ABD’li üst düzey iki danışman: Gazze'de uluslararası bir güç oluşturma planı için çalışmalar devam ediyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5197830-abd%E2%80%99li-%C3%BCst-d%C3%BCzey-iki-dan%C4%B1%C5%9Fman-gazzede-uluslararas%C4%B1-bir-g%C3%BC%C3%A7-olu%C5%9Fturma-plan%C4%B1
ABD’li üst düzey iki danışman: Gazze'de uluslararası bir güç oluşturma planı için çalışmalar devam ediyor
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (Reuters)
ABD’li üst düzey iki danışman dün yaptıkları açıklamada, Filistin topraklarında güvenliği sağlamak için Gazze'ye uluslararası bir güç gönderme planı için çalışmaların başladığını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze için hazırladığı 20 maddelik planın temel şartlarından biri, Gazze’de ABD destekli bir istikrar gücü oluşturulmasıydı. Washington, bu gücü desteklemek için 200 kadar asker göndermeyi kabul etti, ancak bu askerlerin Gazze'ye konuşlandırılmayacağını belirtti. ABD’li üst düzey iki danışman, gazetecilere yaptıkları açıklamada İsrail ordusu ile Gazze Şeridi'ndeki İslam Direniş Hareketi Hamas arasında gerilimin halen yüksek olduğunu belirtti.
ABD’li danışmanlar, operasyona hazırlık için bölgede 24 kadar Amerikan askerinin bulunduğunu ve bu askerlerin ‘koordinasyon ve denetim’ rolü üstleneceklerini söylerken danışmanlardan biri, amacın, ‘yardım etmek ve katılmak isteyen tüm yerel ortakları kullanmak’ olduğunu açıkladı.
Öte yandan Hamas, Gazze şehrinde İsrail ile iş birliği yaptığını iddia ettiği yedi kişiyi öldürdükten sonra, danışmanlar bu tür olayları önlemek için siviller için güvenli bölgeler oluşturulması konusunda tartışmalar yapıldığını söylediler. İkinci danışman, hiç kimsenin Gazze sakinlerini bu felaket bölgesini terk etmeye zorlamayacağını söyledi. Yetkililer, Hamas üyelerinin temizlendiği bölgeleri yeniden inşa etmeyi düşünüyorlar.
Trump, Gazze Şeridi’nin yeniden yapılandırılmasını istediğini ve çeşitli uluslararası ortaklardan yatırım taahhütleri aldığını, ancak bunun zaman alacağını söyledi. Danışmanlar, İsrailli rehinelerin kalıntılarını kurtarmak için sabırlı olunması gerektiğini belirterek, kalıntıların enkaz ve patlamamış mühimmat altında gömülü olduğu için bunun beklenenden daha uzun süreceğini söylediler. Kalıntıların kurtarılmasına yol açacak bilgiler için ödül verilmesi konusunda tartışmalar olduğunu da eklediler.
Tetteh'in Libya kriziyle ilgili brifingi siyasi bölünmeleri yeniden gündeme getirdihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5197899-tettehin-libya-kriziyle-ilgili-brifingi-siyasi-b%C3%B6l%C3%BCnmeleri-yeniden-g%C3%BCndeme
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, BM Güvenlik Konseyi'ne video konferans yoluyla brifing verdi. (UNSMIL)
Tetteh'in Libya kriziyle ilgili brifingi siyasi bölünmeleri yeniden gündeme getirdi
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, BM Güvenlik Konseyi'ne video konferans yoluyla brifing verdi. (UNSMIL)
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi ve Libya'daki BM Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Hanna Tetteh, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifingde, süreci engelleyenlere alışılmadık bir şekilde uyarıda bulunup, Libyalılar arasındaki bölünmeleri yeniden gündeme getirdi. Tetteh ilk kez, Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi'nin (DYK) BM yol haritasının ilk adımlarını uygulamaması halinde ‘alternatif bir yaklaşım’ benimseneceğini ima etti.
