Şam ile Özerk Yönetim arasındaki görüşmelerde çıkmazı aşma çabaları

Haseke ve Rakka vilayetleri Halk Meclisi seçimlerinden muaf tutuldu... SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi konusunda varılan anlaşma sekteye uğradı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz mart ayında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile entegrasyon anlaşması imzaladı. (AP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz mart ayında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile entegrasyon anlaşması imzaladı. (AP)
TT

Şam ile Özerk Yönetim arasındaki görüşmelerde çıkmazı aşma çabaları

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz mart ayında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile entegrasyon anlaşması imzaladı. (AP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz mart ayında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile entegrasyon anlaşması imzaladı. (AP)

Şam hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) arasındaki görüşmelerde yeniden çıkmaza girildi. Bu durum, Halk Meclisi Yüksek Seçim Komitesi’nin, ülkenin kuzeydoğusunda bulunan ve yıllardır SDG'nin kontrolü altında olan Haseke ve Rakka vilayetlerinde oy kullanmayı erteleme kararının ardından ortaya çıktı. Komite kararını bu bölgelerdeki güvenlik ve siyasi zorluklara dayandırırken, KDSÖY ve SDG liderleri, siyasi süreçten ve seçimlerden dışlanmalarını müzakere sürecinde bir gerileme ve başlangıç noktasına geri dönüş olarak değerlendirdi. ABD de dahil olmak üzere çeşitli taraflar, iki taraf arasında olası yeni bir üst düzey toplantı için düzenlemeler yapıldığına dair haberler arasında, Kürtler ve Şam hükümeti arasındaki görüşmelerdeki çıkmazı aşmak için çaba sarf ediyor.

Kürt kaynaklar, bir Kürt heyetinin pazartesi günü Amman'da ABD Senatörü Jeanne Shaheen, Temsilci Joe Wilson ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile görüştüğünü söyledi. Görüşmelerde Suriye hükümeti ile müzakereler ve KDSÖY ile SDG'nin SDG lideri Mazlum Abdi ile Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera arasında imzalanan 10 Mart anlaşmasının uygulanması ve SDG'nin yeni Suriye ordusuna entegre edilmesi için mekanizmaların oluşturulması amacıyla, uluslararası katılım ve garantilerle Fransa'da görüşmeler yapma isteğinin ele alındığını belirttiler. Kaynaklar, Kürt heyetin toplantıda Amerikalıların SDG'nin terörle mücadele ve Washington liderliğindeki uluslararası koalisyonla iş birliği çabalarına destek verdiğini duyduğunu da kaydetti. Amerikan heyeti pazartesi günü Şam'da Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile de görüştü.

Geçtiğimiz pazar günü yayınlanan bir açıklamada KDSÖY, yeni Suriye parlamentosunun üyelerinin seçilme mekanizmasını ve kendi bölgelerinde yaşayan yaklaşık 5 milyon kişinin oylarının dışlanmasını eleştirdi. KDSÖY heyetinin Şam ile görüşmelerinde baş müzakereci olan Kürt lider Foza Yusuf, 9 Temmuz'da başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptıkları son toplantıda, ‘aday listelerini sunmak ve seçimler için Yüksek Hazırlık Komitesi'ne katılacak temsilcileri seçmek’ konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi. Ancak bu anlaşma hayata geçirilememiş görünüyor. Suriye Yüksek Seçim Komisyonu, eylül ayında yapılması planlanan seçimlerden Haseke ve Rakka vilayetlerini (ayrıca ülkenin güneyindeki Suveyda'yı) hariç tutma kararını güvenlik ve siyasi zorluklara bağladı. Halk Meclisi Yüksek Seçim Komitesi Sözcüsü Dr. Nevvar Necme yaptığı basın açıklamasında, bu vilayetlerde seçimlerin yapılamaması nedeniyle Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın ‘bu vilayetler için temsilciler atayabileceğini’ doğruladı.

Seçim sürecinin ertelenmesi, Cumhurbaşkanı eş-Şera ile Mazlum Abdi arasında, SDG’yi ve sivil kurumlarını bu yıl sonuna kadar Suriye ordusu ve devlet hizmet departmanlarına entegre etmek için yapılan 10 Mart anlaşmasının uygulanamaması üzerine gerçekleşti. Anlaşma, Irak ve Türkiye ile olan sınır geçişlerini, Kamışlı Uluslararası Havalimanı'nı ve kuzeydoğudaki petrol sahalarını ve enerji tesislerini hükümetin kontrolü altına almayı amaçlıyor. Bu tesisler şu anda SDG'nin kontrolü altında ve onun tarafından yönetiliyor.

xdsf
Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden araştırmacı ve yazar Usame eş-Şeyh Ali

KDSÖY Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı Bedran Çiya Kurd, Şam'daki yetkililerin siyasi süreç ve geçiş aşamasını Suriye bileşenlerinin katılımı olmadan, tek taraflı olarak yürüttüğüne inanıyor. Kurd, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Bu tek taraflı adımlar eksik ve anayasal dayanak ya da yasal ulusal meşruiyete dayanmıyor” ifadesini kullandı.

