Mısır’da Ulusal Diyalog: Partiler yasası değişmeli

Mısır: Ulusal Diyalog katılımcıları ‘partiler yasasında’ değişiklik yapılmasını önerdi

Mısır'da Partili Çalışmanın Önündeki Engeller Konulu Ulusal Diyalog Oturumu’ndan bir kare (Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti)
Mısır'da Partili Çalışmanın Önündeki Engeller Konulu Ulusal Diyalog Oturumu’ndan bir kare (Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti)
TT

Mısır’da Ulusal Diyalog: Partiler yasası değişmeli

Mısır'da Partili Çalışmanın Önündeki Engeller Konulu Ulusal Diyalog Oturumu’ndan bir kare (Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti)
Mısır'da Partili Çalışmanın Önündeki Engeller Konulu Ulusal Diyalog Oturumu’ndan bir kare (Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti)

Mısır’da çeşitli siyasi grupların katılımıyla ‘Ulusal Diyalog’ çalışmasına katılanlar dün partili çalışmanın önündeki engelleri ele aldı. Katılımcılar, yasanın değiştirilmesi için öneriler sunarken öte yandan yerel seçimlerin yapılmasının hızlandırılmasının gereği konusunda anlaştı.

Siyasi Diyalog Genel Raportörü Aliyuddin Hilal, Ulusal Diyalog Siyasi Partiler Komitesi oturumunun çıktılarını değerlendirdi. Katılımcıların, 2014 anayasasına uygun olmasını sağlamak için bu yasanın değişmesi gerektiğine dair genel bir fikir birliğine vardıklarını söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Kahire Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci ve eski Bakan Prof. Dr. Hilal, parti finansman dosyasına işarette bulunarak, “Katılımcılar, partilerinin finansmanında partilerin ticari faaliyette bulunmasına izin verilmesi veya tüzel kişilerin partizan çalışmalarını finanse etmesine izin verilmesi gibi sorunlar olduğundan bahsetmiş ve bu bağışların, bağışçıların vergi matrahından düşülmesi şartıyla, ayrıca devleti partileri finanse etmeye davet etmek gibi çözüm önerileri sunmuşlardır” dedi. Ancak Genel Raportör, devletten partilere verilen resmi fonun kriterlerini ve değişen göreli dengelerine ve parlamentodaki temsillerine rağmen partilere bunu vermenin kurallarını sordu.

Hilal, “Partilerin, anayasa ve yasalar çerçevesinde ve üzerinde anlaşmaya varılan usullere göre kitlesel etkinlikler düzenleyebilmeleri gerektiği konusunda görüş birliği vardır. Ayrıca katılımcılar, değiştirilmesi umulan Partiler Kanunu'nun belirlediği esaslara göre partilerin iç işlerinin idari ve mali olarak yönetilmesi konusunda mutabık kaldı.

El-Kerame Partisi Mütevelli Heyeti üyesi ve muhalefet partilerinin de içinde bulunduğu ‘Sivil Hareket’ bloğunun üyesi Hamid Ceber, Partiler Yasası'nda yasa değişikliği önerileri hakkında Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Sivil Hareket’in vizyonu, en önemlileri düşünce özgürlüğü ile ilgili kanunların verdiği cezalardaki abartıların azaltılması, gösteri kanunu, yayım suçları ve sivil tarafları denetleyecek bir komisyon kurulması, ayrıca Komisyonun, Siyasi Partiler İşleri Komisyonunu adli bir bileşen olarak içermesi, partilerin ilgili mercilerin gözetiminde ve Merkezi Denetim Kuruluşunun kontrolünde devletten mali destek istemesi olan birkaç talep içeriyor” ifadelerini kullandı. Güvenlik makamlarının elinin parti işlerine müdahale etmekten çekilmesi çağrısında bulundu.

Öte yandan Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti Üyesi Fatıma Seyyid Ahmed, parti kurulmasında 'tebligat' ilkesinin benimsenmesi talebine itirazını dile getirdi. 2011-2013 yılları arasında 2 bine yakın partinin kurulduğuna dikkati çeken Ahmed, "Hakkında bilgimiz yok" dedi.

Paralel bir oturumda, Ulusal Diyalog Belediyeler Komitesi Yerel Halk Meclisleri Yasasını tartıştı. Mısır'daki Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan, “Oturum, yerel seçimlerin hızlı bir şekilde yapılması konusunda anlaşmaya tanık oldu. Bu konu, çeşitli siyasi güçlerin yerel seçimlerin yapılmasının hızlandırılması gereği konusunda anlaşmasına ilişkin olarak siyasi liderliğe taşınacak” dedi.



İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
TT

İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)

Mısırlılar, İsrailli mahkumların 6 Ekim 1973 sonrasında İsrail'e giderken merhum Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın üzerlerine giydirdiği ‘kastor pijama’ (yumuşak Mısır pamuğundan yapılmış kumaş) içindeki sahnelerini halen hafızasında koruyor. İsrail, 1973 savaşının 50’nci yıl dönümünün gelmesiyle birlikte o dönem esir alınan onlarca vatandaşını önümüzdeki ekim ayının sekizi ile onu arasında Mısır ve Suriye'yi kapsayan bir tura çıkarmayı planlıyor.

İsrail savunma dergisi Israel Defence tarafından çarşamba günü ortaya çıkarılan tur ile sayıları 150'den fazla olan, söz konusu dönemki esirlerin eşleriyle birlikte Süveyş Kanalı üzerinden bir İtalyan yolcu gemisiyle Mısır'a geçmesi planlanıyor. Daha sonra yolcular, uzmanların ‘kışkırtıcı ve ters tepkilere yol açıcı’ olarak gördüğü bir adımla İsrail askeri uçaklarıyla Suriye sınırı üzerinden uçacaklar.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre savaşın bütün acı anılarına rağmen Mısırlılar, 1960’lı ve 1970’li yıllarda ‘küçük çocukların sünnet oluşu’ ile ilişkisi nedeniyle Sedat'ın esirlere Kastor kumaşlı pijama giydirmesi hakkında espriler yapıyorlar. Ebeveynler, o zamanlar el-Mahalle el-Kübra bölgesindeki tekstil fabrikalarının üretiminde öne çıktığı bu pijamaları, yumuşak ve narin kumaşı nedeniyle çocuklarına alıyordu.

Ekim Savaşı'ndaki Mısırlı savaşçılardan Tuğgeneral Yusri Amara, İsrail'in tutsaklarını Mısır ve Suriye arasında gezdirme kararına ilişkin “Hayal kırıklığına uğradıkları yerleri görecekler” yorumunda bulundu. İsrail 190. Zırhlı Tugayı Komutanı Albay Assaf Yaguri'yi 8 Ekim 1973'te yakalayan Amara, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bu esirlerin Süveyş Kanalı'nı geçtiklerinde neler hissedeceklerini tahmin edebiliyorum. Kalpleri kırılacak. Bu kışkırtıcı gezi elbette ters tepkiler doğuracaktır.”

Bu benzeri görülmemiş uygulamanın ardında, İsrailli Erez Derneği ile iş birliği içindeki Arim Belilah derneği yer alıyor. Gezi ile İsrail ordusuna ait bir donanma gemisi eşliğindeki İtalyan yolcu gemisi, Süveyş Kanalı'na doğru yola çıkacak. Böylece gemi, Sina Yarımadası'nın etrafında dönmeden önce yolcular, savaş sırasında İsrail ordusunun mevzilerinin düştüğü yerlere bakabilecek ve ardından Eylat yönüne devam edecekler. İsrail askeri liderlerinin katılımıyla İsrail Tel Nof Hava Kuvvetleri Üssü’nde savaş anılarının canlandırılmasıyla gezi sonlanmadan önce, bir İsrail askeri uçağının, esirleri, aralarından bazılarının esir alındığı yer olan Suriye sınırının üzerinden kuzeye uçurması planlanıyor.

Bu bağlamda, İsrail meseleleri uzmanı ve İskenderiye Üniversitesi'nde İbranice çalışmaları profesörü olan Dr. Ahmed Fuad Enver, İsrail'in bu geziyi planlamasının ‘kışkırtıcı bir adım’ olduğuna vurguladı. Mısırlı akademisyen, geziyi düzenleyenin, işgal ordusundaki esirlerin psikolojik bakımıyla ilgilenen ve yaklaşık 300 üyesi bulunan Arim Belilah Derneği olduğunu belirtti. Enver açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Bu dernek, mahkumların kabuslarının halen devam ettiğini kabul ediyor ve İsrail tarafını onlarla ilgilenmeye, şu ana kadar devam eden sorunlarının farkına varmaya çağırıyor.

Enver, bu tasarrufla ilgili değerlendirmesinde Şarku'l Avsat'a şunları söyledi:

Bu uygulama, Ekim Savaşı'nın 50’inci yıl dönümü ile Mısır ordusunun zaferinin imajını zedeleme girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Bu gezi ters tepecektir. Çünkü Süveyş Kanalı içinde denetim yapan ister Süveyş Kanalı otoritesine mensup görevliler olsun, ister Mısırlı irtibat görevlileri veya güvenlik görevlileri olsun, bunlar esirler için daha fazla kabusa neden olacak.

Planlanan gezi rotasının ‘sorgulanabilir ve kışkırtıcı’ olduğuna inandığını belirten Enver, “Süveyş Kanalı'nda bir gemi yolculuğundan ve ardından İtalyan yolcu gemisi aracılığıyla Eylat’a gitmekten söz etmek tamamen reklam amaçlıdır. Arkasında farklı gerekçeler var” dedi.