İsrailli yerleşimcilerin Homeş'e dönüşüne ABD'ye rağmen izin verildi

Kararnameyi İsrail Ordusu Merkez Komutanlığı Başkanı Tümgeneral Yehuda Fuchs imzaladı.

Yerleşimciler, reklam panolarına İsrail Ordusu Merkez Komutanlığı Başkanı’na karşı düşmanca söylemlerin yer aldığı afişler astılar. (Sosyal medya)
Yerleşimciler, reklam panolarına İsrail Ordusu Merkez Komutanlığı Başkanı’na karşı düşmanca söylemlerin yer aldığı afişler astılar. (Sosyal medya)
TT

İsrailli yerleşimcilerin Homeş'e dönüşüne ABD'ye rağmen izin verildi

Yerleşimciler, reklam panolarına İsrail Ordusu Merkez Komutanlığı Başkanı’na karşı düşmanca söylemlerin yer aldığı afişler astılar. (Sosyal medya)
Yerleşimciler, reklam panolarına İsrail Ordusu Merkez Komutanlığı Başkanı’na karşı düşmanca söylemlerin yer aldığı afişler astılar. (Sosyal medya)

İsrail Ordusu Merkez Komutanlığı Başkanı Tümgeneral Yehuda Fuchs, yeni bir yerleşim yeri inşasının önünü açan adımla yerleşimcilerin Nablus yakınlarında tahliye edilen Homeş’e geri dönmesine izin veren kararnameyi imzaladı.

Söz konusu karar, yerleşimcilerin bölgeden tahliye edilmesinden 18 yıl sonra geldi.

Savunma Bakanlığı'nda Bölgesel Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) ve Sivil İşlerden Sorumlu Bakan olan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich yerleşimcilere hitaben “Homeş'teki Yeşiva’da Tevrat öğreniminin devamına izin vereceğimize söz verdik ve sözümüzü yerine getiriyoruz” açıklamasında bulundu

Batı Şeria'daki Yerleşim Bölgeleri Konseyi Başkanı Yossi Dagan da konuya dair şunları söyledi:

Bugün İsrail devleti tarihinde önemli bir gün. Bu ülkede İsrail topraklarına ve İsrail vatandaşlarına yapılan en büyük adaletsizliklerden biri için tarihi adaletin yerine getirildiği bir gündür.

Karar, İsrail Meclisi’nin (Knesset) geçtiğimiz mart ayında İsrail'in 2005 yılında Gazze Şeridi'nden çekilmesiyle bağlantılı olarak Batı Şeria'nın kuzeyindeki dört yerleşim yerinin boşaltılmasını öngören yasanın yürürlükten kaldırılmasının onayının ardından geldi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yeni yasa ile İsraillilerin Homeş, Ganim, Kadim ve Sanor yerleşimlerini içeren bölgeye girmesini engelleyen 2005 tarihli Çekilme Yasası’nın hükümleri iptal edildi.

Fuchs'un kararı, Homeş'in özel Filistin arazisi üzerine inşa edilmesine ve Yüksek Mahkeme yargıçlarının, Çekilme Yasası değiştirilse bile bunun yasallığı konusunda şüphelerini dile getirmesine rağmen verildi.

İsrailli sol görüşlü aktivistler Perşembe günü, yerleşimcilere engel olmak için Batı Şeria'dan Kudüs'e giden bir yolu kapattı. (AFP)
İsrailli sol görüşlü aktivistler Perşembe günü, yerleşimcilere engel olmak için Batı Şeria'dan Kudüs'e giden bir yolu kapattı. (AFP)

Yerleşim yerleri karşıtı insan hakları örgütü Yesh Din, İsrail ordusu komutanının kararını eleştirerek, yasa dışı yerleşim biriminin Nablus kenti yakınlarındaki Burka beldesi sakinlerinin sahip olduğu şahsi Filistin toprakları üzerine inşa edildiğini bildirdi.

Yesh Din yaptığı açıklamada ‘İsraillilerin bölgeye girişinin, topraklarında yaşayanları mülksüzleştirmenin başka bir aracı olduğunu’ vurguladı. Açıklamanın devamında ‘karakolu yasallaştırma sürecinin suçlular için bir ödül ve teşvik olduğu ve bunun uluslararası hukuku ihlal ettiği’ ifade edildi.

