Sırbistan, Kosova'nın kuzeyindeki güvenliği KFOR'un sağlamasını talep ediyor

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosova'nın kuzeyindeki tüm güvenlik sorunlarıyla NATO'nun Kosova'daki Barış Gücü'nün (KFOR) ilgilenmesini istediklerini söyledi

Aleksandar Vucic (AA)
Aleksandar Vucic (AA)
TT

Sırbistan, Kosova'nın kuzeyindeki güvenliği KFOR'un sağlamasını talep ediyor

Aleksandar Vucic (AA)
Aleksandar Vucic (AA)

Vucic, başkent Belgrad'da, Kosova'nın kuzeyinde son yaşananları ele almak üzere ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya'nın Belgrad büyükelçileri ile Avrupa Birliği (AB) Sırbistan Delegasyon Şefi Emanuele Giaufret'i kabul etti.

Sosyal medya hesabından görüşmeyi değerlendiren Vucic, Sırbistan'ın oldukça zor bir anında büyükelçilerle görüştüğünü belirterek, "Son olaylar üzerine Sırbistan'ın yaklaşımı hakkında bilgi verdim." ifadelerini kullandı.

Vucic, "Kosova'nın kuzeyindeki tüm güvenlik meselelerini KFOR'un devralmasını talep ediyoruz. (Kosova Başbakanı Albin Kurti) Kurti'nin polisleri yerine onlar gelmeli. Ayrıca, pazar günü Kosova'nın kuzeyinde yürütülen operasyonda Kosova polisi neden AB'nin Kosova'daki Hukukun Üstünlüğü Misyonunu (EULEX) istemedi? Bu soruyu da kendilerine ilettim." değerlendirmesinde bulundu.

Görüşmeye, Sırbistan Hükümeti Kosova Ofisi Direktörü Petar Petkovic de katıldı.

Bu arada, 24 Eylül'de yaşanan olaylarda hayatını kaybeden 3 Kosovalı Sırp için Sırbistan genelinde yarın ulusal yas ilan edildiği duyuruldu.

Kosova'da öldürülen polis memurunun cenazesi toprağa verildi

Kosova'nın kuzeyinde dün silahlı Sırp grubun ateş açması sonucu hayatını kaybeden polis memuru Afrim Bunjaku'nun cenazesi, memleketi Vıçıtırın'ın Samadrexha köyünde defnedildi.

Cenaze törenine, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Meclis Başkanı Glauk Konjufca, Başbakan Albin Kurti'nin yanı sıra bakanlar, belediye başkanları, büyükelçiler, Bunjaku'nun ailesi ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Kosova polisi, çatışmaların yaşandığı bölgede güvenlik önlemlerini arttırdı

Kosova polisi, dün ülkenin kuzeyindeki Banjska'da silahlı Sırp grupla gün boyu devam eden çatışmalarda ele geçirdiği ağır silah, araç ve mühimmatları sergiledi.

Kosova'nın kuzeyindeki Mitroviça'daki polis kampında düzenlenen basın toplantısında, Kosova İçişleri Bakanı Xhelal Sveçla ile Kosova Polisi Genel Müdürü Gazmend Hoxha açıklamalarda bulundu.

Sveçla, dün Banjska'da yaşananların, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Sırbistan'ın devlet kurumları tarafından organize edilen, finanse edilen ve her şekilde desteklenen gruplarla ilgili olduğunu söyledi.

Kosova'ya yönelik çok ciddi bir eylemin önlendiğini ve Sırbistan'dan saldırganları Kosova makamlarına teslim etmesini talep eden Sveçla, "Şu ana kadar edinilen bilgilere göre 6 yaralı terörist (Sırbistan'daki) Novi Pazar Hastanesinde tedavi görüyor ve Sırbistan'dan bu terörist eylemleri nedeniyle adalete hesap vermeleri için onları Kosova makamlarına teslim etmesini istiyoruz. Aynı şekilde bu grubun Sırbistan'a kaçmayı başaran herhangi bir üyesini de Sırbistan'dan teslim etmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Silahların miktarına bakıldığında, Sırbistan'ın Kosova'yı istikrarsızlaştırmaya yönelik olaylara yüzlerce insanı dahil etme planının başarısız olduğunu vurgulayan Sveçla, el konulan silahlar arasında Sırbistan için 2021'de üretilmiş askeri silahların da bulunduğunu vurguladı.

Sveçla, edinilen bilgiye göre, polise saldıran grup üyelerinden bazılarının, Kosova'nın bu yıl terör örgütü olarak ilan ettiği "Kuzey Tugayı" ve "Sivil Savunma" mensupları olduğunu belirtti.

Sveçla ayrıca, polisin el koyduğu malzemeler arasında ABD tarafından kara listeye alınan, Kosova'daki en büyük Sırp partisi konumundaki Sırp Listesi'nin Genel Başkan Yardımcısı Milan Radojicic'e ait belgelerin de bulunduğunu söyledi.