Libyalı siyasetçiler ve analistler, BM Libya Özel Temsilcisi’nin BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifing üzerine Libya'nın batısı ve doğusu arasındaki çatışmanın iki tarafı arasında mevcut bölünmenin, sadece anlık siyasi tepkilerle sınırlı olmadığını, Libya'daki gergin durumu çevreleyen uluslararası ve bölgesel dengeler ışığında, nüfuz ve meşruiyet mücadelesi olduğunu düşünüyorlar.
Trablus'ta Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) ve Temsilciler Meclisi (TM) temsilcileri arasında yapılan toplantıdan (Devlet Yüksek Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Tetteh'in brifingini memnuniyetle karşılarken, resmi tutumlarda bölünme açıkça görülüyordu. BM ile koordinasyon içinde çalışmaya kararlı olduğunu vurgulayan Menfi, bütçenin birleştirilmesi, istikrarın sağlanması ve yolsuzlukla mücadele çağrısında bulundu. Öte yandan, Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti'nin (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, bu yazının yazıldığı sırada henüz bir yanıt vermemişti.
Buna karşılık, TM tarafından atanan hükümetin başkanı Usame Hammad, Tetteh’e ‘BM'nin yetkisini aştığı ve egemen kurumlara müdahale ettiği’ suçlamasıyla şiddetli bir saldırı başlattı ve ‘Libya'nın egemenliğini korumak’ için diplomatik önlemler alacağına söz verdi.
Bu olay, biri Dibeybe'nin liderliğindeki batı Libya'da, diğeri Hammad'ın liderliğindeki doğu ve güneyin bir kısmını kontrol eden iki hükümet arasında siyasi bölünmeden mustarip bir ülkede meydana geldi.
Çelişkili pozisyonlar
Libyalı siyasi analist Husam Feniş, Tetteh'in brifingindeki açıklamalarıyla ilgili bu bölünmeyi, ‘her bir yerel tarafı çevreleyen uluslararası ve bölgesel kesişim noktaları ve ortaya çıkan uluslararası ve bölgesel siyasi denklemdeki fırsatlarıyla bağlantılı pozisyonlardaki çelişki’ olarak nitelendirdi.
Şarku’l Avsat'a konuşan Feniş şu ifadeleri kullandı: “Hammad'ın hükümeti, etkisini sürdürmek isteyen aktif bir tarafın siyasi cephesini temsil ediyor. Öte yandan Muhammed el-Menfi, Trablus'taki gerginliği kontrol altına alma rolünü kullanarak uluslararası toplumu kazanmak isteyen bağımsız bir taraf olarak kendini göstermeye çalışıyor.”
Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (Dibeybe'nin ofisi)
Libyalı siyaset araştırmacısı Halid el-Hicazi'ye göre bu anlaşmazlık, TM ile DYK arasında ‘hesaplı bölünme yönetimi’ olarak bilinen sürecin bir parçası olabilir. El-Hicazi, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, her iki tarafın da ‘siyasi kazanımlarını kaybetme korkusuyla statükoyu korumaya çalıştığını’ söyledi. El-Hicazi, son birkaç ay içinde Washington'un önderliğinde iki taraf arasında yapılan önceki toplantıları örnek gösterdi.
Bu arada politikacılar, bu bölünmenin BM Libya Özel Temsilcisi’nin ‘teşvikten baskıya’ kademeli geçişinin doğal bir sonucu olduğuna inanıyor ve ‘BM'nin yol haritasını dayatmak için acil müdahalesini’ bekliyorlar. Bu görüş, eski cumhurbaşkanı adayı Fadıl el-Emin'e ait olup, ‘Libya'nın daha fazla erteleme veya engellemeye tahammülü yok’ uyarısına ve ‘başka bir yaklaşım’ izleyeceği tehdidine dayanıyor.