ABD’den tepki

İsrail hükümetinin Homeş yerleşim birimini ‘meşrulaştırma’ konusundaki ısrarı, ABD’nin öfkesine ve muhalefetine rağmen gerçekleşiyor. Başkan Joe Biden yönetimi, İsrail'in ABD Büyükelçisi’ni, Çekilme Yasası’nın bazı maddelerini iptal eden yasa geçirildikten sonra Dışişleri Bakanlığı'na çağırmıştı.

Filistinliler, yerleşimcilerin Batı Şeria'nın kuzeyindeki Homeş yerleşim birimine gitmesini protesto ediyor. (AFP-Arşiv)
Filistinliler, yerleşimcilerin Batı Şeria'nın kuzeyindeki Homeş yerleşim birimine gitmesini protesto ediyor. (AFP-Arşiv)

ABD, Homeş kararının, İsrail'in gelecekte yaşanabilir bir devlet olması için Filistinlilere yeterli coğrafi sürekliliği sağlamaya yönelik büyük bir yükümlülüğü ihlal ettiğini düşünüyor.

İsrail'deki ABD Büyükelçiliği, İsrailli yerleşimcilerin Homeş'e girmesine izin veren son adım hakkında yorum yapma talebine yanıt olarak, The Times of Israel'e ‘derin endişesini’ dile getirdi. Büyükelçilik Sözcüsü şunları söyledi:

ABD, İsrail’i hem eski Başbakan Ariel Şaron'un hem de mevcut İsrail hükümetinin ABD'ye verdiği taahhütler doğrultusunda, İsrailli yerleşimcilerin mart ayında kabul edilen yasanın kapsadığı bölgeye geri dönmesine izin vermekten kaçınmaya davet ediyor. Yerleşim yerlerini güçlendirmenin barışın ve iki devletli çözüme ulaşmanın önünde bir engel olduğu konusunda nettik. Ancak bu karar, kesinlikle yeni yerleşim birimleri kurmayı, ileri karakollar inşa etmeyi, yasallaştırmayı veya özel Filistin topraklarında yahut Batı Şeria'nın içlerinde, Filistin kasabalarının yakınında herhangi bir tür inşaata izin verilmesini içeriyor.

Fuchs'un yerleşimcileri sevindiren kararı, aynı yerleşimcilerin bizzat kendisine karşı başlattığı bir kampanya ile eş zamanlı geldi. Zira Fuchs, hükümetin talimatlarını uygulayarak geçen hafta, İsrailli yerleşimcilerin kurdukları altı karakolu boşaltmıştı.

Fuchs, Merkez Komutanlığı Başkanı olarak hem merkez bölgede (Tel Aviv dahil) askeri uygulamaları hem de Batı Şeria'da askeri ve sivil işleri yürütüyor. Ayrıca görevi gereği, yerleşimcileri koruyan ve Filistinlilere saldırdıkları zaman bile onlara koruma sağlayan güçleri komuta ediyor.

Fuchs’un güçleri Filistinlileri öldürüp tutuklamasına, şehirlere ve mülteci kamplarına baskın yapmasına ve onlara karşı kapsamlı taciz eylemleri gerçekleştirmesine rağmen tüm bunlar kendisine yardımcı olmadı. Yerleşimciler, Batı Şeria'daki resmi reklam panolarına büyük afişler astılar. Batı Şeria'ya giden yolda Fuchs'un sivil kıyafetler giymiş bir fotoğrafı bulunuyor ve yanında büyük puntolarla şöyle yazıyordu:

“Yerleşim yeri istismarı devam ediyor. Bir hafta içinde altı tahliye.”

Ayrıca yerleşimciler, yerleşim yerlerinde yaşayan iki bakan Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir'e yönelik olarak da “Smotrich ve Ben Gvir, Fuchs sizi umursamıyor” ifadelerini kullandılar. Medyaya çıkıp kampanyalarını savunan yerleşimciler, aşırı sağcı bakanları kendilerine karşı kışkırttılar.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise söz konusu kampanyayı kınadı ve tehlikeli buldu. Ancak aynı zamanda, yerleşimcilerin iradesine boyun eğen Cenin yakınlarındaki Homeş yerleşimindeki mevcut yerleşim karakolunun tanınmasına izin verecek önlemlerin alınmasını emretti.