Genel Müdür Hoxha ise dünkü operasyonun, Kosova Savaşı’nın yaşandığı 1999 yılından beri ülkede yaşanmış en büyük polis eylemi olduğunu belirtti.

Polisin operasyonlarının halen devam ettiğini vurgulayan Hoxha, şu ana kadar Banjska'daki manastırın içinde ve çevresinde çeşitli kalibrelerde silahlar, roketatarlar, patlayıcılar, fünyeler, 1 ağır zırhlı araç, 24 otomobil, 2 4x4 motosiklet, 150 patlayıcı, 3 dron, 30 AK47 silah, 6 makineli tüfek, 29 havan topu, 100'ün üzerinde askeri üniformanın yanı sıra kazma, kürek, el testeresi gibi iş aletleri ile ilaç ve uzun süre yetecek yiyeceklerin bulunduğunu ifade etti.

Kosova polisine saldıran gruptan dördüncü kişinin de öldüğünü doğrulayan Hoxha, ölü sayısının artabileceğini belirtti.
Sveçla ile Hoxha'nın açıklamaları ardından, Kosova polisi tarafından ele geçirilen ağır silah, araç ve mühimmatlar basın mensuplarına gösterildi.

Öte yandan, dün gün boyu çatışmaların yaşandığı Banjska köyüne, köy halkı dışındakilerin giriş çıkışına izin verilmiyor. Kosova polisi köye çıkan tüm yollarda nöbet tutuyor ve bölgede güvenlik güçlerinin operasyonu sürüyor.

Ayrıca, Kosova ile Sırbistan arasındaki Jarinje ve Bernjak kara sınırları halen geçişlere kapalı tutuluyor.



Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, pazar günü Tahran'ın nükleer programı hakkında İran ile yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde, uranyum zenginleştirmenin ABD için "kırmızı çizgi" olduğunu vurguladı.

Taraflar, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmayı amaçlayan dördüncü tur görüşmelerini pazar günü Umman'da gerçekleştirecek.

Önceki turlarda olduğu gibi Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin liderliğinde gerçekleşmesi beklenen tur, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin başarısız olması halinde ülkeyi bombalayacağı uyarısında bulunduğu Ortadoğu ziyaretinin öncesinde gerçekleşecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Witkoff daha önce ABD'nin, İran'ın uranyumu yalnızca barışçıl sivil amaçlar için kullanılacak seviyelere kadar zenginleştirmeye devam etmesi konusunda esneklik gösterebileceğini ima etmişti.

Ancak Witkoff, dün Amerikan haber sitesi Breitbart'a verdiği röportajda sert bir tavır takınarak, "İran'da bir daha asla zenginleştirme programı olamaz" ifadesini kullandı.

"Bu bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Witkoff, "Zenginleştirme yok" dedi ve "bu da sökmek anlamına geliyor, silahlandırmamak anlamına geliyor ve bu da (İran'daki) üç zenginleştirme tesisi olan Natanz, Fordow ve Isfahan'ın sökülmesi gerektiği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkeler uzun zamandır İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye sahip olma hakkını savunuyor ve programının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.

1980'den bu yana diplomatik ilişkilerini kesen İran ile ABD, Umman'ın arabuluculuğunda 12 Nisan'da nükleer program konusunda görüşmelere başladı.

Üç tur görüşme düzenlendi; bunlardan ikisi Maskat'ta, biri de Roma'daki Umman diplomatik misyonunun merkezinde gerçekleştirildi. Amman'a göre dördüncüsü 3 Mayıs'ta İtalya'nın başkentinde yapılması planlanıyordu, ancak "lojistik nedenlerle" ertelendi.

Trump, çarşamba günü İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme yeteneğini sürdürüp sürdürmeyeceği sorulduğunda, konunun hala açık olduğunu söyledi.

Buna karşın, onun yönetimindeki yetkililer bu konuda farklı tutumlar benimsediler.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance çarşamba günü, "İnsanların nükleer enerji isteyip istememesi umurumuzda değil" dedi. Bizim bununla bir sorunumuz yok ama nükleer silah elde etmenize olanak sağlayacak bir uranyum zenginleştirme programınız olamaz, "Çizgimizi burada çekiyoruz."

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın sivil amaçlı bile olsa tüm zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın nükleer programı konusunda yaşanan gerginlik, Trump'ın ABD'yi 2015'te Tahran'ın büyük güçlerle imzaladığı anlaşmadan çekmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla arttı.

Anlaşmada, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin kısıtlanması öngörülüyor. ABD'nin çekilmesinden sonra İran bir yıl boyunca anlaşmaya bağlı kaldı, daha sonra yavaş yavaş geri çekildi.

Anlaşma, uranyum zenginleştirme için tavanı yüzde 3,67 olarak belirlemişti, ancak İran şu anda askeri kullanım için gereken yüzde 90'ın çok da uzağında olmayan yüzde 60 oranında zenginleştirme yapıyor.