Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması

Vatandaşlara ekonomik ve insani destek sağlamanın en iyi ve en hızlı yollarının değerlendirilmesi önemli, hatta gerekli

Şimdi Suriye meydanlarında dolaşan herkes Esed sonrası dönemin başlangıcına ve iç siyasi değişime bağlı bir iyimserlik bulacaktır (AFP)
Şimdi Suriye meydanlarında dolaşan herkes Esed sonrası dönemin başlangıcına ve iç siyasi değişime bağlı bir iyimserlik bulacaktır (AFP)
TT

Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması

Şimdi Suriye meydanlarında dolaşan herkes Esed sonrası dönemin başlangıcına ve iç siyasi değişime bağlı bir iyimserlik bulacaktır (AFP)
Şimdi Suriye meydanlarında dolaşan herkes Esed sonrası dönemin başlangıcına ve iç siyasi değişime bağlı bir iyimserlik bulacaktır (AFP)

Nebil Fehmi

Medya açısından Donald Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi kapsayan turunun en önemli siyasi adımlarından biri, Ahmed eş-Şara ile Trump arasında Suudi Arabistan'ın katılımı ve Türkiye'nin de telefon ile katılımıyla bir görüşme ayarlanmasıydı. Nedeni de bunun taşıdığı siyasal anlamlar ve beraberinde getirdiği ekonomik ve güvenlik düzenlemeleriydi. Görüşme, Arap dünyası ve Ortadoğu'da pek çok kesim tarafından ölçülü ve nazik bir şekilde karşılanırken, halkı on yıldan fazla bir süre devam eden can kayıplarının yaşandığı, kaynakların ve zenginliklerin tüketildiği bir iç savaşın tahribatından muzdarip Suriye'de her alanda ekonomik bir atılım gerçekleştirmesi ümidi dile getirildi.

Suriye liderliğiyle yapılan siyasi görüşme, İran'ın rolüne bağlı olarak Ortadoğu'daki bölgesel dengelerin değerlendirilmesi, daha sonra iki ülke arasında siyasi bir anlaşmaya varılması hedefiyle Suriye-İsrail arasında doğrudan görüşmelerin yapıldığına dair çıkan haberler nedeniyle önem, değer ve anlam taşıyor. Şimdi Suriye meydanlarında dolaşan herkes, Esed sonrası dönemin başlamasına ve iç siyasi değişime bağlı hesaplı bir iyimserlikle, ülkenin siyasi gidişatını takip etmeyi sürdürme eğiliminin bir karışımını bulacaktır. Uzlaşma ve istikrara giden yolda, farklı pozisyonlar ve farklı yönelimler göz önüne alındığında, süreç bazı doğal aksaklıklara maruz kalsa da siyasi sonucun toplumun bir araya gelmesi ve yeniden birleşmesi olması umuluyor.

Ancak çarpıcı ve net olan, Suriye'de birkaç istisna dışında herkesin ciddi maddi sıkıntılar içinde olduğu ve özellikle komşu Türkiye'den gelen bazı temel ihtiyaç maddeleri bol olsa bile bundan yararlanamadığıdır. Dolayısıyla vatandaşların öncelikli odak noktası Trump'ın Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması talimatını verdiği açıklaması olmayı sürdürüyor. Bu yeni bir adım, ancak atılımın büyüklüğünü, kaynağını ve beklenen oranlarını tahmin etmek için belirli bir ayrıntı ve doğrulukla incelenmesi, yardımların en iyi şekilde nasıl sağlanacağının, vatandaşlara ve ihtiyaç sahiplerine nasıl ulaştırılacağının belirlenmesi gerekiyor.

Esed rejiminin devrilmesinden sonra Suriye'ye uygulanmaya devam eden en önemli ve etkili yaptırımlar, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği'nin yaptırımlarıydı. En önemli ve etkili dememizin sebebi, doğrudan bu ülkelerin hükümetlerine uyguladığı baskının yanı sıra, diğer ülkeler ve Suriye'deki faaliyetlerinin diğer ülkelerdeki daha geniş ve daha büyük faaliyetlerini etkilemesinden endişelenen özel sektörün geneli üzerindeki daraltıcı etkisidir.

