G20 ile ilgili 4 önemli gerçeklik

G20'nin küresel duruşu ve uluslararası sorunlarla yüzleşmedeki rolü hakkında bazı temel gerçekler neler?

(Reuters)
(Reuters)
TT

G20 ile ilgili 4 önemli gerçeklik

(Reuters)
(Reuters)

G20'nin bazı üyeleri arasındaki gerilimin kritik noktaya ulaştığı bir dönemde, grubun mevcut oturum başkanlığını yürüten Hindistan bu hafta sonu G20 Grubu'nun yıllık zirvesine ev sahipliği yapıyor.

ABD Başkanı Joe Biden'ın katdığı G20 Zirve'sine Rusya ve Çin devlet başkanları katılım sağlamadı.

Geçen yıl Endonezya'da düzenlenen ve gündemi Rusya-Ukrayna krizi olan son zirvede siyasi krizlere değinmeden önce ekonomik konuları tartışmaya başlayan grubun küresel duruşu ve uluslararası sorunlarla yüzleşmedeki rolü hakkında bazı temel gerçekler ise şöyle: 

G20 nedir?

G20, Avrupa Birliği'ne (AB) ek olarak ABD, Kanada, Japonya, İngiltere, İtalya, Fransa ve Almanya'dan oluşan G7 grubunun  genişlemesini temsil eden bir grup.

G20'nin ilk toplantısı 1999 yılında Berlin'de yapıldı. Toplantıya G7 ülkelerinin maliye bakanlarının yanı sıra, Brezilya, Hindistan, Rusya, Çin, Arjantin, Meksika, Suudi Arabistan, Türkiye, Güney Afrika ve Güney Kore'nin yanı sıra AB ülkelerinin de  maliye bakanları katılım sağladı.

G20 Grubu'nun dünyadaki konumu

Grubun ekonomisi küresel gayri safi yurtiçi hasılanın beşte dördünden fazlasını oluşturuyor, küresel ticaretin yaklaşık dörtte üçünü kontrol ediyor ve dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisini oluşturan toplam nüfusa sahip.

Grup bileşimi

Dünyanın en zengin ve ekonomik açıdan en gelişmiş ülkelerinin katıldığı bir forum olup, 2008 yılından bu yana her yıl başkanlar düzeyinde düzenlenen zirvede ağırlıklı olarak dünya ekonomik sorunları tartışılıyor.

Bunun amacı ise piyasaların ve küresel ekonominin istikrarının yanı sıra mevcut ve beklenen krizlerle başa çıkma yollarını sağlamak.

Küresel mali kriz sırasında başkanlık düzeyindeki ilk zirve 2008'de Washington'da yapıldı.

Zirvelere katılan bakanlar düzeyindeki toplantılarda iklim değişikliği, kalkınma politikası, işgücü piyasası, istihdam politikası ve dijital teknolojinin yayılması gibi konular tartışılıyor.

Son yıllarda mülteci sorunu, terörle mücadele gibi siyasi konular da tartışılmaya başlandı. Görüşmelerin sonuçları başkanlar  zirvesine sunuluyor.

Grubun işleyişi

G20 üye devletlerden oluşan bir birlik ya da konsey değil. Bu nedenle üyeleri için herhangi bir bağlayıcı karar çıkmıyor.

Daha ziyade istişarelerin sonucu, bu ülkelerin ulusal çıkarları doğrultusunda ve genel olarak dünya koşullarını istikrara kavuşturmak amacıyla her ülkenin kendi isteğine göre üzerinde mutabakata varılan hususlara gönüllü olarak bağlı kalması anlamına geliyor.

Yıllık zirve toplantısını ve gündemini üye ülkelerle koordineli olarak hazırlayan grubun başkanlığı her yıl bir üye devlet tarafından üstleniliyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times