Trump, savaşı sona erdirme anlaşmasını doğruladı... Netanyahu, Filistin devletini reddetti

İsrail Başbakanı, Filistin devletini tanıyan ülkelere yüklendi… Suriye ve Lübnan ile barıştan söz etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün Birleşmiş Milletler'de (BM) yaptığı konuşmada, ‘İran terör ekseninin laneti’ olarak adlandırdığı durumu anlatırken elinde bir harita tutuyor. (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün Birleşmiş Milletler'de (BM) yaptığı konuşmada, ‘İran terör ekseninin laneti’ olarak adlandırdığı durumu anlatırken elinde bir harita tutuyor. (AFP)
TT

Trump, savaşı sona erdirme anlaşmasını doğruladı... Netanyahu, Filistin devletini reddetti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün Birleşmiş Milletler'de (BM) yaptığı konuşmada, ‘İran terör ekseninin laneti’ olarak adlandırdığı durumu anlatırken elinde bir harita tutuyor. (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün Birleşmiş Milletler'de (BM) yaptığı konuşmada, ‘İran terör ekseninin laneti’ olarak adlandırdığı durumu anlatırken elinde bir harita tutuyor. (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Batı Şeria'nın ilhakına izin vermeyeceğini bildirdiği günün ertesi günü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 80’inci yıllık oturumunda yaptığı konuşmada, Filistin-İsrail çatışmasını çözmek ve Gazze Şeridi'nde yaklaşık iki yıldır süren savaşı sona erdirmek için yoğun küresel çabalar konusunda hükümetinin aşırı tutumları nedeniyle kendisi ve İsrail'i giderek artan uluslararası izolasyonundan kurtarmaya çalıştı.

Netanyahu kürsüye çıktığında, yüzlerce uluslararası yetkili ve diplomat salondan çıkarken, İsrail heyetinin üyeleri onu sürekli alkışladı.

Netanyahu'nun Filistin devletinin kurulmasını reddeden konuşmasıyla eş zamanlı olarak, Başkan Trump Gazze savaşını sona erdirmek için bir anlaşmaya varıldığına inandığını ifade etti. Beyaz Saray'da gazetecilere verdiği demeçte, “Sanırım bir anlaşmaya vardık... Gazze konusunda bir anlaşmaya vardık gibi görünüyor. Umuyorum ki bu anlaşma rehineleri geri getirecek ve savaşı sona erdirecek bir anlaşma olacak” dedi.

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün, neredeyse boş olan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu salonunda konuşmasını yaptı. (DPA)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün, neredeyse boş olan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu salonunda konuşmasını yaptı. (DPA)

Netanyahu, New York'taki konuşmasına, geçen yılki konuşmasında, tüm dünyanın barışını tehdit eden ‘İran terör ekseninin laneti’ olarak nitelendirdiği durumu açıklamak için kullandığı bir haritayı göstererek başladı. İran'ı ‘sadece İsrail'i yok etmekle kalmayıp, aynı zamanda ABD'yi de tehdit etmek’ amacıyla ‘hızla devasa bir nükleer silah ve balistik füze programı geliştirmekle’ suçladı.

İsrail'in bölgede çeşitli cephelerdeki savaşlarına atıfta bulunarak, Tahran'ın Hamas, Hizbullah, Yemen’deki Husiler ve Suriye'deki milislerine verdiği desteği ele aldı. Netanyahu, “İran'ın askeri nükleer kapasitesini ve zenginleştirilmiş uranyum stoklarını yeniden inşa etmesine izin vermemeliyiz. Bu stoklar ortadan kaldırılmalı ve BM Güvenlik Konseyi yaptırımları yeniden uygulanmalı… Henüz işimiz bitmedi” ifadelerini kullandı.

Gazze'nin geleceği

Netanyahu, “Hamas'ın geri kalan liderlerine ve rehinelerimizin başında bekleyen görevlilere sesleniyorum: Silahlarınızı bırakın… Rehineleri hemen serbest bırakın, bunu yaparsanız yaşarsınız. Bunu yapmazsanız, İsrail sizi yakalayacaktır” şeklinde konuştu.

