Amerikalıların alkol tüketimi en son İç Savaş'ta görülen seviyeye vardı

ABD'deki artan alkol tüketiminin sorumlusu kadınlar olabilir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Amerikalıların alkol tüketimi en son İç Savaş'ta görülen seviyeye vardı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

2023 yeterince zor değilmiş gibi, Amerikalılar şimdi de İç Savaş günlerinde içtikleri kadar çok alkol tüketiyor.

Ulusal Alkol Bağımlılığı ve Alkolizm Enstitüsü'nün (National Institute on Alcohol Abuse and Alcoholism/NIAAA) hazırladığı yeni rapor, ortalama bir Amerikalının 1860'ta kişi başına tüketilen miktara yakın düzeyde alkol içtiğini ortaya koydu.

Amerikalılar 2021'de yaklaşık 9,5 litre etanol (şarap, bira ve sert içkilerde bulunan alkol) tüketirken, İç Savaş'ın eşiğinde bu miktar yaklaşık 9,6 litreydi. Alkollü içkilerdeki suyu ya da diğer bileşenleri içermeyen bu miktar, alkollü içecek tüketiminde 1990'ların ortalarına kıyasla yüzde 60'lık artışa işaret ediyor.

Amerikalılar alkol zevklerini de değiştirdi. Tüketilen bira miktarı 1995'ten bu yana yaklaşık yüzde 20 azalırken, şarap istikrarlı bir şekilde Amerika'nın tercih ettiği içki halini aldı. 1990'ların ortalarına kıyasla şarap tüketen Amerikalıların sayısı halihazırda yüzde 50 daha fazla.

ABD'de alkol tüketimi daha önce de çarpıcı seviyelere ulaşmıştı. İçki Yasağı Yasası'nın yürürlükten kaldırılmasını takip eden 1934'te Amerikalılar kişi başına yaklaşık 3,8 litre etanol içiyordu. 1945'te, II. Dünya Savaşı'nın sonunda, Amerikalılar 8,7 litreye ulaşmıştı. Bu miktar, alkol tüketiminin en yüksek olduğu 1980'de yaklaşık 10,6 litreye çıktı.

Alkol tüketimindeki artışın kilit bir demografik grupla da ilgisi olabilir: Kadınlar.

Martta kadınların ABD tarihinde ilk kez erkeklerden daha fazla içki içtiği ortaya çıktı. NIAAA direktörü Dr. George Koob, bunun sebebinin üniversite öğrencileri arasındaki aşırı alkol tüketimi olduğunu yakın zamanda Washington Examiner'a söyledi.

Dr. Koob, muhafazakar medya kuruluşuna "2021'de özellikle kadınlar arasında bir artış yaşandı. Şu anda üniversite kampüslerinde kadınların esasen erkeklerden daha fazla aşırı miktarlarda alkol tükettiği açığa çıktı, bu tarihte ilk kez oluyor" dedi.

Çoğu eyaletin içki dükkanlarını "temel işletme" ilan ettiği Kovid-19 pandemisinde de alkol tüketiminde çarpıcı bir değişiklik yaşanmıştı. NIAAA'ya göre, pandeminin ilk yılı olan 2020'de alkol satışları yüzde 2,9 arttı ve bu da 50 yıldan uzun süredir görülen en büyük yıllık yükseliş.

Dr. Koob, üniversite kampüslerinin yeniden faaliyete geçtiği ve yerel barların tekrar açıldığı son dönemde kadınların aşırı içki içme eğiliminin artmasını, insanların alkolden uzak durduğu bir dönem sonrası "yeniden içmeye başlamasına" yol açan "alkol yoksunluğu etkisine" bağlıyor.

NIAAA direktörü, "Standart bir içecek yaklaşık 45 ml vodka, 355 ml bira veya 150 ml litre şaraptır" dedi.

Standart içeceğin ötesine geçtiğinizde, alkolün sonunda toksin halini aldığı noktaya yaklaşıyorsunuz demektir. Kolaylıkla aşırı doza ulaşabilirsiniz.

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, kadınlar için günde en fazla bir, erkekler içinse en fazla iki standart alkollü içecek tüketiminin güvenli olduğunu belirtiyor. Öte yandan genelde aşırı tüketim erkekler için tek seferde 5 veya daha fazla içkiye karşılık gelirken, kadınlarda tek seferde 4 veya daha fazla içkiye denk düşüyor.



İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdi

TT

İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdi

İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısına yanıt olarak Husilere karşı geniş çaplı bir saldırı gerçekleştirdi

İsrail, Husiler tarafından pazar günü Ben Gurion Havaalanı yakınlarına isabet eden füzeli saldırıya beklenen yanıtını, pazartesi akşamı Yemen'in Kızıldeniz kıyısındaki Hudeyde Limanı’na ve bir çimento fabrikasına ağır saldırılar gerçekleştirerek verdi. Böylece Tel Aviv, 20 Temmuz 2023'ten bu yana İran destekli Husilere karşı altıncı misillemesini gerçekleştirdi.

ABD, mart ayı ortalarından bu yana Husileri uluslararası deniz taşımacılığını tehdit etmeyi ve İsrail'e saldırmayı bırakmaya zorlamak için saldırılar düzenlerken, İsrail tarafından yapılan saldırıların verdiği zararın boyutları hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.

İsrail ordusuna bağlı haber ajanslarının aktardığına göre saldırılar, İsrail’e yönelik karadan karaya füzeler ve dronelar kullanılarak gerçekleştirilen saldırılara yanıt olarak Hudeyde Limanı ve çevresini hedef aldı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Hudeyde Limanı’nda hedef alınan noktaların Husiler için merkezi bir gelir kaynağı oluşturduğu, çünkü Hudeyde Limanı’nın İran savaş araçları, askeri teçhizat ve ek askeri ihtiyaçların transferi için kullanıldığı öne sürüldü.

İsrail ordusunun Arapça sözcüsü olan Avichay Adraee yaptığı açıklamada, saldırıların Hudeyde'nin doğusundaki Husilere ait bir çimento fabrikasının hedef aldığını, çünkü fabrikanın Husiler için gelir kaynağı olduğunu söyledi. Adraee açıklamasında, İsrail ordusunun ‘İsrail vatandaşlarına ve sakinlerine yönelik her tehdide karşı ve gereken her mesafede güçlü bir şekilde hareket etmeye devam etmeye kararlı olduğunu’ vurguladı.

Husiler, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere destek için İsrail ve ABD güçlerini hedef aldıklarını iddia ederken Yemen hükümeti, Husilerin İran'ın bölgedeki gündemini uyguladığını ve Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki Yemen barış sürecinden kaçtığını söylüyor.

Husiler, pazar günü İsrail'in ilk kez önleyemediği bir balistik füze saldırısında bulundu. Füzenin Ben Gurion Havaalanı yakınlarında infilak etmesi sonucunda büyük bir oyuk oluştu. Bu durum, Husilerin sahip olduğu silahların yarattığı tehdidi arttırarak, Tel Aviv'i daha önce Yemen’e karşı gerçekleştirdiği beş saldırısında olduğu gibi bir misilleme tehdidinde bulunmaya itti.

Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Hudeyde Limanı ve Husilere ait Bacil Çimento Fabrikası’na olanların terörist Husilerin Yemen'e ve Yemenlilere getirdiği çok sayıdaki felakete eklenen yeni bir trajedi’ olduğunu söyledi. İryani, tüm bunların ‘Husilerin Kızıldeniz'de ve ötesinde gerçekleştirdiği, uluslararası seyrüseferi hedef alan, bölgesel ve küresel çıkarları tehdit eden askeri ve düşmanca maceralardan ayrı tutulamayacağını’ vurguladı.

fghyjukı
İsrail'in Yemen'in Hudeyde Limanı’ndaki yakıt depolarını hedef alan saldırıları büyük bir yangına yol açtı (AFP)

İryani, şöyle devam etti:

“Husiler, 2014 yılındaki talihsiz darbeden bu yana İran rejiminin elinde ucuz bir araç olmayı tercih etmiş, kontrolü altındaki bölgeleri İran'ın füze platformları olarak kullanarak Yemen'in, halkının ve ulusal güvenliğinin çıkarlarını hiçe saymıştır.”

İran'ın bölgesel savaşlarını Yemen topraklarından yönettiğinin, Husileri kullanarak kendi altyapısını zarara uğramaktan koruduğunun, Husilerin ise Tahran'ı memnun etmek için Yemen'in elinde kalan tüm imkânları feda etmekten çekinmediğinin açık hale geldiğini vurgulayan İryani, “Belki de İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Ben Gurion Havaalanı'nı hedef alan füze saldırısında İran’ın parmağı olduğunu inkâr etme girişimleri bu stratejinin bir parçasıdır. Bu girişim, silahın İran'a ait olduğu, bu sistemleri yöneten uzmanların İranlı olduğu ve siyasi kararın Tahran'dan geldiği gerçeğine dayanmayan sahte bir iddiadır” ifadelerini kullandı.

