Wagner Afrika’da: Putin’in tetikçileri istikrarsızlığı beslemeye devam edecek

Analistler, Rusya'nın stratejik kazanımlarını feda etmesini uzak bir ihtimal olarak görüyor

Geçtiğimiz 22 Mart'ta Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkentindeki bir heykele Rus bayrağı asıldı (AFP)
Geçtiğimiz 22 Mart'ta Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkentindeki bir heykele Rus bayrağı asıldı (AFP)
TT

Wagner Afrika’da: Putin’in tetikçileri istikrarsızlığı beslemeye devam edecek

Geçtiğimiz 22 Mart'ta Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkentindeki bir heykele Rus bayrağı asıldı (AFP)
Geçtiğimiz 22 Mart'ta Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkentindeki bir heykele Rus bayrağı asıldı (AFP)

Paramiliter Wagner güçlerinin geçtiğimiz Cumartesi günü Rusya'da başlattığı ‘silahlı isyanın’ etkisi Rusya topraklarıyla sınırlı kalmayıp birçok ülke hatta kıtayı da etkisi altına aldı. Ani ve şok edici şeklinde nitelendirilen olayın yansımaları yakından takip edildi. Afrika, Wagner güçlerinin birçok ülkede açık veya gizli faaliyet göstermesi nedeniyle, durumu en yakından takip eden ülkeler arasında yer aldı.

Wagner krizi, Rus grubunun kıtadaki geleceği hakkında birkaç soruyu gündeme getirdi. Liderliğindeki dönüşümlerin grubun Afrika’daki gerçekliğine gölge düşürüp düşürmeyeceği, şiddetli uluslararası (siyasi ve askeri) rekabetin ortasında Moskova'nın kıta üzerindeki etkisini genişletmek için bir silah olarak kullanılmaya devam edip etmeyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Afrika ülkelerinden Şarku'l Avsat'a konuşan analistler, keskin uluslararası kutuplaşma karşısında Kremlin tarafından kullanılan bir araç olarak Rus paralı askerlerin kıtadaki ‘siyasi ve stratejik istihdamının’ devam etmesi olasılığını dışlamadı. Ancak, ‘beklenmedik kaçış’ senaryosunun tekrarlanma korkusuyla, topraklarında Wagner bulunan ülkelerin ‘meşru bir endişe’ içine girme olasılığına işaret ettiler.

Cazip alternatif

Araştırma kurumlarının ve uluslararası stratejik merkezlerin raporları, Rus Wagner grubuna bağlı kuvvetlerin, Sahel ve Sahra bölgesindeki bazı ülkelere güvenlik hizmetlerinin yanı sıra Mali, Orta Afrika, Libya ve Sudan da dahil olmak üzere birçok Afrika ülkesinde konuşlandırıldığını gösteriyor.

Sivil toplum ağı Uluslararası Organize Suçlarla Mücadele Küresel Girişimi (GIATOC) tarafından bu yıl içinde Afrika'daki Wagner hakkında yayınlanan bir raporda, grup ‘bugün Afrika'daki en etkili Rus oyuncu’ olarak tanımlanıyor.

New York merkezli Dış İlişkiler Konseyi (CFR) tarafından yayınlanan bir analiz, sızdırılan ABD belgelerine göre, Wagner'in son 10 yılda en az sekiz Afrika ülkesindeki operasyonları aracılığıyla birçok Afrika hükümetiyle güçlü ilişkilere sahip olduğunu gösterdi.

CFR’nin analizine göre Afrikalı yöneticiler, Wagner'i, radikal ideolojilere mensup teröristlere karşı mücadeleyi desteklemekten başka Afrika'ya çok az ilgi duyan Birleşmiş Milletler (BM) misyonları, Afrika Birliği güçleri, Avrupa Birliği güçleri ve ABD gibi diğer askeri güç kaynaklarına karşı çekici bir alternatif olarak görüyorlar.

CFR tarafından hazırlanan Thomas Graham imzalı rapora göre Wagner milislerinin, Afrika'da hızla konuşlandırılması ve gelişmiş silahlara sahip olmaları, onun hızlı ve acımasızca güç kullanmasını sağlıyor. Bu da onu Afrika ülkelerindeki güvenlik ve siyasi kargaşadan mustarip birçok rejim için tercih edilen bir seçenek haline getiriyor.