“Hamas taleplerimizi kabul ederse, savaş şimdi sona erebilir” diyen Netanyahu, ‘İsrail'in Gazze Şeridi’nde en üst düzey güvenlik kontrolünü elinde tutacağını ve barışçıl bir sivil otorite kurulacağını’ belirtti.

Netanyahu, İran ve destekçilerini ‘modern dünyayı geçmişe, şiddet, hoşgörüsüzlük ve terörizmin karanlık çağına geri sürüklemek istemekle’ suçlarken, ‘İsrail'in dünya ulusları için bir savaş verdiğini’ söyledi. Trump'ın, İsrail ve ABD'nin İran ve onun ajanlarından kaynaklanan ortak bir tehditle karşı karşıya olduğunu diğer liderlerden daha iyi anladığını vurguladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda dün konuşma yapan Netanyahu'ya karşı New York'ta protesto gösterisi düzenlendi. (Reuters)Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda dün konuşma yapan Netanyahu'ya karşı New York'ta protesto gösterisi düzenlendi. (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Netanyahu'ya insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle tutuklama emri çıkarması ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği iddia edilen soykırımla ilgili yargılaması sürerken Netanyahu, “Bu salonda temsil edilen liderlerin birçoğunun bize karşı hukuki savaş açarak tamamen farklı bir mesaj verdiğini” söyledi.

İsrail'in ‘sivil kayıpları en aza indirmek için tarihteki herhangi bir ordudan daha fazla önlem aldığını’ iddia eden Netanyahu, İsrail'in milyonlarca broşür attığını ve milyonlarca kısa mesaj ve telefon görüşmesi yaparak ‘sivilleri Gazze şehrini terk etmeye çağırdığını’ belirtti.

Netanyahu, “Sözde hedef aldığı sivil nüfusa karşı soykırım yapan bir devlet, onlara bu zor durumdan kurtulmaları için yalvarır mı? Soykırım yapmak isteseydik, onlardan gitmelerini ister miydik?” diye sordu. Hamas'ı ‘soykırım yapmakla’ suçlayan Netanyahu, Filistinlilerin aç bırakıldığına dair söylentileri ‘şaka’ olarak nitelendirdi. Netanyahu, “İsrail'e karşı soykırım ve açlık iddialarını yayanların, Orta Çağ'da Yahudilere iftira atanlardan hiçbir farkı yok” dedi.

Netanyahu, Avustralya, Kanada, Fransa ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere ondan fazla ülkenin Filistin devletini tanıdığını belirterek, “Filistin devletini tanıyan liderlerin verdiği mesaj, Hamas’ın Yahudileri öldürmenin karşılığını aldığıdır” dedi. Netanyahu, bunun ‘tüm ülkelerin üzerinde bir leke olacağını’ söyledi.

Netanyahu sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, Yahudi devleti İsrail'in Filistin devletiyle barış içinde yan yana yaşadığı iki devletli bir çözüme inanıyoruz. Bununla ilgili tek bir sorun var: Filistinliler bu çözüme inanmıyorlar. 7 Ekim 2023'ten sonra Filistinlilere Kudüs'ten bir mil uzaklıkta bir devlet vermek, 11 Eylül 2001'den sonra el Kaide'ye New York'tan bir mil uzaklıkta bir devlet vermek gibidir.”

