Suriye Vatandaşlık İttifakı’nın kuruluşuna siyasi ayrışma eşlik ediyor

İç sorunları ele alış biçimine tepki olarak bazı partiler, 35 bileşenden oluşan bu oluşumdan çekildi

 İttifak, ülkede türünün ilk örneği olup, eski rejimin devrilmesinden yaklaşık üç ay sonra kuruldu (Independent Arabia)
İttifak, ülkede türünün ilk örneği olup, eski rejimin devrilmesinden yaklaşık üç ay sonra kuruldu (Independent Arabia)
TT

Suriye Vatandaşlık İttifakı’nın kuruluşuna siyasi ayrışma eşlik ediyor

 İttifak, ülkede türünün ilk örneği olup, eski rejimin devrilmesinden yaklaşık üç ay sonra kuruldu (Independent Arabia)
İttifak, ülkede türünün ilk örneği olup, eski rejimin devrilmesinden yaklaşık üç ay sonra kuruldu (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem

35 siyasi parti, bileşen ve sivil toplum örgütü, “Suriye Vatandaşlık İttifakı” veya “Tamasuk” adını verdikleri yeni siyasi oluşumu duyurmak için aynı masada toplandı. Eski rejimin devrilmesinden bu yana yaklaşık üç ay süren bir doğum sancısının ardından doğan bu geniş ittifak, Esed ailesinin yaklaşık yarım asırlık iktidarından sonra özgürlüğüne kavuşan ülkede türünün ilk örneği gibi görünüyor.

Sivilleşme yolunda

Gözlemciler, Tamasuk’un kuruluşunu demokratik, çoğulcu ve sivil bir devletin kurulması yolunda doğru bir adım olarak değerlendiriyorlar. Orta çizgide duran ittifak ne muhalefetin bir parçası ne de eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in 8 Aralık 2024'te kaçmasından bu yana ülkeyi yöneten yeni otoriteye taraftar. Yeni otorite, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın 27 Kasım'da ülkenin kuzeyinden, kendisi ile müttefik güç ve grupların başlattıkları ve “Saldırganlığın Caydırılması” adını verdikleri operasyonun ardından kurulmuştu.

Gelgelelim yeni ittifakın kuruluşunun ilk gününde bir ayrışma ve kopuş yaşandığından söz ediliyor. Buna rağmen gözlemciler, devrik rejimin siyasi hayatı belli partilerle kısıtlaması, siyasi hayatın rolünü onlarca yıldır ülkeyi yöneten Baas Partisi ile sınırlamasından sonra, ittifakın Suriye'de siyasi hayatı ve çeşitliliği canlandırmak için farklı geçmişlere sahip siyasi ve toplumsal akımları bir araya getirmeyi başardığını belirtiyor.

Yüzde 90’ın menfaati

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Tamasuk İttifakı’nın bu aşamadaki hedefi, demokratik ve sivil bir devlet inşa etmekle ilgilenen tüm toplumsal grupları temsil eden bir örgütsel siyasi yapı oluşturmaktır. Bu, herkesin din, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit olduğu, hukukun üstün olduğu, iktidarın devredilmesi gibi herkesin iradesini ve katılımını ifade eden yönetim mekanizmalarını ve özelliklerini içeren bir vatandaşlık devletidir. Demokratik Değişim Hareketi Siyasi Büro üyesi ve ittifakın katılımcılarından biri olan Ziyad Vatfi arzu edilen devleti böyle tanımlıyor.

Vatfi, Tamasuk'un amacının, Mart 2011'den bu yana gerçekleştirmeyi istedikleri hedefleri dillendirecek sesleri olmayan yoksul, mülteci ve yerinden edilmiş Suriyelilerin yüzde 90'ının menfaatlerini temsil etmek olduğuna inanıyor. “Bunun başarılmasının tek yolunun Suriyeliler arasında ve Suriyelilerle mevcut Şam rejimi arasında diyalog ve her türlü barışçıl mücadele olduğuna inanıyoruz” diye ekliyor.

vfgbrthy
Tamasuk İttifakı 35 siyasi oluşumdan oluşuyor (Independent Arabia)

Demokratik Değişim Hareketi Siyasi Büro üyesi, Independent Arabia gazetesine verdiği röportajda, Suriye’nin toprak bütünlüğünün hiçbir koşulda ve baskı altında vazgeçilmemesi gereken temel hedef olduğunu belirtti. Bunun sadece onur ve egemenliğe ilişkin manevi açıdan değil, aynı zamanda tüm Suriyelilerin menfaatleri açısından da ülkenin ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına alan en önemli unsurlardan biri olduğunu kaydetti.