Bir ordu kaynağı, İsrail Hayom gazetesine verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:

Bu tehlikeli kampanya tüm orduya yöneliktir ve göz ardı edilmemelidir. Yerleşimcilere yıldırım hızında yanıt verilmesi gerekiyor. Bu aşırılık yanlıları, kendilerini koruyan orduya karşı saldırılarını en tehlikeli düzeye çıkarıyorlar. Biliyoruz ki bunu hükümet yetkililerinin desteği olmadan yapamazlar. Onları destekleyen siyasi partiler çifte suç işleyerek nankör bir yerleşimci nesli yetiştiriyor ve ordunun askeri yeteneklerine zarar veriyor.

Söz konusu gazetenin ordu muhabiri Yoav Limor da açıklamasında “Bu aşırılık yanlıları ve gelecekte kurmaya hazırlandıkları ileri karakollarla yüzleşmek istemedikleri için ordu liderliğine terör aşılamak isteyen yerleşimci partiler var” dedi.



İsrail'in yeni ‘detayları’ Gazze anlaşmasının ilerlemesini tehdit ediyor

Gazze şehrinin güneyindeki Tel el-Heva mahallesinde yıkılmış binaların yanından geçen yerlerinden edilmiş insanlar (AFP)
Gazze şehrinin güneyindeki Tel el-Heva mahallesinde yıkılmış binaların yanından geçen yerlerinden edilmiş insanlar (AFP)
TT

İsrail'in yeni ‘detayları’ Gazze anlaşmasının ilerlemesini tehdit ediyor

Gazze şehrinin güneyindeki Tel el-Heva mahallesinde yıkılmış binaların yanından geçen yerlerinden edilmiş insanlar (AFP)
Gazze şehrinin güneyindeki Tel el-Heva mahallesinde yıkılmış binaların yanından geçen yerlerinden edilmiş insanlar (AFP)

İsrail’de, Gazze Şeridi’ndeki ateşkes anlaşmasının hükümlerinde değişiklik ve yeni bir sınır hattı belirlenmesine yönelik tartışmalar yürütülüyor. Bu tartışmalar, arabulucuların ‘kritik’ olarak nitelendirdiği ikinci aşamaya geçişin yakın olduğuna dair değerlendirmelerle örtüşüyor.

Uzmanların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre söz konusu detaylar, İsrail’in 10 Ekim’de imzalanan ve Gazze’de İsrail’in geri çekilmesi ile güvenlik ve idari düzenlemeleri içeren anlaşmanın ikinci aşamasına ilerlemeyi geciktirme amacı taşıyan manevraları olarak değerlendiriliyor.

Bu belirsizlik ortamında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 29 Aralık’ta ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceği duyuruldu.

Netanyahu, pazar günü İsrail’de Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Bildiğiniz gibi birinci bölümü, yani ilk aşamayı tamamladık. Son rehine Ran Gvili’nin cenazesinin dönüşünün ardından yakında ikinci aşamaya geçmeyi bekliyoruz. Bu aşama daha zor, en azından ilki kadar zorlu olacak. Kimse Trump’ın Hamas’a baskı yaparak rehineleri serbest bırakmasını beklemiyordu ama bunu başardık. Şimdi ikinci aşamaya geçiyoruz: Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi’nin silahlardan arındırılması. Üçüncü aşama ise Gazze’den aşırılığın temizlenmesi olacak” ifadelerini kullandı.

ABD basınında çıkan haberlere göre Trump’ın, Gazze barış sürecinin ikinci aşamaya geçtiğini Noel’den önce açıklaması bekleniyordu. Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail’in Gazze’nin bazı bölgelerinden çekilmesini, istikrar için uluslararası bir gücün konuşlandırılmasını ve Trump’ın liderliğinde oluşturulacak Barış Konseyi’ni içeren yeni yönetim yapısının devreye alınmasını kapsıyor.

