Nijer krizinin çözümünde hem askeri müdahale hem müzakere seçeneği masada

Fotoğraf: Balima Boureima/AA
Fotoğraf: Balima Boureima/AA
TT

Nijer krizinin çözümünde hem askeri müdahale hem müzakere seçeneği masada

Fotoğraf: Balima Boureima/AA
Fotoğraf: Balima Boureima/AA

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), Nijer'deki darbenin seyrini değiştirmek amacıyla asker konuşlandırma için ilk adımı atsa da diyalog yoluyla çözümün de hala masada olduğuna dikkati çekti.

ECOWAS, Nijer gündemiyle düzenlediği zirvede, üye ülkelerin askerlerinin konuşlanmaya hazır hale getirilmesi kararı almasına rağmen sorunu hala müzakere yoluyla çözme konusundaki isteğini de yineledi.

Zirveye başkanlık eden ECOWAS Dönem Başkanı Bola Tinubu, "Yaklaşımımızın temelini diplomatik müzakereler ve diyalog oluşturuyor." ifadesini kullanırken henüz bu yolların tükenmediğini işaret etti.

Tinubu, müzakere yolunun hala açık olduğu mesajını verirken güç kullanımının da son çare olarak hala masada durduğunun altını çizdi.

- İhtiyat Kuvveti devreye giriyor

ECOWAS Zirvesi sonunda yayımlanan bildiride de hem müzakere hem askeri müdahale seçeneğinin varlığına işaret edilerek krizin barışçıl çözümü için tüm seçeneklerin masada olduğu anımsatıldı.

Bildiride Nijer'de "anayasal düzenin tesisi için" üye ülkelerin savunma bakanlarına, ihtiyat kuvvetlerini hazır hale getirme ve konuşlandırma talimatı verildiği kaydedildi.

İhtiyat Kuvvetlerinin nerede, ne zaman konuşlandırılacağına ilişkin ise bilgi paylaşılmadı.

Bildiride, 30 Temmuz'da yapılan ilk zirvede alınan yaptırım kararlarının aynen uygulanacağı vurgulandı ve Nijer'deki krizin barışçıl yollarla çözülmesini doğrudan ya da dolaylı şekilde baltalayan ülkelere, bu durumun bazı sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuldu.

Afrika Birliği'ne de ECOWAS tarafından alınan tüm kararları onaylaması çağrısı yapıldı. Birleşmiş Milletler (BM) de dahil tüm müttefik kurum ve ülkeler de ECOWAS'ın Nijer'de anayasal düzenin yeniden tesis edilmesindeki çabalarını desteklemeye davet edildi.

- Askeri müdahale ilk kez 30 Temmuz'da gündeme gelmişti

ECOWAS, Nijer'de 26 Temmuz'da askerin yönetime el koyması sonrası 30 Ağustos'ta ilk kez toplanmış ve cuntaya, Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'un serbest bırakılması ve yeniden görevine dönmesi için 7 günlük süre vermişti.

ECOWAS'ın askeri cuntaya verdiği bir haftalık süre 6 Ağustos gece yarısı itibarıyla dolmuştu.

Bu sürede taleplerinin karşılanmaması durumunda askeri müdahale dahil her seçeneği değerlendireceklerini bildiren ECOWAS, beklenenin aksine askeri operasyon başlatmamıştı.

Askeri müdahale ihtimali, Batı Afrika'daki diğer cunta hükumetlerinin de tepkisini çekmişti.

Yönetimde askerlerin olduğu Burkina Faso ve Mali, yayımladıkları ortak bildiride, Nijer'e askeri müdahalenin kendilerine savaş açmak anlamına geldiği konusunda ECOWAS'ı uyarmış, Gine de cuntaya destek açıklamasında bulunmuştu.



İran Dışişleri Bakanı bugün Pekin'i ziyaret ediyor

Arakçi, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile geçen hafta Moskova'da bir toplantıya katıldı (EPA)
Arakçi, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile geçen hafta Moskova'da bir toplantıya katıldı (EPA)
TT

İran Dışişleri Bakanı bugün Pekin'i ziyaret ediyor

Arakçi, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile geçen hafta Moskova'da bir toplantıya katıldı (EPA)
Arakçi, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile geçen hafta Moskova'da bir toplantıya katıldı (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, cumartesi günü Umman'da yapılması planlanan Tahran ve Washington arasındaki üçüncü tur nükleer görüşmeler öncesinde bugün Çin'i ziyaret edecek.

Geçtiğimiz hafta Moskova'ya yaptığı ziyarette devlet televizyonuna yaptığı açıklamada Arakçi, Tahran'ın nükleer konuda Rusya ve Çin ile her zaman yakın istişarelerde bulunduğunu söyledi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, düzenlediği basın toplantısında, "İran ile ABD arasında dolaylı görüşmelerdeki son gelişmeler hakkında Çin'e danışmamız ve onu bilgilendirmemiz doğaldır" diyerek, Pekin'in bu süreçte yapıcı rol oynayabileceğini söyledi.

İran ve ABD, Batılı güçlerin nükleer silah geliştirmeyi amaçladığını söylediği Tahran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesini amaçlayan görüşmelere bu ayın başlarında başlamıştı.

Tahran bu suçlamaları reddediyor, ancak İranlı yetkililerin İsrail ve Amerikan baskısı altında nükleer programlarının seyrini değiştirebilecekleri yönündeki uyarıları uluslararası alanda endişelere yol açtı.

Tahran, Başkan Donald Trump'ın 2015 yılında İran ile dünya güçleri arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından 2017-2021 yılları arasında yeniden uygulamaya koyduğu ABD yaptırımlarının etkisini hafifletmek için çabalıyor.

Trump, ocak ayında göreve geldiğinden bu yana İran'a yönelik baskılarını artırıyor.

İlk olarak İran ham petrolünü işleyen ve Tahran'ın zor durumdaki ekonomisine can simidi sağlayan küçük, özel Çin rafinerilerine yaptırım uyguladı.

Bekayi şunları söyledi: “Maksimum baskı politikası sadece İran'ı değil diğer ülkeleri de hedef alıyor ve serbest ticarete aykırı. Çin örneğinde olduğu gibi yaptırımlar Güney-Güney iş birliğini de sekteye uğratmayı amaçlıyor.”

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Guo Jiakun, Arakçi'nin yaklaşan ziyaretiyle ilgili olarak dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Çin ve İran her düzeyde ve çeşitli alanlarda değişim ve temaslarını sürdürmektedir. Söz konusu ziyaretle ilgili olarak şu anda verebileceğim bir bilgi yok.”

Çin, BM Güvenlik Konseyi'nin diğer dört daimî üyesi Fransa, İngiltere ve Rusya'nın yanı sıra Almanya ile birlikte nükleer anlaşmaya taraf.

Çin, İran'ın en büyük ticaret ortağı ve yaptırımlar altındaki petrolünün önemli bir ithalatçısı. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı İran devlet medyası kaynaklı habere göre, İran petrolünün yaklaşık %92'si Çin'e gönderiliyor ve genellikle önemli indirimlerle satılıyor.

Çin 2021 yılında İran ile enerji, güvenlik, altyapı ve telekomünikasyon gibi çeşitli alanları kapsayan 25 yıllık geniş kapsamlı bir stratejik anlaşma imzaladı.