Trump'ın Körfez ziyareti öncesinde ABD'nin baskı ve yaptırımları, terör destekçileri olarak adlandırılan Esed rejimi mensupları ve onunla bağlantılı kişilere odaklanmıştı. Bunlara Suriye güvenlik ve istihbarat servislerine yönelik yaptırımlar, insani istisnalar çerçevesinin dışında kapsamlı bir ekonomik yaptırım ve Rus kurumlarıyla iş yapma yasağı da ekleniyordu. Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'nin Suriye'yi ve mevcut Başkanı’nı terör listesinden çıkarmadığı, bilgi teknolojisi ihracatına sıkı denetimler getirdiği, Suriye ile önemli ekonomik ilişkileri olan diğer taraflara ve ülkelere yaptırımlar uyguladığı biliniyor. Öte yandan bazı enerji, kamusal ve insani hizmetler ile 2025 yılının ilk yarısında kamu idari hizmetleri sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için durum bazında icraatlar hayata geçirildi.

Esed rejiminin devrilmesinin ardından İngiltere, Suriye Merkez Bankası, Suriye Hava Yolları ve çok sayıda enerji ve yeniden inşa şirketinin de aralarında bulunduğu 24 Suriyeli kuruluşa uyguladığı yaptırımları askıya aldı. Ancak Esed rejimiyle bağlantılı bazı isimlere ve kaçakçılık faaliyetlerine, keza çift kullanımlı teknolojiye yönelik yaptırımlarının devam etmesinin yanı sıra, kültürel varlıkların korunmasına yönelik özel tedbirleri uygulamaya devam etti.

Öte yandan Avrupa Birliği, dört banka ve Suriye Hava Yolu Şirketi’nin de aralarında bulunduğu enerji, ulaştırma ve finans kuruluşlarına yönelik yaptırımları kaldırırken, insani yardım ve yeniden inşa için fon sağlanmasına izin verdi. Ama AB de Esed rejimi mensuplarına ve destekçilerine yönelik yaptırım ve ambargoları kaldırmadı, silah temininin yasaklanması ve hem sivil hem de güvenlik amaçlı kullanılabilecek teknolojinin ihracatına ilişkin getirdiği kuralları ve sınırlamaları da sürdürdü.

Önümüzdeki haftalarda kaldırılan yaptırımların niteliği ve kapsamı netleşecek ve Esed rejimi mensuplarına yönelik yaptırımların sürmesi, aynı ülkelerin terör listesinde bulunan yeni rejimin bazı yetkililerine yönelik yaptırımların ise kaldırılması bekleniyor. Suriye'de önceki rejimin çökmesinin, başkalarının işlere müdahale edebilmesinin temel sebebi olan uzun yıllar iyi bir yönetimin olmamasının bir sonucu olarak, beklenen ve gerekli bazı çelişkiler ve komplolar ortaya çıkacaktır.

Siyasi çalkantılara ve siyasi olarak her şeyin istikrara kavuşması için yeterli zamana ihtiyaç duyulmasına rağmen, Suriye vatandaşlarına ekonomik ve insani destek sağlamanın en iyi ve en hızlı yollarının değerlendirilmesi önemli, hatta gerekli. Yaptırım uygulama metodolojisinin değiştirilmesi, sağlanacak muafiyetlerin belirlenmesi, bunların alınma yöntemi ve koşullarının belirlenmesi hem bağışçının hem de yardım alanın şeffaflığa ve hesap verebilirliğe bağlı olmasını olumlu yönde dayatan ve koşullandıran, yardıma ilişkin tüm işlemlerde seçenek ve kaynak çeşitliliğini sağlayan bir metodolojiye bağlılık gibi birçok adımla bu yollar gözden geçirilmeli. Bunlar hem bağışçıya hem de yardım alana uygulanması gereken kurallar ve koşullardır, çünkü geçmiş deneyimler her iki tarafın da birçok ihlaliyle lekelenmiştir.

Uygulamada bu, kamu hizmetlerine, altyapıya ve ekonomik kalkınmaya yönelik yardım ve yatırımları kolaylaştırmak ve güvence altına almak için cezalandırıcı araçların değiştirilmesini ve geliştirilmesini de gerektiriyor. İlave olarak, ekonomik operasyonları, yatırımları kolaylaştırmak ve istikrara kavuşturmak için her bir olayın istisnai olarak ele alınmasını mümkün olduğunca en aza indirmeyi, bağışçılar ile yardım alanlar arasında eşit fırsatlar sağlamayı ve yolsuzluğu azaltmayı gerektiriyor.

Herhangi bir finansal sistemin temel taşı olması sebebiyle, finansal kuruluşlardan beklenen açıklama, açıklık ve gözden geçirme prosedürleri, tek tip ve açık hale getirilmeli. Özel sektör de dahil olmak üzere Suriyeli kurumlar bunu istikrarlı bir şekilde uygulayabilmeleri için güçlendirilmeli ve yeterlilikleri artırılmalı.