İsrail Başbakanı’nın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına yaklaşılmasına yönelik açıklamalarının ardından, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze Şeridi’ndeki sarı hattın yeni bir sınır hattı olduğunu söyledi. Zamir, Gazze’de yaptığı saha turu ve durum değerlendirmesi sırasında, “Hamas’ın yeniden konuşlanmasına izin vermeyeceğiz. Gazze Şeridi’nin geniş bölgelerini kontrol ediyoruz ve kontrol hatlarında konuşlanmış durumdayız. Sarı hat yeni bir sınır hattıdır; Gazze çevresindeki İsrail yerleşimleri için ileri bir savunma hattı ve aynı zamanda bir saldırı hattıdır” dedi.

Sarı hat, İsrail ordusunun ABD Başkanı’nın Gazze savaşını sonlandırma planının birinci aşaması kapsamında çekildiği hattı ifade ediyor.

ABD planına göre İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 53’ünü oluşturan ve hâlen bulunduğu bölgelerden kademeli olarak geri çekilecek.

Mısırlı uluslararası güvenlik uzmanı Tümgeneral Ahmed eş-Şehhat, bu İsrail açıklamalarının ‘anlaşma için yeni bir tehdit oluşturduğunu, İsrail’in kötü niyet taşıdığını ve sarı hattın güvenlik hattından coğrafi bir sınıra dönüşme ihtimalinin Gazze’nin bölünmesi yönündeki planları güçlendirdiğini’ belirtti. Şehhat’a göre bu durum, anlaşmanın ikinci aşaması için uygun olmayan bir ortam yaratıyor.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise bu ayrıntıların ‘ikincil önemde olduğunu, Washington’ın himayesinde yürüyen bir anlaşma bulunduğunu ve İsrail’in buna uymak zorunda olduğunu’ ifade etti. Mutava, “İkinci aşamanın bu şekilde tartışılması için erken. Çünkü uluslararası kabul gören ve Arap dünyası tarafından desteklenen bir barış planı var; herhangi bir değişiklik kabul edilmeyecektir” dedi.

c
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye'de yıkılmış binaların arasında duran Filistinliler (AFP)

Diğer yandan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, pazar akşamı bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, ‘Gazze Şeridi’nde ateşkesin her iki tarafça uygulanmasını güvence altına almak ve İsrail’in askeri operasyonlarını yeniden başlatmasına gerekçe oluşturabilecek herhangi bir durumu önlemek için uluslararası güçlerin konuşlandırılmasının gerekli olduğunu’ vurguladı.

Abdulati, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını, İsrail’in ABD planında belirtilen hatlar doğrultusunda Gazze’den çekilmesini öngörmesi ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla ilişkili olması nedeniyle ‘büyük önem taşıyan’ bir dönem olarak nitelendirdi. Bakan, ikinci aşamaya geçiş için ciddi ve hızlı adımlar atılması gerektiğini belirtti.

Abdulati’ye göre ikinci aşamanın hükümlerine uyulmasının temel güvencesi, şu anda ABD’nin -özellikle de Başkan Trump’ın- sürece doğrudan dahil olmasıyla sağlanacak.

Ahmed eş-Şehhat ise ABD’nin ikinci aşamanın başarıya ulaşmasında belirleyici rol oynayacağını, Washington’ın İsrail’in olası manevralarını engellemek için Netanyahu üzerinde gerçek baskı kurması gerektiğini ifade etti.

Mutava da Trump ile Netanyahu’nun aralık ayı sonunda yapacağı görüşmenin, ikinci aşamanın geleceğini ve Washington’ın anlaşmanın ilerlemesi için uygulayabileceği baskının sonuçlarını göstereceğini belirtti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 80. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. ABD Başkanı Donald Trump'ın ardından Birleşmiş BM Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan yaklaşık 40 dakika süren konuşmasının geniş bir bölümünü Gazze'ye ayırdı. Erdoğan, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Konuşmasının başında, "Filistin'i tanıyan devlet sayısının giderek arttığı bir dönemde Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum" diyen Erdoğan, Trump yönetiminin Abbas ve heyetine vize vermeme kararını eleştirdi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları için "soykırım" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

Erdoğan, New York'taki BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Tüm ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya çağıran Erdoğan, “Gazze'de 700 günü aşkın süredir soykırım devam ediyor. Gazze'de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti, enkaz altında kaç kişi olduğu bilinmiyor... (Dünyanın başka yerlerinde) Bir çocuğun eline küçük bir diken batsa anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze'de çocuklar anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından, Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor.  Bu insanlığın dip noktasıdır.” dedi.

