Nijer'deki darbe ABD'yi nasıl etkileyecek?

Batı Afrika ülkesi, Batı'nın Sahel bölgesindeki en önemli ortaklarından olarak görülüyor

Nijer'de asker yönetime el koydu (AA)
Nijer'de asker yönetime el koydu (AA)
TT

Nijer'deki darbe ABD'yi nasıl etkileyecek?

Nijer'de asker yönetime el koydu (AA)
Nijer'de asker yönetime el koydu (AA)

Batı Afrika ülkesi Nijer'de bir grup asker çarşamba günü yönetime el koyarak Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'un iktidarına son verdi.

ABD'nin bölgedeki önemli müttefiklerinden biri olarak görülen ülkede yaşanan askeri darbenin Washington'da memnuniyetsizlik yarattığı tahmin ediliyor.

Zira Nijer'in ABD'nin Afrika stratejisinde önemli bir rol oynadığı biliniyor ve ülkeye her yıl Washington tarafından milyonlarca dolarlık yardım paketleri aktarılıyor.

Nijer, ABD için neden önemli?

Yarı kurak Sahel bölgesinde yer alan Nijer, ABD'nin bölgedeki İslamcı güçlere karşı yürüttüğü savaşta kilit ortaklarından biri.

ABD ordusu uzun yıllardır, militan gruplarla savaşması için yerel güçleri eğitiyor. 

Bunun yanı sıra Joe Biden yönetimi, son üç yıldır birçok darbe ve darbe girişiminin görüldüğü bölgede Nijer'i bir demokratik başarı öyküsü olarak görüyor.

Bazoum iktidarının devrilmesi Washington'ın Nijer'le ilgili her iki önceliğini de tehdit ediyor.

Nijer ve ABD arasında nasıl bir askeri ilişki var?

Nijer ve komşuları Mali, Burkina Faso, Nijerya ve Çad'ın tamamı silahlı İslamcı isyancılarla mücadele ediyor.

El Kaide ve DEAŞ bağlantılı örgütler şu ana kadar Nijer'in güneybatısında onlarca saldırı gerçekleştirdi. Ancak bu şiddet eylemleri komşu ülkelerde olduğu gibi ülkenin tamamına yayılmadı.

Nijer'de yaklaşık 1100 ABD askeri ve 2 Amerikan üssü bulunuyor. Ayrıca Nijer ordusu 2017'den bu yana militanlarla savaşmak için Amerikan yapımı drone'ları kullanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel darbe sonrası yaptığı açıklamada, "Nijer şu ana kadar kıtada harika bir güvenlik ortağı oldu. Bu yüzden gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.

Washington, darbenin ardından Nijer'i kaybedebilir mi?

Komşu Mali ve Burkina Faso'daki şiddet sarmalı askeri darbelere ve bu ülkelerin Batı ülkeleriyle ittifaktan Rusya eksenine doğru kaymasına neden olurken, 2021'de Nijer'de iktidar demokratik seçimlerle el değiştirmişti.

Bu durum Batı Afrika ülkesinin Batı'yla ilişkilerini sıkıntısız bir şekilde sürdürmesinin önünü açtı.

ABD Dışişleri martta Nijer'in demokrasiyi güçlendirmek için önemli adımlar attığı yönünde bir açıklama yapmış ve Cumhurbaşkanı Bazoum'un Rus paralı asker grubu Wagner'e karşı çıkan açıklamalarını takdirle karşılamıştı.

Wagner'in komşu Mali'deki cuntayla işbirliği yaptığı ve bölgedeki isyancılara karşı savaş yürüttüğü biliniyor.

Paralı asker grubunun Nijer'deki darbeyle ilişkili olup olmadığını gösteren bir işaret ise henüz yok. Ancak Wagner'in Nijer'deki cuntayla iyi ilişkiler geliştirmesi ABD'nin bölgedeki bir ortağını da kaybetmesi anlamına gelebilir.

Wagner lideri Prigojin'in yaşananlar sonrası yaptığı açıklama ise darbeyi destekler nitelikteydi. 

Prigojin, "Yaşananlar, Nijer halkının sömürgecilere karşı mücadelesidir. Bu aslında bir bağımsızlık kazanma ve sömürgecilerden kurtulma hareketidir" ifadelerini kullandı.

Nijer'deki darbe ABD'nin ülkeye yardımını nasıl etkileyecek?

