Arap İşçi Konferansı'nın 49. oturumu Kahire’de başladı

Arap İşçi Konferansı'nın Kahire'deki 49. oturumunun açılışı (Mısır hükümeti)
Arap İşçi Konferansı'nın Kahire'deki 49. oturumunun açılışı (Mısır hükümeti)
TT

Arap İşçi Konferansı'nın 49. oturumu Kahire’de başladı

Arap İşçi Konferansı'nın Kahire'deki 49. oturumunun açılışı (Mısır hükümeti)
Arap İşçi Konferansı'nın Kahire'deki 49. oturumunun açılışı (Mısır hükümeti)

Mısır'da düzenlenen Arap İşçi Konferansı'nın 49. oturumunun faaliyetleri, “Yeni Çalışma Modelleri” ve “Mesleki Rehberlik ve Eğitim” başlık ve dosyaları altında dün (Pazartesi) 21 Arap ülkesinden hükümet, işveren örgütleri ve sendika temsilcilerinin katılımıyla başlatıldı.

Başkanlığını Moritanya'nın yaptığı ve çalışmaları 29 Mayıs'a kadar devam edecek olan konferansta Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'nin mesajını, Mısır İnsan Gücü Bakanı Hassan Şehate yaptığı konuşma ile duyurdu.

Sisi mesajında, art arda gelen meydan okumaların ve değişikliklerin "Arap milletimizin ortak Arap eylemine öncelik vermesini ve geleceği inşa etmeye devam edebilen kadim bir medeniyet için kadim mirasını koruyarak, onurlu bir model olmasını gerektirdiğini" vurguladı. Sisi ayrıca, Arap ekonomik entegrasyonunun başarısının hızlandırılması ve kapsamlı kalkınma, ilerleme, gelişme, bilgi, yaratıcılık ve yenilikçilik elde etmek için birliğe doğru ilerleme çağrısında bulunuyor.

Arap İşçi Örgütü Genel Müdürü Fayez el-Mutayri ise şunları söyledi: “Konferansın bu yılki toplantısı, gelişmiş ekonomiler de dahil olmak üzere dünya ekonomilerinin çoğunun, küresel sistemin üç yıldır üst üste maruz kaldığı krizler sonucunda enflasyon ve tedarik zincirlerinin bozulmasından muzdarip olduğu bir zamana denk geliyor. Koronavirüs pandemisinden başlayarak, Rusya-Ukrayna savaşına ve iklim değişikliğine kadar birçok kriz sonucunda enflasyon ve tedarik zincirleri bozuldu. Sosyal diyalog, iyi yönetişim ilkelerini güvence altına aldığı, kurucunun getirilerini iyileştirmeye yardımcı olduğu, rekabet yeteneklerini geliştirdiği ve sürdürülebilirliğini sağladığı için kapsamlı kalkınma ve toplumsal uyumu sağlamanın bir koşuludur. Sosyal diyalog süreci, pürüzsüz siyasi geçişleri kolaylaştırmaya ve değişiklikleri öngörmeye de yardımcı olur.”

Arap İşçi Örgütü'nden yapılan açıklamaya göre konferansın ana tartışması, Genel Direktör'ün "Mevcut zorluklar ve gelecekteki beklentiler arasında sosyal diyalog" başlıklı raporu etrafında dönüyor.

Katılımcılar, ekonomilerin ve toplumların bu krizlere dayanma ve etkilerini kontrol altına alma yeteneklerini geliştirmek için en uygun stratejik seçenek olarak, yerel ve ulusal düzeylerde sosyal diyaloğu teşvik edecek mekanizmaları güçlendirmenin yollarını tartışıyorlar. Katılımcılar ayrıca sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada dönüşümleri uyarlamak ve kapsamlı bir sosyal sözleşme yoluyla üç üretim tarafının (hükümetler-işçiler-işletme sahipleri) ve toplumun ihtiyaçlarına cevap veren yollar ve anlayışlar yaratma rolüne yatırım yapma konusunu masaya yatırıyorlar.

Konferans oturumları, konferans üyeleri tarafından seçilmesi gereken anayasal ve yasal organların oluşumuna tanıklık ediyor. Bunlar: “Arap İşçi Örgütü Yönetim Kurulu, Arap İşçi Örgütü Mali ve İdari Gözetim Otoritesi, Arap İşçi Bürosu Sendikal Özgürlükler Komitesi ve Arap Kadın İşçi İşleri Komitesi'dir.”



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.