Yardımların ülke genelinde ayrımcılık yapılmaksızın, kamu kurumları aracılığıyla veya sivil toplumun desteğiyle adil bir şekilde dağıtılmasını güvence altına alacak gerekli usul ve mekanizmaların sağlanması, yerel kapasite geliştirme programlarına, gıda ve sağlık hizmetlerinin sağlanmasına özel itina gösterilmesi büyük önem taşıyor.

Suriye toplumuna yönelik acil insani ve ekonomik desteğe ihtiyaç duyulmakta olup, geri dönenlerin sayısı arttıkça bu talep ve ihtiyaçlar da artacaktır. Şam makamlarının Suriye Arap kimliğini korumak için Suriye halkına karşı ayrımcılık yapmadan, kapsayıcı bir yaklaşım benimseme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini takip etmeye devam ederken, bu konuda hepimizin insani bir yükümlülüğümüz olduğuna inanıyorum.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



Gazze ateşkesi: ‘Witkoff önerisinin’ boşluklarını doldurma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan el-Ensar Camii’ni vuran İsrail saldırısının ardından mezar başında dua eden bir Filistinli (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan el-Ensar Camii’ni vuran İsrail saldırısının ardından mezar başında dua eden bir Filistinli (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: ‘Witkoff önerisinin’ boşluklarını doldurma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan el-Ensar Camii’ni vuran İsrail saldırısının ardından mezar başında dua eden bir Filistinli (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan el-Ensar Camii’ni vuran İsrail saldırısının ardından mezar başında dua eden bir Filistinli (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varılmasının önündeki engellerin kaldırılması için çabalar sürerken, İsrail medyasında Washington'daki karar alıcı çevrelere yakın olan Filistin asıllı Amerikalı iş adamı Bishara Bahbah'ın, Mısır ile Katar'ın bu yöndeki çabaları ışığında Hamas'la görüşmelerde bulunmak üzere Doha'da olduğu konuşuluyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'a yakın olan Bahbah'ın çabaları, ABD'nin, Mısırlı ve Katarlı arabulucuların rolünün aynı kalması koşuluyla, Filistin hareketiyle yapılan görüşmelerin ardından geçen ay ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasına neden olan arabulucu aracılığıyla Hamas ile doğrudan müzakere etme arzusunun bir ifadesi.

Uzmanlara göre mevcut göstergeler, Washington ‘ciddi’ bir şekilde hareket edip İsrail'e baskı yapmadığı sürece, esas olarak savaşın sona erdirilmesiyle sonuçlanacak müzakerelere geçişin sağlanmasında temsil edilen boşlukların kapatılmasının mümkün olduğuna dair umut vermiyor.

yuı
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta gıda yardımı almak için koşan Filistinli bir genç (AFP)

İsrail Kanal 12 televizyonu dün ismi açıklanmayan bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberde, İsrail'in ‘Hamas'la Doha ya da Kahire'ye heyet göndermeden uzaktan müzakere etmeye karar verdiğini’ ve ‘sanki ortada müzakere yokmuş ve ateşkesi durdurmanın tek yolu Hamas'ın Witkoff'un son önerisini kabul etmesiymiş gibi Gazze Şeridi'nde tam güçle faaliyet gösterdiğini’ bildirdi.

Yedioth Ahronoth'un haberine göre Witkoff, Bahbah'tan Doha'da kalmasını ve Hamas'ı kendi önerisine yaklaştırmak ve kapının kapanmış gibi görünmemesi için müzakerelere devam etmesini istedi.

Anlaşma ‘halen mümkün’

Eş zamanlı olarak İsrail Yayın Kurumu da pazartesi akşamı bir açıklama yaptı: “ABD, Katar ve Mısır, Hamas ile aradaki boşlukları kapatmak için bir dizi görüşme yürütüyor. Görüşmeler hâlâ devam ediyor ve henüz çökmüş değil. Ancak iki tarafın pozisyonları, özellikle savaşı sona erdirme konusunda birbirinden çok uzak. Bir anlaşmaya varmak halen mümkün.”

sı89o
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan el-Ensar Camii’ni de vuran İsrail saldırısında tahrip olan mezarların arasında oturan bir çocuk (AFP)

Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin Hamas liderleriyle yurtdışında bir araya gelerek ‘Witkoff'un mevcut önerisi ile Hamas'ın yorumlarla dolu yanıtı arasındaki boşlukların nasıl giderileceğini görmeye çalıştığını’ belirten İsrail Yayın Kurumu, Hamas'ın herhangi bir anlaşmada halen ek ABD garantileri talep ettiğini söyledi.

