Tutsaklar, Sudan'daki gözaltı merkezlerinde yapılan işkenceler hakkında konuştu

Mahkumlar, ağır işlerde çalışmaya ya da toplu mezar kazmaya zorlandı

HDK ve Sudan ordusu tutsaklara kötü muamele edildiğini inkar ediyor (AFP)
HDK ve Sudan ordusu tutsaklara kötü muamele edildiğini inkar ediyor (AFP)
TT

Tutsaklar, Sudan'daki gözaltı merkezlerinde yapılan işkenceler hakkında konuştu

HDK ve Sudan ordusu tutsaklara kötü muamele edildiğini inkar ediyor (AFP)
HDK ve Sudan ordusu tutsaklara kötü muamele edildiğini inkar ediyor (AFP)

Osman Hasan'ın görevi kolay görünüyordu. Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) ait bir kontrol noktasına ulaşana dek tek yapması gereken kamyonunu Sudan başkenti Hartum'dan güneyindeki El Cezire Eyaletine kadar sürmekti.

54 yaşındaki kamyon şoförü, kontrol noktasına ulaştığında her şey değişmeden önce yolculuğu için ödemek zorunda kalacağı masrafları düşünüyordu. 

AFP'ye konuşan Hasan, "Kamyonuma el koydular ve beni Kuzey Hartum'daki Kafouri'de bir eve götürdüler. Evde birkaç tutsak, aynı zamanda bizi ordu adına casusluk yapmakla suçlayarak bizi zorla yere yatırıp kırbaçlayan HDK'ya bağlı paramiliter askerler ile karşılaştım. Komutan olduğunu tahmin ettiğim bir adam onlara dur emri verene dek kırbaçladılar. Ardından ise sorgulama başladı" ifadelerini kullandı.

O evde üç gün kaldığını, ardından ise iki haftayı Kuzey Hartum'daki elektrik santralinde geçirdiğini söyledi.

Bu gözaltı merkezleri, binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine yol açan savaş sırasında kuruldu.

Emergency Lawyers grubu, başkentte 44'ü HDK'ya, 8'i Sudan ordusuna ait olmak üzere bu merkezden onlarcasının var olduğunu bildirdi.

Sudan'da demokrasi ve insan hakları mücadelesinin temel direklerinden biri olan bu avukat grubu, iki aylık süreçte 64 kişinin ifadesini aldı.

Savaştaki her iki tarafın da cinayet, adam kaçırma, yasadışı gözaltı, zorla kaybetme, işkence ve tecavüz dahil olmak üzere savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediğini ortaya çıkardı. 

HDK ve Sudan ordusu ise tutsaklara kötü muamele yapıldığını reddediyor.

İki hafta tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan, tahliye nedenini öğrenemediğini belirten Osman Hasan, "Ben dışarı çıktım, ancak kamyonumu geri vermediler" dedi. 

Muhammed Salahaddin ise ailesinin HDK'ya bin 700 dolar fidye ödemesi üzerine serbest kaldığını belirtti.

Yaşlı annesine ilaç almak için Hartum'da sokağa çıktığı sırada HDK'nın kendisine kimlik belgesi sorduğunu, ancak o sırada yanında bulunmadığını belirten 35 yaşındaki Salahaddin, Ömer el-Beşir'in eski rejiminden ordu casusu ve İslamcı olmakla suçlandığını belirtiyor. Ayrıca ölümle tehdit edildiğini de ekledi. 

Güney Hartum'daki spor şehrine götürülene dek tüm gün oturduğunu belirten Salahaddin, burada diğer sivillerle birlikte bir ay boyunca dayak ve suçlamalara maruz kaldığını anlattı.

Serbest bırakılan tutsaklar, Emergency Lawyers grubuna verdikleri demeçte tecavüz tehditlerine ve birden çok kez tecavüze maruz kaldıklarını anlattı. Bir kişinin direnç gösterdiği için öldürüldüğünü bildirdi. 

Başıboş bir kurşun dolayısıyla bacağından vurulduğunu belirten Salahaddin, şuan Hartum'un 200 kilometre güneyinde bulunan Vad Medeni şehrinde ameliyat olmayı bekliyor. Başkentin pek çok sakini gibi ailesi de oraya sığınmış durumda.