Hartum'daki Yüksek Stratejik ve Güvenlik Araştırmaları Akademisi Danışmanı Tümgeneral Dr. Mutasım Abdulkadir el-Hasan, “Wagner, Libya, Orta Afrika ve Mali'de muhalif grupların eğitimi ve harekat planlaması alanında birçok hizmet verdi” dedi. Ayrıca, özellikle eğitim ve altın madenlerini koruma alanlarında isyandan önce Sudan'da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile birlikte çalıştığına dikkat çekti.

Hasan’ın Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Wagner’in Afrika’daki geleceğinin son krizin ardından Rus hükümetinin bununla nasıl başa çıktığına bağlı olduğunu söyledi. Rusya Devlet Başkanı’nın ‘ister Ukrayna'da ister Afrika'da olsun bu gruba ihtiyacı olduğuna’ inandığını belirterek çünkü resmi Rus ordusunun gerçekleştirmesi zor roller oynuyorlar.

Çeşitli roller

Afrika Diyaloğu Siyasi Araştırmalar Merkezi tarafından geçtiğimiz Pazar günü yayınlanan ‘Wagner Grubu'nun Afrika'daki Paralı Askerleri: Neden Onları Sınır Dışı Edecek Etkili Bir Muhalefet Yoktu?’ başlıklı bir raporda Orta Afrika Cumhurbaşkanı Faustin-Archange Touadera hükümetini başkent Bangui'ye yönelik isyancı saldırılarına karşı savunmak için 2018'den beri Orta Afrika'da Rus grubunun unsurlarını konuşlandırdığına buna karşılık Wagner yan kuruluşlarının, ormanlık alanları işletmek ve oldukça kârlı olan Ndassima altın madenini kontrol etmek için sınırsız haklar elde ettiğine işaret edildi.

2015 yılında kurulan ve birkaç Afrika ülkesinde şubeleri bulunan Merkez’in raporunda Wagner Grubu'nun 2019 yılında Mozambik'te aktif olduğu ve Kuzey Cabo Delgado bölgesindeki DEAŞ örgütüyle mücadeleye yardım etmek amacıyla görev aldığı ancak isyanı kontrol altına alma çabalarının başarısız olduğu ve birkaç ay sonra bölgeden çekildiği belirtiliyor.

Wagner, Sudan'da 2017'den beri maden kaynakları için eğitim ve koruma hizmetleri sağlıyor ve yakın zamanda grubun Sudan ordusuna karşı savaşı sırasında Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri milislerine füze tedarik ettiği bildirildi. Ayrıca, Wagner güçlerinin 2019 yılında sivil bölgelere yargısız infazlar yapmak ve kara mayınlar yerleştirmekle suçlandığı Libya'daki Wagner rollerine de atıfta bulunuldu.

2022 yılının Mayıs ayında İnsan Hakları İzleme Örgütü, Wagner'i 2019 ve 2020 yıllarında Libya'da yasaklanmış kara mayınları ve patlayıcı bubi tuzakları kullanmakla suçladı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısını ‘bu suçları’ soruşturmaya çağırmıştı.

Hasan, "Putin, Cumartesi günkü olaylara rağmen, gelecekte ordu ve Savunma Bakanlığı ve Wagner'in Ukrayna ve Afrika'daki rolünde yapılacak değişikliklerle bu grubu elinde tutacaktır” dedi. Hasan, Wagner Grubu'nun Afrika'da askeri, güvenlik, siyasi ve ekonomik açıdan varlık sağladığına ve bunun ‘sıfır maliyetli olmadığı, aksine değerli kazanımlar elde ettiğine’ işaret etti. Dr. Mutasım Abdulkadir Hasan’a göre Wagner Grubu'nun Afrika kıtasındaki etkisi iki katına çıkacak bu da Ukrayna'daki varlığının azalmasıyla gerçekleşecek.

Meşru endişeler

Rus yetkililerin Wagner krizini nasıl ele aldığına dair ilk işaretler, ‘bu krizin ana gövdesini korumaya yönelik bir istek olduğunu’ gösteriyor. Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Halid Ukkaşe, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Rus grubunun Avrupa'daki, özellikle Rusya ve Ukrayna'daki rolleri ile yurtdışında oynayabileceği roller arasında bir farklar var” dedi.

