Mısır’da cinsel taciz ve istismara cezalar ağırlaştırılıyor

Mısır Temsilciler Meclisi, Bakanlar Kurulu’nun sunduğu cinsel taciz ve istismara yönelik cezaları ağırlaştıran yasa tasarısını tartışıyor

Mısır Temsilciler Meclisi’nin bir oturumu (Arşiv)
Mısır Temsilciler Meclisi’nin bir oturumu (Arşiv)
TT

Mısır’da cinsel taciz ve istismara cezalar ağırlaştırılıyor

Mısır Temsilciler Meclisi’nin bir oturumu (Arşiv)
Mısır Temsilciler Meclisi’nin bir oturumu (Arşiv)

Mısır Temsilciler Meclisi, Mısır Bakanlar Kurulu tarafından sunulan ve Ceza Kanununda cinsel taciz ve istismar suçlarının cezalarını ağırlaştıracak yasal değişiklikleri kapsayan yasa tasarısını tartışmaya başladı.

Temsilciler Meclisi’ndeki Anayasa ve Yasama Komisyonu, İnsan Hakları Komisyonu ile yaptığı toplantıda, Bakanlar Kurulu tarafından sunulan Ceza Kanunu’nun bazı hükümlerinde ‘kamusal ve özel yer ve işyerlerinde cinsel taciz ve istismar suçlarının cezalarını artırmak amacıyla’ değişiklik yapılmasına yönelik yasa tasarısını ‘ilke olarak’ onayladı.

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli bazı bakanlarla birlikte (Mısır Hükümeti)
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli bazı bakanlarla birlikte (Mısır Hükümeti)

Komite, yasa taslağının maddelerinin tartışılmasını ‘üslubunu düzeltmek’ ve toplantıya katılan bazı komite üyelerinin gözlemlerinin yanı sıra Ulusal İnsan Hakları Konseyi’nin yaptığı gözlemler ışığında incelemek için sonraki bir oturuma ertelemeye karar verdi. Anayasa ve Yasama Komisyonu Temsilcisi İhab et-Tamavi çarşamba günü yaptığı basın açıklamasında, “Komisyon ulusal insan hakları stratejisiyle tam olarak uyumlu olmaz ve suçun ele alınması için caydırıcı cezalar sağlanmazsa tasarıyı onaylamayacak” dedi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre kanun tasarısı, ‘bu suçların gelişmesini engellemek’ amacıyla taciz, zorbalık ve istismar suçlarının cezalarını artıran Ceza Kanunu’nda yasal düzenlemeleri öngörüyor. Değişiklikler ayrıca ‘taciz ve istismar araçlarından biri olarak modern teknolojinin eklenmesini’ de içeriyor.

Mısır Bakanlar Kurulu, yasa tasarısına ilişkin açıklayıcı notunda, “Son zamanlarda kamu veya özel yer ve şirketlerde, taciz ve istismar suçlarıyla müdahale edilmesi ve suç sayılması gereken bazı yeni durumların olduğu fark edildi” ifadelerine yer verildi.

Temsilciler Meclisi’nin Anayasa ve Yasama Komisyonu üyesi Temsilci Süleyman Vahdan Şarku’l Avsat’a “Toplumun gelişmesi, kültürün değişmesi ve teknolojik gelişmelerle birlikte yeni suçlar ortaya çıkıyor veya bilinen suçlar yeni biçimler alıyor. Bu durum yasanın bu gelişmelere ayak uyduracak şekilde geliştirilmesini gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Vahdan “Taciz ve istismar suçları, teknoloji ve iletişim araçlarını kullanarak geleneksel olmayan yeni biçimler aldı. Taciz ve zorbalık teknolojik yollarla mesajlarla gerçekleştirilebileceğinden, yasa taslağı bu suçlarla yüzleşmek amacıyla suçun işlenme yöntemlerine iletişim araçlarının da eklenmesini içeriyor” dedi.

Mısır Temsilciler Meclisi daha önce Temmuz 2021’de ‘cinsel taciz suçunun cezasının artırılmasını ve değişikliğe göre tacizin kabahatten ağır suça dönüştürülmesini’ içeren yasal değişiklikleri onaylamıştı.

Mısır’daki Ulusal Sosyal ve Kriminolojik Araştırma Merkezi ile Ulusal Kadın Konseyi’nin geçen yıl gerçekleştirdikleri bir araştırmada, ‘kadınların yüzde 80’inin tacize, yüzde 75’i şiddete maruz kaldığı’ sonucuna ulaşmıştı.

Nil ve Mısır Dışişleri Bakanlığı binası
Nil ve Mısır Dışişleri Bakanlığı binası

Ayn Şems Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olan Dr. Samiye Hadır “Taciz ve istismar suçlarına karşı ağır cezalarla mücadele etmek iyi bir şey, ancak bu fenomenlere karşı mücadele etmek için özellikle yeni nesiller arasında farkındalık kampanyalarının da genişletilmesi gerekiyor. Taciz ve istismarın yaygınlaşmasının sebepleri arasında toplum kültürünün değişmesi, teknolojik araçların olumsuz kullanımı ve bunun Mısır toplumunda garip fikir ve davranışlar oluşmasına neden olması yer alıyor” ifadelerini kullandı.



İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
TT

İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)

Mısırlılar, İsrailli mahkumların 6 Ekim 1973 sonrasında İsrail'e giderken merhum Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın üzerlerine giydirdiği ‘kastor pijama’ (yumuşak Mısır pamuğundan yapılmış kumaş) içindeki sahnelerini halen hafızasında koruyor. İsrail, 1973 savaşının 50’nci yıl dönümünün gelmesiyle birlikte o dönem esir alınan onlarca vatandaşını önümüzdeki ekim ayının sekizi ile onu arasında Mısır ve Suriye'yi kapsayan bir tura çıkarmayı planlıyor.

İsrail savunma dergisi Israel Defence tarafından çarşamba günü ortaya çıkarılan tur ile sayıları 150'den fazla olan, söz konusu dönemki esirlerin eşleriyle birlikte Süveyş Kanalı üzerinden bir İtalyan yolcu gemisiyle Mısır'a geçmesi planlanıyor. Daha sonra yolcular, uzmanların ‘kışkırtıcı ve ters tepkilere yol açıcı’ olarak gördüğü bir adımla İsrail askeri uçaklarıyla Suriye sınırı üzerinden uçacaklar.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre savaşın bütün acı anılarına rağmen Mısırlılar, 1960’lı ve 1970’li yıllarda ‘küçük çocukların sünnet oluşu’ ile ilişkisi nedeniyle Sedat'ın esirlere Kastor kumaşlı pijama giydirmesi hakkında espriler yapıyorlar. Ebeveynler, o zamanlar el-Mahalle el-Kübra bölgesindeki tekstil fabrikalarının üretiminde öne çıktığı bu pijamaları, yumuşak ve narin kumaşı nedeniyle çocuklarına alıyordu.

Ekim Savaşı'ndaki Mısırlı savaşçılardan Tuğgeneral Yusri Amara, İsrail'in tutsaklarını Mısır ve Suriye arasında gezdirme kararına ilişkin “Hayal kırıklığına uğradıkları yerleri görecekler” yorumunda bulundu. İsrail 190. Zırhlı Tugayı Komutanı Albay Assaf Yaguri'yi 8 Ekim 1973'te yakalayan Amara, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bu esirlerin Süveyş Kanalı'nı geçtiklerinde neler hissedeceklerini tahmin edebiliyorum. Kalpleri kırılacak. Bu kışkırtıcı gezi elbette ters tepkiler doğuracaktır.”

Bu benzeri görülmemiş uygulamanın ardında, İsrailli Erez Derneği ile iş birliği içindeki Arim Belilah derneği yer alıyor. Gezi ile İsrail ordusuna ait bir donanma gemisi eşliğindeki İtalyan yolcu gemisi, Süveyş Kanalı'na doğru yola çıkacak. Böylece gemi, Sina Yarımadası'nın etrafında dönmeden önce yolcular, savaş sırasında İsrail ordusunun mevzilerinin düştüğü yerlere bakabilecek ve ardından Eylat yönüne devam edecekler. İsrail askeri liderlerinin katılımıyla İsrail Tel Nof Hava Kuvvetleri Üssü’nde savaş anılarının canlandırılmasıyla gezi sonlanmadan önce, bir İsrail askeri uçağının, esirleri, aralarından bazılarının esir alındığı yer olan Suriye sınırının üzerinden kuzeye uçurması planlanıyor.

Bu bağlamda, İsrail meseleleri uzmanı ve İskenderiye Üniversitesi'nde İbranice çalışmaları profesörü olan Dr. Ahmed Fuad Enver, İsrail'in bu geziyi planlamasının ‘kışkırtıcı bir adım’ olduğuna vurguladı. Mısırlı akademisyen, geziyi düzenleyenin, işgal ordusundaki esirlerin psikolojik bakımıyla ilgilenen ve yaklaşık 300 üyesi bulunan Arim Belilah Derneği olduğunu belirtti. Enver açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Bu dernek, mahkumların kabuslarının halen devam ettiğini kabul ediyor ve İsrail tarafını onlarla ilgilenmeye, şu ana kadar devam eden sorunlarının farkına varmaya çağırıyor.

Enver, bu tasarrufla ilgili değerlendirmesinde Şarku'l Avsat'a şunları söyledi:

Bu uygulama, Ekim Savaşı'nın 50’inci yıl dönümü ile Mısır ordusunun zaferinin imajını zedeleme girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Bu gezi ters tepecektir. Çünkü Süveyş Kanalı içinde denetim yapan ister Süveyş Kanalı otoritesine mensup görevliler olsun, ister Mısırlı irtibat görevlileri veya güvenlik görevlileri olsun, bunlar esirler için daha fazla kabusa neden olacak.

Planlanan gezi rotasının ‘sorgulanabilir ve kışkırtıcı’ olduğuna inandığını belirten Enver, “Süveyş Kanalı'nda bir gemi yolculuğundan ve ardından İtalyan yolcu gemisi aracılığıyla Eylat’a gitmekten söz etmek tamamen reklam amaçlıdır. Arkasında farklı gerekçeler var” dedi.