Mecdi Hüseyin'in (25) ailesi, savaştan kaçmak için kuzey Sudan'a göç etti. Bu genç Sudanlı ise HDK'nın sakinleri kaçan evleri işgal ettiği Hartum'daki aile evini korumak için kalmaya gönüllü oldu. 

"15 Temmuz'da kapı çalındı, kapıyı açtığımda 6 HDK üyesinin uçaksavar silahı taşıyan bir kamyonetin içinde olduğunu gördüm" ifadelerini kullanan Hüseyin, kendisini darp ettiklerini, gözleri bağlı bir şekilde arabaya koyarak karanlık bir bodruma götürdüklerini söyledi. 

10 gün tutsak kaldıktan sonra serbest bırakıldığını, ancak nedenini belirtmediklerini dile getiren Hüseyin, "Beni Hartum'da 60. Cadde'ye götürdüler. Aşağı inmemi istediler" ifadelerini kullandı. 

Pazartesi günü ordu, savaşın başında yakalanan reşit olmayan 30 HDK üyesini teslim etmek için Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ile temasa geçtiğini söyledi. Yakın zamanda 200 kişilik bir grubun daha teslim edileceğine dikkat çekti.

ICRC düzenli olarak çatışmanın her iki tarafından mahkum değişimini duyuruyor. 

Emergency Lawyers grubu, gözaltına alınanlar listesine siviller, savaşçılar, kadınlar ve küçük çocukların da dahil olduğunu bildirdi.

Ayaklarından asılmak, elektrikle işkence görmek, sigarayla yakılmak gibi işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını açıkladı.

Bazı mahkumlar ise ağır işlerde çalışmaya ya da toplu mezar kazmaya zorlandı. 

Hartum'un doğu eteklerindeki sahra hastanesi, gönüllü doktorların geçen hafta HDK kontrol noktasında kaçırıldıklarından bu yana bir şey yiyip içmediklerini, hatta sorguya bile çekilmediklerini aktardı.

Yapılan açıklamada, bazılarının bilincini kaybettiği doğrulandı.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'a geçen ay İran'a karşı savaşında İsrail'in yanında yer alıp almayacağı sorulduğunda şöyle demişti: “Olabilir. Katılmayabilirim de. Ne yapacağımı kimse bilmiyor.” Dünyaya İran'ın müzakerelere yeniden başlaması için iki haftalık bir ateşkesi kabul ettiğini söyledikten sonra nükleer tesislerini bombaladı.

BBC'ye göre şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: ‘Trump'la ilgili en öngörülebilir şey öngörülemezliği’. Fikir değiştiriyor. Her zaman kendisiyle çelişiyor.

London School of Economics'te uluslararası ilişkiler profesörü olan Peter Trubowitz, “Trump oldukça merkezileşmiş bir politika oluşturma süreci inşa etti. Dış politikada Richard Nixon'dan bu yana tartışmasız en merkezileşmiş olanı” dedi. Bu da politika kararlarını Trump'ın kişiliğine, tercihlerine ve mizacına daha bağımlı hale getiriyor.

Trump bunu siyasi olarak kullandı; ‘öngörülemezliğini’ önemli bir stratejik ve siyasi varlık haline getirdi. Şimdi, bu kişilik özelliği Beyaz Saray'ın dış ve güvenlik politikasına yön veriyor ve tartışmalı bir şekilde ‘dünyanın şeklini değiştiriyor’.

Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığına göre siyaset bilimciler bu teoriyi ‘deli adam teorisi’ olarak adlandırıyor. Bu teoriye göre bir dünya lideri rakibinden taviz koparmak için onu doğası gereği her şeyi yapabileceğine ikna etmeye çalışıyor. Söz konusu teori, başarılı bir şekilde kullanılırsa, bir tür zorlamaya dönüşebilir. Trump bunun işe yaradığına, ABD müttefiklerini istediği yere getirdiğine inanıyor. Ancak bu yaklaşım düşmanlara karşı işe yarayabilir mi?