“İsrail, bize terörist bir devlet dayatmanıza izin vermeyecek” diyen Netanyahu, Knesset'te Filistin devleti konusunda bir oylama yapıldığını ve ‘120 milletvekilinden 99'unun aleyhte, sadece 9'unun lehte oy kullandığını’ belirtti. Netanyahu, “Bu yüzde 90'ın üzerinde bir oran, marjinal bir grup değil. Başbakan’ın kendisi aşırılıkçı değil, aşırılıkçı partilerin esiri de değil. Onun yanında İsraillilerin yüzde 90'ından fazlası var. Filistin devletine karşı çıkmam sadece benim politikam ya da hükümetimin politikası değil; İsrail devletinin ve halkının politikası” ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı'nın eşi Sara Netanyahu ve heyet üyeleri, dün Birleşmiş Milletler'de (BM) yaptığı konuşma sırasında Binyamin Netanyahu’yu alkışlıyor. (AFP)İsrail Başbakanı'nın eşi Sara Netanyahu ve heyet üyeleri, dün Birleşmiş Milletler'de (BM) yaptığı konuşma sırasında Binyamin Netanyahu’yu alkışlıyor. (AFP)

İsrail barışı

Netanyahu, İsrail'in İran terör ekseni üzerindeki zaferlerinin ‘Suriye ile barış için yeni olanaklar yarattığını’ söyledi. Netanyahu sözlerine şöyle devam etti: “Yeni Suriye hükümetiyle ciddi müzakerelere başladık. Suriye'nin egemenliğine saygı duyan, İsrail'in güvenliğini ve Dürzi azınlık da dahil olmak üzere bölgedeki azınlıkların güvenliğini koruyan bir anlaşmaya varılabileceğine inanıyorum.”

“İsrail ile Lübnan arasında da barış mümkün” diyen Netanyahu, Lübnan hükümetine ‘İsrail ile doğrudan müzakerelere başlaması’ çağrısında bulundu. Netanyahu, “Lübnan, Hizbullah'ı silahsızlandırmak için gerçek ve sürdürülebilir adımlar atarsa, kalıcı bir barışa ulaşabileceğimize inanıyorum… Hamas üzerinde kazanılan zafer, Arap ve İslam dünyasıyla barışı mümkün kılacak” dedi.

Netanyahu pazartesi günü Trump ile görüşecek

Uluslararası yetkililer, pazartesi günü Beyaz Saray'da Trump ve Netanyahu arasında yapılacak toplantıyı bekliyor. Bu toplantıda, ABD Başkanı’nın İsrail Başbakanı’na, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un bahsettiği 21 maddelik plana onay vermesi için ne kadar baskı uygulayacağını görecekler. Trump, geçtiğimiz perşembe günü Oval Ofis'te gazetecilere verdiği demeçte, “İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesine izin vermeyeceğim. Hayır, buna izin vermeyeceğim. Bu olmayacak” ifadelerini kullandı. Netanyahu ile bu konuyu konuştuğunu vurgulayan Trump, “Yeter. Artık durma zamanı” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu salonunda konuşmasını yaptı. (AFP)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu salonunda konuşmasını yaptı. (AFP)

Diplomatlar, Trump'ın BM'de bir araya geldiği bir dizi üst düzey Arap ve Müslüman yetkiliye planı sunduğunu açıkladı.

Beyaz Saray, Avrupalı yetkililerle de görüşülen ve savaş sonrası Filistin devleti ve Gazze Şeridi için geçici yönetimden açıkça bahseden planın ayrıntılarını açıklamayı reddetti.

Konuya yakın kaynaklar, Mısır'da büyük bir yeniden inşa konferansı düzenleneceğini ve İsrailli rehinelerin anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonraki 48 saat içinde serbest bırakılacağını söyledi. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinli yetkililer arasındaki bağlantıların, nihai olarak Filistin devletinin kurulmasına yönelik bir adım olarak rol oynayacağını, ancak Hamas sempatizanlarının kaderinin henüz belirsiz olduğunu da bildirdiler.

Washington Post gazetesi, toplantı sırasında bir dizi Arap ve Müslüman yetkilinin Trump'a ‘Netanyahu Batı Şeria'yı ilhak etmeye devam ederse, İsrail ile bölgesel entegrasyonun etkileneceğini’ açıkça belirttiğini bildirdi. Trump, Netanyahu'ya nadir görülen Amerikan baskısı olarak değerlendirilen bir yanıtla, “İsrail'in halihazırda işgal ettiği toprakları ilhak etmesine izin vermeyeceğini” söyledi.