“Gazze halkı açlık silahıyla öldürülüyor” diyen Erdoğan, “Gazze'de devam eden vahşetin hiçbir gerekçesi olamaz. Gazze'de devam eden soykırımla insanlık için en karanlık dönemi yaşıyoruz... Gazze'de her şey hedef alınıyor ve yok ediliyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in kontrolden çıktığını ve Netanyahu'nun rehineleri umursamadığını belirtti.

Avrupa'nın benimsediği değerlerin Gazze'de devam eden olaylar nedeniyle aşındığını ifade eden  Erdoğan, “Gazze'de soykırım yapanların hesap vermesi gerektiğini” vurguladı.

Suriye konusunda Erdoğan, Suriye'nin maruz kaldığı adaletsizliklerin Esad rejiminin düşüşüyle sona erdiğini değerlendirdi. “Terörizmden arındırılmış, birleşik bir Suriye için” çalışmaların yapılacağını teyit eden Erdoğan, “Suriye'nin istikrarının tüm komşu ülkelerin çıkarına olduğunu” vurguladı.


Microsoft'un İsrail ordusuyla iş birliği yapmasını protesto etmek amacıyla şirket başkanının ofisine baskın düzenleyen 7 kişi gözaltına alındı

TT

Microsoft'un İsrail ordusuyla iş birliği yapmasını protesto etmek amacıyla şirket başkanının ofisine baskın düzenleyen 7 kişi gözaltına alındı

Microsoft'un İsrail ordusuyla iş birliği yapmasını protesto etmek amacıyla şirket başkanının ofisine baskın düzenleyen 7 kişi gözaltına alındı

Eylem organizatörlerine göre polis, Gazze Şeridi'nde devam eden savaş sırasında şirketin İsrail ordusu ile olan ilişkisine yönelik protestoların bir parçası olarak Microsoft Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Şirket Başkanı Brad Smith'in ofisini basan 7 kişiyi gözaltına aldı.

Eylemi organize eden ‘No Azure for Apartheid’ adlı grup, gözaltına alınanlar arasında Microsoft'un mevcut ve eski çalışanlarının da bulunduğunu belirtti.

gthyj
ABD'nin Seattle kentinde düzenlenen Build 2025 etkinliğinde Microsoft CEO'su Satya Nadella'nın sunumunu kesintiye uğrattığı için bir kadın izleyici salondan çıkarıldı. (Arşiv – AFP)

Azure, şirketin ana bulut bilişim platformudur. Microsoft, İsrail'in Filistin hedeflerine saldırılar düzenlemek için bu platformu kullandığını belirten İngiliz gazetesi The Guardian'ın bu ay yayınladığı bir raporu incelediğini duyurdu.

ffdvgf
Microsoft'un Azure yapay zekâ hizmetleri ekibinde görev yapan Joe Lopez, ABD'nin Seattle kentinde düzenlenen Build 2025 etkinliğinde Microsoft CEO'su Satya Nadella'nın sunumunu kesintiye uğrattığı için salondan dışarı çıkarıldı. (Arşiv – AFP)

Twitch'te canlı yayınlanan görüntülerde, polis ofise baskın düzenleyip protestocuları gözaltına alırken, başka bir grubun da binanın dışında toplandığı görüldü.

Öğleden sonra düzenlenen basın toplantısında Brad Smith, gözaltına alınanlardan ikisinin Microsoft'ta çalıştığını doğruladı. Geçen hafta polis, şirketin genel merkezinde benzer bir protesto sırasında 18 kişiyi gözaltına almıştı.

cdfgth
Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında İsrail askerleri (İsrail ordusu)

No Azure for Apartheid adlı grup, birkaç aydır protestolar düzenliyor. Mayıs ayında şirket, CEO Satya Nadella'nın konuşmasını kesen bir çalışanı ve nisan ayında da 50. yıl kutlamalarını kesen iki çalışanı işten çıkardı.

Protestocular, şirketin İsrail ile ilişkilerini kesmesini ve Filistinlilere tazminat ödemesini talep ediyor.