Çin Savunma Bakanı'nın ortadan kaybolmasıyla ilgili neler biliniyor?

Li Şanfung'un bir yolsuzluk operasyonu kapsamında sorgulandığı düşünülüyor

Li Şangfu, Mart 2023'den bu yana Çin Savunma Bakanı olarak görev yapıyordu (Reuters)
Li Şangfu, Mart 2023'den bu yana Çin Savunma Bakanı olarak görev yapıyordu (Reuters)
TT

Çin Savunma Bakanı'nın ortadan kaybolmasıyla ilgili neler biliniyor?

Li Şangfu, Mart 2023'den bu yana Çin Savunma Bakanı olarak görev yapıyordu (Reuters)
Li Şangfu, Mart 2023'den bu yana Çin Savunma Bakanı olarak görev yapıyordu (Reuters)

Çin Savunma Bakanı Li Şangfu iki haftadan uzun süredir kamuoyunun önüne çıkmıyor. 

İki ay önce görevden alınan eski dışişleri bakanı Çin Gang'ın ardından Li Şangfu'nun da ortadan kaybolması Pekin'de yaşananlara dair soru işaretlerini artırırken, ülkeyi yakından takip eden bazı uzmanlar konunun yolsuzlukla bağlantılı olabileceği iddiasında.

Diğerleriyse Çin'in üst düzey yönetim kademesinde peş peşe meydana gelen görevden almaların, kapalı kapılar ardında yaşanan yoğun siyasi savaşın bir işareti olduğu yorumunu yapıyor.

Savunma Bakanı Li Şangfu son olarak 29 Ağustos'taki Çin-Afrika Barış ve Güvenlik Forumu'nda görüntülenmişti. AFP'nin haberine göre, Çinli bakan ağustosta Moskova ve Minsk'e yaptığı ziyaretlerden bu yana da ülkeyi terk etmedi.

Li Şangfu'nun nerede olduğuna ilişkin henüz Pekin'den bir açıklama gelmiş değil. Konuyla ilgili tek resmi ipucu, Li'nin Hanoi'ye geçen hafta yapacağı ziyaretin "sağlık sorunları" nedeniyle iptal edildiğini açıklayan Vietnamlı yetkililerden geldi.

Ancak Washington kaynakları konuyla ilgili farklı iddialar ortaya atıyor.

Financial Times'a konuşan ABD'li yetkililer, Li'nin bir yolsuzluk soruşturması kapsamında görevden alınmış olabileceğine dikkat çekti.

Wall Street Journal'ın Pekin yönetiminden bir kaynağa dayandırdığı haberdeyse, Li Şangfu'nun yetkililer tarafından sorgulanmak üzere bilinmeyen bir yere götürüldüğü bildirildi.

Reuters haber ajansı da konuya yakın 10 farklı kaynağa dayandırdığı haberinde, Li'nin soruşturma altında olduğunu aktardı. Pekin yönetimi yaz aylarında Çin ordusunun yönetim kademelerine yönelik bir yolsuzluk operasyonuna girişmişti.

İtalya merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Güvenlik Çalışmaları Ekibi'nde Çin uzmanı olarak görev yapan Carlotte Rinaudo, "Çin ordusunu hedef alan büyük yolsuzluk operasyonunun devam ettiğine dair işaretler var" diye konuştu.

Şi'nin 2012'de göreve geldiğinden beri ordu içindeki yolsuzlukla mücadele ettiğine dikkat çeken Rinaudo, "Ordudaki yolsuzluğa karşı takıntılı. Bu nedenle kimse güvende değil" ifadelerini kullandı.

Li'nin profilinin ordu içindeki büyük bir yolsuzluk davasıyla uyumlu olduğuna dikkat çeken Rinaudo, "2017-2018'de ordudaki geliştirme departmanında görev yapıyordu. Bu bölüm çok büyük miktarlarda paraya erişimi olan ve bu nedenle en çok yolsuzluk yapıldığı düşünülen bölümlerden biri" şeklinde konuştu.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, temmuzda Çin ordusuna bağlı Roket Kuvvetleri'nden iki üst düzey yetkilinin görevden alındığını açıklamıştı. Eylül başındaysa Çin ordusuna bağlı askeri mahkemenin başkanı herhangi bir resmi açıklama yapılmadan görevden el çektirilmişti.