Bir diplomat, Witkoff ve diğer üst düzey yetkililerin ‘Netanyahu'ya sunmadan önce Gazze anlaşmasına ilişkin vizyonları konusunda İslam ülkeleri arasında bir anlaşmaya varmaya çalıştıklarını’ belirtti.

Arap ve Avrupalı diplomatlar, Trump'ın planının ‘Trump yönetiminin önceki vizyonlarına göre bir gelişme olduğunu’ ifade ettiler. Ancak, İsrail'in herhangi bir anlaşmaya uyacağına ve Trump'ın Netanyahu üzerindeki mevcut baskısını sürdüreceğine dair derin bir güvensizlik var. Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre birçok diplomat halen Gazze Şeridi'nde barışın uzak bir ihtimal olduğunu düşünüyor. Üst düzey bir diplomat, “Analizimize göre, gece yarısına sadece beş dakika kaldı. Bu savaşı sona erdirmek için şimdi baskı yapmalıyız, aksi takdirde durum şu anda gördüğümüzden daha da kötüye gidecek” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, “Arap ve Müslüman ülkeler, Başkan Trump'ı Batı Şeria'da herhangi bir ilhakın tehlikeleri ve bunun sadece Gazze Şeridi'nde barış olasılığını değil, bölgedeki kalıcı barışı da tehdit ettiği konusunda uyardı” dedi.

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, iki devletli çözümün adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmanın tek yolu olduğu konusunda uluslararası bir konsensüs olduğunu belirterek, bunun uygulanmasının önündeki ana engelin Netanyahu hükümeti olduğunu vurguladı.



İsrail ordusu, son 24 saat içinde Gazze'deki yaklaşık 140 hedefe saldırı düzenledi

25 Eylül 2025'te Gazze Şeridi'nin merkezinden görüldüğü gibi askeri operasyon sırasında İsrail hava saldırısının ardından duman yükseliyor (Reuters)
25 Eylül 2025'te Gazze Şeridi'nin merkezinden görüldüğü gibi askeri operasyon sırasında İsrail hava saldırısının ardından duman yükseliyor (Reuters)
TT

İsrail ordusu, son 24 saat içinde Gazze'deki yaklaşık 140 hedefe saldırı düzenledi

25 Eylül 2025'te Gazze Şeridi'nin merkezinden görüldüğü gibi askeri operasyon sırasında İsrail hava saldırısının ardından duman yükseliyor (Reuters)
25 Eylül 2025'te Gazze Şeridi'nin merkezinden görüldüğü gibi askeri operasyon sırasında İsrail hava saldırısının ardından duman yükseliyor (Reuters)

İsrail ordusu sözcüsü Cuma günü, hava kuvvetlerinin son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde 140'tan fazla hedefe saldırı düzenlediğini açıkladı.

İsrail ordusunun operasyonları, Hamas'ı askeri olarak yenilgiye uğratmak ve rehineleri kurtarmak amacıyla 16 Eylül'de Gazze Şehri'ni işgal etmek için başlattığı genişletilmiş saldırının bir parçası.

 İsrail'in Gazze Şehri'ne düzenlediği hava saldırısında 10 Filistinli öldürüldü.

Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı (Wafa), işgalci hava kuvvetlerinin Gazze Şehri mahallelerine yoğun bombardımanını sürdürmesi sonucu 10 Filistinlinin şehit olduğunu aktardı.

u78ı
 Filistinli bir erkek ve kadın, Nuseyrat kampında İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı üzerinde yürüyor (AFP).

Wafa, İsrail uçaklarının şehrin batısındaki Al-Rimal mahallesindeki Friends of the Patient Hastanesi yakınlarında bir grup sivili bombaladığını, altı kişinin öldüğünü, dört kişinin ise şehrin batısındaki Al-Şati kampına düzenlenen saldırılarda öldüğünü bildirdi. Medya kuruluşları ölü sayısının 29'a yükseldiğini aktardı.

