Filistinli örgütlerin ‘Kahire İstişareleri’ Gazze’deki durumu iyileştirmeyi hedefliyor

Gazze Şeridi’nin enerji ihtiyacının karşılanması ve ticari geçişlerin kolaylaştırılması konuları da gündemde

İsrail’in geçtiğimiz çarşamba günü Gazze’ye düzenlediği bombalı saldırıda vurulan bir binanın yakınındaki Filistinli bir kız öğrenci (AFP)
İsrail’in geçtiğimiz çarşamba günü Gazze’ye düzenlediği bombalı saldırıda vurulan bir binanın yakınındaki Filistinli bir kız öğrenci (AFP)
TT

Filistinli örgütlerin ‘Kahire İstişareleri’ Gazze’deki durumu iyileştirmeyi hedefliyor

İsrail’in geçtiğimiz çarşamba günü Gazze’ye düzenlediği bombalı saldırıda vurulan bir binanın yakınındaki Filistinli bir kız öğrenci (AFP)
İsrail’in geçtiğimiz çarşamba günü Gazze’ye düzenlediği bombalı saldırıda vurulan bir binanın yakınındaki Filistinli bir kız öğrenci (AFP)

Mısır istihbarat yetkililerinin Gazze Şeridi’ndeki Filistinli örgütlerin liderleriyle istişareleri Kahire’de başladı. İstişarelerin ilk turuna geçen perşembe Mısır’ın başkentine gelen Filistin İslami Cihad Hareketi’nin liderlerinin katılması bekleniyor.

İslami Cihad Hareketi’nin siyasi büro üyelerinin, yeni yapılanmasından ve örgüt içindeki görevlerin yeniden dağıtılmasından sonra bu istişarelere katılması bekleniyor. Siyasi büronun yeniden yapılanması, geçtiğimiz ay hareketin liderlerinden beşinin öldürülmesinin ardından İsrail işgal güçleri ile yaşanan çatışma nedeniyle gecikmişti. Çatışma Mısır’ın arabuluculuğunda bir ateşkes anlaşması yapılmasıyla durmuştu.

Kahire’de Filistinli gruplar tarafından yürütülen genel istişarelere yakın olan Filistinli kaynaklar, İslami Cihad ve Hamas hareketlerinin liderlerinin Mısırlı yetkililerle ayrı istişarelere başlayacaklarını ve mevcut istişare turlarında grupların gündeminde bir dizi önceliğin ve konunun yer aldığını söylediler.

Şarku’l Avsat’a konuşan isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, grupların istişarelerinde öncelikli olarak güvenlik ve ekonomi dosyalarının olacağını belirttiler. Buna ek olarak grup liderleri ile Mısır güvenlik yetkilileri arasında ‘neredeyse tam bir anlaşma’ olduğuna, ‘Kahire’nin Filistin vatandaşları ve hatta bazı grup liderleri için bir güvenlik şemsiyesi sağlamadaki rolünün büyük takdir topladığına’ ve ‘mevcut İsrail hükümetinin ışığında, durumun ciddiyetine dair ortak bir uzlaşı olduğuna’ dikkat çektiler.

Kaynaklar ‘grupların liderlerinin, özellikle ekonomik durum ve yaşamsal ihtiyaçların karşılanması ile ilgili olarak, Gazze Şeridi sakinlerinin acılarını hafifletmek için Mısırlı yetkililere sunacakları bir dizi fikirlerinin’ olduğunu kaydettiler. Kaynaklar ‘özellikle İsrail’in sıkı ablukası sonucunda yaşam krizinin şiddetlendiğini ve Gazze Şeridi’nin temel ihtiyaçlara ve çok sayıda ürüne ulaşmakta sıkıntı yaşadığını gösteren birçok haberden Mısır’ın bilgisi olması ışığında, Mısır’ın bu ihtiyaçlar ile ilgili tam bir farkındalığı olduğunu’ belirttiler.

İsrail’in 16 yıldır Gazze Şeridi’ne uyguladığı abluka, buradaki yaşam koşullarını ‘derinden’ etkiliyor. Bu, işgal altındaki Filistin topraklarının birliğini bozmanın yanı sıra ekonomik ve toplumsal dokuyu parçaladı. Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre, Gazze’deki 2,1 milyon Filistinliden 1,3 milyonu (nüfusun yüzde 62’si) gıda yardımına muhtaç durumda. Gazze’deki işsizlik seviyesi de dünyanın en yüksek işsizlik seviyeleri arasında. Zira 2022’de işsizlik oranı yüzde 46,6’ya ulaştı. Aynı dönemde gençler (15-29 yaş) arasındaki işsizlik oranı ise yüzde 62,5’e ulaştı.

Kaynaklar, grup liderlerinin Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye’nin Kahire’ye yaptığı son ziyaretteki gelişmelerden, özellikle de Gazze Şeridi’ne daha fazla enerji sağlanması konusundan haberdar olduklarını bildirdiler. Kaynaklara göre ‘Kahire enerji sağlama konusunda yardımcı olabilir’. Uzun elektrik kesintileri ve enerji eksikliği nedeniyle hastanelerin ve hayati hizmet kurumlarının girdikleri sıkıntılar ışığında, grup liderleri bu konuya da odaklanmayı planlıyorlar.

Kaynaklar “Filistinli gruplar aynı zamanda, sınır kapılarından insanların ve malların geçişini kolaylaştırma, Mısır’ın Gazze sakinlerinin temel ihtiyaç malzemelerini sağlamadaki rolünü artırma ve Mısır mallarının İsrailli muadillerinin yerine geçme imkanını tartışmayı planlıyorlar. İşgal makamları, gıda maddelerine ek olarak taşıt ve ulaşım araçları için bazı ürünler de dahil olmak üzere bu malları, Gazze Şeridi sakinlerine baskı yapmak için bir araç olarak kullanıyor” dediler. İsrail şu anda Mısır tarafından kontrol edilen Refah Sınır Kapısı dışında Gazze Şeridi’nin etrafındaki tüm sınır kapılarını kontrol ediyor.

Pratikte İsrail iki sınır kapısını işletiyor: ticari geçişlerin yapıldığı Kerem Ebu Salim ve Batı Şeria ile Gazze arasında insani geçişler için kullanılan Beyt Hanun. Ancak insani ve ticari geçişlerde ‘sert’ tedbirler uyguluyor ve herhangi bir güvenlik gelişmesi veya çatışma meydana gelir gelmez bu kapıları kapatmaya yelteniyor. Kaynaklar, başta 2007’den beri Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas Hareketi olmak üzere Filistinli gruplarla yapılan istişarelerde, Mısır’ın Gazze Şeridi’nde inşa ettiği ve bitmek üzere olan üç Mısır kentine değinileceğini de belirttiler. Mısır şehirlerinin açılışı ve İsrail’in saldırıları sonucunda evleri hasar görenlere buradaki konutların dağıtılması için düzenlemeler yapılıyor. Mısırlı şirketler, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin 2021’de Gazze Şeridi’nin yeniden inşası için 500 milyon dolarlık hibe sağlama taahhüdünü yerine getirmek üzere Gazze Şeridi’nde yaklaşık 3 bin 500 konuttan oluşacak üç yerleşim yeri inşa ediyor.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.