İryani, mevcut gerilim, bunun tüm sonuçları, kan dökülmesi, halkın açlığa mahkûm edilmesi, ekonominin zarar görmesi ve toplumun mezhepçiliğe sürüklenmesinin yanı sıra nefret ve ayrımcılığa dayalı bir dış gündem lehine Yemenli kimliğini yok etme girişimleri de dahil olmak üzere devlet kurumlarını ele geçirmesinden bu yana tüm yaşananlardan Husileri sorumlu tuttu.

Yemenli bakan, şöyle devam etti:

“Husiler, Yemen'i Arap ve uluslararası çevresinden izole etmeye çalışmış, ülkeyi Yemenlilerin hiçbir ilgisi olmayan çatışmalara sürüklemiş, nefret ve yıkıma dayalı aşırılıkçı hanedan projesini örtbas etmek için Kudüs ve direniş gibi sahte sloganlar kullanmıştır.”

Hudeyde'de yaşananların, ‘terörist oluşum’ diye tanımladığı Husiler yok edilmeden, devlet yeniden tesis edilmeden, Yemen yeniden Arap ülkeleri arasındaki yerine, barışa ve istikrara giden yoluna geri dönmeden Yemen'i kurtarmanın bir yolu olmadığını bir kez daha gösterdiğini vurgulayan İryani, “Bu aynı zamanda Yemen topraklarının, limanlarının ve hayati öneme sahip tesislerinin bir kısmının Husilerin kontrolüne bırakılmasının sadece Yemen'i tehdit etmekle kalmayıp aynı zamanda tüm bölgenin güvenliğini daha fazla kaosa ve gerilime sürüklediğini de kanıtlıyor” dedi.

Öte yandan Hudeyde Valiliği Birinci Müsteşarı Velid el-Kadimi, İsrail'in dün akşam düzenlediği saldırılarda Hudeyde Limanı’nın iskelesinin hedef alındığını ve tamamen tahrip edildiğini, operasyonda Bacil çimento fabrikası ve elektrik santrallerinin de yıkıldığını doğruladı.

Kadimi, Şarku’l Avsat’a yaptığı özel açıklamada, Yemen'in altyapısının tahrip edilmesinden tamamen Husileri sorumlu tuttu.

Kadimi, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Hudeyde Limanı’nın iskelesinin tamamı İsrail uçakları tarafından hedef alınmış ve imha edilmiştir. Bu da tüm altyapının yok edildiği anlamına geliyor. Altyapının tahrip edilmesinden tamamen terörist Husileri sorumlu tutuyoruz. Zira Kızıldeniz’de İsrail hedefleri olarak adlandırdıkları, ABD’ye ve İsrail'e Yemen'in altyapısını tahrip etmeleri için bir davet niteliği taşıyan gemileri vurmaya devam ediyorlar.”

Yemen’in ikinci büyük limanı olan ve ülkenin gıda ihtiyacının yaklaşık yüzde 80'inin giriş yaptığı Hudeyde Limanı’nın hizmet dışı bırakılmasının Yemen halkı üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı uyarısında bulunan Kadimi, “Yemen halkına yönelik insani yardım ve tüm ihtiyaçlar Hudeyde Limanı üzerinden giriş yaptığı için bu durum, Yemen halkı üzerinde olumsuz bir etki yaratacak. Hudeyde Limanı Yemen'in ikinci büyük limanı ve Yemen'in ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 80'ini buradan karşılanıyor. Bugün limandaki iskelenin yıkılması ve ticari gemilerin limana ulaşmasının engellenmesi, tüm Yemen halkı için bir felaket iken, Husiler bunu umursamamakta ve sadece kendi çıkarlarını elde etmeyi düşünmektedir” şeklinde konuştu.

Saldırılarda Bacil çimento fabrikası ile inşa edilen, ancak henüz faaliyete geçmeyen yeni fabrikaya ait jeneratörlerin de zarar gördüğünü belirten Kadimi, açıklamada bulunduğu saatlerde henüz herhangi bir can kaybından haberinin kendilerine ulaşmadığını, ancak özellikle çimento fabrikasında ölenlerin olabileceğini söyledi.

Hudeyde Limanı’nın onarım maliyetinin çok yüksek olacağını ve yeniden inşası için dev şirketlere ihtiyaç duyulacağını ifade eden Kadimi, “Tüm Yemen topraklarının özgürleştirilmesi çağrısında bulunduk. Zira Husiler sadece Yemen'i hedef almakla kalmayıp genel olarak bölgenin güvenliğini yok etmeye ve istikrarsızlaştırmaya çalıştığı için yok edilmesi gereken habis bir kanser haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.