Gazze Şeridi'ndeki Filistin Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana  65 bin 427 kişinin öldürüldüğünü yaralı sayısının ise 167 bin 376 kişiye ulaştığını belirtti.


İngiltere hükümetinin haritasında Filistin devletinin sınırları nasıl görünüyor?

BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)
BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)
TT

İngiltere hükümetinin haritasında Filistin devletinin sınırları nasıl görünüyor?

BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)
BM, 1947 yılında Filistin'i topraklarının yüzde 42'sini kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 58'ini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölme planını kabul etti (AFP)

İnci Mecdi

İngiltere, tarihi bir adım atarak Filistin devletini tanıdı. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana amansız bir savaşın yıkıma uğrattığı Gazze Şeridi'nde ateşkes dahil olmak üzere, bu adımı geciktirecek şartları yerine getirmemesi üzerine Filistin devletini tanıdıklarını duyurdu.

Starmer, BM Genel Kurul toplantılarının başlamasına bir gün kala ülkesinin Filistin devletini tanıdığını duyurdu. İki devletli çözümün geleceğini tartışmak üzere dün New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde bir konferans düzenlendi. Bu konferansta, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi için baskı yapmak amacıyla uluslararası çabaların bir parçası olarak Filistin devletinin uluslararası alanda daha fazla tanınması bekleniyordu.

Filistin devletini tanıdıktan birkaç saat sonra, İngiltere hükümeti haritalarına ilk kez resmi olarak Filistin adını ekledi. Hükümetin resmi internet sitesinde yayınlanan haritada sadece Batı Şeria ve Gazze Şeridi “Filistin” olarak gösterilirken Kudüs ise, 1967 sınırları Doğu Kudüs'ü Filistin topraklarının bir parçası olarak tanımasına rağmen, tamamen İsrail sınırları içinde yer aldı.

Independent Arabia, konuyu açıklığa kavuşturmak ve pazar günü yaptığı açıklamada İngiltere'nin tanıdığı sınırlara göre Doğu Kudüs'ün statüsüne dair bilgi almak için İngiltere Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçti. Ancak yanıtında Doğu Kudüs'ün statüsüne değinmeyen Bakanlık, Birleşik Krallık'ın, gelecekteki müzakerelerde çözülmek üzere, 1967 sınırlarına dayalı ve eşit toprak takası içeren geçici sınırlar üzerinde Filistin devletini tanıdığını açıkladı.

Birleşik Krallık'ın Filistin'i bir devlet olarak tanıdığını, bir devletin tüm yasal hak ve yükümlülüklerini kabul ettiğini ve Filistin devletinin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) veya Filistin Yönetimi tarafından imzalanan önceki anlaşmalara, özellikle de Oslo Anlaşmaları’na uymasını beklediğini de sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Indepedent Arabia’dan aktardığı habere göre İngiltere Dışişleri Bakanlığı yanıtında, Dışişleri Bakanı Yvette Cooper'ın uygun bir zamanda Filistinli mevkidaşıyla temasa geçerek tam diplomatik ilişkilerin kurulması sürecini başlatacağını açıkladı.

ABD 2017 yılında Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımış olsa da, BM Filistin devletinin sınırlarının Doğu Kudüs dahil Batı Şeria ve 1967 öncesi savaş sınırları (Yeşil Hat) içindeki Gazze Şeridi'ni kapsadığını ve müzakereler yoluyla eşit toprak takası üzerinde anlaşmaya varıldığını kabul ediyor. Bu topraklar, Filistin devleti için uluslararası alanda tanınan yasal çerçeveyi oluştururken, İsrail'in bu topraklara yönelik ilhakı veya yerleşim birimi inşası yasa dışı olarak kabul ediliyor.

Kudüs Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Eymen er-Rakab, İngiltere'nin Filistin devletini tanımasını iki devletli çözüme doğru atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyor. Bu tanıma, İngiltere'nin 1947'deki bölünme kararının ikinci kısmını, bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti kurarak tamamlama stratejisinde açık bir değişiklik olduğunu gösteriyor.