BM'nin bu uyarısı, BM tarafından oluşturulan Libyalı uzmanlar komitesinin daha önce önerdiği seçeneklerden birini akla getiriyor. Bu seçenek, mevcut kurumların feshedilmesini, yeni bir yürütme organı atamak için bir diyalog forumu toplanmasını ve ulusal seçimler için geçici anayasa ve seçim yasalarını onaylamak üzere 60 üyeli bir anayasa meclisi seçilmesini öngörüyor.
Güvenin yeniden tesis edilmesi çabası
İhtiyatlı bir üslup kullanmasına rağmen Tetteh brifinginde diplomatik dengeyi koruyarak, Libya liderlerine önümüzdeki ay içinde ‘yol haritasının’ ilk adımlarının uygulanmasını hızlandırmaları çağrısında bulundu. Siyasi sürece olan güvenin yeniden tesis edilmesi çabası olarak anlaşılan bu çağrıda, uzmanlar komitesinin onlarla yapıcı bir iş birliği içinde olmaya hazır olduğunu vurguladı.
Bu, iki konseyin üyeleri arasında egemenlik pozisyonlarının dağılımı konusunda devam eden istişarelerle aynı zamana denk geliyor. Aktivist Enes ez-Zeydani'ye göre siyasi aktörler arasında önemli bir ilerleme kaydedilemedi ve aktivistler bu aktörleri ‘iktidara ve paraya sarılmış’ olarak görüyor.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter (LUO)
Bu noktada, analist es-Senusi İsmail, uzmanlar komitesinin ‘yeni bir geçiş sürecine zemin hazırlamasını’ bekliyor. İsmail bu sürecin, TM ve DYK’nin derhal feshedilmesini hedeflemediğini, ancak ‘birleşik bir hükümetin kurulması ve kurumların birleştirilmesini, mali çöküşün önlenmesi ve uluslararası güvenin yeniden kazanılmasıyla ilişkilendirdiğini’ belirtiyor.
Araştırmacı Muhammed el-Emin, Tetteh'in ‘uyarı ve umut arasında bir denge kurmaya çalıştığını, ancak aynı zamanda Libya'daki çıkmazın derinliğini ortaya koyduğunu’ düşünüyor. El-Emin, Tetteh'in ‘liderlerin eylemlerinin sözleriyle uyuşmadığı’ şeklindeki ifadesinin uluslararası toplumun hayal kırıklığını yansıttığını ve ‘iktidar sistemindeki yapısal bir kusuru’ ortaya çıkardığını düşünüyor.
BM yol haritası üç aşamaya dayanıyor: Libya Yüksek Seçim Komisyonu'nun yeniden yapılandırılması, yeni bir hükümet aracılığıyla kurumların birleştirilmesi ve kapsamlı bir ulusal diyalogun düzenlenmesi.
Ancak yol haritası konusundaki bölünme, Tetteh'in brifingini siyasi ivmeyi yeniden kazanmak için bir fırsat olarak görenler ile bunu uluslararası gözetim altında yeni bir geçiş aşamasının başlangıcı olarak görenler arasında, Libya'daki tarafların iktidarın geleceğine ilişkin vizyonlarındaki temel farkı yansıtıyor gibi görünüyor.
Kassam Tugayları, ulaşabildiği tüm rehinelerin cesetlerini teslim ettiğini duyurduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5197893-kassam-tugaylar%C4%B1-ula%C5%9Fabildi%C4%9Fi-t%C3%BCm-rehinelerin-cesetlerini-teslim-etti%C4%9Fini
Kassam Tugayları, ulaşabildiği tüm rehinelerin cesetlerini teslim ettiğini duyurdu
Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne (ICRC) ait araçlar, Gazze şehrinde Hamas tarafından teslim edilen İsrailli rehinelerin cenazelerini taşıyor. (EPA)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması kapsamında Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) Gazze'de iki rehineye ait cesetleri teslim aldığını duyurdu.