KDSÖY kontrolündeki bölgelerin güvensiz olarak tanımlanmasını eleştiren Kurd, bu değerlendirmenin siyasi değil askeri olduğunu söyledi. Şam'daki yetkililerin ‘askeri güçlerinin kontrolü altında olmayan herhangi bir coğrafi alanı güvensiz olarak gördüklerini’ belirten Kurd, “Bu iddia gerçeklere dayanmıyor” dedi.

Bedran Çiya Kurd’un açıklamaları, Şam ile KDSÖY arasında yeni bir ayrılık olduğunu yansıtıyor. İki taraf arasındaki ihtilaflı konular hakkında konuşan Kurd, bu konuların, siyasi sistemin şekli, yeni sistemi tanımlayacak anayasanın niteliği, SDG güçlerinin KDSÖY’nin yapılarını koruyarak coğrafi konumlarında konuşlandırılmış bir askeri blok olarak Savunma Bakanlığı'na entegrasyonu ve siyasi sürece tüm kesimlerin katılımının niteliği gibi temel konular etrafında döndüğünü açıkladı. Kurd, “Geçici yönetim, önceki rejim sırasında baskı, zulüm, dışlama ve ötekileştirmeye neden olan merkezi, üniter sisteme bağlı kalıyor… Tüm bileşenlerin haklarını garanti altına alan, ademi merkeziyetçi, çoğulcu bir siyasi sistem olmadan gerçek bir çözüm mümkün değil. Etnik, dini ve ırksal çeşitliliğin, birleşik bir Suriye çerçevesi içinde korunması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden araştırmacı ve yazar Usame eş-Şeyh Ali ise Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şam'ın tutumunun KDSÖY’nin önerilerinden tamamen farklı olduğunu söyledi. Suriye hükümetinin, SDG güçlerini bir dizi ilke çerçevesinde devlete entegre etmekte ısrar ettiğini belirten Ali, “Suriye hükümeti şunu savunuyor: tek devlet, tek ordu ve tek egemen kurum. Hükümet şu ana kadar, bağımsız kimlik tanıyan veya silahlı grupları Savunma Bakanlığı'nın komuta zinciri dışında tutan her türlü formülü reddetti” ifadelerini kullandı.

dfg
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler, 21 Ağustos 2025 (AP)

Ali, hükümetin savaşçıları tek bir blok olarak değil, bireyler olarak orduya ve İçişleri Bakanlığı’na entegre etmeyi tercih ettiğini belirtti. Ali sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu, orta ve ağır silahlarını ellerinden aldıktan ve onları güvenlik soruşturmasından ve rehabilitasyondan geçirdikten sonra yapılacak. Şam'ın vizyonuna göre askeri entegrasyonun nihai şekli, SDG savaşçılarının orduya tamamen bireysel olarak entegre edilmesi ve Kürt iç güvenlik güçlerinin (Asayiş) İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir iç polis gücü haline dönüştürülmesi olacak.”

Ali, ‘Şam'ın ademi merkeziyetçiliği ve kurumsal ikiliği reddettiğini ve sınırlar, kaynaklar, havaalanları ve ordu yapısı üzerinde tam egemenlik kontrolü karşılığında, vatandaşlık çerçevesinde tüm bileşenlere garanti edilen sivil ve kültürel hakları desteklediğini’ vurguladı.



Gazze şehrinde kurulan pusuda iki İsrail işbirlikçisi öldürüldü, bir diğeri tutuklandı

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)
TT

Gazze şehrinde kurulan pusuda iki İsrail işbirlikçisi öldürüldü, bir diğeri tutuklandı

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin Kızıl Haç’a teslim edildiği alanda bulunan Hamas üyeleri (Reuters)

Filistin Enformasyon Merkezi (Palinfo), Gazze şehrinin Şucaiyye Mahallesi’nin doğusundaki Şabura Caddesi üzerinde Hamas’a bağlı güvenlik güçleri tarafından özenle planlanan bir pusuda İsrail güçleriyle iş birliği yaptığı belirtilen iki kişinin öldürüldüğünü, bir kişinin de tutuklandığını duyurdu.