Prof. Rakab, Filistin devletinin tanınmasının iki devletli çözüme verdiği destekle birlikte, Filistin devletini tanıyan bir haritanın yayınlanmasının da bu yönde atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Arap halkının, tarihi Filistin topraklarının yüzde 22'sini kapsayan bir Filistin devletini fiilen kabul etmiş olduğunu ve bu oranın, bölünme kararında tanınan yüzde 45'lik orandan daha az olduğunu belirterek, haritanın sahadaki gerçekliği yansıttığını vurguladı. Bunun müzakereler bağlamında verilecek bir mücadele olduğunu da ekledi.

BM’nin 1947 yılında 181 sayılı kararla bölgenin yüzde 42,3'ünü kapsayan bir Arap devleti ve yüzde 57,7'sini kapsayan bir Yahudi devleti olarak bölünmesi planını kabul etti. Karara göre Kudüs ve Beytüllahim ise uluslararası bir idare altında olacaktı. Bu plan, o dönem Filistin liderliği tarafından reddedildi. Filistinli liderler, 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra İsrail'in, Kudüs'ün nihai statüsü dışında, barış karşılığında işgal altındaki tüm toprakları, Batı Şeria ve Gazze'yi iade etme teklifini de reddetti.

Filistin liderleri, 1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra İsrail'in, Kudüs'ün nihai statüsü hariç, barış karşılığında işgal altındaki tüm toprakları, Batı Şeria ve Gazze'yi iade etme teklifini de reddetti.


İsrail kaynakları: Suriye ile 1974 Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması temelinde "güvenlik ilkelerine" doğru adım atılıyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara (solda), dün New York'ta düzenlenen yıllık Concordia Zirvesi'nde ABD eski Generali David Petraeus ile el sıkışıyor (AP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara (solda), dün New York'ta düzenlenen yıllık Concordia Zirvesi'nde ABD eski Generali David Petraeus ile el sıkışıyor (AP)
TT

İsrail kaynakları: Suriye ile 1974 Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması temelinde "güvenlik ilkelerine" doğru adım atılıyor

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara (solda), dün New York'ta düzenlenen yıllık Concordia Zirvesi'nde ABD eski Generali David Petraeus ile el sıkışıyor (AP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara (solda), dün New York'ta düzenlenen yıllık Concordia Zirvesi'nde ABD eski Generali David Petraeus ile el sıkışıyor (AP)

Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar, ABD öncülüğünde yürütülen resmi İsrail-Suriye müzakerelerinin yönünün "iki ülke arasında 1974 tarihli Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması'na dayalı güvenlik ilkeleri anlaşması" olacağını, ancak bunun şu aşamada tam bir anlaşma biçimine ulaşmayacağını bildirdi.

İbranice Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, "İki ülke arasında tam bir barış anlaşmasına varılması ihtimali şu aşamada ortadan kalktı, çünkü İsrail, 1967'den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'ni elinde tutmakta ısrar ediyor, Suriye hükümeti ise bunu reddediyor."

Bunun yerine, aşağıdaki güvenlik mutabakatlarını içeren bir ilkeler bildirgesi hazırlanacak: Suriye, güney Şam'dan Ürdün ve Golan Tepeleri sınırına kadar olan sınırlarında silahsızlandırılmış bir bölge oluşturacak ve Suriye ordusu ağır teçhizat kullanmaktan kaçınacak. Suriye, topraklarındaki herhangi bir İran varlığı ile mücadele etme sözü verecek.

d
1973'te İsrail tarafından işgal edilen Golan Tepeleri'ndeki Hermon Dağı Gözlemevi (AFP)

İsrail karşılığında, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana işgal ettiği bazı bölgelerden çekilecek ve Hermon Dağı ile doğu Golan Tepeleri'ndeki hayati güvenlik mevzilerini elinde tutacak. İki taraf, güvenlik sorunlarını ele almak için ortak bir askeri koordinasyon ekibi oluşturacak. İsrail, Süveyda ve diğer bölgelerdeki Dürzi topluluğunun güvenliğini sağlarken, Suriye'nin içişlerine karışmama sözü verecek.