Ukkaşe, en azından öngörülebilir gelecekte Rusya’nın elde ettiği kazanımlardan vazgeçme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi. Dr. Ukkaşe, Wagner Grubu'nun rollerinin, Rus etkisini kıtadaki birçok bölgede güçlendirdiğini ve büyük güçler arasında (ABD, birçok Avrupa ülkesi ve Çin dahil) rekabetin olduğu bir ortamda, Rusya'nın nüfuzunu artırdığını ifade etti. Ayrıca bu büyük kazanımlardan vazgeçmenin zor olduğu vurgulayan Ukkaşe, “Bu durum, Afrika kıtasında Rusya ile dostane ilişkilerine rağmen, Çin dahil birçok güçle rekabet içinde olan Rusya'nın pozisyonunu güçlendirdiğini gösteriyor” dedi.

Wagner'in hizmetlerini kullanan birçok Afrika ülkesinde tablo henüz net değil. Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti hükümetlerinin sözcüleri, Rus grubun Moskova yetkilileriyle yaşadığı kriz hakkında yorum yapmayı reddetti. Öte yandan Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü, bu iki ülkenin ‘meşru endişeleri’ olacağını düşünüyor. Rusya topraklarında Wagner’in fitilini ateşlediği ‘Cumartesi krizi’nin, ‘bu grubun topraklarında bulunduğu ülkelerde musallat olduğu bir saplantı’ olarak kalacağına işaret etti.

Ukkaşe, Wagner Grubu'nun askeri ve ekonomik bileşeninin, ani bir kaosun tekrarlanma olasılığı konusunda şüpheler uyandırdığını ve bu durumun Rusya'ya hizmetlerinden faydalanan ülkelerin hesaplarını yeniden gözden geçirmeye zorlayabileceğinden bahsetti. Bununla birlikte, aynı zamanda, Wagner'den yardım isteyen ülkelerin çoğunun ‘grubun hizmetlerinden kolayca vazgeçememelerine neden olan siyasi ve güvenlik kırılganlıklarından muzdarip’ olduğunu söylüyor.

Çeşitli senaryolar

Bu endişeler, Wagner'in bulunduğu ülkelerdeki duruma ilişkin analistlerin gözünden uzak görünmüyor. Bu ülkelerden biri olan Mali, Rus grubunun hizmetlerine ilk başvuran ülkelerden biriydi. Mali siyasi analisti Basyro Dombia, Wagner ve Kremlin arasındaki son krizin ‘Mali'deki güvenlik cephesinde sonuçları olacağını’ öngörüyor.

Dombia, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mali'de resmi olarak tanınmayan Wagner unsurları, DEAŞ ve El Kaide'ye bağlı silahlı gruplarla mücadelede eğitim ve silahlandırma hizmetleri sundu. İyi eğitimli Rus unsurlarının bu tür çatışmalarda önemli rolleri olduğu biliniyor” dedi.

Mali analiste göre Moskova'nın Wagner Grubu'na yönelik tutumu, Bamako hükümetinin Rusya ile olan ilişkilerinde büyük bir etkiye sahip olacak. Dombia, “Mali hükümeti, Wagner Grubu'nu koruma adına Rusya ile olan ilişkilerini feda etme konusunda zorlanabilir. Özellikle ekonomik ve askeri açıdan büyük öneme sahip olan işbirliği göz önüne alındığında, Mali hükümeti Wagner Grubu'nu korumak için Rusya ile olan ilişkilerini riske atmaktan kaçınmak isteyecektir” şeklinde konuştu.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı Stratejik Araştırmalar Merkezi Danışmanı Dr. Halid Fehmi, Rusya'nın Wagner ile resmi ilişkisinin etkisi konusunda hemfikir. Grubun unsurlarının Rus askeri topluluğuna yeniden entegrasyonunun, grubun Afrika sahnesindeki varlığı üzerinde dikkate değer bir etkisi olacağının altını çizdi.

Fehmi, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Afrika'da Wagner Grubu'nun geleceği için birkaç senaryo öngörüldüğünü, bu senaryolardan birinin, Irak ve Suriye'deki yenilgilerinden sonra DEAŞ’ın yeniden yapılandırılması senaryosu olduğunu söyledi. Ayrıca bu senaryoda, yeni bir liderlik yapılanması ve farklı bir operasyonel yaklaşım benimsenerek, Wagner Grubu üyelerinin Rus ordusuna katılmayan bir çekirdek kuvvet oluşturabileceğini ve aynı bölgelerde faaliyet gösterebileceğini belirtti. Ancak bu yeni güç, Wagner Grubu'nun hizmetlerinden yararlanan ülkeler tarafından farklı bir kılıf altında oluşturulabileceğini ifade etti.