Pekin neden sessiz?

Norveç'teki Arctic Üniversitesi'nde Çin uzmanı olarak görev yapan Marc Lanteigne ise Li Şangfu'nun ortadan kayboluşunun Şi Cinping'in yolsuzluk konusundaki kararlılığını gösterdiğini söyledi.

Çin ordusundaki yolsuzluk probleminin derin köklerine dikkat çeken Lanteigne, şunları söyledi:

Ordudaki yolsuzluk probleminin geçimişi Çin'in ekonomik olarak dünyaya açıldığı 1980'lere kadar uzanıyor. 20 yıl geriye giderseniz, generallerin nüfuz ve erişimlerini pazarlayarak zengin olduğu skandallara rastlarsınız.

Ancak birkaç ay arayla önce Dışişleri Bakanı Çin Gang'ın, ardından Savunma Bakanı Li Şangfu'nun ortadan kaybolması Pekin'de yaşananlarla ilgili soru işaretlerini de artırıyor.

Şi Cinping'in muhtemelen konuya yönelik medya ilgisinin artmaması için sessiz kaldığını söyleyen Lanteigne, "Bu durum Şi Cinping'in yakın çevresi üzerindeki kontrolünü ve doğru isimleri seçme kabiliyetini tartışmaya açıyor" ifadelerini kullandı.

Temmuzda dönemin Dışişleri Bakanı Çin Gang yaklaşık bir ay boyunca ortadan kaybolmuş, bir ayın sonunda da herhangi bir gerekçe gösterilmeden görevden alındığı açıklanmıştı. Eski bakan o günden bu yana görülmedi.

Çinli milyarderler ve iş insanlarının peş peşe ortadan kaybolmalarının ardından sıranın üst düzey siyasetçilere gelmiş olabileceğine dikkat çeken Lanteigne, bu durumun Çin hükümeti içindeki gruplar arasında yaşanan anlaşmazlıkların bir işareti olabileceğini söyledi.

Independent Türkçe



Batı Şeria'da öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi İsrail'i suçluyor ve bağımsız soruşturma talep ediyor

Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi  tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
TT

Batı Şeria'da öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi İsrail'i suçluyor ve bağımsız soruşturma talep ediyor

Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi  tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)

İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail yerleşimlerine karşı düzenlenen bir protesto gösterisi sırasında vurularak öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi, İsrail ordusunu bir sivili ‘vahşice’ öldürmekle suçlayarak, kızlarının ölümüyle ilgili bağımsız bir soruşturma başlatılmasını talep etti. 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi, dün (Cuma) işgal altındaki Batı Şeria'nın Beyta beldesinde düzenlenen gösteride ‘başından bir kurşunla’ vuruldu. İşgal karşıtı Uluslararası Dayanışma Hareketi'nde gönüllü barış aktivisti olan kurbanın ailesi yaptığı açıklamada şunları söyledi: “O, İsrail ordusu tarafından hukuka aykırı bir şekilde hayatımızdan koparıldı. ABD vatandaşı olan Ayşenur, İsrail askeri tarafından öldürüldüğünde barışçıl bir şekilde adaleti savunuyordu.”

Kurbanın ailesi bağımsız bir soruşturma talep etti. Aile tarafından yapılan açıklamada, “Ayşenur'un ölüm koşulları göz önüne alındığında, bir İsrail soruşturması uygunsuz olacaktır. Başkan Joe Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ı bir Amerikan vatandaşının hukuksuz bir şekilde öldürülmesine ilişkin bağımsız bir soruşturma talimatı vermeye ve sorumluların tam olarak hesap vermesini sağlamaya çağırıyoruz” denildi.