Martta ülkeyi ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı olan Antony Blinken, Sahel bölgesine 150 milyon dolarlık bir insani yardım paketi açıklamıştı.

ABD, 2022'de Nijer'e güvenlik ve demokrasi alanlarında 101 milyon dolar, insani yardım alanında ise 135 milyon dolarlık bir paket açıklamıştı. Ancak Washington'dan Nijer'e giden toplam yardımın ne kadar olduğu tam olarak bilinmiyor.

Nijer'de yaşanan darbeyle birlikte Batı Afrika ülkesinin bu yardımları alması zora girebilir. Zira Amerikan yasaları demokratik olarak seçilmiş bir liderin darbeyle indirildiği ülkelere yapılacak yardımları kısıtlıyor.

Yardımların devamı için ABD Dışişleri'nin durumu "ulusal güvenlik çıkarıyla ilgili" şeklinde tanımlaması gerekiyor.

Independent Türkçe, Reuters, Politico



Dalay Lama’nın haleflik açıklaması Çin’i kızdırdı

Sürgündeki Tibet yönetiminin son dönemde ABD'yle yakınlaşması da Çin'den tepki almıştı (Reuters)
Sürgündeki Tibet yönetiminin son dönemde ABD'yle yakınlaşması da Çin'den tepki almıştı (Reuters)
TT

Dalay Lama’nın haleflik açıklaması Çin’i kızdırdı

Sürgündeki Tibet yönetiminin son dönemde ABD'yle yakınlaşması da Çin'den tepki almıştı (Reuters)
Sürgündeki Tibet yönetiminin son dönemde ABD'yle yakınlaşması da Çin'den tepki almıştı (Reuters)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso, halefinin Çin sınırları dışında “özgür dünyada” doğacağını söyledi.

Gyatso, bugün yayımlanan Voice for the Voiceless (Sessizlerin Sesi) kitabında, dünyanın dört bir yanındaki Tibetlilerin, Dalay Lama’nın soyunun sürmesini istediğini yazıyor.

89 yaşındaki Gyatso, daha önceki açıklamalarında son Dalay Lama olabileceğini söylemişti.

Ancak kitapta Dalay Lama, halefinin Çin'in dışında "özgür dünyada" doğacağını ilk kez bu kadar net şekilde belirtiyor. Daha önce Dalay Lama’nın Tibet dışında, sürgünde yaşadığı Hindistan'da reenkarne olabileceğini söylemişti.

Reuters’ın kitaptan aktardığı pasajda Gyatso şu ifadeleri kullanıyor:

Reenkarnasyonun amacı selefinin çalışmalarını devam ettirmek olduğuna göre, yeni Dalay Lama özgür dünyada doğacak. Böylece Dalay Lama'nın geleneksel misyonu, yani evrensel şefkatin sesi, Tibet Budizmi’nin ruhani liderliği ve Tibet halkının özlemlerinin somut hali olan Tibet’in sembolü yolculuğuna devam edecek.

Dalay Lama, kitabında 90 yaşına basacağı temmuzda haleflik meselesiyle ilgili daha detaylı bir açıklama yapacağını da belirtiyor.

Çin yönetimiyse Dalay Lama’nın açıklamalarına tepki gösterdi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, bugünkü açıklamasında Gyatso’nun “Tibet halkını temsil etme hakkına sahip olmadığını” ileri sürdü.

Mao, Dalay Lama’nın halefinin Pekin tarafından belirleneceğini savundu.  

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor. 

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Gyatso, 1950'den bu yana 14. Dalay Lama olarak görev yapıyor. Tibet'te doğan Gyatso, iki yaşındayken 13. Dalay Lama'nın yeniden dünyaya gelmiş hali olarak kabul edilmişti. 

Tibet'teki Çin yönetimine karşı 1959’da başlayan fakat başarısızlığa uğrayan ayaklanma girişiminin ardından 23 yaşında Hindistan’a kaçan Nobel Barış Ödülü sahibi ruhani lider, o tarihten bu yana Sürgündeki Tibet Hükümeti'nin merkezi olan Daramşala bölgesinde yaşıyor.

Çin ise bu yönetimi tanımıyor, Dalay Lama’yı “ayrılıkçı” diye niteliyor ve 2010'dan beri onun temsilcileriyle temasa geçmiyor.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters