Savaş nedeniyle Sudan'ın yakıtı tükendi; bedelini ağaçlar ödüyor

Benzin istasyonları ve gaz depolarının önündeki kuyruklar, enerjiye alternatif olarak kömür ticaretinin hızla artması ve çevre felaketine ilişkin uyarılar

Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)
Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)
TT

Savaş nedeniyle Sudan'ın yakıtı tükendi; bedelini ağaçlar ödüyor

Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)
Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)

Osman el-Esbat

Sudan ordusu ile başkentteki Hızlı Destek Kuvvetleri arasında yaklaşık 5 aydır süren çatışmaların tırmanması ve bu çatışmaların neden olduğu ağır kayıplar ve büyük hasarlar, yeniden yerinden edilme dalgalarına yol açtı.

Bu durum, savaşın vatandaşların yaşamları üzerindeki yansımalarından, ekonomik krizlerden ve gerekli hizmetlerin kıtlığından mustarip olan güvenli vilayetlerde yeni bir gerçeklik ortaya çıkardı.

Sudan'da yakın gelecekte silahlı çatışmayı sonlandıracak acil çözüm fırsatlarının bulunmadığını hatırlatmakta fayda var.

Ülkenin çeşitli bölgeleri devam eden yerinden edilme hareketinden etkilendi ve binlerce kişi, yaşamın çeşitli yönlerini etkileyen yüksek fiyatlar nedeniyle konut eksikliği krizinden mustarip hale geldi.

Ayrıca emtia fiyatlarının yüksek olması, su ve elektriğin bulunmaması ve hastanelerin aşırı kalabalık olması da cabası.

Yakıt krizi

El-Cezire, El-Kadarif, Atbara, Kassala, Kuzey Kordofan, Beyaz Nil ve Kuzey eyaletleri başta olmak üzere birçok eyalette şiddetli akaryakıt krizi yeniden gündeme geldi.

Kimi sürücüler benzin istasyonlarının önünde üç gün boyunca benzin almak için beklerken, kimileri geceyi benzin istasyonlarında geçirmek zorunda kalıyor; bu, son iki yılda alışık olunmayan bir durum.

Kriz, malların hareketinin kısmen aksamasına ve ulaşım maliyetlerinin artmasına neden oldu. El Cezire Eyaleti'nin Vad Medeni şehrinde bir galon benzinin fiyatı 25 bin Sudan lirasına (35 dolar) yükseldi. Aynı durum Beyaz Nil, Atbara ve diğer şehirler için de geçerli.

Hızlı Destek Güçleri, Nisan ortasından bu yana Hartum'un kuzeyindeki El-Cili bölgesindeki petrol rafinerisini kontrol ediyor. Sudan ordusu, rafinerinin tahrip edilmesi korkusuyla bölge yakınında askeri çatışmaya girmekten kaçınıyor.

Sudanlı taksici Mahcub Ömer, "Sudanlılar devam eden krizlere radikal çözümler bulamadan sürekli acı içinde yaşamaya mahkumlar. Ne yazık ki çok geriye gittik. Uzun akaryakıt kuyruklarına iki yıl öncesine kadar aşina değildik, bu çok üzücü. İlerlemek yerine yıldırım hızıyla geriye gidiyoruz, insanların ve eşyaların hareketini etkilediği için bu soruna acil bir çözüm bulunacağını umuyoruz. Üç yıl önce başkent Hartum'da bir benzin istasyonunun önünde uzun kuyrukta sıra beklediğim günleri hatırlıyorum. Benzin almak için iki gün bekleyince bu sahne hafızama kazındı. Ancak en kötü kabuslarımda bile kuyruk krizinin geri dönüşünü ve yüzlerce arabanın art arda yığılmasını beklemiyordum. Tüm zamanımı müşteri beklemek yerine benzin istasyonları önünde benzin almak için bekleyerek geçirdim. Bu nedenle bu hafta maddi kazancımın yaklaşık yüzde 60'ını kaybettim" dedi.

Hükümet çabaları

Sudan Enerji ve Petrol Bakanı Mahmud Abdullah, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, bakanlığının akaryakıt krizini çözmek için çalıştığını söyledi.

Sennar eyaleti petrol departmanı müdürü Hayder İbrahim, "krizin bir dönüm noktasına yakın olduğunu" söyledi.

İbrahim, "Tüm eyaletlerin ihtiyacını karşılayacak 45 milyon litre kapasiteli akaryakıt yüklü bir gemi Port Sudan'a gelecek. Hızlı Destek Kuvvetleri'nin kontrolü ele geçirmesinden sonra krize neden olan şey El-Cili rafinerisindeki çalışmaların durdurulması oldu. Yönetim, günde 2 ila 5 bin varil arasında dağıtım yaptığı için artık stokunu kullanıyor, ihtiyaç ise günlük 10 bin varile ulaşıyor" dedi.

Ekonomi analisti Mücahid Ferah, yenilenen akaryakıt krizini, hükümetin özellikle eyaletlerde etkili çözümler geliştirememesine bağlıyor. 

Ferah, "Durum, akaryakıt sektöründe yaşanan krizlerin tekrarlanmaması için dev depolama istasyonları inşa etmeye dayalı stratejik bir politikanın dikkate alınmasını gerektiriyor. Kriz, bazı şehirlerdeki iç ulaşım sorununu ağırlaştırırken güvenli eyaletlere gidiş-dönüş ulaşım fiyatlarını da etkiledi. Bu, durumu daha da kötüleştiriyor ve piyasaların ve mal ve emtia değişimi hareketinin durmasına katkıda bulunuyor" dedi.

Yurtdışından ithalatın yakıt tasarrufu üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını söyleyen ekonomi analisti, "Çünkü yakıtın büyük bir kısmı zaten ülke dışından ithal ediliyor" ifadelerini kullandı.

Yemek pişirme krizi başkent Hartum ve Sudan'ın tüm eyaletlerinde daha da kötüleşti (AFP)
Yemek pişirme krizi başkent Hartum ve Sudan'ın tüm eyaletlerinde daha da kötüleşti (AFP)

Pişirme gazı

Yemek pişirme gazı krizi başkent Hartum'da ve Sudan'ın tüm eyaletlerinde daha da kötüleşti.

Sudanlılar gazın kıtlığından ve karaborsada gerçek fiyatının dört katına satılmasından şikayetçi. Bir tüp gaz 60 ABD dolarını aştı.

Kriz, birçok sakinin yemek pişirmek için uzun zaman önce terk ettikleri kömürü yeniden kullanmaya başlamasına neden oldu.

Bu durum, yanan orman ağaçlarından çıkarılan kömür üzerinde büyük baskı oluşturdu ve fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Kömürün kârlı ticaretinin popülaritesi tüccarların üretimini yüksek düzeyde çevresel komplikasyon riskinin yanı sıra bitki örtüsü ve ormanlar için tehdit oluşturacak şekilde artırmaya yöneltti.

Krizin yoğunlaşmasıyla birlikte kömür fiyatları önemli ölçüde arttı; bir çuvalın fiyatı 5 bin Sudan lirasından (9 dolar) 8 bin liranın (12 dolar) üzerine çıktı.

Ortalama bir ailenin kömür tüketiminin ise günde bin lira olduğu tahmin ediliyor.

Kriz, birçok sakinin yemek pişirmek için kömür kullanmaya başlamasına neden oldu (AFP)
Kriz, birçok sakinin yemek pişirmek için kömür kullanmaya başlamasına neden oldu (AFP)

Pek çok vatandaş gibi Saddam Hamid de gününü gaz temini için başkalarıyla rekabet ederek geçiriyor.

İki gün bekledikten sonra eli boş geri dönen Hamid, iki gaz tüpünü dolduramadığı için kömür kullanmak zorunda kalacak.

Saddam, "Bazı fırınlar pişirme gazının olmayışı nedeniyle ekmek çıkaramadığı için çalışmayı durdurdu. Bu, özellikle zor insani ve yaşam koşulları, likidite eksikliği ve günlük işlerin durması sonucunda yoksulluğun artmasının gölgesinde, son derece karmaşık koşullar altında çözüm ve alternatif bulma konusunda kafası karışık olan vatandaşlar için yeni bir ikilemdir. Yetkililer, sorunu hızlı bir şekilde ve en baştan çözebilecek olmalarına rağmen gaz krizinin tırmanmasına izin verdiler. Vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamada hükümetin bu tavrı, su ve elektrik gibi diğer yaşam sorunları ve ihtiyaçlardaki sürekli başarısızlığı göz önüne alındığında yeni değil" dedi.

Ormanların yok edilmesi

Orman ve çevre uzmanları, gaz krizinin daha uzun süre devam etmesi halinde, kömür üretimi amacıyla ağaçların sürekli olarak yakılmasından kaynaklı orman tahribatlarının daha da artacağı uyarısında bulundu.

Uzmanlara göre ciddi çevresel hasarın yanı sıra geniş orman alanlarının yok edilme tehlikesi de bulunuyor.

Hartum Eyaleti Çevre Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Bişri Hamid Ahmed, "Hartum Savaşı nedeniyle silahlı çatışma belasından kaçanlar için kampların kırsal bölgelerde olması yerinden edilmenin acısını daha da arttırdı. Çünkü bu bölgeler enerji kaynağı olarak ve yiyecek hazırlama sürecinde yakacak odun ve kömüre bel bağlıyor. Binlerce yerinden edilenin sınırlı alanlarda bulunması doğal kaynaklar ve çevre üzerinde baskı yaratıyor. Bu durum bitki örtüsünün ortadan kalkmasına, toprak erozyonuna, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemin tehdit edilmesine, çölleşme ve kuraklık oranlarının artmasına, yoksulluğun, kaynak rekabetinin ve güvenlik gerilimlerinin şiddetlenmesine yol açacaktır" dedi.

Ahmed, sözlerini şöyle noktaladı:

Mevcut gaz krizi ve yemek pişirmek için alternatif olarak odun kömürünün kullanılması, Orman İdaresi'nin ağaçların düzenli kesilmesini telafi etme çabalarını olumsuz etkileyecek ve yasaların izin verdiği sınırın aşılmasına yol açacaktır. Bu durum yeniden ağaçlandırmayla telafi edilemez. Gazın mümkün olan en kısa sürede sağlanması için acil çözümler üreterek mevcut krizi hal yoluna koymak gerekiyor. Her geçen gün çevre iki kat daha fazla bozuluyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Los Angeles'taki milyonerlerin alevlerden kaçış sığınağı: Pembe Saray

Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)
Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)
TT

Los Angeles'taki milyonerlerin alevlerden kaçış sığınağı: Pembe Saray

Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)
Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)

Los Angeles'ın en ünlü simgelerinden biri olan ve Pembe Saray olarak bilinen Beverly Hills Oteli, yangından kaçan şehrin en zengin mültecileri için geçici bir sığınak haline geldi.

Ünlü “Hotel California” şarkısı ve yıldız Elizabeth Taylor'ın balayını geçirdiği yer olması nedeniyle Pembe Saray olarak bilinen otel, şimdi de orman yangınlarından kaçan ünlüler için bir sığınak haline geldi.

Şarku’l Avsat’ın İngiliz The Telegraph gazetesinden aktardığı habere göre, Los Angeles'ı kasıp kavuran yangınlar 130 bin kişiyi evlerini terk etmek zorunda bıraktı. Resmi ölü sayısı 11, ancak bu sayının artması bekleniyor ve milyarlarca dolarlık hasara meydana geldi.

dfvergt
Yangın oluşturduğu duman (Reuters)

Tahliye emri verilenlerin çoğu ünlülerin yaşadığı lüks Pacific Palisades semtinde yaşıyordu.