Ordu tarafından yapılan açıklamada, “ICRC'nin verdiği bilgiye göre, kaçırılan kişilere ait iki kişinin tabutları teslim edildi ve şu anda Gazze Şeridi'ndeki İsrail ordusu ve Şin-Bet güçlerine doğru yola çıktılar” denildi.
Daha önce Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu gece Gazze Şeridi'ndeki iki rehinenin cenazesini teslim etmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada, “İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'ndeki iki işgalci esirin cesetlerini saat 22:00'de teslim etmeye karar verdi… Anlaşılan hususlara bağlı kaldık ve ulaşabildiğimiz tüm canlı esirleri ve cesetleri teslim ettik” ifadeleri yer aldı.
Geri kalan cesetlerin bulunması ve çıkarılması için önemli çaba ve özel ekipman gerektiğini belirten Kassam Tugayları, bu dosyayı kapatmak için büyük çaba sarf ettiklerini, ellerinde bulunan tüm canlı rehineleri ve ulaşabildikleri cesetleri teslim ettiklerini açıkladı.
Ateşkes anlaşması uyarınca Hamas, toplam 28 cesedi teslim etmekle yükümlü.
Hamas pazartesi günü, hayatta kalan son 20 rehineyi serbest bıraktıktan birkaç saat sonra dört rehinenin cesedini teslim etti. Ardından salı günü dört ceset teslim etti, ancak İsrail bu cesetlerden birinin İsrailli bir rehineye ait olmadığını açıkladı.
Hamas daha önce, Gazze Şeridi'nde iki yıl süren savaşın ardından enkaz arasında cesetleri bulmanın zor olduğunu belirtmişti.
Ancak İsrail medyası, İsrail'in bunu bir oyalama taktiği olarak gördüğünü ve tüm rehinelerin cesetleri teslim edilene kadar Gazze Şeridi'ne yardım girişini kısıtlamaya ve Refah Sınır Kapısı’nı kapalı tutmaya çalıştığını bildirdi.
İsrail ile Hamas arasında Gazze'de ateşkes anlaşması ve esir takası sonrasında teslim edilen dört rehinenin cenazelerini Tel Aviv'deki Ulusal Adli Tıp Merkezi'ne taşıyan araçlar, 15 Ekim 2025 (AFP)
Anlaşmanın ilk aşaması, İsrail'in yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûmu serbest bırakması karşılığında, 20'si hayatta ve 28'i ölü olmak üzere 48 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasına ilave olarak, ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden kısmi çekilmesini öngörüyor. Ayrıca, anlaşmanın şartlarının sahada uygulanmasını takip etmek üzere uluslararası bir izleme mekanizmasının kurulmasını da öngörüyor. İsrail, Gazze Şeridi'nden 7 rehinenin cesedini aldıktan sonra 21 İsraillinin cesedinin halen Gazze'de tutulduğunu söylerken, İsrailli yetkililer Hamas'a ‘cesetleri teslim etme konusunda tam bir taahhütte bulunma’ çağrısında bulundu.
İbrani radyosu, geçen hafta Şarm eş-Şeyh'te imzalanan ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması kapsamında, ICRC ve uluslararası arabulucularla koordineli olarak Gazze Şeridi'nden rehinelerin cesetlerinin geri alınma sürecinin halen devam ettiğini bildirdi.
Mısırlı kaynak: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması henüz başlamadı ve zorluklar varhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5197889-m%C4%B1s%C4%B1rl%C4%B1-kaynak-gazze-anla%C5%9Fmas%C4%B1n%C4%B1n-ikinci-a%C5%9Famas%C4%B1-hen%C3%BCz-ba%C5%9Flamad%C4%B1-ve-zorluklar
Mısırlı kaynak: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması henüz başlamadı ve zorluklar var
Mısırlı bir kaynak dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “İkinci aşama müzakereleri henüz fiilen başlamadı, ancak sahadaki zorluklar ve İsrail'in cesetler konusundaki kriz dahil olmak üzere bazı boşlukları açıkça istismar etmesi nedeniyle sadece teorik olarak tartışılıyor” dedi. Kaynak, ‘gelecekte herhangi bir zorlukla karşılaşmamak için uluslararası güçlerin konuşlandırılması gerektiğini ve Mısır'ın bu konuda çalıştığını’ belirtti.
