Mısır’dan Etiyopya’ya suçlama

Kahire yönetimi Etiyopya’yı Arap ve Afrika ülkeleri arasında ‘fitne çıkarmakla’ itham etti.

Etiyopya’nın Nil Nehri’nin koluna inşa ettiği ve gerilime sebep olan Nahda (Rönesans) Barajı. (Arşiv-AFP)
Etiyopya’nın Nil Nehri’nin koluna inşa ettiği ve gerilime sebep olan Nahda (Rönesans) Barajı. (Arşiv-AFP)
TT

Mısır’dan Etiyopya’ya suçlama

Etiyopya’nın Nil Nehri’nin koluna inşa ettiği ve gerilime sebep olan Nahda (Rönesans) Barajı. (Arşiv-AFP)
Etiyopya’nın Nil Nehri’nin koluna inşa ettiği ve gerilime sebep olan Nahda (Rönesans) Barajı. (Arşiv-AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, Etiyopya Dışişleri Bakanlığı'nın önceki akşam 32. Arap Birliği Liderler Zirvesi’nde Mısır ve Sudan’ın Nahda (Rönesans) Barajı konusunda destekleme kararına ilişkin yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Etiyopya’yı Arap ve Afrika ülkeleri arasında ‘fitne çıkarmakla’ suçladı.

Sözcü, Mısır, Etiyopya ve Sudan’ın Nahda Barajı’nın su hacmi ve baraj rezervuarını doldurma süresine ilişkin müzakereler sırasında anlaştıklarına dair asılsız iddialardan duyduğu üzüntüyü ifade etti. Hartum ve Kahire’nin Arap desteğini talep etmesinin ilkeler anlaşmasına aykırı olduğunu, bilakis Afrika Birliği'ne üye Arap ülkelerinin son zirvede oybirliğiyle kabul edilen Arap kararını desteklemediğini vurguladı.

Ülkesinin tarihi boyunca milli mücadele hareketlerini ve Afrika sömürgeciliğinden kurtuluş çabalarına işaret eden Zeyd, Afrika Kıtası’nda ekonomik ve sosyal kalkınmanın yanı sıra barış inşası programlarını desteklemek için kaynak tahsisinin Mısır'ın Arap ülkelerini Afrika çıkarlarına karşı seferber ettiğine dair temelsiz iddialarıyla tutarlı olmadığını söyledi.

Mısırlı yetkili sözlerinin devamında “Etiyopya'nın Afrika Birliği'nin karargâh ülkesi olmasının, ona kendisi veya üye devletler adına konuşma, uluslararası hukuk kuralları ve iyi komşuluk ilkeleri ihlallerini örtme yetkisi vermez” dedi.

Sözcü, Etiyopya'nın Mısır ve Sudan'ın endişelerini dikkate aldığı yönündeki iddiasını yalanlarken bunun, müzakerelerin 10 yıldan fazla bir süredir devam ettiği gerçeğiyle çeliştiğine ve aşağı havza ülkelerinin haklarına herhangi yönelik bir taahhütte bulunulmadığına dikkat çekti.

Etiyopya önceki gün, Cidde'de düzenlenen Arap Zirvesi’nde Nahda Barajı ile ilgili alınan karardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Etiyopya Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kararın baraja yönelik ‘düşman Mısır retoriğini’ tekrarladığını ve dostane bir çözüme ulaşmak için çalışan Afrika Birliği ve üye devletlere hakaret teşkil ettiğini savundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Etiyopya açıklamasında ayrıca Arap Birliği’ne üye devletleri, Mısır’ın ‘Dostluk ve Afro-Arap tarihi ilişkilerinde bir çatlağa yol açabilecek hareketle Arap Birliği’ni kötüye kullanılması’ olarak tanımladığı durumu sürdürmesini engellemeye çağırdı.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.