ilgili Kahire ile stratejik bir anlaşmayı onaylamasını sağlamak için Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Florida'daki toplantıya davet etmeye çalışıyor.

Netanyahu'nun Florida'da sekiz gün kalması ve Trump ile iki görüşme gerçekleştirmesi planlanıyor. Ayrıca ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile de görüşmeler yapacak.

Kanal 12, ABD'li yetkililerin Tel Aviv'e, Trump'ın Noel'den önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta sivil yönetim prototipini de içeren Gazze'deki barış planının ikinci aşamasına geçişi duyurmayı hedeflediğini bildirdiklerini aktardı.

Axios haber sitesi pazar günü, ABD’li ve İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın iki yıldan fazla bir süre önce Gazze'de savaşın patlak vermesinden bu yana hiçbir temas kurmayan Sisi ve Netanyahu arasında bir zirveye aracılık etmeye çalıştığını bildirdi.

Ancak ABD'li yetkililer, Netanyahu'nun önce İsrail ile Mısır arasında stratejik bir doğalgaz anlaşmasını kabul etmesi ve Sisi'yi bir görüşmeye ikna edecek diğer adımları atması gerektiğini belirtiyor.

Axios, ABD'nin Lübnan ve Suriye dahil olmak üzere Arap ülkelerine teknoloji ve enerji gibi alanlarda ekonomik teşvikler sunarak İsrail ile ilişkiler kurmalarını sağlamayı amaçlayan benzer girişimleri değerlendirdiğini doğruladı.

ABD'li yetkililer, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturma ve barış sürecini ilerletme çabalarıyla paralel olarak bunu başarmayı umuyor.

Axios, ABD Başkanı Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner'in Netanyahu’ya İsrail’in ‘barış sürecinde ekonomik diplomasiye ve özel sektörün katılımına’ ihtiyacı olduğunu söylediğini aktardı.

Netanyahu, daha önce ekim ayında Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen ve Trump’ın desteğiyle koordine edilen Gazze’de Barış Zirvesi’ne katılmamıştı.


Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
TT

Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin herhangi bir mezhebe karşı ihlallerin tekrarlanmaması için çalışacağını belirtirken geçiş dönemi adaletinin sağlanması konusundaki kararlılığını bir kez daha vurguladı.

Şam'daki Konferans Sarayı'nda Esed rejiminin düşüşünün birinci yıldönümü kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada Şara, bir yıl önce Şam'a geldiğinde giydiği yeşil askeri üniformasıyla kalabalığın karşısına çıktı.

Despotizm ve zulüm dönemiyle tarihi bir kopuşu ve adalet, iyilik, vatandaşlık ve bir arada yaşama temelli yeni bir şafağı ilan eden Şara, halkın bilgi ve hesap verme hakkı ile ardından hesaplaşma veya uzlaşma hakkının devletin istikrarının temeli olduğunu ve ihlallerin tekrarlanmayacağının garantisi olduğunu vurguladı.

Çok sayıda destekçisinin önünde yaptığı konuşmada Şara, ‘güçlü bir Suriye’ inşa etmek ve ‘halkının fedakarlıklarına layık’ bir gelecek için Suriyelilerin ortak çabasının önemini vurguladı. Şara, Suriye halkına karşı suç işleyen ve yasaları ihlal edenlerin hesap vermesi, mağdurların haklarının korunması, adaletin sağlanması ve halkın bilgi, hesap verebilirlik ve şeffaflık haklarının korunması için geçiş dönemi adaleti ilkesine bağlı kalmaya devam ettiğinin altını bir kez daha çizdi.

Öte yandan ABD Kongresi uzun süren tartışmaların ardından Suriye’ye uygulanan Caesar (Sezar) Yasası yaptırımlarını kalıcı olarak kaldırma kararı aldı. Böylece, beş yılı aşkın bir süredir Esed rejimine uygulanan ağır yaptırımların yükü altında ezilen ülke için geçmişin sayfaları kapatıldı ve umut dolu yeni bir sayfa açıldı.

ABD Temsilciler Meclisi İçtüzük Komisyonu, gelecek yıl için nihai savunma bütçe tasarısının metnini yayınladı. Tasarıda, yaptırımları bağlayıcı koşullar olmadan veya yeniden uygulanması için koşullar eklemeden kaldıran bir hüküm yer alıyordu.

Bazı muhalif temsilcilerin yaptırımları koşulsuz olarak kaldırmaya ikna etmek için aylarca süren yoğun siyasi çabaların ardından yaptırımlar kaldırıldı.