Vatfi şöyle konuştu: “Bunu, bölünmenin kurtuluşları olabileceğini düşünen taraflarla diyalog  yoluyla başarmaya çalışıyoruz. Suriye halkının tüm kesimlerinin birlik, beraberlik ve kardeşliğe, birlikte yaşamaya meyilli olduğunu ve buna inandığını, fakat dış ajandalara bağlı iç güçlerin Suriye'yi zayıf ve yıkık halde tutmak için çalıştığını, onun toparlanıp bağımsızlık ve güçlü olma yolunda ilerlemesini istemediğini düşünüyoruz. Bu güçlerin ön saflarında İsrail var ve bunu açıkça duyuruyor.

Mezhepçi kışkırtmaların suç sayılması

Bu arada, siyasi bileşenler arasında yapılan istişare toplantılarının ardından, yeni Tamasuk İttifakı’nın yayınladığı bildirge bir dizi çıktıyı içeriyordu. Bildirgenin ilk maddesine göre, söz konusu bileşenler, tek devlet ve silah taşıma yetkisi kendisi ile sınırlandırılmış, görevleri sadece ülkeyi savunmakla kısıtlanmış, siyasi hayata karşı tarafsız olmayı kabul eden tek ulusal ordu altında Suriye'nin, topraklarının ve halkının birliğini güçlendirme konusunda anlaştılar.

İttifakın bildirgesinde ayrıca şu ifadelere de yer verildi: “İç barışı korumak ve intikamcı zihniyetleri, nefret söylemlerini kuşatarak, mezhepçi kışkırtmaları suç sayarak, devrik rejimin suç ve vahşetlerinin inkarını suç sayarak onu savunmak, tekrarlanmasını önlemek için Suriye’nin sahil bölgesinde yaşanan acı olaylardan, suçlardan ve ihlallerden ders çıkarmak gerektiği konusunda bileşenler fikir birliğine varmışlardır.”

Bildirgede ayrıca Suriyelilerin büyük çoğunluğunun içinde bulundukları aşırı yoksulluktan kurtarılması, ulusal ekonomiyi canlandırarak onlar için insanca bir yaşam sağlanması, tüm mevcut yollarla işgal altındaki Golan Tepeleri başta olmak üzere işgal altındaki Suriye topraklarının geri alınması için çalışılması, Kürt sorununun adil ve demokratik bir çözümle çözülmesi çağrısı yapıldı. Bildirgede, “Kadınlar ve hakları, gençler ve rolleri meselesi tüm Suriyeliler için temel meselelerdir” ifadelerine de yer verildi.

Çekilme ve çözülme

Bunun üzerine Suriye Komünist Partisi ve Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi yeni siyasi ittifaktan çekildiklerini duyurdular. Komünist Parti'den yapılan açıklamada, çekilme kararının, İttifak’ın Komünist Parti’nin Suriye’nin egemenliğine aykırı çözümler dayatmayı amaçlayan emperyalistlerin bir ürünü olarak değerlendirdiği BM'nin 2254 sayılı kararına dayanmasından kaynaklandığı belirtildi.

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Suriye Gazeteciler Derneği ise yeni ittifaka katıldığı iddialarını yalanladı. Derneğin Suriye bürosu müdürünün derneği temsilen resmi bir sıfatla değil, kişisel olarak toplantıya katıldığını kaydetti.

Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi ise, geri çekilme kararına, karanlık ve despot olarak nitelendirdiği otoritenin, emekçi kitlelerin çıkarları doğrultusunda önlemler alabileceği yönündeki yanılsamanın yayılmasına adının dahil edilmesini reddettiğini gerekçe gösterdi. Açıklamasında “masum vatandaşların kanıyla lekelenmiş ellere elimizi uzatmayız” denildi.

Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi, ittifak bildirgesine imza atanlar arasında partisinin isminin yer almasını “en iyi ihtimalle suistimal” olarak değerlendirdi.  Çekilmesinin Kürt sorununun çözümüne ilişkin maddelerle ilgili olduğuna dikkat çekti. Suriye'nin geleceğine ilişkin vizyonunun, bilhassa siyasi sistemin biçimi ve ülkenin etnik çeşitliliğinin yönetimi ile ilgili Tamasuk siyasi ittifakı içinde önerilen bazı eğilimlerle uyuşmadığını belirtti.

csdfvgrthy
Yeni ittifakın duyurulması faaliyetlerinden (Independent Arabia)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed  Şara, 2 Mart’ta oluşturulan taslak komitesinin hazırlıkları sonucunda aynı ayın 13’ünde Anayasa Bildirgesi’ni açıklamıştı. Bildirgenin metnini hazırlamakla görevli uzmanlar, şubat ayında başkent Şam'da birkaç gün süren Ulusal Diyalog Konferansı'nın sonuç belgesini esas aldı.

Siyasetçi Vatfi, bu ittifakın ideolojik olarak benzer olan veya aynı sınıfa ya da aynı ulusal renge mensup partilere, kurumlara veya bileşenlere dayanmadığını açıkladı ve ekledi: “Çelişkili gibi görünse de, sınıfsal, dinsel veya etnik olsun Suriye halkının tüm kesimlerinin, despotluk ve yolsuzluğun ortadan kaldırılmasında, Esed’in yerini başka bir diktatörlüğün almasını engellemekte çıkarları olduğunu iddia ediyoruz. Tamasuk İttifakı içindeki tüm siyasi anlatımların, sivil bir devletin inşasında çıkarları olduğunu düşünmeleri gerekiyor.”

Vatfi, Suriye halkının bir kısmını temsil eden ve toplumsal bir tabanı bulunan ancak halkın tamamını temsil etmeyen mevcut Şam yönetimiyle ilgili Suriyelilerin ne düşündüklerini teşhis etmeye çalıştı ve şunu söyledi: “Şam'daki otoritenin Sünni mezhebinin çıkarlarını, hedeflerini ve inançlarını, ayrıca yüzde 30'luk Sünni nüfusu ifade etmediğini düşünüyoruz. Diğer siyasi ve toplumsal güçler Suriye halkının diğer parçalarıdır. Suriye halkının bir parçası oldukları için de Suriye'nin geleceği konusunda bir anlaşmaya varmaya yönelik müzakere masasında, onların da bulunmalarının gerekli olduğuna inanıyoruz.”

Yeni Tamasuk İttifakı’nın kuruluşunda yer alan Demokratik Değişim Hareketi Siyasi Bürosu üyesi, sivil barışı herkes için kırmızı çizgi olarak gördü. Bedeli ne olursa olsun, her düzeyde ne kadar taviz istenirse istensin, iç savaşa sürüklenmemek için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğini belirtti ve ekledi: “Biz Tamasuk olarak, Suriyelilerin kanının kutsallığı sloganının, hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir kutsallık olduğuna inanıyoruz.”



Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
TT

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün güney Lübnan'daki mevzilerinden birinin yakınında İsrail'in düzenlediği saldırıda bir askerinin yaralandığını duyurdu ve İsrail'e "saldırgan davranışlarına son vermesi" çağrısını yineledi.

Bu, İsrail ve Lübnan arasında tampon güç olarak görev yapan ve İsrail ile Hizbullah arasındaki bir yıllık ateşkesi desteklemek için Lübnan ordusuyla iş birliği yapan UNIFIL'in güney Lübnan'da bildirdiği son olaydır.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre UNIFIL açıklamasında, "Bu sabah, Mavi Hat'ın güneyinde, Bastra köyünde yoldaki bir engeli inceleyen UNIFIL devriyesinin yakınlarına İsrail ordusunun mevzilerinden ağır makineli tüfek ateşi açıldı. Ateş, yakınlarda bir el bombasının patlamasının ardından başladı" ifadeleri yer aldı.

UNIFIL şöyle devam etti: "UNIFIL mülkünde herhangi bir hasar meydana gelmese de silah sesleri ve patlama nedeniyle barış gücü mensuplarından biri hafif bir beyin sarsıntısı geçirdi."