fdth
Suriye Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ve İsrailli Bakan Ron Dermer, (AFP)

Gazete, ABD Başkanı'nın, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında güvenlik mutabakat anlaşmasının imzalanacağı bir görüşme ayarlamaya çalıştığını bildirdi. Ancak Suriye Devlet Başkanı, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı nedeniyle bu konuda pek istekli değil ve anlaşmayı Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında imzalanmasını tercih ediyor. Anlaşmanın nihai metninin henüz kesinleşmediğini, bu nedenle ayrıntılı müzakereler gerektiren bir ilkeler bildirgesi üzerinde anlaşmaya doğru bir eğilim olduğunu vurguladı.

Gazete, iyimser görünen haberlere rağmen, iki taraf arasında şimdiye kadar birçok konuda önemli görüş ayrılıkları olduğunu vurguladı. Bu iyimserlik, Netanyahu'nun "İsrail ve Suriye arasında inanılmaz şeyler oluyor. Suriye geniş bir silahsızlandırılmış bölge kurulmasını başlatacak ve İsrail, Süveyda'da güvenliği sağlama sorumluluğunu üstlenecek" şeklindeki açıklamalarından kaynaklanıyor.

fdvgrt
Birleşmiş Milletler Gözlem Gücü'nden bir asker, işgal altındaki Golan Tepeleri sınırına yakın Kuneytra’daki bir gözlem noktasında duruyor (AFP)

Netanyahu'nun dün, aralarında çok sayıda bakan ve güvenlik birimi başkanının da bulunduğu savaş komuta heyeti ile Suriye meselesine odaklanan bir toplantı yapması dikkat çekicidir. Ortaya çıkanlar arasında, Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, dün gece başlayan İbrani yılını, İran ekseninin tamamen ortadan kaldırılacağı bir savaş yılı olarak değerlendirdikleri de yer aldı. Bu savaş söylemi, özellikle Cumhurbaşkanı Şara'nın İsrail'i Esed rejiminin devrilmesinden bu yana Suriye'ye düzenlediği binden fazla saldırı nedeniyle eleştirmesinin ardından, İsraillilerin bu savaşta Suriye için ne hazırladıklarına dair soruları gündeme getirdi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Şara, güvenlik anlaşmasının Suriye hava sahasının ihlal edilmemesini garanti altına alması gerektiğini düşünüyor.

fgth
ABD'deki Suriye toplumu, pazar günü New York'ta Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bir araya geldi. Toplantıya 11 Suriyeli Yahudi göçmen de katıldı (web siteleri)

İsrail medyası, New York'ta Suriye kökenli 11 Amerikalı Yahudi şahsiyetin, Suriye toplumuyla yapılan halka açık toplantı kapsamında Cumhurbaşkanı Şara ile özel bir görüşme gerçekleştirdiğini bildirdi. İsrail'in adı toplantıda hiç geçmese de medya bu görüşmeyi İsrail için olumlu bir mesaj olarak değerlendirdi. Yahudiler, Suriye özlemlerinden, Suriye'ye ait olmaktan duydukları gururdan ve Suriye'nin yeniden inşasına katılma isteklerinden bahsettiler. Şara ise Suriye'nin toplumsal yapısının mezhep veya din ayrımı gözetmediğini, aksine mensubiyetleri ne olursa olsun her Suriyeliyi kucakladığını belirterek, sıcak bir karşılamayla cevap verdi.

Suriye kökenli Amerikalı iş adamı Yusuf Cacati, kendisi ve diğer Suriyeli-Amerikalıların, Şara ile yaptıkları görüşmeden, Şara'nın Suriyeliler için parlak bir gelecek vaat etmesi nedeniyle etkilendiklerini söyledi. Başkan Trump'ın İsrail ile yeni Suriye arasında bir barış ve güvenlik anlaşmasına varmada başarılı olmasını umduğunu ifade etti.