Abdulati, Ortagus'a Mısır'ın ‘Filistinlilerin topraklarından sürülmesini reddettiğini’ vurguladı

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Tim Lenderking ile bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı resmi Facebook sayfası)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Tim Lenderking ile bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı resmi Facebook sayfası)
TT

Abdulati, Ortagus'a Mısır'ın ‘Filistinlilerin topraklarından sürülmesini reddettiğini’ vurguladı

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Tim Lenderking ile bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı resmi Facebook sayfası)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Tim Lenderking ile bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı resmi Facebook sayfası)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus’a Mısır'ın Filistinlilerin topraklarından sürülmesini reddettiğini vurguladı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Abdulati'nin bugün, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Tim Lenderking ile Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeleri ele aldığı belirtildi.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Abu Dabi'de düzenlenen Ortadoğu-Amerika Diyaloğu Konferansı çerçevesinde gerçekleşen görüşmede Abdulati, Gazze Şeridi'nde sükûnetin yeniden tesis edilmesi, ateşkes anlaşmasının istikrara kavuşturulması ve üç aşamasının uygulanmasının sağlanmasının yanı sıra insani, tıbbi ve barınma yardımlarının Gazze Şeridi'ne ulaşmasının önemini vurguladı.

Abdulati ayrıca, Avrupa Birliği (AB) ve diğer uluslararası taraflarca onaylanan ‘Gazze Şeridi'ne yönelik Arap ve İslam ülkelerinin yeniden inşa planını’ da ele alarak, Mısır'ın Ortadoğu'da adil bir barışa ulaşılması için ABD yönetimiyle koordinasyonu arttırma arzusunu dile getirdi.

Abdulati, Filistin-İsrail çatışmasının uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak ve 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını garanti altına alacak şekilde nihai bir çözüme ulaştıracak siyasi bir ufuk bulunması gerektiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump ile dün bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Mısır, Ürdün ve Fransa liderleri, Gazze Şeridi'nde acil bir ateşkesin sağlanması konusunu ele alarak, insani erişimin yeniden sağlanması ve tüm esirlerin derhal serbest bırakılması gerektiğinin altını çizdiler.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, “Üç lider gerçek bir siyasi ufka ulaşmak için uygun koşulların yaratılmasının ve Filistin halkının acılarına son vermek, herkes için güvenlik ve barışı yeniden tesis etmek ve iki devletli çözümü uygulamak üzere uluslararası çabaları harekete geçirmenin önemini vurguladılar” ifadesi yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında dün Kahire'de düzenlenen üçlü zirvenin ardından yapılan ortak açıklamada, üç lider, geçtiğimiz ay Arap Birliği Zirvesi’nde kabul edilen ‘Gazze Şeridi'nin yeniden imarı planına’ uluslararası destek çağrısında bulundu.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.