UNIFIL ayrıca dün, Lübnan'ın güneyindeki Kfarşuba kasabasında başka bir olayın yaşandığını bildirdi ve rutin operasyonel görev yürüten bir başka barış gücü devriyesinin, mevzilerinin yakınlarında İsrail tarafından ateş açıldığını belirtti.

Bu ayın başlarında UNIFIL, İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyinde barış güçlerine ateş açtığını bildirmişti.

UNIFIL, geçtiğimiz ay İsrail askerlerinin Güney Lübnan'daki güçlerine ateş açtığını bildirirken, İsrail ordusu barış güçlerini yanlışlıkla "şüpheli" olarak algıladığını ve onlara uyarı ateşi açtığını belirtti.

Ekim ayında UNIFIL, personelinden birinin Güney Lübnan'daki BM mevzisinin yakınlarına atılan bir İsrail el bombası nedeniyle yaralandığını bildirdi; bu, bir ay içinde yaşanan üçüncü benzer olaydı.

UNIFIL, barış güçlerine yönelik veya yakınlarında yapılan saldırıların, Kasım 2024 ateşkesinin temelini oluşturan BM Güvenlik Konseyi Kararı 1701'in "ciddi ihlalleri" olduğunu belirtti.

İsrail ordusuna, "Mavi Hat boyunca veya yakınında barış ve istikrar için çalışan barış güçlerine yönelik saldırgan davranışlarını ve saldırılarını durdurması" çağrısını yineledi.

İsrail, ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan topraklarına düzenli saldırılar düzenlemeye devam ediyor ve Hizbullah mevzilerini ve personelini hedef aldığını, onları yeniden silahlandıklarını iddia ederek suçluyor. İsrail ayrıca Güney Lübnan'ın stratejik açıdan önemli beş bölgesinde askeri varlığını sürdürüyor.


Mısır, Gazze anlaşmasının engellenmesine ve yeniden inşa çabalarının parçalanmasına karşı uyarıda bulundu

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır, Gazze anlaşmasının engellenmesine ve yeniden inşa çabalarının parçalanmasına karşı uyarıda bulundu

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Arabulucuların, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının hayata geçirilmesi için yürüttüğü çabalar sürerken, Mısır’dan bu sürecin önümüzdeki ocak ayında yürürlüğe girmesinin engellenebileceğine dair endişe ve uyarılar geliyor.

Uzmanlara göre, Gazze Şeridi’nin yeniden inşa çabalarının parçalanmasına, bölgenin bölünmesine ya da İsrail’in Gazze Şeridi’nde konuşlandırılacak istikrar güçlerine ilişkin şartlar dayatmasına karşı çıkan Mısır’ın bu tutumu, 29 Aralık’ta ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması planlanan görüşme öncesinde İsrail üzerinde baskı oluşturmayı amaçlayan önemli mesajlar içeriyor. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Mısır’ın söz konusu mesajları ışığında Washington’un ikinci aşamanın başlatılması yönünde baskı yapmasını beklediklerini dile getirdi.

Diğer yandan Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul dün yaptığı açıklamada, Almanya’nın Gazze için öngörülen barış planı kapsamında gelecek ay konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne, öngörülebilir gelecekte katılmayacağını duyurdu.

Bu gelişme, Mısır’ın endişelerini daha da güçlendirdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Ziya Raşvan, Netanyahu’yu, ‘anlaşmada yer almamasına rağmen ikinci aşamayı direnişin silahsızlandırılması şartına indirgemeye çalışmakla’ suçladı. Raşvan, İsrail’in, istikrar gücünü, silahsızlandırma gibi yetki alanı dışındaki rollerle sürece dahil etmeye çalıştığını, buna da katılımcı ülkelerin onay vermeyeceğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre Raşvan, perşembe günü yaptığı açıklamada, “Netanyahu’nun girişimleri uygulamanın ertelenmesine ya da yavaşlatılmasına yol açabilir, ancak ikinci aşamayı durdurmayı başaramaz” dedi. Netanyahu’nun, Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini engellemek ve Washington’u Tahran’la bir çatışmaya sürüklemek için her yolu denediğini ifade eden Raşvan, bunun Gazze Şeridi’nin yeniden alevlenmesine ve anlaşmanın ikinci aşamasının başarısız olmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Öte yandan perşembe günü İsrail’in Ynet haber sitesi, bir askeri kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun yıl bitmeden Trump ile yapacağı görüşmede, İran’ın balistik füze tehdidine ilişkin istihbarat bilgilerini paylaşacağını aktardı. Haberde, ABD’nin İran’ın balistik füze programını sınırlayacak bir anlaşmaya varamaması halinde İsrail’in İran’la karşı karşıya gelmek zorunda kalabileceği ifade edildi.

Farabi Siyasi Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubaşi, Mısır’dan gelen açıklamaların açık ve net olduğunu, İsrail ve Washington’a yönelik güçlü mesajlar içerdiğini söyledi. Gubaşi, Mısır’ın bu düzeyde doğrudan mesajlar vermesinin, Washington’un Kahire ile Tel Aviv arasında bir yakınlaşma noktası bulma arayışını gündemine almasına yol açtığını belirtti.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal da Mısır’ın açıklamalarının, İsrail’in durumu siyasi değil güvenlik merkezli bir bakış açısıyla kalıcı hale getirme çabasına dair gerçek kaygılar barındırdığını vurgulayarak, Washington’un bu duruma son vermek için daha ciddi adımlar atması umudunun dile getirildiğini ifade etti.

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

Mısır’ın tutumu yalnızca endişelerle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda açık uyarılar da içeriyor. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, perşembe günü Mısır televizyonuna verdiği demeçte, Gazze konusunda iki ‘kırmızı çizgi’ bulunduğunu belirterek, “Birinci kırmızı çizgi, Batı Şeria ile Gazze Şeridi’nin birbirinden ayrılmamasıdır. Bu kesinlikle mümkün değildir. İki bölge, kurulacak Filistin devletinin bölünmez bir bütünüdür. İkinci kırmızı çizgi ise Gazze Şeridi’nin bölünmemesidir” dedi.

Abdulati, Gazze’nin kırmızı ve yeşil bölgelere ayrılmasına ya da İsrail’in doğrudan kontrolü altındaki bölgelerde yeniden imar sağlanırken, nüfusun yüzde 90’ının bulunduğu diğer bölgelerde Hamas gerekçesiyle insanların aç ve susuz bırakılmasına ilişkin söylemleri ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi. Abdulati, “Bu tür senaryolar ne gerçekleşir ne de üzerinde uzlaşı sağlanır” ifadesini kullandı.

Bu çerçevede değerlendirmelerde bulunan Gubaşi, Mısır’ın kırmızı çizgiler ilan etmesinin net bir sınır anlamına geldiğini ve sahadaki bazı uygulamaların Kahire açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı. Gubaşi, Mısır’ın bu mesajları özellikle bu dönemde vermesinin, arabulucuların ikinci aşamanın yakın zamanda başlatılması yönündeki çabalarını güçlendirmeyi amaçladığını belirterek, “Washington isterse istediğini yapar; özellikle de anlaşmayı baltalayan İsrail adımlarını durdurma konusunda baskı söz konusuysa” dedi.

Öte yandan Israel Hayom gazetesi perşembe günü yayımladığı haberinde, Netanyahu ile Trump arasında yapılması beklenen görüşmenin, Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik kaydedilen ilerlemeye ilişkin bir açıklamayla sonuçlanacağını yazdı.

Ziya Raşvan da mevcut göstergelerin, ABD yönetiminin ocak ayının başında ikinci aşamanın başlatılması yönünde kararını verdiğini ortaya koyduğunu söyledi. Raşvan, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı’nı kabul etmesinin, ikinci aşamanın fiilen başlatılmasına dair net bir işaret olmasının muhtemel olduğunu ifade etti.

Nizar Nazzal ise Netanyahu’nun Trump ile görüşmesinde, İsrail’in sarı hatta kalmasını, Gazze’nin bölünmesini ve İsrail kontrolündeki alanlarda yeniden imarın başlatılmasını savunan bir anlatıyı öne çıkarmaya çalışacağını öngördü. Nazzal, “Mısır’dan gelen bu uyarı niteliğindeki mesajlar, anlaşma sürecini aksatabilecek yeni engelleri ya da ABD-İsrail uyumunu önlemeye yönelik ön alıcı bir adım niteliği taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.