Dr. Fehmi, Wagner unsurlarının son yıllarda kazandıkları büyük ekonomik çıkarlarından vazgeçmesi ihtimalinin olmadığını belirtti.  Afrika'da, Rusya'daki merkez komutanlığa bağlı olmayan bağımsız bir grup kurma olasılığına işaret ederek, grubun kurucusu ve lideri Yevgeny Prigozhin'in Belarus'a sınır dışı edilmesinden sonra, grubun ikinci sıradaki liderlerinin dikkate değer bir role sahip olabileceğini söyledi. Bu liderlikler başarısız olursa, Wagner üyelerinin diğer milis saflarına dağılabileceğini ve hizmetlerini bireysel olarak sağlayabileceğine dikkat çekti. Wagner'in Afrika'daki varlığına ilişkin bu senaryolardan herhangi birini seçmenin zaman alacağını belirtti.  Moskova'nın grubun özellikle kendi sınırları dışındaki geleceğine ilişkin kararı netleşene kadar bu süre birkaç ayı bulabileceğini ifade etti.



Hizbullah, Güney Lübnan'da 6 İsrail tankının imha edildiğini duyurdu

 İsrail'in kuzey sınırında bir tank (Reuters)
İsrail'in kuzey sınırında bir tank (Reuters)
TT

Hizbullah, Güney Lübnan'da 6 İsrail tankının imha edildiğini duyurdu

 İsrail'in kuzey sınırında bir tank (Reuters)
İsrail'in kuzey sınırında bir tank (Reuters)

Hizbullah dün) Güney Lübnan'da, 5’i stratejik sahil kasabası el-Beyada'da olmak üzere, 6 İsrail Merkava tankını imha ettiğini duyurdu.

Hizbullah yaptığı üç açıklamada, savaşçılarının ‘el-Beyada'nın doğu eteklerinde’ 5 tankı imha ettiğini, bunlardan birinin ‘imha edilen tanklardan birini geri almak için ilerlemeye çalışırken’ etkisiz hale getirildiğini belirtti. Bir başka açıklamada da ‘Deyr Mimas kasabasının batı eteklerinde’ bir tankı güdümlü füzeyle vurduğunu bildirdi.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) güneydeki çeşitli bölgelerde şiddetli çatışmalar yaşandığını bildirirken, Hizbullah'ın tankları imha etmesinin ardından ‘30 İsrail askeri aracından oluşan bir kolun el-Beyada'nın güneyinden topçu koruması altında Şema ve Tayr Harfa'ya doğru geri çekildiğini’ kaydetti. Şarku’l Avsat’ın NNA’dan aktardığına göre, sınıra yakın bir kasaba olan el-Hıyam'daki İsrail kara operasyonunun hızı, ‘şiddetli’ çatışmaların yaşandığı bir gecenin ardından arttı.

Hizbullah ayrıca, el-Hıyam'ın doğusunda konuşlu İsrail güçlerine dört füze atışı yapıldığını da doğruladı.

NNA’ya göre İsrail bu kasabayı ‘hızlı kara ilerleyişini kolaylaştıran stratejik bir geçit’ olarak görüyor.

Deyr Mimas Belediye Başkanı George Nakd, NNA’ya yaptığı açıklamada, “İsrail güçlerinin Kafr Kila tarafından el-Kalia ile Deyr Mimas arasındaki Lubiya tepesine geldiğini ve burada bir kontrol noktası kurduğunu, kasabada aralarında hamile bir kadının da bulunduğu yaklaşık 20 kişinin mahsur kaldığını” söyledi.

İsrail gazetesi Haaretz dün Lübnan'dan İsrail'e yaklaşık 200 füze atıldığını bildirdi. Gazete, kaynaklara dayanarak füzelerin İsrail'in orta ve kuzey bölgelerinde yaralanmalara ve hasara yol açtığını aktardı.

Hizbullah, dün erken saatlerde İsrail'in güneyindeki Aşdod Deniz Üssü’nü hedef almasının ardından Tel Aviv'deki bir askeri mevziyi füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef aldığını duyurdu.