Öte yandan Hamas lideri Mahmud Merdavi, İsrail'i iç meselelerini çözmek için Filistinli gruplar ve ABD arabulucusu tarafından onaylanan ateşkes önerisinin etrafından dolanmakla suçladı ve İsrail'in diğer maddelerin uygulanması konusunda garanti vermeden ilk gün on esiri teslim almak istediğini belirtti. Merdavi, İsrail'in arabulucular tarafından üzerinde mutabık kalınan insani protokolün asgari şartlarına uymayı reddettiğini de vurguladı.

Witkoff, Hamas'ın cumartesi günü ABD'nin önerisine verdiği yanıtı ‘tamamen kabul edilemez’ olarak nitelendirdi ve hareketin önümüzdeki günlerde 60 günlük bir ateşkes anlaşması imzalanmasının tek yolu olarak öneriyi kabul etmesinde ısrar etti. Teklife göre Hamas, yaşayan 10 İsrailli esiri serbest bırakacağını ve 18 cesedi teslim edeceğini açıklamasının ardından, yaşayan esirlerin ve elindeki cesetlerin yarısını serbest bırakacaktı.

Ertesi gün Mısır ve Katar yaptıkları ortak açıklamada, Witkoff'un önerisi temelinde anlaşmazlık noktalarını aşmak için yoğun çabalarını sürdürdüklerini duyurdu. Hamas yaptığı açıklamada, arabulucuların devam eden çabalarını memnuniyetle karşılayarak ‘Gazze Şeridi halkının rahatlamasını sağlamak ve insani trajediye son vererek kalıcı bir ateşkese ve işgal güçlerinin tamamen çekilmesine yol açmak amacıyla anlaşmazlık noktaları üzerinde bir anlaşmaya varmak için derhal dolaylı bir müzakere turu başlatmaya hazır olduğunu’ vurguladı.

‘Umudu canlı tutmak’

Eski Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed el-Arabi, Bahbah'ın tekrar tekrar ortaya çıkmasının, taraflara bölge hakkında bilgi verebileceğine inanan ABD yönetiminin politikasının bir parçası olduğunu düşünüyor. El-Arabi, “Nihayetinde önerilen mesajları taşıyor. Ancak yakın ilişkileri göz önüne alındığında, iki arabulucu olan Mısır ve Katar’ın yerini tutacak hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı.

p0ğ
Bishara Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile birlikte (Bahbah'ın X hesabı)

El-Arabi, şu ana kadar olası herhangi bir boşluğu kapatmak için çabaları sürdürmekten başka yol olmadığını söyledi ve arabulucuların ‘boşlukları kapatmak için olası tüm uzlaşmaları tükettiğine ve şimdi sadece Witkoff'un önerisine ve Washington'dan onu değiştirme olasılığına sahip olduğumuza’ inandığını belirtti.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, Bahbah'ın Doha'da bulunmasını ABD'nin müzakerelerin sürdüğüne ve Hamas'ın üzerindeki baskılar, özellikle de askeri baskılar karşısında taviz verebileceğine dair umudunu korumakta ısrar etmesi olarak değerlendirdi.

Nazzal, “Washington Bahbah için bir rol istiyor gibi görünürken iki arabulucu, Mısır ve Katar, önemli rolleri ışığında müzakerelerin denetleyicileri olmaya devam ediyor. Witkoff'un önerisi İsrail'e yönelik önyargısını kırmadığı ve İsrail'in talepleri adına konuşmadığı sürece ateşkes sürecinde yeni bir şey olamaz” şeklinde konuştu.

Müzakerelerin geleceğine ilişkin tüm bu belirsizliklerin ortasında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırıları devam ediyor. Reuters'a göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çatışmalarda üç askerinin öldürüldüğünü açıklamasından saatler sonra, Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkilileri İsrail güçlerinin dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir gıda yardımı dağıtım alanı yakınlarında en az 27 Filistinliyi öldürdüğünü ve onlarcasını yaraladığını duyurdu.

sdfrgt
Dün Gazze'nin er-Rimal mahallesinde İsrail saldırısı sonucu yıkılan bir binanın enkazından ceset çıkarıldı. (EPA)

El-Arabi, gerilimin devam etmesi ve müzakerelerde bir ilerleme kaydedilememesi nedeniyle yakın zamanda bir anlaşmaya varılabileceğine inanmıyor. El-Arabi, “Biraz zamana ihtiyacımız olacak” dedi.