Tahliye edilmek zorunda kalanların bir kısmı akrabalarının evlerine ya da kamuya ait barınaklara sığınırken, zenginler geceliği bin dolar olan beş yıldızlı Beverly Hills Otel'e akın etti.

Spor kıyafetli konuklar ve evcil hayvanları otelin etrafında daireler çizerek yürürken, perşembe günü otel lobisinin girişinde sıralanan bagaj arabalarındaki valizlerin yerini köpek çantaları ve çamaşır sepetleri aldı.

zaxsdcferg
Yangın nedeniyle oluşan duman (Reuters)

Sığınmak için otele kaçanlar arasında, “lüks bungalovlar labirentinden” tamamen siyah giyinmiş olarak kabarık beyaz köpeğiyle birlikte çıkan aktris Jamie Lee Curtis de vardı.

66 yaşındaki Oscar ödüllü aktris, önceki gece Pacific Palisades'teki yangının yol açtığı yıkımı anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.

Lee Curtis'in evinin sağlam olduğuna inanılıyor, ancak kendisi ve ailesi yangından etkilenenlere yardım etmek için 1 milyon dolar bağışta bulundu.

Otele akın edenler arasında Lionsgate Motion Picture Group'un eski eşbaşkanı ünlü Hollywood yöneticisi Eric Feige de vardı.

Feig, eşi Susanna, çocukları 20 yaşındaki Ellie ve 15 yaşındaki Alex ile üç köpekleri salı günü Pacific Palisades'teki malikanesinin yakınlarından yükselen dumanları gördükten sonra Beverly Hills'teki bir otele doğru yola çıktılar.

Pasaportlarını, doğum belgelerini, içinde fotoğrafları olan bir çantayı ve biraz köpek mamasını yanlarına alarak yangından kaçmak üzere arabaya bindiler.

Oscar ödüllü La La Land, The Hurt Locker ve Hunger Games film serilerinin yapımcılığını üstlenen Feig, o gece evinin güvende olup olmadığını kontrol etmek için evinin güvenlik kameralarının önünde oturuyordu.

Evinin kurtulup kurtulmadığından emin olamayan Feig, çarşamba günü evi ziyaret etti ve komşu evler yanarken, malikanesi sağlam kaldı.

dcfvrgth
Yangın nedeniyle oluşan duman (AP)

Otelin spor salonunu ziyaret ettikten sonra eşofmanlarıyla gazeteye demeç verdi: “Sanki dünyanın sonu gelmiş gibi... Burası çok güzel bir mahalle.  Neredeyse 11 yıldır orada yaşıyorum ve tepenin zirvesine çıkıp tepelerin bu manzarasını gördüğüm anda, dürüst olmak gerekirse, 11 yıl sonra bile kalbim duracakmış gibi hissediyorum. 'Aman Tanrım, burada yaşadığıma inanamıyorum, burası çok güzel' diyorum.

dfvbg
Yangınla mücadele çalışmaları (AP)

Feig'in Kate Hudson'ın malikanesiyle aynı yol üzerinde bulunan ve 9 milyon dolar değerinde olduğuna inanılan yedi yatak odalı malikanesi hala ayakta, ancak sadece birkaç kapı ötede, yıkılan evlerden birinin külleri hala için için yanıyor ve geriye sadece çamaşır makinesi ve şömine kalmış.

Ünlü güzellik uzmanı 44 yaşındaki Sarah Maxwell ve 12 yaşındaki kızı Olivia, birçok arkadaşlarının evi yok olurken kendi evlerinin ayakta kalmasından dolayı kendilerini “suçlu” hissettiklerini söyledi.

Orman yangınlarının yol açtığı yıkım, Los Angeles'ta bir dönemin sonunu getirebilecek kadar feci.