Kaynak, ‘bölünmenin daha da genişleyebileceğine dair işaretler göz önüne alındığında, sahadaki durumun son derece tehlikeli olduğunu’ bildirdi. Kaynak şöyle devam etti: “Teorik olarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın dediği gibi ikinci aşamadayız, ancak pratikte henüz başlamadı. Bu aşama zor, bu aşamaya giden yol engebeli, hiç de kolay değil ve ikinci aşamada olduğumuzu iddia etmemizi sağlayacak uygun koşullar yok.”
Geçtiğimiz salı günü Trump, ateşkes anlaşmasını çevreleyen belirsizlikler sürerken, İsrail'in insani yardım girişini geciktirmesi ve Hamas'ın Gazze Şeridi üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmasıyla birlikte, Truth Social'da Gazze anlaşmasının ikinci aşamasının başladığını duyurdu.
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari salı günü yaptığı açıklamada, “Durumu nasıl güvence altına alacağımız, yöneteceğimiz ve Gazze Şeridi'nde savaşın yeniden başlamamasını nasıl sağlayacağımız konusunda zorlu görüşmeler başladı” dedi. El-Ensari Amerikan haber ağı Fox News ile yaptığı röportajda, ‘görüşmelerin Şarm eş-Şeyh'te başladığını ve ekiplerin birinci ve ikinci aşamalar arasında zaman farkı olmaması için gece gündüz çalıştığını’ belirtti.
Mısır'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı gibi, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin onayıyla uluslararası güçlerin konuşlandırılması olasılığıyla ilgili olarak Mısırlı kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Buna ihtiyacımız var. Mısır, ortakları ve ilgili taraflarla bu konuda çalışıyor. Ancak, özellikle Hamas, Trump'ın güvenliği kontrol etmesine izin verdiği geçiş döneminde askeri önlemler uygulamaya koymaya başladığından, bunun için bir tarih belirlemek zor. Bu, Trump’ın salı günü Hamas'a hızlı bir şekilde silahsızlanma çağrısı yapmasıyla temelden çelişiyor.”
Kaynak, “Bu sadece silahsızlanma meselesi değil (ki bu da kolay olmayacak), aynı zamanda tünelleri yıkma fikrini öneren İsrail meselesi de var. Bunlar şu anda çözülmesi zor karmaşık meseleler. Bu nedenle belirsiz bir durumla karşı karşıyayız ve yarın Gazze Şeridi'nde ne olacağı bilinmiyor” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz salı günü Beyaz Saray'da Arjantinli mevkidaşı Javier Milei ile yaptığı görüşmede Trump, “Eğer Hamas silahlarını bırakmazsa, biz onları elinden alacağız. Bu hızlı ve belki de şiddetli bir şekilde olacak” dedi.
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı yakınlarındaki Netzarim Koridoru’ndan geçen Filistinliler (AFP)
Mısırlı kaynak, “Mısır, anlaşmanın dayanıklılığını desteklemek, aşamalarını tam olarak uygulamak ve insani yardımı sağlamak için her yönden çaba gösteriyor” dedi. İsrail'in Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını açmamasının ‘henüz tamamen çözülmemiş olan kurumların krizine dayalı olarak, durumu geciktirme ve istismar ederek kargaşaya neden olma politikasının bir parçası’ olduğunu ifade etti.