Palinfo, yerel kaynaklara dayandırdığı haberinde, Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Beleh şehrinde Hamas’a bağlı güvenlik güçleri ile ‘yasadışı çete’ arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını da ekledi.

Henüz olayla ilgili daha fazla detaya ulaşılamadı.

dfgrt
Gazze Şeridi’nde Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv - Kassam Tugayları Telegram kanalı)

Hamas güvenlik güçleri tarafından dün sabah yapılan açıklamada, ‘kapsamlı operasyonlar sürdürüldüğü, Gazze Şeridi’nin çeşitli şehirlerinde geniş çaplı güvenlik operasyonları yürütüldüğü ve bu operasyonlar sonucunda çok sayıda ajan ve kanun kaçağının yakalandığı’ belirtildi.

Hamas’a bağlı güvenlik güçleri ile Gazze şehrinin güneyindeki Sabra ve Tel el-Heva mahallelerinde yaşayan Gazze Şeridi'nin en büyük ailelerinden biri olan Dağmiş ailesi üyeleri arasında çıkan çatışmada ölen ve yaralananlar oldu.

İki taraf arasındaki çatışma, Gazze Şeridi'nde ateşkesin yürürlüğe girmesinden birkaç gün sonra Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları'nın iki üyesinin Dağmiş ailesinin üyeleri tarafından öldürülmesinin ardından yaşanırken Kassam Tugayları’nın iki üyesinin ölümlerinin ayrıntıları hakkında çelişkili haberler geliyor.

Biri Kassam Tugayları'nın üst düzey komutanı İmad Akil'in oğlu olan iki Kassam Tugayları üyesi, geçtiğimiz cuma günü İsrail'in Gazze şehrinde son operasyonunu başlattığı sırada personelin tahliye edildiği Ürdün sahra hastanesinin yakınlarında yürürken öldürüldü.


Hamas: Tutukluların serbest bırakılması "mücadelemizde ulusal bir başarıdır"

 İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Hamas: Tutukluların serbest bırakılması "mücadelemizde ulusal bir başarıdır"

 İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)
İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlileri karşılamak üzere Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde kalabalık toplandı... 13 Ekim 2025 (Reuters)

Hamas, dün Gazze'deki İsrailli rehineler karşılığında yaklaşık 2 bin Filistinli tutuklunun İsrail hapishanelerinden serbest bırakılmasını Filistin halkının tarihinde "ulusal bir başarı" olarak değerlendirdi.

Hareket yaptığı açıklamada, “Hamas, serbest bırakılan tutuklularımızı, sabırlı ailelerini ve gururlu Filistin halkımızı, işgalcilerin hapishanelerinden serbest bırakılmalarından dolayı tebrik eder. Bu, özgürlük ve kurtuluş için sürdürdüğümüz mücadelede parlak bir ulusal dönüm noktasıdır” ifadelerini kullandı.


Trump ve Ortadoğu: İmkânsız emeklilik

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump ve Ortadoğu: İmkânsız emeklilik

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

İbrahim Hamidi

Donald Trump, Ortadoğu'dan emekli olduğunu defalarca duyurdu. Bu bölgedeki savaşların bitmek bilmediğini ve Washington'un yeterince kan ve servet harcadığını söyleyerek, ABD içine çekilmeyi seçti. Ancak Ortadoğu, her zamanki gibi, Beyaz Saray’ın efendisinin ruh hali nasıl olursa olsun kolayca ayrılmasına izin vermiyor. Emeklilik yasak. Kendisine gelmezseniz, bu inatçı bölge size gelecektir.

İşte İkinci Trump, dayattığı Gazze anlaşmasını kutlamak için bugün ABD'nin geçmişine ait olduğunu düşündüğü bir arenaya geri dönüyor. Anlaşmanın, dökülen kanı durdurması ve herkesi tüketen bir savaşı sona erdirmesi, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılmasının ardından Gazze'de daha karmaşık bir aşamaya ve bölgede daha fazla fırsata kapı açması bekleniyor. Siyasi ve insani bir sahnenin birleşimi, Trump'ı defalarca terk etmeye çalıştığı oyunun kalbine geri döndürüyor.

İronik olan şu ki, “Önce ABD” sloganını benimseyen Başkan, bir kez daha kendini uzaktan yönetmeye çalıştığı bölgenin kalbinde buluyor ama kendi tercihiyle değil, bölge gerçekte kendisini ona dayattığı için. Şu anda ikinci yılına giren Gazze'deki son savaş patlak verdiğinde Beyaz Saray'da olmadığı doğru, ancak İsrail'e açık destek, İran'a yönelik azami yaptırımlar ve İbrahim Anlaşmaları'nın İsrail ile kademeli normalleşmenin temeline dönüştürülmesi gibi politikalarının mirası güçlü kalmaya devam etti.