Halep'te SDG ve hükümet güçleri arasında çatışmalar yaşandı

Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Halep'te SDG ve hükümet güçleri arasında çatışmalar yaşandı

Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye devlet televizyonu dün, Halep'teki bir güvenlik kontrol noktasında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından açılan keskin nişancı ateşi sonucu İç Güvenlik Güçleri mensubunun yaralandığını bildirdi. Bu arada, Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), ordunun Halep kırsalındaki Tişrin Barajı'ndaki mevzilerine doğru SDG tarafından fırlatılan insansız hava araçlarını düşürdüğünü bildirdi.

Televizyon haberinde ayrıca, Halep'in Eşrefiye mahallesinde konuşlanmış SDG savaşçılarının Şihane kavşağı kontrol noktasında İç Güvenlik Güçleri personeline ateş açtığı da belirtildi.

Halep’teki iç güvenlikten sorumlu Albay Muhammed Abdülgani, “anlaşmaların yeni bir ihlali olarak, Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde konuşlanmış SDG milislerine bağlı keskin nişancılar, sivillerin giriş çıkışlarını denetleyen kontrol noktası personelinin görevini yerine getirdiği sırada İçişleri Bakanlığı kontrol noktalarından birini hedef aldı” açıklamasını yaptı.

Suriye İçişleri Bakanlığı'na göre Gani, “Bu saldırı sonucunda personelimizden biri yaralandı, kendisine hemen ilk yardım yapıldı ve tedavi için bir sağlık merkezine sevk edildi. Ateş kaynakları, belirlenmiş prosedürlere göre etkisiz hale getirildi ve susturuldu” ifadelerini kullandı.

SDG ise “Şam hükümetine bağlı grupların güçlerine iki roket attığını” belirtti.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yaptığı açıklamada, “Bu saldırıya karşılık olarak güçlerimiz, meşru öz savunma hakkı çerçevesinde sınırlı bir şekilde karşılık verdi” derken, aynı zamanda “durumu kontrol altına almak ve herhangi bir tırmanmayı önlemek için ilgili taraflarla sürekli iletişim halinde olma ve itidale bağlı kalma taahhüdünü” de teyit etti.

, Suriye devlet televizyonu, dün erken saatlerde Halep-Rakka yolunda gümrük devriyesine yönelik kimliği belirsiz saldırganlar tarafından düzenlenen saldırıda birkaç personelin yaralandığını bildirmişti.

Suriye televizyonu ayrıca, İç Güvenlik Güçlerinden bir askerin "Halep şehrindeki bir güvenlik kontrol noktasında SDG'ye ait keskin nişancı ateşiyle yaralandığını" da duyurdu.

Halep vilayetindeki iç güvenlikten sorumlu Muhammed Abdulgani, perşembe günü yaptığı açıklamada, güçlerinin Genel İstihbarat Müdürlüğü ile iş birliği içinde, "son dönemde üyelerinin yakından izlenmesinin ardından" vilayette "DEAŞ'a bağlı terör hücresine" karşı hedefli bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

Abdulgani, operasyon sonucunda hücrenin tamamen dağıtıldığını, üç üyesinin tutuklandığını ve vatandaşların ve vilayetin güvenliğini istikrarsızlaştırmayı amaçlayan "terörist" eylemlerde kullanılmak üzere tasarlanmış silah, mühimmat ve malzemelerin ele geçirildiğini belirtti.

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ise bakanlık güçlerinin Genel İstihbarat Müdürlüğü ve uluslararası ortaklarla "iyi planlanmış bir taktik ve üst düzey koordinasyon" sayesinde, DEAŞ terör örgütünün bir liderini tutuklamayı ve bir diğerini de 24 saatten kısa bir sürede "etkisiz hale getirmeyi" başardığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye Arap Haber Ajansı’ndan (SANA) aktardığına göre İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Muhammed Şahade adlı DEAŞ liderinin "bölgenin güvenliğine ve halkının emniyetine doğrudan tehdit oluşturduğunu" belirtti.

Suriye İçişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak çarşamba günü devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, bir güvenlik operasyonu sonucunda DEAŞ'ın "Şam valisi" olarak adlandırılan bir üyesinin tutuklandığını söyledi.