Saldırılar ve şüphecilik

Trump ikinci dönemine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kucaklayarak ve ABD'nin müttefiklerine saldırarak başladı. Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olması gerektiğini söyleyerek Kanada'yı kızdırdı. Grönland'ı ilhak etmek için askeri güç kullanmayı düşünmeye hazır olduğunu söyledi. ABD'nin Panama Kanalı'nın mülkiyetini ve kontrolünü yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ile ilgili olarak, ittifakın tüzüğünün 5. maddesi her üyeyi diğer tüm üyeleri savunmakla yükümlü kılar. Trump, ABD'nin buna bağlılığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Eski İngiliz Savunma Bakanı Ben Wallace, “Bence 5. madde çöküşün eşiğinde” dedi.

Sızan bir dizi mesaj, Trump'ın Beyaz Saray'ında Avrupalı müttefiklere yönelik ‘küçümseme kültürünü’ ortaya koydu. Trump'ın yardımcısı J.D. Vance, ABD'nin artık Avrupa'nın güvenliğinin garantörü olmayacağını belirtti.

Söz konusu karar, 80 yıllık transatlantik dayanışmanın yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu. Konuyla ilgili olarak Trubowitz şunları söyledi: “Trump'ın yaptığı şey, ABD'nin uluslararası taahhütlerinin güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler uyandırmak oldu. Avrupa'daki bu ülkelerin ABD ile güvenlik, ekonomi ya da başka alanlarda sahip oldukları ilişkiler artık her an müzakereye açık hale geldi. Trump'ın etrafındakilerin çoğunun öngörülemezliğin iyi bir şey olduğuna inandığını hissediyorum. Çünkü bu Trump'ın ABD'nin kaldıraç gücünü kullanarak kazanımlarını maksimize etmesini sağlıyor... Emlak dünyasında pazarlık yaparken öğrendiği derslerden biri de bu.”

Dalkavukluk ve yağcılık

Trump'ın yaklaşımı meyvesini verdi. Sadece dört ay önce Birleşik Krallık savunma ve güvenlik harcamalarını gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 2,3'ünden yüzde 2,5'ine çıkaracağını açıkladı. Geçen ay NATO zirvesinde bu rakam yüzde 5'e yükseldi ve diğer tüm NATO üyelerinin yakında ulaşacağı büyük bir artış oldu.

University College London'da siyaset bilimi profesörü olan Julie Norman şöyle diyor: “Gün be gün ne olacağını bilmek çok zor. Trump'ın yaklaşımı her zaman bu olmuştur. Trump değişken mizacını transatlantik savunma ilişkilerini değiştirmek için başarıyla kullandı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin geçen ay Lahey'deki NATO zirvesinde Trump'a hitaben söylediği gibi (On yıllardır hiçbir başkanın başaramadığı bir şeyi başaracaksınız) bazı Avrupalı liderler Trump'ın desteğini sürdürmek için ona dalkavukluk ve yağcılık yapıyor.”

Düşmanların dokunulmazlığı

‘Deli adam teorisi’ müttefikler üzerinde işe yarayabilirken, düşmanlar üzerinde işe yaramıyor gibi görünüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump'ın yaklaşımından etkilenmemeye devam ediyor. Perşembe günü yaptıkları telefon görüşmesinin ardından Trump, Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşı sona erdirme konusundaki isteksizliğinden duyduğu ‘hayal kırıklığını’ dile getirdi.

BBC'ye göre Trump, İran'da tabanına ABD'nin Ortadoğu'daki ‘sürekli savaşlara’ müdahil olmasına son vereceği sözünü verdi. Ancak ikinci döneminin şu ana kadarki ‘en öngörülemez’ tercihiyle İran'ın nükleer tesislerini vurdu. Asıl soru şu: Bu karar istenilen sonuca ulaşacak mı?

Birleşik Krallık eski Dışişleri Bakanı William Hague, bu kararın tamamen ters etki yaratacağına ve İran'ın nükleer silah edinme olasılığını arttıracağına inanıyor. Notre Dame Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Michael Desch de bu görüşe katılıyor. “Bence artık İran'ın nükleer silah peşinde koşma kararı alması çok muhtemel” diyen Desch'e göre Trump'ın yaklaşımı şu ana kadar düşmanlar nezdinde ters tepti.