Mısır hükümeti karnelerdeki ürünleri desteklemeye devam edeceğini açıkladı

Mısır Bakanlar Kurulu’nun eski bir toplantısı (Mısır Hükümeti)
Mısır Bakanlar Kurulu’nun eski bir toplantısı (Mısır Hükümeti)
TT

Mısır hükümeti karnelerdeki ürünleri desteklemeye devam edeceğini açıkladı

Mısır Bakanlar Kurulu’nun eski bir toplantısı (Mısır Hükümeti)
Mısır Bakanlar Kurulu’nun eski bir toplantısı (Mısır Hükümeti)

Mısır hükümeti, ‘karnelerdeki ürünleri desteklemeye devam edeceğini’ vurgularken, ‘karnesi olan vatandaşlara paylarının belirlenen zamanda verileceğini’ duyurdu. Mısır Maliye Bakanı Muhammed Muit ‘ülkesinin, Mısır da dahil olmak üzere farklı ekonomileri oldukça zorlayan karmaşık küresel krizlerle başa çıkmak için, dengeli mali politikaları bozmadan Mısır ekonomisini destekleyen tamamlayıcı önlemler ve tedbirler paketiyle ilerlediğini, yatırım, üretim ve ihracatı teşvik ettiğini ve devlet kaynaklarının en iyi şekilde kullanımını ve farklı sektörlerde üretim faaliyetleri için daha geniş kapasiteli bir altyapı sağlamayı amaçladığını’ kaydetti.

Muit bu açıklamaları, dün Suudi Arabistan Krallığı’ndaki İslam Kalkınma Bankası grubunun yıllık toplantısı kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Mali İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed bin Hadi el-Hüseyni ile gerçekleştirdiği görüşme sırasında yaptı.

Mısır hükümeti neredeyse her gün çıkan söylentilere yanıt veriyor. Bu söylentilerden bazıları pazarlardaki ürünlerin yetersizliği, karne hizmetleri ve ekmekle ilgili. Mısır Bakanlar Kurulu dün ‘hükümetin sübvansiyonlu ürünlere yönelik ayni desteği iptal edip bunu nakdi desteğe dönüştürmeyi planladığına’ dair bazı web sitelerinde ve sosyal medya sayfalarında dolaşan ‘iddialara’ yanıt verdi. Bakanlar Kurulu yaptığı açıklamada ‘sübvansiyonlu ürünlere yönelik ayni desteğin iptal edilip nakdi desteğe dönüştürüleceğine ilişkin iddiaların hiçbir doğruluk payının olmadığını’ duyurdu. Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“Sistemde hiçbir değişiklik yapılmadan destek her zamanki şekilde devam edecek. Karneleri olan tüm hak sahiplerine destek için kendilerine ayrılan değere eşit olacak şekilde karne payları zamanında verilmeye devam edilecek. Hak sahipleri, karne ürünlerinin dağıtım noktalarına aylık olarak gönderilen mallar listesinden ihtiyaçlarını seçme konusunda tamamen özgürdürler.”

Mısır Tedarik ve İç Ticaret Bakanı Ali Musaylihi ‘vatandaşın kendisine verilen desteği kendi ilindeki tedarik noktalarından birinde kullanma hakkı olduğunu’ vurguladı. Tedarik Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Kemal, ‘Mısır illerindeki tedarik müdürlüklerinin desteğin hak edenlere ulaşmasını sağlamak için sahada takipte olduğunu’ belirtti. Sözcü “Sübvansiyondan yararlanan vatandaş sayısı 64 milyonu bulunuyor. Mısır devleti, ‘Benim Derneğim’ projesinin satış noktaları ile tedarik merkezleri ve tüketici kompleksleri arasında yaklaşık 40 bin farklı tedarik noktası aracılığıyla bu kişilere ayda 30’dan fazla mal sağlıyor” dedi.

Mısır hükümeti zaman zaman vatandaşlarına ‘bu iddia ve söylentilere aldanmayıp güvenilir kaynaklardan bilgi almaları’ çağrısında bulunuyor. Hükümet ayrıca daha önce gıda ürünlerine verilen ayni desteğin iptal edilmesiyle ilgili benzer bir ‘söylentiyi’ de yalanladı. Birkaç gün önce Mısır hükümeti, ‘sübvansiyonlu bir somun ekmeğin fiyatının artırılacağı yönündeki haberlerin doğru olmadığını ve bu yönde herhangi bir karar alınmadığını’ duyurdu. Yapılan açıklamada ‘Mısır devletinin üretim maliyetindeki farkı üstlenmesi ve mazotla çalışan sübvansiyonlu belediye fırınlarının sahiplerine Mal Tedarik Genel Kurulu aracılığıyla ödeme yapması şartıyla, sübvansiyonlu ekmek somunlarını vatandaşlara herhangi bir zam yapmadan sadece beş kuruşluk karneyle dağıtma sisteminin devam edeceği’ vurgulandı.

Bu bağlamda Mısır Maliye Bakanı, ‘Mısır hükümetinin, omuzlardaki yükleri mümkün olduğu kadar hafifletmek için ekonomik faaliyetleri ve sert enflasyon dalgalarından en çok etkilenen toplum kesimlerini desteklemeye gösterdiği özene’ işaret etti.

Bakan “Mısır ekonomisi, cari mali yılın ilk yarısında büyük dış yatırımları kendisine çekti. Hükümetin aldığı tedbirler ve önlemler ile yerli ve yabancı özel sektörü güçlendirmek için gerçekleştirdiği reformlar, Mısır ekonomisinin hızla güçlü ve sürdürülebilir büyümeye dönmesine katkıda bulunuyor” dedi.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.