Trump, ikinci döneminin ilk yılında, Binyamin Netanyahu'ya verdiği siyasi ve askeri desteğe geri döndü ve İran nükleer tesislerinin hedef alınmasına katkıda bulundu.

Tüm bunlar, Gazze'nin enkazına dönüşünü yeni bir başlangıç değil, henüz kapanmamış bir yolun uzantısı yapıyor. Bu sahnenin arkasında, Ortadoğu'nun yeni bir haritası şekilleniyor: İsrail ve Suriye arasında güvenlik düzenlemeleri, Körfez'de İran'a karşı yatıştırma eğilimi ve İsrail'in iç dengeleri yeniden sağlama girişimleri.

Direniş ekseninin yenilgileri, özellikle “iki devletli çözüm” ve Filistin'in 150'den fazla ülke tarafından tanınmasıyla kazanılan ivme ile barış sürecine ilerleme şansı veriyor

Bu bağlamda, Gazze anlaşması daha geniş barış yolları açmak için bir fırsat olabilir. Onlarca yıldır bölge, Madrid'den Oslo'ya, Şarm el-Şeyh'ten Camp David'e kadar çok sayıda konferans ve anlaşmaya tanık oldu, ancak barış tamamlanmadı veya ertelendi. Bu sefer farklı olabilir, çünkü güç dengesi gerçekten değişti. İran ve direniş ekseni en zayıf anlarını yaşıyor; Hizbullah çok sayıda baskı altında, Esed rejimi çöktü ve Hamas savaştan bitkin ve bölünmüş bir şekilde çıktı.

İran Hilali’nin yenilgileri, özellikle “iki devletli çözüm” ve Filistin'in 150'den fazla ülke tarafından tanınmasıyla kazanılan ivme ile barış sürecine ilerleme şansı veriyor.

Gazze'de ateşkes ilan etmek, rehine takası ve İsrail'in çekilmesi barışı sağlamak için yeterli değil. Sonraki aşamalar en zorlu aşamalar olmaya devam ediyor: Hamas nasıl silahsızlandırılacak ve hangi silahını teslim edecek? Gazze'yi kim yönetecek? Yönetim ve temsil yeteneğine sahip bir Filistin otoritesi nasıl inşa edilecek?

Bunlar teknik detaylar değil, anlaşmanın gerçek bir barış anlaşması mı yoksa yeni bir ateşkes mi olduğunu, Gazze anlaşmasının Ortadoğu'da bir başka “kaçırılmış fırsat” olup olmadığını ve Trump'ın gezisinin, barış ve yeniden inşa zirvelerinin, inatçı bölgenin tarihini kasıp kavuran diğer girişimler gibi olup olmadığını belirleyecek temel sorular.

Ortadoğu kaybolanları affetmez ve kimsenin emekli olmasına izin vermez. Ortadoğu'nun yaraları derin ve sabırlı bir doktor, sabırlı bir Amerikan başkanı gerektiriyor

Ortadoğu, Washington ile ilişkilerini bazen savaşlarla, bazen de anlaşmalarla yeniden şekillendiriyor, ancak Washington'un ortadan kaybolmasına izin vermiyor. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre geri çekilenler tekrar çağrılıyor ve emekliliğini açıklayanlar bir kez daha kendilerini olayların tam kalbinde buluyor.

Trump kaçtığı sahneye geri dönüyor, ancak roller değişti. Bölge artık güç deneme arenası değil, siyaset ve mantığın test edildiği bir laboratuvar. Barış artık ahlaki bir slogan değil, varoluşsal bir zorunluluk; savaşlar herkesi tüketti, ekonomiler istikrar arıyor ve dünyanın her sabah şaşırtan değil, öngörülebilir bir Ortadoğu'ya ihtiyacı var.

Bu nedenle Trump artık bir seyirci olarak dönmüyor, seleflerinin yaptığı gibi barışı sağlamaya çalışan bir sahne yaratıcısı olarak dönüyor. Onu bitiş çizgisine getiren anlaşma, Washington'u tekrar ön plana çıkardı ve adını bölge için yeni bir sürece bağladı. Zaman değişti ve koşullar değişti, ancak Trump bu dönemin sayfalarını kendisi yazmayı, ya da en azından denemeyi seçti. Ortadoğu'nun geleceğini Amerikalı seleflerinden daha derinden şekillendirecek bir zirveye başkanlık etmek istedi.

Ortadoğu, kaybolanları affetmez ve kimsenin emekli olmasına izin vermez. Ortadoğu'nun yaraları derin ve sabırlı bir doktor, sabırlı bir Amerikan başkanı gerektiriyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarfından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.