Beyaz Saray bugün (Cumartesi) erken saatlerde, Filistinli yetkililere göre ABD vatandaşı aktivistin öldürülmesinden ‘derin rahatsızlık’ duyduğunu belirterek, İsrail'e uluslararası toplumda büyük tepkilere neden olan cinayeti soruşturması çağrısında bulundu.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, Washington'un ‘daha fazla bilgi için İsrail hükümetine ulaştığını ve olayla ilgili bir soruşturma talep ettiğini’ belirterek, trajik ölüm karşısında derin bir şok yaşadıklarını ifade etti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Bu trajik kayıptan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Yapılması gereken en önemli şey, gerçek bilgileri toplamaktır” diyerek, eylemlerin ve sonuçların ‘gerçeklere dayanacağını’ kaydetti.

Filistin yanlısı Uluslararası Dayanışma Hareketi'nin üyesi olan Eygi'nin dün İsrail yerleşimlerine karşı düzenlenen haftalık gösterinin bir parçası olarak Beyta beldesinde bulunduğu belirtildi. Filistin topraklarında yabancı gönüllüleri organize eden Uluslararası Dayanışma Hareketi, İsrail güçlerinin dün sabah haftalık protesto sırasında uluslararası insan hakları aktivistini ‘kasten vurarak öldürdüğünü’ bildirdi. Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığı habere göre hareket gönüllünün ismini vermedi.

 Filistinli sağlık görevlileri, Batı Şeria'da yerleşim karşıtı protesto gösterisinde İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'nin cesedini taşıyor. (AP)Filistinli sağlık görevlileri, Batı Şeria'da yerleşim karşıtı protesto gösterisinde İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'nin cesedini taşıyor. (AP)

Uluslararası Dayanışma Hareketi’nden yapılan açıklamada şöyle denildi: “Çoğunlukla erkek ve çocukların namaz kıldığı gösteri, bir tepede konuşlanmış İsrail ordusu tarafından şiddetle karşılandı. Gönüllü, Nablus'taki yerel bir hastaneye kaldırıldıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.”

Türkiye ve Katar, Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin Batı Şeria'da Nablus'un güneyindeki Beyta beldesinde ‘yerleşimlere karşı barışçıl bir gösteriye’ katıldığı sırada öldürülmesini kınadı. Filistin resmi haber ajansı WAFA, bir ABD vatandaşının Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim karşıtı yürüyüşe katıldığı sırada İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldüğünü bildirdi. Türkiye, aktivistin ‘İsrail işgal askerleri’ tarafından öldürüldüğünü söylerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ‘vahşi’ eylemi kınadı.

WAFA’nın tıbbi kaynaklara dayandırdığı haberinde, Eygi’nin kritik kafa travmasıyla hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybettiği belirtildi.

Nablus Valisi Gassan Daglas, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde bulunan bir hastane morgunda, Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi ve 13 yaşındaki Filistinli Bana Bekr’in cesetleri önünde konuşuyor. (AFP)Nablus Valisi Gassan Daglas, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde bulunan bir hastane morgunda, Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi ve 13 yaşındaki Filistinli Bana Bekr’in cesetleri önünde konuşuyor. (AFP)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail ordusu, güçlerinin ‘askerlere taş atan ve onlara tehdit oluşturan şiddet kışkırtıcısına ateş ederek karşılık verdiğini’ belirtti.

Son yıllarda Filistin yanlısı göstericiler, Beyta beldesine bakan ve aşırı sağcı İsrailli bakanlar tarafından desteklenen Eviatar yerleşimine karşı haftalık protestolar düzenliyor. Birleşmiş Milletler (BM), Eygi'nin dünkü gösteri sırasında başından vurulduğunu ve Rafidiya Hastanesi de aldığı yaralar nedeniyle öldüğünü doğruladı.

İsrail 1967'den bu yana Batı Şeria'yı işgal altında tutuyor ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın patlak vermesinden bu yana bölgedeki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail güçleri ya da yerleşimciler 7 Ekim'den bu yana, Batı Şeria'da en az 660 Filistinliyi öldürdü. İsrailli yetkililere göre aynı dönemde bölgedeki Filistinlilerin saldırılarında aralarında güvenlik personelinin de bulunduğu en az 23 İsrailli öldürüldü.