Kaynak, ‘durumun her an izlenmesi gerektiğini, çünkü birçok hızlı değişiklik olduğunu ve Şarm eş-Şeyh müzakerelerinde anlaşmanın ilk aşamasının birkaç saat içinde tamamlanmasından farklı olarak, sonraki aşamaların zaman alacağını’ düşündüğünü belirtti. Kaynak, ‘Hamas ve İsrail'in, önerildiği şekilde anlaşmayı uygulamak için büyük sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini’ kaydetti.
Hamas pazartesi günü hayatta kalan son İsrailli rehineleri serbest bıraktı ve İsrail, Trump'ın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşması kapsamında Filistinli mahkûmlarla dolu otobüsleri Gazze Şeridi'ne gönderdi, ancak cesetlerle ilgili kriz henüz çözülmedi.
Times of Israel gazetesi, bir diplomat ve başka bir bilgi sahibi kaynağa atıfta bulunarak, Hamas'ın arabuluculara dün diğer dört İsrailli rehinenin cesetlerini teslim etme niyetini bildirdiğini ve böylece İsrail'e teslim edilen rehine cesetlerinin sayısının 12'ye çıktığını duyurdu.
Ateşkes anlaşması uyarınca Hamas'ın toplam 28 cesedi teslim etmesi gerekiyor. Salı günü dört cesedi teslim ettikten sonra, 20 ceset hareketin elinde kaldı. Hamas, Gazze Şeridi'nde iki yıl süren savaşın ardından enkaz arasında cesetleri bulmanın zor olduğunu bildirdi.
İnsani yardım malzemeleriyle yüklü tırlar, Gazze Şeridi'ne geçmek için Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında bekliyor (AFP)
Bu çatışma ve ikinci aşamanın çözülmesinin daha uzun süreceği beklentisi içinde, Amerikan meseleleri üzerine çalışan Filistinli araştırmacı Kemal ez-Zeğul, Trump'ın ‘anlaşmanın aşamalarını tamamlamaya kararlı’ olduğunu düşünüyor. Ez-Zeğul, “Trump, salı günü cenazelerin teslimi konusunda bir kriz olduğunu hissettiğinde, ‘Hemen en üst düzeyde Hamas ile iletişime geçtik’ demişti. Ancak şimdi İsrail, anlaşmayı tamamlamak için Refah Sınır Kapısı’nı bir baskı aracı olarak kullanıyor ve her aşamada bunu tekrarlayacak” şeklinde konuştu.
İsrail Yayın Kurumu dün, İsrail'in Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’nı açmaya ve Gazze Şeridi'ne insani yardımın ulaştırılmasına izin vermeye karar verdiğini bildirdi. Bu karar, dört rehinenin cenazesinin iadesi ve Gazze Şeridi'ne giren yardım tırlarının sayısını yarıya indirme önlemlerinin iptal edilmesinin ardından geldi.
Sınır kapısındaki kriz, anlaşmanın tamamlanmasının önündeki tek engel değil. Ez-Zeğul'a göre, Kahire'nin yakın zamanda açıkladığı gibi, Mısır ve Ürdün'de eğitilen Filistin polis güçlerinin Gazze Şeridi'ne nasıl entegre edileceğini tartışmak için Hamas ve diğer Filistinli gruplarla müzakere yapılması gerekiyor.
Trump'ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile karşı karşıya kalarak, savaşı sona erdirme ve ateşkes aşamalarını tamamlama sözünü yerine getirmesi bekleniyor. Ez-Zeğul, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Hamas kalan cesetleri teslim etmezse işler karmaşıklaşacak ve ilk aşamanın nasıl tamamlanacağı konusunda yeni müzakerelere geri döneceğiz” dedi.
İlk aşamanın iki unsuru kaldı: tüm cesetlerin teslim edilmesi ve Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması. Böylece yardımların kısıtlama olmaksızın ve büyük miktarlarda Gazze Şeridi'ne girmesi sağlanacak.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة